Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Ağustos 2021 Pazartesi

Kadın Uğursuz mudur?

 Hadis inkârcısı zındıklar, uğursuzluk üç şeydedir hadisinde kadının da zikredilmesinden dolayı sahih hadisi inkâr ediyorlar. Bu tamamen hadis inkârcılarının art niyetli, vahyin naslarını inkâr odaklı yorumlamaya çalışmalarından kaynaklanmakta ve burada kadına hakaret edildiği intibâı oluşturmaya çalışmaktadırlar.

İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

إِنْ كَانَ الشُّؤْمُ فِي شَيْءٍ فَفِي الدَّابَّةِ وَالْمَرْأَةِ وَالدَّارِ

Bir şeyde uğursuzluk olursa binekte, kadında ve evde olur.”[1]

Hadiste geçen “Şu’m (uğursuzluk)” kelimesi, yumn (bereket) kelimesinin zıddıdır. Cahiliyye inancı olan uğursuzluk ise “Tayr” kelimesiyle ifade edilendir.  Bu hadiste bütün kadınların değil bazı kadınların bereketsiz olduğuna işaret edilmiştir. Nitekim Sa’d radiyallahu anh’den gelen diğer hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مِنْ سَعَادَة اِبْن آدَم ثَلَاثَة الْمَرْأَة الصَّالِحَة وَالْمَسْكَن الصَّالِح وَالْمَرْكَب الصَّالِح وَمِنْ شَقَاوَة اِبْن آدَم ثَلَاثَة الْمَرْأَة السُّوء وَالْمَسْكَن السُّوء وَالْمَرْكَب السُّوء

Üç şey âdemoğlunun saadetindendir: Saliha kadın, salih mesken ve salih binek. Üç şey de âdemoğlunun bahtsızlığındandır: kötü kadın, kötü mesken ve kötü binek.” Bunu Ahmed, İbn Hibbân ve Hâkim rivayet etmişlerdir. Hâkim’in rivayetinde lafzı şu şekildedir:

ثَلَاثَة مِنْ الشَّقَاء الْمَرْأَةُ تَرَاهَا فَتَسُوءُك وَتَحْمِلُ لِسَانَهَا عَلَيْك وَالدَّابَّةُ تَكُونُ قَطُوفًا فَإِنْ ضَرَبْتَهَا أَتْعَبَتْك وَإِنْ تَرَكْتَهَا لَمْ تَلْحَقْ أَصْحَابَك وَالدَّارُ تَكُونُ ضَيِّقَةً قَلِيلَةَ الْمَرَافِق

Üç şey nasipsizliktendir: sana kötülük eden, dilini senin aleyhinde uzatan kadın, ağır hareket eden, ona vurduğun zaman seni peşinden koşturan, saldığın zaman ise kafilene katılmayan binek, dar olup halkı az olan ev.”[2]

Taberani de Esma b. Umeys radiyallahu anha’dan şöyle rivayet etmiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

إِنَّ مِنْ شَقَاءِ الْمَرْءِ فِي الدُّنْيَا ثَلَاثَةً سُوءَ الدَّارِ وَسُوءَ الْمَرْأَةِ وَسُوءَ الدَّابَّةِ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللهِ مَا سُوءُ الدَّارِ؟ قَالَ ضِيقُ سَاحَتِهَا وَخُبْثُ جِيرَانِهَا قِيلَ فَمَا سُوءُ الدَّابَّةِ؟ قَالَ مَنْعُهَا ظَهْرَهَا وَسُوءُ ضَلْعِهَا قِيلَ فَمَا سُوءُ الْمَرْأَةِ؟ قَالَ عُقْمُ رَحِمِهَا وَسُوءُ خُلُقِهَا

Muhakkak ki üç şey kişinin dünyadan nasipsizliğindendir: kötü ev, kötü kadın, kötü binek.” Esma radiyallahu anha dedi ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Evin kötülüğü nedir?” Buyurdu ki:

