İbn Teymiyye, dünyanın küre şeklinde olduğu görüşünü
desteklemiş ve imamlıkla nitelediği ve “Rivayetleri bilmekle meşhur âlimlerden,
din ilimleri ile ilgili büyük eserler sahibi, Ahmed’in ashabının ikinci
tabakasından” dediği bir şahıstan nakilde bulunmuştur. Bu şahıs; Ahmed b. Cafer
b. el-Munadi’dir. O şöyle diyor: “Yeryüzünün
karadan ve denizden bütün hareketlerinde küre gibi olduğunda icma ettiler.”
İbn Hazm’dan da aynı şekilde nakil yapar. Şöyle diyor: “Müslümanlardan
ilimde imamlık ismini hak eden imamlardan hiçbiri yeryüzünün küreselliğine
karşı çıkmamıştır, onlardan bu sözü reddeden bir şey ezberlenmemiştir. Hatta
Kur’an ve sünnetten deliller onun küreselliğini belirtmiştir.” Ve arkasından uzayan sözler söylemiştir.
Bunun sonradan çıkma
bir görüş olması, onu reddetmeye yeter. İmamlardan hiçbir imam böyle bir şey
(dünyanın küre olduğunu) söylememiş, Kur’an veya sünnetten de bunu zikreden bir
şey gelmemiştir.
İbn Teymiyye, sapıklık önderlerinden olsa dahi bazı
kimseleri imamlıkla nitelemiştir. İbnu’l-Munadî’yi de böyle niteliyor! Onun
rivayetleri bilen ve din ilimlerinde büyük eserleri olan meşhur âlimlerden
olduğunu söylemesine gelince, bu sırf malını revaca getirmek için süsleyen
tüccarın tavrıdır. İbnu’l-Munadî’nin imam olması, meşhur bir âlim olması bir
yana, aslen selefî olduğu da bilinmemektedir. Hatta İbnu’l-Munadi bu sözü İmam
Ahmed’in kendisine nispet etse, ondan bu kabul edilmez, kitaptan veya sünnetten
delil istenirdi. Kitapta ve sünnette bu görüşü destekleyen bir şey yoktur.
Bilakis kitap ve sünnette, mücmel ve ayrıntılı olarak bu görüş reddedilmektedir.
İbn Hazm’a gelince, onun durumu malumdur. O, bir takım mutlak
ifadeler kullanmıştır. Herhangi bir şey hakkında kitap veya sünnete dayalı bir
icma veya ümmetin selefinden gelen sözler bulunması gerekir. Eğer böyle bir şey
değilse o mücerret bir iddadan ibarettir. Bu mesele de böyledir.
Bu görüşün sahiplerinin geneli Allah Teâlâ’nın: “Geceyi
gündüze dolar, gündüzü de geceye” (Zümer 5) kavlinin dünyanın küresel
olduğunu gösterdiğini zannederek delil getirirler. Ayette dünyadan değil, gece ve gündüzden bahsedilmesiyle beraber, bu kimseler ayetin tefsiri
hakkında da cahil kimselerdir. Selef imamlarının görüşlerinde ve tefsir âlimlerinin
sözlerinde işaretle dahi olsa böyle bir açıklama yoktur. İbn Hazm’ın bu ayet
hakkında: “Bu dünyanın yuvarlatıldığına dair bir nastır” sözü hayret
vericidir!
Nitekim İbn Abbas radiyallahu anhuma bu ayetin tefsirinde:
يَحْمِلُ اللَّيْلَ عَلَى النَّهَارِ
Mucahid rahimehullah:
يدهور الليل على النهار ويدهور النهار
على الليل
Es-Suddî rahimehullah:
يَجِيءُ بِالنَّهَارِ وَيَذْهَبُ بِاللَّيْلِ،
وَيَجِيءُ بِاللَّيْلِ، وَيَذْهَبُ بِالنَّهَارِ
“Gündüzü getirip geceyi götürür, geceyi getirip gündüzü
götürür” demiştir.[3]
Katade b. Diame rahimehullah:
هُوَ غشيان أَحدهمَا على الآخر
“Bu, birinin diğerini kaplaması demektir” demiştir.[4]
İbn Zeyd rahimehullah:
حِينَ يَذْهَبُ بِاللَّيْلِ وَيُكَوِّرُ
النَّهَارَ عَلَيْهِ، وَيَذْهَبُ بِالنَّهَارِ وَيُكَوِّرُ
اللَّيْلَ عَلَيْهِ
“Geceyi götürür ve gündüzü onun üzerine dolar, gündüzü
götürür ve geceyi onun üzerine dolar” demiştir.[5]
Ed-Dahhak rahimehullah:
يُلْقِي هَذَا عَلَى هَذَا وَهَذَا عَلَى
هَذَا. وَهَذَا عَلَى مَعْنَى التَّكْوِيرِ فِي اللُّغَةِ وَهُوَ طَرْحُ الشَّيْءِ
بَعْضُهُ عَلَى بَعْضٍ
“Bunu onun üzerine, şunu da bunun üzerine atar” demiştir.[6]
Kurtubi bunun ardından şöyle der: “Lügatte tekvîr; bir şeyin bir kısmını diğer
kısmı üzerine atmak demektir.”
Mukatil, Taberi, Vahidi, Sem’ânî, İbn Ebi Zemeneyn, Maverdî,
Begavî, İbn Atiyye, İbnu’l-Cevzi, Ebu Ubeyde, Kurtubî gibi sonraki müfessirler
de bu minval üzere tefsir etmişlerdir.
Dünyanın küresel olduğuna bu ayeti delil getirenlerin bu
iddiaları çürümüştür. Seleften hiç kimse bu ayetten böyle bir görüş
çıkarmamıştır. Allah Teâlâ: “Bundan sonra yeri yaydı” (Naziat 30), “Yeryüzünü
nasıl düzlediğimize baklmazlar mı?” (Gaşiye 20) buyurmuştur. Bu iki ayet
yeryüzünün yayılmış ve düz olduğunun, küre şeklinde olmadığının en açık
delillerindendir. Lügat ve tefsir alimleri bu hususta icma etmişlerdir. Nitekim
sahabe, tabiin, müçtehit imamlar, dil uzmanları ve müfessirlerden ilgili
nakilleri Modern Bilimsel Hurafeler kitabımda kaynaklarıyla aktardım.
İbn Atiyye, Gaşiye 20. Ayetinin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu
ayetin zahiri yeryüzünün küre değil, düz olduğunu göstermektedir. İlim ehlinin
üzerinde bulunduğu görüş de budur. Küre şeklinde olduğunu söylemek dinin
rükünlerinden bir rüknü eksiltmese de, din âlimlerinin sabit bulmadığı bir
görüştür.”[7]
[1]
Hasen. Taberî (20/159) İbn Ebî Hâtim (18375)
[2]
Sahih. Tefsiru Mucahid (2/555) Taberî (20/160)
[3]
Sahih. Taberî (20/160)
[4]
Sahih. Abdurrazzak Tefsir (3/171) Taberî (20/160)
[5]
Sahih. Taberî (20/160)
[6]
Kurtubi (15/234)
[7]
İbn Atiyye Muharraru’l-Veciz (5/475)