Bismillah. Bugün 17 Haziran 2024/10 Zulhicce 1445 pazartesi, kurban bayramı günü. Allah eşşeklik etmeyen müslümanların kurbanlarını ve salih amellerini kabul etsin.
Eşşeklik etmeyen diyorum, zira birçok kimse Kurban
bayramının ilk günün 16 Haziran olduğunu zannederek kurbanlarını dün kestiler, birçok
hayvancağızı telef ettiler! Böyle zanlarla hareket etmek kişiyi mazur kılan bir
cehalet değil, düpedüz eşşekliktir!
Nitekim insanların çoğunluğu bu eşşekçe hareket konusunda Plandemide
olduğu gibi tecrübelidirler! Plandemi meselesi de (cemaaztle namazların
bulaşıcı hastalık bahanesiyle yasaklanması, maske takılması, namazda saflar
arasına mesafe konulması vb. konularda kâfirlere itaat edilmesi) cehaletle
mazur olunan bir konu değil, eşşeklik etmenin ta kendisi idi.
Bu tabirimi bazıları abes bulabilir. Lakin Allah Azze ve
Celle’nin ayetlerinde ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği rasulü sallallahu
aleyhi ve sellem’in hadislerinde, sahibini eşşeklik vasfıyla nitelemeye götüren
bazı hasletler zikredilmiştir ki, bu vasıflamada âlim ile cahilin fark
etmediğini görürüz;
Allah Azze ve Celle zikirden (kitap ve sünnetten, vahiyden)
yüzçevirenler hakkında şöyle buyurmuştur:
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌ فَرَّتْ مِنْ قَسْوَرَةٍ
“Buna rağmen, onlara ne oluyor ki aslandan kaçan ürkmüş
yaban eşekleri gibi öğütten yüz çeviriyorlar?” (Muddessir 49-51)
Allah Azze ve Celle kibirlenerek öfkeyle bağıran
çağıranlar hakkında şöyle misal vermiştir:
وَاقْصِدْ فِي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ
صَوْتِكَ إِنَّ أَنْكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ
“Yürüyüşünde tabiî ol,
sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman 19)
Allah Azze ve Celle yüklendiği ilmin gereğini yerine getirip
hakkı tebliğ etmeyenler hakkında şöyle buyurmuştur:
مَثَلُ
الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ
أَسْفَارًا
“Kendilerine Tevrat yükümlü kılınıp da sonra onun yükümlülüğünü yerine
getirmeyenlerin durumu, kitaplar yüklenmiş eşeğin durumu gibidir.” (Cumua 5)
Ebu Vail şöyle demiştir: “Fitne zamanında Usame
b. Zeyd radıyallahu anh’e: “Osman radıyallahu anh ile konuşsana” denilince dedi
ki:
“Siz de biliyorsunuz ki, onunla her konuştuğumu
size duyuruyorum. Fitneye sebep olmayacak şekilde onunla başbaşa da
konuşuyoruz. Zira bir fitneye sebep olmak da istemem. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem’den işittiğim bir sözden sonra vallahi halife de olsa ona:
“İnsanların en hayırlısı sensin demem.” Ona:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ne dediğini işittin?” diye sorulunca
şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu
işittim:
يُجَاءُ بِالرَّجُلِ يَوْمَ القِيَامَةِ فَيُلْقَى فِي النَّارِ، فَتَنْدَلِقُ
أَقْتَابُهُ فِي النَّارِ، فَيَدُورُ كَمَا يَدُورُ الحِمَارُ بِرَحَاهُ، فَيَجْتَمِعُ
أَهْلُ النَّارِ عَلَيْهِ فَيَقُولُونَ: أَيْ فُلاَنُ مَا شَأْنُكَ؟ أَلَيْسَ كُنْتَ
تَأْمُرُنَا بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَانَا عَنِ المُنْكَرِ؟ قَالَ: كُنْتُ آمُرُكُمْ
بِالْمَعْرُوفِ وَلاَ آتِيهِ، وَأَنْهَاكُمْ عَنِ المُنْكَرِ وَآتِيهِ
“Kıyamet gününde kişi getirilip cehennem
ateşine atılır. Ateşte bağırsakları dışarıya dökülür. Eşeğin değirmen taşı
etrafında dönmesi gibi o da ateşin içinde bağırsaklarıyla dönmeye başlar.
