Ebu Muaz Seyfullah
el-Çubukâbâdi der ki: bize şeyh Subhi es-Samarrâî umumî icazetle rivayet etti;
o; Ebu’s-Sâika’dan, o; Huseyn b. Muhsin el-Ensarî’den, o; Muhammed b. Nasır
el-Hazimî’den, o; asrının musnidi şeyh Abdurrahman el-Kuzebrî’den (v.1262), o;
Eş-Şihab Ahmed b. Ubeyd el-Attar’dan (v.1218), o da Şeyh İmaduddin İsmail
el-Aclûnî’den, o; şeyh Abdulgani en-Nablusî’den, o; En-Necm Muhammed
el-Gazzî’den, o; Babası el-Bedr Muhammed el-Gazzi’den, o; Şeyhulislam Kadı
Zekeriyya el-Ensarî’den, o; El-İzz Abdurrahim b. el-Furat’tan, o; Ebu’l-Abbas
Ahmed b. Muhammed el-Cuhî’den, o; El-Fahr Ali İbn Ahmed el-Buhârî’den, o;
Ebu’l-Futuh Muhammed b. Ebi Said el-Bekrî en-Nisaburî’den, o; Ebu Sa’d
Hibeturrahman b. Abdilvahid b. Abdilkerim b. Hevazin el-Kuşeyrî’den, o; Ebu
Muhammed Abdulhamid b. Abdirrahman el-Buhayri’den, o; Ebu Nuaym Abdulmelik b.
el-Hasen el-İsferayinî’den, o; İmam Ebu Avane rahimehullah’tan rivayet
etti.” Ebu Avane Musnedu’l-Mustahrac’ında dedi ki: bize Ebu Umeyye tahdis
etti, dedi ki: bize Yahya b. Salih el-Vuhazî tahdis etti, dedi ki: bize
Suleyman b. Bilal haber verdi, dedi ki: bana Ca’fer (b. Muhammed es-Sadık),
babası (Muhammed b. Ali el-Bâkır)dan tahdis etti, o da Cabir radiyallahu
anh’den rivayet etti:
كَانَ رَسُولُ
اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَخْطُبُ قَائِمًا ثُمَّ يَجْلِسُ ثُمَّ
يَقُومُ فَيَخْطُبُ قَائِمًا يَخْطُبُ خُطْبَتَيْنِ فَكَانَ الْجَوَارِي إذَا
نُكِحُوا يَمُرُّونَ بِالْكَبَرِ وَالْمَزَامِيرِ فَيَشْتَدُّ النَّاسُ وَيَدَعُوا
رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَائِمًا فَعَاتَبَهُمُ اللهُ
عَزَّ وَجَلَّ فَقَالَ: { وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا
انْفَضُّوا إلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا}
“Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem ayakta hutbe veriyordu, sonra oturdu, sonra yine kalkıp ayakta
hutbe vermeye başladı. İki hutbe yaptı. Cariyeler (kızlar) evlendikleri zaman
(düğünlerinde) davul vurarak ve çalgı aletleriyle geçiyorlardı. İnsanlar ona
yönelip Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ayakta bıraktılar. Allah
onları azarlayarak şöyle buyurdu:
“Bir
ticaret yahut bir eğlence görünce, ayrılıp ona gitmişler ve seni ayakta
bırakmışlardı.” (Cuma 11)
Bunu Ebu Avane Musnedu’l-Mustahrac
(no:2753 Camiatu’l-İslamiyye 1435 baskısı) Taberî Tefsir (22/648) Tahavî Şerhu
Muşkili'l-Âsâr (1490) Tahavi Ahkamu’l-Kur’ân (234) rivayet ettiler. Şeyh Mukbil
b. Hadi Camiu’s-Sahih’te (4364) sahihledi!
Hadiste geçen
“el-mezamir” kelimesi bütün üflemeli çalgı aletleri hakkında genel bir
tabirdir. “el-Kebr” kelimesi ise davul demektir. (telli çalgılara da meâzif
denmektedir)
Cuma suresi Medine döneminde nazil olmuştur. Bu olay
da Medine'de meydana gelmiştir.
Ebu Ca’fer et-Tahavî
Şerhu Muşkili’l-Asar’da bu eğlencenin yalnızca düğün ve bayram gibi
kutlamalarda mubah kılındığını söyledikten sonra bu hadisi zikretmiş ve sonra
şöyle demiştir:
“Görmüyor musun, Allah
onları kendilerine mubah kıldığı eğlenceden yasaklamamıştır. Aynı şekilde
kutlamalarda mubah kıldığı eğlence, kutlamalar dışında yasaklanan eğlenceye
dâhil değildir. Allah’a nimetlerinden dolayı hamd olsun ki, böylece bu konuda
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den zikrettiğimiz rivayetler arasında
bir zıtlık yoktur. Allah’tan başarı dileriz.”
Uyarı:
Bu hadisi muttasıl rivayet
etmek konusunda Yahya b. Salih el-Vuhazî tek kalmıştır. O Cehmî’likle itham
edilmiştir. Onun hafız olmadığı söylenmiştir.
