Şeyh Hamud b. Abdillah et-Tuveycirî şöyle demiştir: “Ukaz dergisi
11 Safer 1409 Perşembe tarih, 8111 sayısında ilme nispet edilen yedi kişinin
Allah’ın rasulü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in diliyle haram kıldığı
tasviri (ruh taşıyan canlıların resimlerinin yapılmasını) mubah saydıklarına
dair fetvalarını yayınladı. İnşaallah az sonra bahsedilecek ve batıllığı
açıklanacak olan şüphelere teşebbüs etmişlerdir. Bu fetva, Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’den sabit olan, genel olarak tasvirin şiddetle haram
kılındığına dair hadislerine açıkça aykırıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Allah’tan
bir hidayet olmaksızın hevasına tabi olandan daha sapık kimdir? Muhakkak ki
Allah zalimler topluluğunu hidayet etmez.”
Dergi sahipleri, aykırılıklar ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in suretlerin yok edilmesine dair emrine muhalefet üzerine kurulu olan
bu fetvayı yayınlarken şu başlık altında iddiada bulunmuştur: “Alimler,
maslahat üzerinde icma ettiler” ve “Tasvir haram değildir” Dergi sahipleri bu
batıl başlığı koymakla büyük bir hata yapmış avamdan ve avama benzeyen
kimselerden olan basiretsizlerin; “Alimler arasında maslahat için tasvirin
mubah olduğunda ve haram olmadığında icma ettiler” zannetmelerine sebep
olmuşlardır. Bu, kitap ve sünnete tutunan önceki ve sonraki alimlere yapılan
iftiralardandır. Zira o alimler tasvirden yasaklıyor, bu konuda şiddet gösteriyor
ve bundan şiddetle yasaklayan hadislere saygı gösteriyorlardı. Gevşek davranan
ve iyice araştırmadan fetva vermede acele edenlere ise itibar edilmez. Zira
tertemiz şeriatte kesinlikle tasvirin (ruh taşıyan canlıların suretlerini
yapmanın) ne maslahat için ne başka bir şey için mubah olduğuna dair bir şey
gelmemiştir. Bilakis bu mutlak olarak ve şiddetle haram kılınmış, yapanlar
lanetlenmiş ve cehennem ile tehdit edilmiştir. Şayet hakkında nas olmayan
meselelerden birinde bu yedi alim icma etselerdi, bu yalnızca onların görüşü
olurdu ve bu bağlayıcı bir icma sayılmazdı. Bilakis bu konuda diğer alimlerin
sözlerine de bakılır ve Kitap veya sünnetin desteklediği görüş alınırdı.
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den tasviri haram kılan ve bu
konuda şiddetli tehditlerin sabit olduğu naslara aykırı olan görüşe gelince,
buna bakmak gerekmez. Bu görüş Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in sözüyle
karşılaştırılamaz. Bilakis alınıp duvara çarpılması gerekir. Çünkü Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in sözü yanında kimsenin sözü olamaz. Allah Teâlâ
şöyle buyurmuştur: “İman etmiş hiçbir erkek veya iman etmiş hiçbir kadının,
Allah ve rasulü bir meseleye hükmettiği zaman başka seçenekleri yoktur. Kim
Allah’a ve rasulüne asi olursa uzak bir sapıklıkla sapmış olur.” (Şeyh
Hamud et-Tuveycirî, Tahrimu’t-Tasvir ve’r-Reddu Ala Men Ebaheh)
Allame Şeyh Ahmed en-Necmî şöyle demiştir: “Kamerayla tasvir caiz
değildir. İtikadım ve Allah’ın din kıldığı budur. Evet, el ile yapılsın,
kamerayla yapılsın, suret caiz değildir.” (Ta’likatu’n-Necmiyye Ale’l-Akideti’l-Vasitiyye
s.104-105)
Şeyh Rebi b. Hâdi el-Medhali, konferansının videoya alınmasını
talep eden birine: “Neden videoya alınsın?” dedi. O da: “İlim ve davet video
ile yayılsın diye ey şeyh!” dedi. Şeyh Rebi dedi ki: “Vallahi ey oğul! Bu davet
video ile değil önce Allah’ın lütfuyla, sonra sahabe ve onlara güzellik ve
ihlas ile uyanların Allah yolundaki cihadı ile yayıldı… Vallahi bizler bu
davetin şu videoların çıkmasından beri darboğaza girdiğini gördük.” (Şebeketu’s-Sehabi’s-Selefiyye’de
Ebu İshak’ın makalesinden)
Şeyh Rebi el-Medhali şöyle demiştir: “Şarku’l-Evsat dergisi
sorumlularının Allah’tan korkmalarını, akide, menhec ve ahlak olarak İslam’a
bağlı kalmalarını, dergilerinde sapıklık ve batıl şeyler yayınlamamalarını,
ancak Allah’ın razı olacağı ve İslam’ın davet ettiği şeyler yayınlamalarını öğütlerim.
