1- Toplu halde cehrî zikrin bid’at oluşuna dair geniş
açıklamayı Zakirlerin Edepleri adlı risalemde yapmış bulunuyorum. Bunu caiz sayanların
tutundukları en büyük delilleri, soruda zikredilen şu rivayettir; Şeddad b. Evs
radıyallahu anh’den;
إِنَّا لَعِنْدَ رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذْ قَالَ: «هَلْ فِيكُمْ غَرِيبٌ؟» يَعْنِي
أَهْلَ الْكِتَابِ، قُلْنَا: لَا يَا رَسُولَ اللَّهِ، فَأَمَرَ بِغَلْقِ الْبَابِ،
فَقَالَ: «ارْفَعُوا أَيْدِيكُمْ فَقُولُوا لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ» فَرَفَعْنَا
أَيْدِيَنَا سَاعَةً، ثُمَّ وَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَدَهُ ثُمَّ قَالَ: «الْحَمْدُ لِلَّهِ، اللَّهُمَّ إِنَّكَ بَعَثْتَنِي بِهَذِهِ
الْكَلِمَةِ، وَأَمَرَتْنِي بِهَا، وَوَعَدْتَنِي عَلَيْهَا الْجَنَّةَ، إِنَّكَ لَا
تُخْلِفُ الْمِيعَادَ» ثُمَّ قَالَ: «أَبْشِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ غَفَرَ لَكُمْ
“Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında
iken buyurdu ki:
“İçinizde garib/yabancı var mıdır?” Bununla kitap
ehlini kastediyordu. Biz:
“Hayır ey Allah’ın rasulü!” dedik. Kapının
kapatılmasını emretti ve şöyle buyurdu:
“Ellerinizi kaldırın ve La ilahe illallah deyin” Biz
de bir müddet ellerimizi kaldırdık, sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem elini indirdi ve buyurdu ki;
“Allah’a hamd
olsun. Allah’ım! Şüphesiz beni bu kelime ile gönderdin, bununla emrolundum,
bunun üzerine bana cenneti vaad ettin. Şüphesiz Sen vaadinden dönmezsin” Sonra
buyurdu ki;
“Müjdeleniniz
Şüphesiz Allah sizi affetti.”[1]
Bu rivayet zayıf olup delil olamaz.
İsnadında bulunan İsmail b. Ayyaş’ın rivayeti, bazılarına göre sadece
Şamlılardan rivayet ettiğinde makbuldür. Hicazlılardan ve ıraklılardan
rivayetlerinde yanlışları çoktur. Bununla birlikte imam Buhari yine de onunla
delil getirilemeyeceğini söyler. İbni Hibban onun hüccet olmadığını, çok hata
yaptığını, Ali b. el-Medini ile Nesai de; zayıf olduğunu, Ahmed; hadislerinin
muzdarip olduğunu söyler.[2]
İsmail b. Ayyaş’a, zayııf bir ravi olan Abdulmelik b. Muhammed es-San’ânî
mutabaat etmiştir.
İbni Ayyaş, bu hadisi Raşid Bin
Davud’dan rivayet etmiştir ki o Şam’lıdır. Fakat diğer bir illet Raşid b.
Davud’un zayıf bir ravi oluşudur. Onun hakkında Yahya b. Main ve Duhaym; “güvenilir”
derken, Buhari; “Fihi nazar” der ki, o bunu güvenilir olmayan ve itham edilen metruk
raviler hakkında kullanır. Darekutni; “zayıftır, onunla delil getirilemez” der.[3]
Böyle bir durumda cerh mukaddemdir. Hadis zayıftır.
Hadisin bütün rivayet yollarında zayıf
bir ravi olan Raşid b. Davud es-San’anî tek kalmıştır. El-Elbani, İbn Receb’in
Kelimetu’l-İhlas risalesinin tahkikinde ve Daifu’t-Tergib’de Şuayb el-Arnaut Ahmed’in
Müsned’inin tahkikinde isnadının zayıf olduğunu söylemişlerdir.
Hadisin metnine gelince, bu metinde
sufilerin din olarak uydurdukları halka halinde toplu zikir şeklinden
bahsedilmemektedir. Dua için ellerin kaldırılması söz konusu edilmektedir. Bu
hadis sahih olsaydı bile, sufilerin uyduruk zikir şekillerine bunu delil
getirmek, müteşabihlere tutunmak olurdu.
2- Eşlerin birbirlerinin cenazesini yıkaması hakkında sorulmuştur. Bunda bir sakınca yoktur:
Â’işe radiyallahu anha’dan: “Bir gün Rasûlüllah sallallahu
aleyhi ve sellem, Bakî Mezarlığı’nda bir cenazeden geldi, O esnada benim başım
ağrıyordu, bu nedenle:
“Ahh…! Başım!” dedim. Bunun üzerine bana:
مَا ضَرَّكِ لَوْ مِتِّ قَبْلِي، فَقُمْتُ عَلَيْكِ،
فَغَسَّلْتُكِ، وَكَفَّنْتُكِ، وَصَلَّيْتُ عَلَيْكِ، وَدَفَنْتُكِ
“Zararı yok!
Eğer benden önce ölürsen, seni yıkarım, kefenlerim, cenaze namazını kılarım ve
seni defnederim” dedi.”[4]
Â’işe radiyallahu anha’dan:
لَوْ كُنْتُ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِي مَا اسْتَدْبَرْتُ،
مَا غَسَّلَ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَيْرُ نِسَائِهِ
“Eğer bildiğimi, daha önce bilseydim; (vefatında) Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’i sadece hanımları yıkardı.”[5]
3- Diğer bir soru ölenin tırnaklarının
kesilmesi ve traşının yapılması hakkındadır. Bu konuda kitap ve sünnette açık
naslar bilmiyorum. Ancak İbn Kudame el-Muğni’de İmam Ahmed’in ölünün tırnakları
kesilmez dediğini zikreder. Etek traşı gibi meseleler ise, ölünün avretinin
açılmasına ve mahremiyetinin çiğnenmesine sebep olacağından bundan
sakınılmalıdır. Allah en iyi bilendir.
[1] Zayıf. Ahmed (4/124) Hakim (1/679) Taberani Müsnedu’ş-Şamiyyin (2/157-8)
Taberani Mucemu’l-Kebir (7/289) Bezzar (7/157, 8/407) İbn Asakir Tarih (1//446,
447)
[2] bkz. Zehebi Men Tukellime Fiyh (38) Mizanu’l-İtidal
(1/401) el-Muğni (697) İbn Ebî Hâtim el-Cerh ve’t-Tadil (2/191) İbnul-Cevzi ed-Duafa
(1/118)
[3] Zehebi Mizan (3/55) el-Kaşif (1/388) Mizzî Tehzibu’l-Kemal
(9/7) İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib (3/195) Zehebi el-Muğni (2066) İbni Hibban es-Sikat
(6/302)
[4]
Hasen. Ahmed (6/228) İbn Mâce (1465)
Dârimî (81) İbn Hibban (8586)
[5]
Hasen. Ebû Dâvûd (3141) Ahmed (6/267)
İbn Mace (1464)