Hakim Ebu Ahmed dedi
ki: “(El-Vuhazî) muhaddislerin katında hafız değildir.”
El-Halilî dedi ki: “Sikadır.
İmamlardan rivayette bulunmuştur. Malik’ten rivayet ettiği bir hadise tabi
olunmamıştır. O Malik’ten, o ez-Zuhri’den, o Salim’den, o babasından rivayet
etti: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhuma
cenazenin önünden yürürlerdi.” El-Halili dedi ki: “Bunun Malik’ten rivayeti münkerdir.”
Mahfuz olanı İbn Uyeyne’den rivayetidir. Denildi ki: “Bu rivayette İbn Uyeyne
hata etti.”
İmam Muslim et-Temyiz’de
(s.189) şöyle demiştir: “Haberlerde ziyadelik ancak hıfzında vehme düşmeyen
hafızlardan gelirse kabul edilir.”
El-Vuhazi yanılgılara
düşen bir ravi olduğu için rivayete hem isnad olarak hem metin olarak getirdiği
ziyade kabul edilmez.
İsmail b. Ebi Uveys,
Suleyman b. Bilal’den bunu, Cabir radıyallahu anh’ı zikretmeden mürsel olarak
rivayet etmiştir ve orada davul gibi çalgılardan bahsedilmemiştir.
İmam Şafii’nin şeyhi
ve yalancı bir ravi olan el-Eslemî de bunu mürsel olarak rivayet etmiştir.
Bu rivayette Cabir radıyallahu
anh’ın zikredilmesinin bir vehim olduğunu destekleyen hususlardan birisi,
Sahihu’l-Buhârî’de bu hadisin daha sahih isnadla Cabir radıyallahu anh’den
rivayet edilmiş olmakla beraber bu ayrıntıların orada bulunmamasıdır.
Nebî sallallahu aleyhi
ve sellem’in iki hutbe arasında oturması kısmını Suleyman b. Bilal muttasıl
rivayet etmekle yanılgıya düşmüştür. Bu rivayet mürseldir.
Darekutni’nin el-İlel’inde
(no:3200) şöyle geçer: “Muhammed b. Ali’nin Cabir radıyallahu anh’den şu
rivayeti soruldu: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Cuma günü ayakta iki hutve
verir, iki hutbe arasında otururdu.”
Bunu Ca’fer b.
Muhammed rivayet etmiş, ondan rivayette ihtilaf edilmiştir:
Suleyman b. Bilal, Ca’fer
b. Muhammed’den, o babasından, o Cabir radıyallahu anh’den diye rivayet etti.
Malik b. Enes ona
muhalefet ederek: “Ca’fer’den, o babasından mürsel olarak (Cabir radıyallahu
anh’ı zikretmeden) rivayet etti. Mürsel rivayet doğruya daha yakındır.”
Bu rivayetin mürsel
olmasının daha doğru olduğunu kanıtlayan şeylerden biri de Ebu İshak el-Cahdami’nin
Ahkamu’l-Kur’ân’da (367) şu rivayetidir: Bize Muhammed b. Ebi Bekr tahdis etti,
dedi ki: bize Humeyd b. el-Esved tahdis etti, o Ca’fer b. Muhammed’den, o
babasından şöyle dediğini rivayet etti:
كان الناس إذا
رأوا تجارة وهم قريب من السوق خرجوا إليها وتركوا رسول الله صلى الله عليه وسلم
يخطب قائماً فكانت الأنصار إذا كان فيها عرس يهوون بالكبر يضربون به فخرج الناس
إليه فغضب الله عز وجل لرسوله صلى الله عليه وسلم من ذلك وعاتبهم: وَإِذَا رَأَوْا
تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انْفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا لتجارة بعض
ماياتي من السوق واللهو ما تفعله الانصار ...
“İnsanlar çarşının
yakınında iken bir ticaret görseler Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i
hutbede ayakta bırakıp ona doğru çıkarlardı. Ensar, bir düğün olduğunda davul
çalarlar, insanlar da ona doğru çıkarlardı. Allah Azze ve Celle rasulü sallallahu
aleyhi ve sellem adına buna gazaplanıp onları kınayarak şöyle buyurdu:
“Bir ticaret yahut
bir eğlence görünce, ayrılıp ona gitmişler ve seni ayakta bırakmışlardı.”
(Cumua 11) Bu çarşıya getirilen ticaret malı ve Ensar’ın yaptığı eğlence
hakkındadır.”
Bu isnaddaki Humeyd
el-Esved bazen yanılan bir ravi olsa da burada rivayetin ana caddesinden
ayrılmamıştır. Onun bu mürsel rivayeti tercihe şayandır.