Suretler yayınlamaktan Allah’a tevbe etmeleri gerekir. Özellikle de müstehcen
resimlerden! İslam, tasviri şiddetle haram kılmıştır. Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki kıyamet gününde Allah katında
insanların en şiddetli azap görecek olanları suret yapanlardır.” (Buhârî 5950
ve Muslim 2109 İbn Mes’ud radıyallahu anh’den rivayet etmişlerdir.) Yine Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Şu suretleri yapanlar kıyamet
gününde azap olunacak ve onlara: “Yarattıklarınıza can verin” denilecektir.
Muhakkak ki içinde suret bulunan eve melekler girmez.” (Buhârî 2105 ve Muslim
2107 Aişe radıyallahu anha’dan rivayet etmişlerdir.)” (Kaynak: Şeyh Rebi’nin; “Dr.
Muhammed Abdussettar Aristo’yu, Felsefesini ve sapkın mantığını övüyor”
başlıklı makalesi)
Salih el-Fevzan’a şöyle soruldu: “Eğitim aracı olarak fıkıh,
tefsir daha başka dini dersler için video ve sinema kullanmak caiz midir? Bunda
dinen bir sakınca var mıdır?
Cevap: Bunu caiz görmüyorum. Çünkü bu tasvir olur ve tasvir ise
haramdır. Burada bunu gerektiren bir zaruret söz konusu değildir. “(el-Munteka
513)
Yine Fevzan şöyle demiştir: “Suretun savveraha ifadesi, ister
resim, ister oyma, ister aletle çekme şeklinde olsun bütün suretleri kapsar.
Aletle çekilen suret, sonuç bakımından daha hızlı resmeder. Bütün bunlarda tek
sonuç ortaya çıkar ki, o da suret ortaya koymaktır. Oyma yapan veya heykel
yapan suret çıkarmayı amaçlar. Resim yapan suret ortaya koymayı amaçlar.
Kamerayla çeken de suret ortaya koymayı amaçlar. Neden bunlar arasında fark
gözetelim? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Her suret yapan ateştedir”
buyuruyor!! (Fark gözetmenin) delili nedir? Ancak felsefecilerden aldıkları
görüşler… Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözünü kendi kafalarına
göre tahsis etmek istiyorlar… Heykel veya resmedilmiş suretlerin sakıncaları,
fotoğraf suretlerindeki sakıncayla aynıdır… sakınca tektir… o da şirke vesile
olmasıdır… Allah Teâlâ’nın yaratmasına benzetme vardır. Hepsi de musavvirdir,
sonuç birdir, amaç birdir. Kamerayla suret çekeni diğerlerinden neden tahsis
ediyorlar? Sırf kamerası olduğu için mi? Kamerayla resim çeken kişi daha güzel
ve daha renkli olarak suret yaptığı için mi? Mana birdir, bu zorlamanın gereği
yok!.. Bilinmektedir ki Allah’ın kelamını veya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in kelamını, Allah’ın kelamından veya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in kelamından bir delil olmadan tahsis etmek caiz değildir. Beşerin
içtihatlarıyla, zorlamalarıyla ve felsefeleriyle yapılan tahsis, sahibine
reddedilir… Bu hadis usulünden ve tefsir usulünden bilinir. Umum, (genel ifade)
delil olmadan tahsis edilemez. Umum (genel ifadeli naslar) insanların
içtihatlarıyla tahsis edilemez… Bunun, üzerinde icma edilmiş bir kaide olduğunu
söylemelerine rağmen, onlara ne oluyor da bu kaideyi unutup “fotoğraf
makinesiyle çekilen suretler yasağın kapsamına girmez” diyorlar?.. Bu, ilim
ehli katında ve usulcülere göre hiçbir değeri olmayan boş bir sözdür… Bunların
hepsi de bildikleri halde usul kaidelerinden yüz çeviriyorlar. Lakin
Subhanallah, hevâ ile mugalata yaparak, uzak bir yol tutuyorlar. Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem: “Her suret yapan ateştedir” buyuyor, falan kişi
bunu kabul etmiyor ve: “Fotoğrafla suret yapan ateşte değildir” diyor! Delilin
nedir ey miskin? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her suret yapan ateşte
diyor, sen ise fotoğraf sureti yapan ateşte değildir diyorsun! Bu büyük bir
tehlikedir! (İanetu’l-Mustefid 2/369-371)
Yine Fevzan el-İ’lam Binakdi Kitabi’l-Helali ve’l-Haram’da
(s.50) şöyle demiştir: “Fotoğraf suretini suretlerden yasaklayan nasların umumi
kapsamından çıkaran nedir? Ona suret denildiği sürece buna imkan yoktur. Bu işe
tasvir (suret yapma) denir ve yapan kişiye de “musavvir (suret yapan)” denir.”