Fahruddin ez-Zeylâî, Tebyinu’l-Hakaik Şerhu Kenzi’d-Dekaik’te
(1/321) şöyle demiştir: “el-Muhtasar sahibi Fakih Ebu Musa ed-Darir’den rivayet
edildiğine göre İskenderiye’ye geldiğinde ona: "İskenderiye minaresine çıkan kimse
uzun süre güneşi görmeye devam ediyor. Hâlbuki şehir halkına göre güneş batmış
oluyor. Bu kimsenin iftar etmesi helal midir?” diye soruldu. O da:
“Hayır.
Belde halkına ise iftar etmeleri helaldir. Çünkü her biri kendine göre
muhataptır” dedi.
İbn Abidin Haşiye’sinde dedi ki: “el-Feyz’de şöyle denildi: “İskenderiye
minaresi gibi yüksek bir yerde bulunan, kendisine göre güneş batmadıkça iftar
edemez. Belde halkına gelince, onlara göre güneş batınca bu kimseden önce iftar
ederler. Yine sabah namazı ve sahur hakkında da fecrin doğuşuna itibar edilir.”
(Durru’l-Muhtar 2/420)