Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

11 Temmuz 2019 Perşembe

Arapçadaki Lahinlerim Hakkında Bedevilere Cevap!

Bazı kaba softa, kuru molla tabiatli bedeviler derslerimde neden ayetlerin ve hadislerin arapça metinlerini sık sık okumadığımı soruyor ve hutbetul hace gibi arapça okuduğum bazı metinlerde de lahin yaptığımı gerekçe göstererek “Sen bir de nasıl âlim olduğunu iddia edebiliyorsun?” diyorlar.
Bilindiği gibi ben Türk’üm ve Türkçe konuşuyorum, türkçe konuşan insanlara davette bulunuyorum. Arapça telaffuzlar üzerinde yoğun konuşma ortamım olmamaktadır. Gerekli olmadıkça ayet veya hadisleri arapça metinleriyle okuyup şov yapma gibi bir gayem de söz konusu olmamalıdır. Okuduğum arapça metinlerdeki lahinlere gelince, şu aktaracaklarım maksadı izah eder umarım:
Rivayet edildiğine göre el-Ferrâ halifenin huzurunda lahin yaptı. Vezir bundan dolayı ona çıkışarak dedi ki:
“Halifenin huzurunda lahin mi yapıyosun?” O da dedi ki:
يا أمير المؤمنين، إن طباع أهل البداوة الإعراب، وطباع أهل الحضر اللحن، فإذا أمليت أو صنفت لم ألحن، وإذا رجعت للطبع لحنت
“Ey mü’minlerin emiri! Muhakkak ki bedevilerin tabiatleri i’rab yapmaktır. Medenîlerin tabiati ise lahindir. Eğer imla eder veya tasnif yaparsam lahin yapmam, ama tabiatime dönersem lahin yaparım.” Bunun üzerine halife onun bu sözünü güzel buldu.
Hatib el-Bağdadî, el-Cami'de (1059), Bundar rahimehullah'ınşöyle dediğini rivayet ediyor: 

"İ'rab yapan seçkinlerden olamaz"
Malik b. Dinar rahimehullah şöyle demiştir: “Kişi tek bir harfte bir lahin yapmadan konuşur da amelinin tamamında lahin yapar!”
İbrahim b. Edhem rahimehullah dedi ki: “Kelamda lahin yapmadan irab yaparız da, amellerde lahin yapar, irab yapmayız!”
Büyük alimlerden oldukları halde kelamında lahin olan birçok meşhur imamlar vardır. Onlardan bazıları
1- El-Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekr es-Sıddık rahimehullah Tabiin’den, Medine’nin yedi fakihinden biri idi. Muslim Sahih’inde İbn Ebi Atik’ten şöyle rivayet etmiştir:
تحدثت أنا والقاسم عند عائشة رضي الله عنها حديثاً، وكان القاسم رجلاً لحّانة – وكان لأم ولد
“Ben ve el-Kasım, Aişe radiyallahu anha’nın yanında bir şey konuştuk. Kasım lahhane idi (yani çokça lahin yapan biri idi) onun annesi umm veled (yani cariye) idi…”
Annesinin arap olmayan bir cariye olması sebebiyle onun konuşmasında da bunun etkisi olmuştu.
2- İbrahim b. Yezid en-Nehâî tabiinin meşhur imamlarındandır. Zehebi el-Mizan’da (1/75) onun hal tercemesinde şöyle demiştir: 
“Arapçayı iyi beceremez, bazen lahin yapardı.”
3- Eymen b. Nâbil, tabiinin küçüklerindendir. Yahya b. Main onun hakkında şöyle demiştir: “Sika idi fasih konuşamazdı.”
4 ve 5- İmam Malik b. Enes ve şeyhi Rebiatu’r-Re’y rahimehumallah meşhur imamlardır. Hatib el-Bağdadi, İktizau’l-İlm kitabında (no: 157) İbn Ebi Uveys’ten şöyle rivayet ediyor: 

