Ömer b. el-Hattab radiyallahu anh şöyle demiştir:
أَيُّهَا
النَّاسُ إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ كَلَامُ اللَّهِ فَلَا أَعْرِفَنَّ مَا عَطَفْتُمُوهُ
عَلَى أَهْوَائِكُمْ، فَإِنَّ الْإِسْلَامَ قَدْ خَضَعَتْ لَهُ رِقَابُ النَّاسِ، فَدَخَلُوهُ
طَوْعًا وَكَرْهًا، وَقَدْ وُضِعَتْ لَكُمُ السُّنَنُ، وَلَمْ يُتْرَكْ لِأَحَدٍ مَقَالًا
إِلَّا أَنْ يَكْفُرَ عَبْدٌ عَمْدًا عَيْنًا، فَاتَّبِعُوا وَلَا تَبْتَدِعُوا، فَقَدْ
كُفِيتُمْ، اعْمَلُوا بِمُحْكَمِهِ، وَآمِنُوا بِمُتَشَابِهِهِ
“Ey insanlar! Muhakkak ki bu Kur’ân Allah’ın kelamıdır. Hevâlarınıza
bağladığınız şeyler sizi aldatmasın. Zira muhakkak ki İslam, insanlara boyun
eğdirmiş ve ona isteyerek veya istemeyerek girmişlerdir. Sizin için sünnetler
konulmuş, hiç kimseye söz (yorum) bırakılmamıştır. Ancak kul kasten, görerek kâfir
olur. İttiba edin, bid’at çıkarmayın, bu size yeter. O’nun muhkemiyle amel
edin, müteşabihine de iman edin.”
Sahih mevkuf: el-Âcurrî eş-Şeria (155) İbn
Batta el-İbane (5/249) Ahmed Zühd (189) Darimi er-Reddu Ale’l-Cehmiyye (154, 304)
Dârimî Sunen (3398) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (94, 117) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’an
(316) Hallal es-Sunne (1956) Beyhakî el-Esma ve’s-Sifat (527)