Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

23 Nisan 2020 Perşembe

İslamdaki Karantina İle Modern Hurafecilerin Karantinasının Alakası Yoktur!


Ebu’l-Velid el-Bâcî rahimehullah, el-Munteka’da (7/263) şöyle dedi: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Hastalığın bulaşması yoktur” hadisi hakkında İsa b. Dinar rahimehullah dedi ki: “Bunun manası bir şey bir şeye bulaştırmaz” demektir. Yani Hastalıktan bir şeyi başkasına taşımaz demektir. İbn Vehb rahimehullah’ın şöyle dediğini işittim: “Bana göre bunun manası şudur: Araplar sağlıklı kimsenin hastanın yakınında durduğu zaman ona hastalığını bulaştıracağına inanırlardı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bunu yalanlamış ve bunların hepsinin Allah Tebarek ve Teâlâ tarafından olduğunu açıklamıştır…
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Hastalığın bulaşması yoktur” hadisinin manası bana göre hasta kimseyle yakın olan sağlıklı kimsenin bu sebeple hastalanmayacağıdır. Eğer sağlıklı kimse hasta olursa bu hastalığın etkisiyle değil, Allah Azze ve Celle’nin ilk hastaya olan takdirindeki gibi bir takdiriyle olur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Hastalıklı olan sağlıklı olanın yanına sokulmasın” hadisi ise bu manada değildir. Allah en iyi bilendir, bu iki manaya ihtimal taşır:
 Birincisi: Hadisin zahirinde ifade edildiği gibi sağlıklı kimsenin sıkıntı hissetmemesi içindir. Yahya b. Yahya bu görüşü tercih etmiştir.
İkincisi: el-Bârî Tebarek ve Teâlâ’nın bu konudaki âdeti sebebiyledir. Hastalığı ve sıhhati yaratan Allah Azze ve Celle olsa da, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Hastalığın bulaşması yoktur” sözüyle, hastalanmanın Allah Azze ve Celle’nin fiiliyle değil de, hastaya yakın olmak sebebiyle olduğuna inanan kimsenin inancını reddetmiştir. Burası açık değildir. Çünkü bizler adeten hastaya yakın duran sağlıklı kimsenin hastalanmadığına da şahit oluyoruz.  Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den: “Cüzzamlıdan aslandan kaçışın gibi kaç” buyurduğu rivayet edilmiştir. Bu hadisin zahiri, ondan zarar göreceği manasına gelir. Sadece ona yakın durmaktan hoşlanmamak sebebiyle değildir. Çünkü eğer ona yakın durmaya sabredebilen bir kimseyse, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yasaklamasının manası olmazdı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yasağı ancak onun kokusundan zarar görmek ve yakın durmaktan tiksinmek sebebiyledir. Bu durumda aslandan kaçar gibi ondan kaçman mubah olur. Allah en iyi bilendir…”
Ebu Muaz’ın notu: Ebu’l-Velid el-Baci’nin “Hadisin zahirinde ifade edildiği gibi…” derken kastettiği hadis şudur: Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا يَحِلُّ الْمُمْرِضُ عَلَى الْمُصِحِّ وَلْيَحِلَّ الْمُصِحُّ حَيْثُ شَاءَ قِيلَ مَا بَالُ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ إِنَّهُ أَذًى

Hastalığın bulaşması yoktur. Hastalıklının sağlıklı yanına girmesine izin verilmez, sağlıklıya ise dilediği gibi girmesine izin verilir.” Denildi ki: “Neden ey Allah’ın rasulü!” Buyurdu ki: “Çünkü hasta olan eziyet verir.”[1]
İbnu’l-A’rabî rahimehullah, el-Kabes’te (s.1134) Taun hastalığının bulunduğu yere girmemek ve orada bulunanların çıkmaması hakkındaki hadisi hastalığın bulaşmasına delil getirenlere cevap olarak şöyle demiştir: “Şüphesiz ki bazen kişi oraya girer de kader gereği ona hastalık isabet eder veya orada bulunan oradan çıkar da hastalığa yakalanmaz. Böylece giriş veya çıkışın etkisi olduğuna inanır ve Allah Teâlâ’nın hükmünü unutur. Bazen de oradan çıkmış olmasına rağmen hastalık kendisini yakalar.”





[1] Hasen. Beyhakî (7/217)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)