Cehennemlikler yanına gelip:
“Ey filan! Ne oldu sana? Sen bize iyiliği
emredip kötülükten sakındırmaz mıydın?” diye sorduklarında o:
“Size iyiliği emreder, ama kendim yapmazdım.
Sizi kötülüklerden sakındırır, ama kendim işlerdim” karşılığını verir.”[1]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ilim öğrenmeyi umursamayıp dünya
için çalışanı eşşeğe benzetmiştir:
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
إِنَّ
اللَّهَ يُبْغِضُ كُلَّ جَعْظَرِيٍّ جَوَّاظٍ سَخَّابٍ بِالْأَسْوَاقِ جِيفَةٍ
بِاللَّيْلِ حِمَارٍ بِالنَّهَارِ عَالِمٍ بِأَمْرِ الدُّنْيَا جَاهِلٍ بِأَمْرِ
الْآخِرَةِ
“Muhakkak ki Allah, kibirli olan kaba kimseye, sokaklarda bağıran,
böbürlenerek yürüyen şişman kimseye, gece leş gibi yatıp gündüz eşek gibi
çalışan, dünya işinin âlimi olup ahiret işinin cahili olan kimseye buğz eder.”[2]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, sünnetlere muhalefet eden
kimselerin suretinin eşeğe benzetilmesi ile tehdit etmiştir:
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
أَمَا يَخْشَى أَحَدُكُمْ - أَوْ لاَ يَخْشَى أَحَدُكُمْ - إِذَا
رَفَعَ رَأْسَهُ قَبْلَ الإِمَامِ أَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ رَأْسَهُ رَأْسَ حِمَارٍ أَوْ
يَجْعَلَ اللَّهُ صُورَتَهُ صُورَةَ حِمَارٍ
“Biriniz başını imamdan önce kaldırdığında
Allah onun başını eşekbaşına çevirmesinden veya Allah’ın onun suretini eşek
suretine çevirmesinden korkmaz mı?”[3]
Yollarda çiftleşenler eşşeklere benzetilmiştir: Abdullah b. Amr radiyallahu anhuma’dan:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لَا
تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تَتَسَافَدُوا فِي الطُّرُقِ تَسَافُدَ الْحَمِيرِ
“Yollarda
eşeklerin çiftleştiği gibi çiftleşmedikleri sürece kıyamet kopmaz.”[4]
Mucahid rahimehullah şöyle
demiştir:
جَاءَ رَجُلٌ إِلَى ابْنِ عُمَرَ قَالَ أُصَلِّي
خَلْفَ الْإِمَامِ فِي رَمَضَانَ؟ قَالَ أَتَقْرَأُ الْقُرْآنَ؟ قَالَ نَعَمْ قَالَ
أَفَتُنْصِتُ كَأَنَّكَ حِمَارٌ؟ صَلِّ فِي بَيْتِكَ
“Birisi İbn Ömer radıyallahu
anhuma’ya Ramazanda Teravihi imamın arkasında kılayım mı?” diye sordu. O da ona
Kur’an’ı okuyup okuyamadığını sordu. Adam “Evet” deyince İbn Ömer radıyallahu
anhuma dedi ki:
“Öyleyse neden eşek gibi
susuyorsun? Git evinde kıl”[5]
Sahabeden Şurahbil b. Hasene radıyallahu anh,
Amr b. el-As radıyallahu anh’ın, Şam’da taun hastalığının bir pislik olduğunu
söyleyip vadilere ve yaylalara kaçılması şeklindeki sözde tedbirini işitince
şöyle demiştir:
كَذَبَ
عَمْرٌو صَحِبْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَمْرٌو أَضَلُّ
مِنْ حِمَارِ أَهْلِهِ وَلَكِنَّهُ رَحْمَةُ رَبِّكُمْ وَدَعْوَةُ نَبِيِّكُمْ وَوَفَاةُ
الصَّالِحِينَ قَبْلَكُمْ
“Amr yanıldı! Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile sahabelik