Tahavi’nin Ahkamu’l-Kuran’da,
İbn Ebi Uveys yoluyla Cabir radıyallahu anh’den rivayetinde ise davuldan
bahsedilmemektedir:
Tahavî Ahkâmu’l-Kur’ân’da
(235) dedi ki: Bize Ali b. Ma’bed tahdis etti, dedi ki: bize Suleyman b. Ebi
Uveys tahdis etti, dedi ki bana babam tahdis etti, o Ca’fer b. Muhammed’den, o
babasından, o Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma’dan rivayet etti:
أَنّ النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " كَانَ يَخْطُبُ النَّاسَ يَوْمَ
الْجُمُعَةِ، فَإِذَا كَانَ نِكَاحٌ لَعِبَ أَهْلُهُ وَمَرُّوا بِاللهْوِ عَلَى
الْمَسْجِدِ، وَإِذَا نَزَلَ الْبَطْحَاءَ خَلَتْ، وَكَانَتِ الْبَطْحَاءُ
مَجْلِسًا بِفِنَاءِ بَابِ الْمَسْجِدِ الَّذِي يَلِي طَرِيقَ الْعَرْقَدِ،
وَكَانَ الْأَعْرَابُ إِذَا جَلَبُوا الْخَيْلَ، وَالْإِبِلَ، وَالْغَنَمَ،
وَبَضَايِعَ الْأَعْرَابِ نَزَلُوا الْبَطْحَاءَ، فَإِذَا سَمِعَ ذَلِكَ بَعْضُ
مَنْ يَقْعُدُ لِلْخُطْبَةِ الَّتِي فِي يَوْمِ الْجُمُعَةِ قَامُوا لِلَّهْوِ
وَالتِّجَارَةِ، وَتَرَكُوهُ قَائِمًا، فَعَاتَبَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ الْمُؤْمِنِينَ
لِنَبِيِّهِ، فَقَالَ فِي كِتَابِهِ: {وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا
انْفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا} الْآيَةُ
“Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem Cumua günü insanlara hutbe veriyordu. Bir nikâh vardı ve sahipleri
eğlence yaparak Mescid’in oradan geçtiler. Bathâ’ya gelip konakladılar. Bathâ mescidin
Arkad yolu tarafındaki kapısında bulunan avluya yakındı. Bedeviler at, deve ve
koyun gibi mallar getirdiklerinde Bathâ’ya inerlerdi. Cuma günü hutbeyi dinlemek
için oturanlardan bazıları bu sesleri işitince eğlence ve ticaret için
kalktılar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i ayakta bıraktılar. Bunun ardından
Allah Azze ve Celle nebisine yaptıklarından dolayı mü’minleri azarlayarak
kitabında şöyle buyurdu:
“Bir ticaret yahut
bir eğlence görünce, ayrılıp ona gitmişler ve seni ayakta bırakmışlardı.”
(Cumua 11)
Yine Buhârî’nin Cabir radıyallahu
anh’den rivayetinde çalgı aletlerinden bahsedilmez:
Buhârî Sahih’inde
şöyle demiştir: “İnsanlar Cumua Namazında İmam’dan ayrılırlarsa İmamın ve
kalanların namazı geçerlidir babı.
936- Bize Muaviye b.
Amr tahdis etti, dedi ki: bize Zaide tahdis etti, o Husayn b. Salim b. Ebi’l-Ca’d’dan
rivayet etti: dedi ki: bize Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma tahdis etti,
dedi ki:
بَيْنَمَا
نَحْنُ نُصَلِّي مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذْ
أَقْبَلَتْ عِيرٌ تَحْمِلُ طَعَامًا فَالْتَفَتُوا إِلَيْهَا حَتَّى مَا بَقِيَ
مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَّا اثْنَا عَشَرَ رَجُلًا
فَنَزَلَتْ هَذِهِ الْآيَةُ{وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انْفَضُّوا
إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا}
“Biz Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem ile beraber namaz kılıyorduk. Yiyecek yüklü bir kervan geldi.
İnsanlar ona doğru yöneldiler ve Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber
sadece on iki kişi kaldı. Bunun üzerine şu âyet nazil oldu:
“Bir ticaret yahut
bir eğlence görünce, ayrılıp ona gitmişler ve seni ayakta bırakmışlardı.”
(Cumua 11)
Burada isnadda Cabir radıyallahu
anh’ın zikredilmesinin mahfuz olduğunu söylesek de önceki rivayette hafızasına
itimad edilemeyecek bir ravi olan el-Vuhazî’nin zikrettiği ziyade kısım şazdır.
Netice:
Hadisin, düğün ve
bayram kutlamalarında def ve başka çalgılar hakkında bir genişlik/ruhsat
olduğuna delalet eden lafızla rivayeti sahih değildir. Ravilerden el-Vuhazî, davul
ve çalgı aletlerinin zikredildiği ve aslı mürsel olan rivayeti, Cabir radıyallahu
anh’in ismini katarak hata etmiştir. Cabir radıyallahu anh’den mahfuz olarak
gelen rivayette ise çalgı aletlerinden bahsedilmemektedir. Dolayısıyla bu
rivayetin düğün vb. kutlamalarda def dışında başka çalgıların cevazına delil
getirilmesi isabetli değildir! Allah en iyi bilendir.