“Eşraf’tan bir adamın üzerinde ipekten bir elbise vardı. Malik bir söz söyledi ve onda lahin yaptı. Şerefli zat dedi ki:
“Ana babası iki dirhem harcayıp da şuna nahivi öğretememiş mi!” İmam Malik onun sözünü işitti ve dedi ki:
“Senin, sana giymen helal olmayan bir şeyi öğrenmen, senin için “Darabe Abdullahi zeyden ve darabe zeydun Abdallah” sözlerini öğrenmeden daha hayırlıdır!”
Yine Hatib el-Bağdadi el-Fakih ve’l-Mutefekkih kitabında (2/29) el-Asmaî’den şöyle rivayet ediyor: 
“İmam Malik’ten heybet duyduğum kadar hiçbir alimden heybet duymadım. Ta ki o lahin yaptı ve heybeti kalbimden gitti. Bu da onun: “Mutirna mataran ve eyyu mataran” dediğini işittiğim zaman oldu. Bunu ona söylediğimde dedi ki:
“Ya sen Rabia b. Abdirrahman’ı görsen nasıl olacaktı? Biz ona nasıl sabahladın? Diye sorduğumuzda: 
“Bihayran, bihayran” derdi. İmam Malik lahin konusunda Rebia’yı önder edinip ona uymuştu!
6- Bişr b. el-Haris el-Hâfi rahimehullah, şeyhulislamdır. Hatib, İktizau’l-İlm’de (157) Muhammed b. el-Musenna es-Simsar’dan rivayet ediyor: 

“Biz Bişr b. el-Haris’in yanındaydık. Yanında el-Abbas b. Abdilazim el-Anberî vardı. O müslümanların seçkinlerindendi. Ona dedi ki:
“Ey Ebu Nasr! Sen Kur’an okumuş ve hadis yazmış birisin. Ama lahin yapmayacak şekilde arapçayı öğrenmedin…”
7- Ebu Ubeyde Mamer b. el-Musenna, imam, nahiv allamesi. İbn Kuteybe, el-Mearif’te (543) diyor ki: 

“O beyit okuduğu zaman düzgün yapamaz, Kur’an okurken hata ederdi.”
8- Ebu Hâtim es-Sicistani; nahiv, lugat ve kıraat alimi. İbn Hallikan, Vefayatu’l-A’yan’da (2/431) el-Muberred’den şöyle dediğini aktarıyor: 

“Nahivde uzman değildi. İsa b. Cafer el-Haşimi’nin evinde Ebu Osman el-Mazini ile bir araya geldiğinde kendisine nahivden bir mesele soracak korkusuyla meşguliyet bulur veya hemen çıkmaya kalkardı.”
9- Muhammed b. Tahir el-Makdisi, imam hafız. Zehebi Siyeru A’lam’da (19/365) es-Silefî’den şöyle dediğini nakleder: 

“Meşhur fazilet sahibi idi, lakin lahin yapardı…”
10- Ebu Mushir rahimehullah dedi ki: 

"İmam el-Evzai rahimehullah lahin yapardı" (Hatib, el-Cami 1057)


11- Ebu’l-Kasım Sa’dullah, Tarihu’l-Cezair’de (2/164) şöyle demiştir: 
“Ebu Râs geniş ilmine rağmen dersinde lahin yapardı. Nitekim nahiv ve lugat konusunda te’lifi de vardır. Suyuti dışında kimsenin çok telif hususunda kendisini geçemediğini itiraf etmiştir. Nahiv konusunda ed-Durretu’l-Yetime kitabını te’lif etmiştir."

12- Tertibu’l-Medarik’te (5/274) İbnu’l-Kurtubi hakkında el-Fergani’nin şöyle dediği aktarılır:

 “Zamanında Mısırdaki Malikî fakihlerinin önderi ve Malik’in mezhebini en iyi ezberleyeni idi. Birçok ilimlerde, haber, tarih, edebiyat, dindarlık ve vera konularında uzmanlaşmasına rağmen lahin yapardı. Geniş ilmine, rivayet bilgisinin çokluğuna, çokça hadis rivayet etmesine ve güzel teliflerine rağmen Arapça konusunda basiretli değildi.”
Bu konuda birçok örnekler vardır. nitekim Ömer b. Şebbe "Nahivcilerden lahin yapanlar" adıyla bir eser te'lif etmiştir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)