Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

1 Nisan 2021 Perşembe

Ateistlerin Big-Bang Teorisi ve Evrenin Genişlemesi Tezinin Batıl Oluşu

 

Büyük Patlama Teorisi; evrenin nasıl başladığına dair bir açıklama sunan teorilerden en bilindik olanıdır. En basit haliyle, bu teori evrenin küçük bir tekillik ile başladığını söyler ve sonrasında da bugün bilebildiğimiz kadarıyla 13.8 milyar yıldır da şiştiğini/genişlediğini iddia eder.

Bazı cahil kimseler (Ebu Hanzala künyeli zındık da bunlardandır) şu ayeti Big-Bang/büyük patlama teorisine delil getirmişlerdir:

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقاً فَفَتَقْنَاهُمَا

Şu küfredenler bilmezler mi ki gökler ve yer, (bir zamanlar) bitişik idi de, biz onları ayırdık” (Enbiya 30)

Bu ayette kâinatın bulut ve sıkışmış gaz maddelerinden ibaret olduğuna ve sonra “big-bang” denilen büyük bir patlama olduğuna, bundan da dünya, güneş, ay ve yıldızların meydana geldiğine dair bir ifade yoktur.

İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan:

قَوْلُهُ: {كَانَتَا رَتْقًا} يَقُولُ: مُلْتَصِقَتَيْنِ

“Ayette geçen “ratkan” kelimesi; birbirine yapışıktı demektir.”[1]

Hasen el-Basrî ve Katade rahimehumallah dediler ki:

كَانَتَا جَمِيعًا، فَفَصَلَ اللَّهُ بَيْنَهُمَا بِهَذَا الْهَوَاءِ

“Göklerle yer bitişik idi. Allah Teâlâ onları hava ile birbirinden ayırdı.”[2]

Said b. Cubeyr rahimehullah dedi ki:

كَانَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُونَ مُلْتَزِقَتَيْنِ، فَلَمَّا رَفَعَ اللَّهُ السَّمَاءَ، وَأَنْبَذَهَا مِنَ الْأَرْضِ، فَكَانَ فَتْقُهُمَا الَّذِي ذَكَرَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ

“Göklerle yerler birbirlerine bitişikti. Allah Teâlâ göğü yükseltip yerden ayırdığı zaman Allah Azze ve Celle’nin zikrettiği gibi birbirinden ayrıldılar.”[3]

Ayetin devamında şöyle buyrulmaktadır:

وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ

Ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?” (Enbiya 30)

Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e dedim ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Seni görünce huzur buluyor ve rahatlıyorum. Bana herşeyden haber ver.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

كُلُّ شَيْءٍ خُلِقَ مِنَ الْمَاءِ

Her şey sudan yaratıldı…”[4]

İmran b. Husayn radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e işin başlangıcı sorulduğu zaman şöyle buyurmuştur:

كَانَ اللَّهُ وَلَمْ يَكُنْ شَيْءٌ غَيْرُهُ، وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى المَاءِ، وَكَتَبَ فِي الذِّكْرِ كُلَّ شَيْءٍ، وَخَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ

Allah vardı ve O’ndan başka bir şey yoktu. Arşı da su üzerinde idi. Zikirde (levh-i mahfuzda) her şeyi yazdı ve göklerle yeri yarattı.”[5]

Din, suyun başka şeylerin aslı olduğunu söyler. Yani su, başka bir maddeye bağımlı olmaksızın yaratılmıştır. Akıl, âlemin aslının yokluk olduğunu imkânsız görmez. Yaratan Allah’tır. Bu alemi var eden O’dur. Onu yoktan var etmiştir. Big-bang gibi teorilerin sahipleri ise kâinatın büyük bir patlamayla oluştuğunu ve genişlemeye devam ettiğini iddia ediyorlar! Bu yüzden böyle bir teori Allah’ın kitabına aykırıdır.

Evren Genişliyor mu?

Kur’ân ayetlerini oyuncak haline getiren bazı zındıklar, şu ayeti tahrif ederek evrenin genişlediğini iddia etmişlerdir:

وَالسَّمَاءَ بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ

Gökyüzünü kuvvetle biz bina ettik. Ve şüphesiz biz genişleticileriz.” (Zariyat 47)

Begavi (v.516 h.)’nin rivayetine göre İbn Abbas radiyallahu anhuma burada rızkın genişletilmesinin kastedildiğini söylemiştir.

Taberî rahimehullah bu ayeti açıklarken şöyle demiştir: “Ayetin anlamı: “Onu yaratmaya ve dilediğimizi yaratmaya güç sahibiyiz” demektir. Allah Teâlâ’nın:

عَلَى الْمُوسِعِ قَدَرُهُ وَعَلَى الْمُقْتِرِ قَدَرُهُ

Zengin olan kendi gücü nisbetinde; fakir olan da kendi gücü nisbetinde, onları örfe uygun bir geçimlikle faydalandırsın.” (Bakara 236) ayeti de bu manadadır. Burada kuvvet kastedilmiştir.” Sonra Taberî, İbn Zeyd rahimehullah’tan ayeti bu şekilde tefsir ettiğini rivayet etmiştir.”[6]

Bu ayetin sonundaki “lemûsiûn” kavlini “semayı genişletmeye devam ediyoruz” manasında açıklıyorlar! Ümmetin selefinden hiç kimse ayeti bu şekilde açıklamamıştır. Şayet ayetin anlamı bu şekilde olsaydı, yaratmanın yavaş yavaş devam ettiği manasına gelirdi. Hâlbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

Bir şey yaratmak istediği zaman O’nun yaptığı, ona: “Ol” demekten ibarettir. O hemen oluverir.” (Yasin 82)

وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ

And olsun, biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık; bize hiç bir yorgunluk da dokunmadı.” (Kaf 38)

Bu ayetteki “lekad” edatı pekiştirilmiş bir şekilde göklerle yerin yaratılmasının tamamlanmış, bitmiş olduğunu ifade etmektedir. Şu hadis de bunu açıkça ifade eder: Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

إِنَّ اللهَ خَلَقَ الْخَلْقَ حَتَّى إِذَا فَرَغَ مِنْهُمْ..

Şüphesiz Allah mahlûkatı yaratmıştır. Onlardan fariğ olduğu/bitirdiği vakit ...[7]



[1] Hasen. Taberî Tefsir (16/255)

[2] Hasen. Taberî Tefsir (16/256)

[3] Hasen. Ebu’ş-Şeyh el-Azamet (569)

[4] Sahih. Ahmed (2/295) İbn Hibbân (6/299) Hâkim (4/160) İshak b. Rahuye (133) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (9/59) Beyhakî el-Esma ve’s-Sifat (808)

[5] Sahih. Buhârî (3191)

[6] Taberî Tefsir (21/546)

[7] Sahih. Buhârî (4830, 4831, 4832, 5987, 7502) Muslim (2554)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)