ettim. Amr, ailesinin eşeğinden daha sapıktır. Lakin bu hastalık rabbinizden
bir rahmet, nebiniz sallallahu aleyhi ve sellem’in bir duası ve sizden önceki
salihlerin ölüm sebebidir.”[6]
Sahabe, içki içmeyi adet edinmiş birini “Eşek” diye lakaplandırmıştı:
Ömer b. el-Hattab
radiyallahu anh’den:
أَنَّ رَجُلًا عَلَى عَهْدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ اسْمُهُ عَبْدَ اللَّهِ وَكَانَ يُلَقَّبُ حِمَارًا وَكَانَ يُضْحِكُ
رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ جَلَدَهُ فِي الشَّرَابِ فَأُتِيَ بِهِ يَوْمًا فَأَمَرَ بِهِ
فَجُلِدَ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ القَوْمِ اللَّهُمَّ العَنْهُ مَا أَكْثَرَ مَا يُؤْتَى
بِهِ؟ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لاَ تَلْعَنُوهُ فَوَاللَّهِ
مَا عَلِمْتُ إِنَّهُ يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ
“Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem’in zamanında Abdullah adında bir adam “Himar: eşek” lakabıyla
anılıyordu. O Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i güldürürdü. Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem ona içki içmesinden dolayı sopa vurdurdu. Yine bir
gün getirildi ve ona sopa vuruldu. Cemaatten bir adam dedi ki:
“Allah ona lanet etsin! Ne
kadar çok getiriliyor!” Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
“Ona lanet etmeyin!
Allah’a yemin olsun ki ben onun ancak Allah’ı ve rasulünü sevdiğini biliyorum.”[7]
Hulasa:
Cehalet ile eşşeklik birbirinden farklı şeylerdir. Cehaletin de mazeret olduğu
konularda eşşeklik mazeret değildir! Kur’ân ve sünnet ilmine ulaşma imkanı olan
kimselerin bu ilimden yüz çevirmeleri veya kendilerine ulaşan ilme aldırış
etmemeleri eşekliktir!
[1]
Sahih. Buhari (3267) Muslim (2989)
[2]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn Hibban (1/273) el-Esbehani et-Tergib
ve’t-Terhib (1953) Ebu’ş-Şeyh el-Emsal (234) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’ân
(482) el-Hannaiyyat (55) Deylemi (558) Hatib (4/426) Beyhaki (10/194) Elbani
es-Sahiha (195)
[3]
Sahih. Buhârî (691) Muslim (427)
[4]
Muslim'in şartına göre sahih.
Abdulhak el-İşbilî el-Ahkâmu’l-Kubra (4/537) Bezzar (6/345) İbn Ebî Şeybe
(7/466) İbn Hibbân (15/170) Nuaym b. Hammad el-Fiten (1799) el-Mustagfiri
Delailu’n-Nubuvve (113, 152) Ebu Ya’la’nın Musned’inden naklen: İbn Hacer Metalibu’l-Aliye (4504) el-Elbani
es-Sahiha (481) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned (796)
[5]
Sahih. Abdurrazzak (4/263) İbn Ebî
Şeybe (2/166) Beyhakî (2/696)
[6]
Muslim'in şartına göre sahih.
Taberânî (7/305) Hâkim (3/311) Ahmed (4/195) Ma’mer b. Raşid el-Cami (772)
Begavi Mu’cem (1690) Ebu Nuaym Marife (3714) İbn Asakir Tarih (22/475)
[7]
Sahih. Buhârî (6780)