Şeyh Suleyman b. Sehman’a;
“Güneşin kaybolmasından sonra güneşin ışıkları yani güneşin yuvarlağının
kaybolmasından sonra devam eden şiddetli kızıllık ufuktan kaybolmadıkça iftar
etmek caiz değildir” diyen kimse hakkında soruldu.
Dedi ki: “Bunu diyen
mürekkep cahildir. Hem bilmiyor, hem de bilmediğini bilmiyor. Bu görüş, ezanı
ve iftarı güneş ışıklarının ufukta kaybolmasına kadar geciktiren
rafizilerin mezhebidir. Onlar iftarı bu
vakte kadar geciktirirler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise şöyle
buyurur: “Ümmetim iftarda acele edip sahuru geciktirdikleri sürece hayır üzere
devam eder.”…
Sonra Şeyh Sehman İbn
Teymiyye rahimehullah’ın şu sözünü nakletti: “Güneşin yuvarlağının tamamı
kaybolunca oruçlu iftar eder. Ufukta devam eden şiddetli kızıllığa itibar
edilmez. Bunu öğrendiysen, insanları bu ışıklar ve kızıllık kaybolmadığı için
akşam ezanından ve iftar etmekten men eden kişi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in emrettiği şeyi yasaklıyor ve ezanı ve iftarı kızıllığın kaybolup
yıldızların görünmesine kadar geciktiren Rafızilerin yaptığı şeyi emrediyor
demektir. Nitekim Şeyhulislam (İbn Teymiyye) şüpheleri gideren açıklıkla şunu
ifade etmiştir: “Güneş yuvarlağının tamamı kaybolunca, şiddetli kızıllık gitmemiş
olsa bile buna itibar edilmez.”
Dureru’s-Seniyye Fi
Ecvibeti’n-Necdiyye (5/345-353)