Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

13 Nisan 2021 Salı

Mürcie (Hanefiler, Maturidiler vb.) Münafıklardan Da Beter Pisliklerdir


Abdullah b. Ahmed b. Hanbel rahimehullah, es-Sunne’de (no 722) dedi ki: Bize Suveyd b. Saîd el-Herevî tahdis etti, dedi ki:Sufyân b. Uyeyne rahimehullah’a İrcâ hakkında sorduk şöyle dedi:

Onlar: “İman sözden ibarettir” diyorlar, biz iseİman söz ve ameldir” diyoruz. Murcie farzları terk etse dahi, kalbinden ikrar ile Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik eden herkese Cenneti vacip görüyorlar.

Farzların terkini, haramları işlemek babında gördüklerinden dolay “günah” olarak isimlendiriyorlar. Hâlbuki bunlar aynı değildir. Zira haramları, helal saymaksızın işlemek “masiyet”tir.

Farzları cehalet ve mazeret söz konusu olmaksızın kasten terk etmek ise küfürdür.

Bunun açıklaması; Âdem aleyhi's-selâm, İblis ve yahudi âlimlerinin durumlarıdır. Allah Azze ve Celle, Âdem aleyhi's-selâm'ı ağaçtan yemekten yasaklamış ve ona bunu haram kılmıştı. O ise melek olmak veyahut kalıcılardan olmak için ağacın meyvesinden kasten yedi. Bunun üzerine o küfürle değil de “âsî” olmakla isimlendirildi.

İblis’e gelince Allah ona lanet etmiştir. Çünkü Allah ona sadece bir secdeyi farz kılmıştı. O ise kasten karşı çıktı ve “kâfir” olarak isimlendirildi.

Yahudi âlimlerine gelince, onlar Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in özelliklerini, onun bir nebî ve rasul olduğunu, tıpkı kendi oğullarını bildikleri gibi biliyor ve dilleriyle ikrar ediyorlardı. Ancak O’nun dinine tabi olmadılar, bu yüzden Allah Azze ve Celle onları “Kâfirler” diye isimlendirdi.

Sonuç olarak haram işlemek Âdem aleyhi's-selâm'ın ve diğer nebilerin işledikleri günah gibidir. Farzlara karşı çıkarak terk etmek ise küfürdür. İblis’in – Allah ona lanet etsin – küfrü böyledir. Farzları bildiği halde ve inkâr etmeksizin, kasten terk etmek ise, Yahudî âlimlerinin küfrü gibi bir küfürdür. Allah en iyi bilendir.”

Bunu Ebu Nuaym da el-Hilye’de (7/295) rivayet etmiştir. İsnadı sahihtir.

İbn Batta rahimehullah el-İbanetu’l-Kubra’da (1154) dedi ki: “Farzları kabul ettiği ettiği halde eda etmeyen ve amel etmeyen, fuhşiyyat ve münkeratı haram gördüğü halde onları terk etmeyen kimse, bunlara rağmen mü’min olduğunu iddia ederse, kitabı ve rasulün getirdiklerini yalanlamıştır. Onun misali “Ağızlarıyla iman edip, kalpleriyle iman etmeyen” münafıkların durumu gibidir. Allah onların sözlerini yalanlamış ve reddetmiştir. Onların varacağı yer cehennemin en alt tabakasıdır. Bununla beraber, münafıklar dahi Murcie’den daha iyi durumdadır. Çünkü münafıklar ameli inkâr etmelerine rağmen amel ederler. Murcie ise sözleriyle ameli ikrar edip, ameli terk ederler. Kim diliyle ikrar ettiği bir şeyi inkâr eder de, bedeniyle o ameli yaparsa, onu sadece diliyle ikrar eden ve bedeniyle amel etmeyi kabul etmeyen kimseden daha iyi durumdadır. Mürcie, ikrar ettikleri şeye karşı çıkıyor ve tasdik ettiklerini yalanlıyorlar. Onlar münafıklardan da kötü bir durumdadırlar.”

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)