Şeyh el-Elbânî rahimehullah şöyle demiştir: “Şu son
zamanlarda Dımeşk’te kadınların mescidlerde belirli vakitlerde, “kadın davetçi”
diye iddia ettikleri kadınlardan birinin dersini dinlemek için toplanmaları
sonradan uydurulmuş muhdes (bid’at) işlerdendir. Bu Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem’in ve salih selefin zamanında yoktu. Onlarda olan uygulama; kadınların eğitiminin
hadiste geldiği gibi özel mekanda veya imkan dahilinde mescidde erkeklerden
ayrı bulunan bölümde, salih alimler tarafından verilen deslere katılmaları şeklinde
idi. Aksi halde erkekler onlara galip gelir ve ilim öğrenme ve sorma imkanları
olmaz. Eğer bugün kadınlar arasında kendisine
ilim verilmiş, kitap ve sünnetten kendisine fetva sorulacak selim fıkıh sahibi
varsa, onun evinde veya kadınlardan birinin evinde özel meclis kurmasında
sakınca yoktur. Bu onlar için daha hayırlıdır. Nasıl böyle olmasın ki? Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem mescidde cemaatle namaz hakkında dahi: “Kadınlar
için evleri daha hayırlıdır” buyurmuştur. Müslüman Kadının edep ve haşmetini en
fazla korumak zorunda olduğu, daha fazla çıkamayacağı namaz halinde bile durum böyle olduğuna göre, peki ya ilim için
evlerinde toplanmaları onlar için nasıl daha hayırlı olmaz? Özellikle de
onlardan bazısı sesini yükseltir, başkaları da onlara katılır. Böylece mescidde
onların bu sesleri çirkin ve kötülenmiş bir şey olur. Maalesef işittiğimiz ve
şahit olduğumuz şeyler böyledir.
Sonra bu bid’at’in Umman gibi başka yerlerde de
yayıldığını gördüm. Allah’tan her sonradan çıkarılmış bid’atten selamette
kılmasını dileriz.” Silsiletu’s-Sahiha (6/179)