Alanının dar olması ve komşularının kötü olmasıdır.” Denildi ki:“Bineğinin kötülüğü nedir?” Buyurdu ki:

Sırtına bindirmemesi ve kaburgalarının kötülüğüdür.” Denildi ki: “Kadının kötülüğü nedir?” Buyurdu ki:

Rahminin kısır olması ve ahlâkının kötü olmasıdır.”[3]

İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

الْبَرَكَةُ فِي ثَلاثٍ فِي الْفَرَسِ وَالْمَرْأَةِ وَالدَّارِ

Bereket üç şeydedir: atta, kadında ve evde” Bu hadisin bütün ravileri kendisine rivayet edene bu hadisin manasını sormuşlar, ilk olarak ez-Zuhrî, Salim b. Abdillah b. Ömer’e bu hadisin manasını sormuş, onun yaptığı açıklamayı her ravi, kendisinden sonraki raviye aktarmıştır. Salim b. Abillah rahimehullah Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den naklederek şöyle açıklamıştır:

إِذَا كَانَ الْفَرَسُ ضَرُوبًا فَهُوَ مَشْئُومٌ وَإِذَا كَانَتِ الْمَرْأَةُ قَدْ عَرَفَتْ زَوْجًا قَبْلَ زَوْجِهَا فَحَنَّتْ إِلَى الزَّوْجِ الأَوَّلِ فَهِيَ مَشْئُومَةٌ وَإِذَا كَانَتِ الدَّارُ بَعِيدَةً عَنِ الْمَسْجِدِ لا يُسْمَعُ فِيهَا الأَذَانُ فَهِيَ مَشْئُومَةٌ وَإِذَا كُنَّ بِغَيْرِ هذا الوصف فهن مباركات

At eğer hantal ise meş’umdur (uğursuz, bereketsizdir) Eğer kadın kocasından önce başka bir koca tanır ve ilk kocasına düşkün olursa o meş’ume (uğursuz, bereketsiz)dir. Eğer ev mescidden uzak olur, ezan işitilmezse o ev meş’ume (uğursuz, bereketsiz)dir. Bu vasıflarda olmayanlar ise mubarek (bereketli)dirler.”[4]

Görüldüğü gibi söz konusu hadiste kadına hakaret değil, kişinin nasipsizliğinden bahsedilmektedir. Lakin şahit olunduğu üzere ancak bir geri zekâlı hadis inkârcısı olabilir ve ancak hiçbir sözü doğru dürüst anlayamayan geri zekâlı bir hadis inkârcısı bu hadisten kadına hakaret edildiği çıkarımında bulunabilir!



[1] Buhârî (4806, 5421) Muslim (2225)

[2] Hasen Ahmed (1/168, 3/28, 407) İbn Hibban (9/340) Hakim (2/175) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (3/241) Beyhaki Şuab (7/82)  Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (1/19) Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (1/163) Ebu Ubeyd İman (s.42) Bezzar (4/20, 26) Ebu Nuaym Hilye (8/388) Hatib (12/99) İbn Hacer Metalibu’l-Aliye (2020) et-Tergib vet-Terhib (4/201) Münziri der ki; “Ahmed sahih isnadla, rivayet etti”. Mişkat (1122) Elbani es-Sahiha (282) Sahihu’l-Cami (887, 3056)

[3] Zayıf. Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (24/153) İbn Hacer Fethu’l-Bari (14/333) isnadında Ebu Ömer meçhuldür.

[4] Şehde bt. Ahmed el-Bağdadiye, el-Umde Mine’l-Fevaid (48) Ebu Bekr ed-Dekkak Cüz (el yazma no: 30) Dimyati’nin el-Hayl kitabından naklen: İbn Hacer Fethu’l-Bari (6/62) İbnu’d-Demamini Mesabihu’l-Cami (9/250)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)