Şeyh Ahmed es-Suveyyan
Bangladeş’te meydana gelen şu kıssayı anlattı:
"Davet amacıyla Bangladeş’te
bulunuyordum. Göz hastalıklarının tedavisi için çadır kurmuş olan bir tabip ve
bir grup ile birlikteydim. Tabibe yaşlı bir adam yaklaştı. Yanında çekingen ve
tereddüt halinde bulunan bir kadın vardı. Tabip onu muayene için yaklaştığında
kadın ağlamaya başladı ve korkudan titriyordu. Tabip onun hastalıktan dolayı
ağladığını zannetti ve durumu kadının kocasına sordu. Adam gözleri yaşla dolu
bir halde dedi ki:
“Acıdan dolayı ağlamıyor. Bilakis
yabancı bir erkeğe karşı yüzünü açmak zorunda kaldığı için ağlıyor. Dün gece
endişeden dolayı uyumadı, beni çok yordu. Bana şöyle diyordu:
“Yüzümü açmama razı mı
olacaksın?” Ona iman üzerine ağır yemin edip Allah’ın bunu ona mubah kıldığını,
çünkü kendisinin zaruret halinde bulunduğunu söylemedikte tedaviye gelmeyi
kabul etmedi.” Neticede kadının gözüne başarılı bir ameliyat uygulandı ve
gözündeki beyaz su gidip Allah Azze ve Celle’nin izniyle tekrar görmeye
başladı. Kadının kocası dedi ki:
“Ameliyat bittikten sonra
eşim şöyle dedi:
“Muhakkak ki ben tedavi
olmamaya sabredebilirdim. Lakin iki mesele vardı: Birisi Kur’ân’ı Kerim okumak,
diğeri de seninle ve çocuklarımla ilgilenebilmek.”
Allah’ın öfkeleneceği bir şeye bakmak istediğini değil, Allah’ın
kitabını okumak için görmeyi istedi! Ne güzel bir tesettür ve ne güzel bir
hayâ!