Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Alimlerin Hatasını Açıklamak Onlara Hakaret midir?

Soru: “Ölmüş olan veya hayatta olan imamlara ve âlimlere sövmenin İslam’daki hükmü nedir?”
Şeyh el-Elbani rahimehullah'ın cevabı: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ölülere sövmeyin. Nitekim onlar takdim ettikleri şeye kavuşmuşlardır.” Yani, dindarlığı konusunda eleştirilen biri olsa dahi müslümana sövmek caiz değildir. Çünkü o kimse Allah Azze ve Celle’nin hükmüne intikal ettikten sonra ona hakaret etmenin bir faydası yoktur. salih müslümanlara sövmenin caiz olmaması ise daha önceliklidir. Sonra imamlara sövmek bundan da ileridir. Çünkü onlar salihliklerine ilmi, dine hizmeti, hadislerin naklini, açıklanmasını, dini hükümlerin ayrıntılarına gidilmesini ve daha başka iyilikleri de katmışlardır. Ben bu gibi soruları garip buluyorum. Çünkü bizler en düşük derecede bile olsa müslümanlar hakkında böyle bir itikada sahip değilken, İslam âlimlerine kim sövebilir?
Soru sahibi: Bazen insan âlimin hatasını açıklar, lakin bazı âlimler bundan ona sövüldüğü anlamını çıkarır. Hâlbuki o kimse aslında sövmemiştir.
El-Elbani: Eğer maksat bu ise, maksat kötü anlaşılmıştır. Çünkü bir kimsenin diğerinin hatasını açıklaması İslam’da vaciptir. Hatayı açıklamak sövme ve hakaret bir yana, tenkid ve eleştiri demek bile değildir. Ancak hakkın beyanıdır. Bu yüzden Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Buhârî’nin Sahih’inde gelen sahih bir hadiste şöyle buyurmuştur:
Hâkim içtihat ettiğinde isabet ederse ona iki ecir, hata ettiğinde ona bir ecir vardır.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem herhangi bir kadı veya hâkim (yönetici) hakkında hata ettiğinde bir ecir alacağını söylerken ona dil mi uzatıyor, yahut sövmüş mü oluyor?! Aynı şekilde, Buhârî’nin rivayet ettiği rüya kıssasında Ebu Bekr radiyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önünde rüya yorumunda bulunmuş, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona:
Bir kısmında isabet, bir kısmında hata ettin” buyurmuştur. Bir kimse Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mağara arkadaşı olan Ebu Bekr es-Sıddık radiyallahu anh’e dediği: “Bir kısmında hata ettin” sözüyle hakaret etmiş olduğunu söyleyebilir mi? Lakin bu, müslümanların İslamî kültürlerinde geri kalmaları ve dinin lügati olan Arap dilinden uzaklıkları sebebiyledir. Hatta kendilerine “Mutefekkih” demenin daha doğru olduğu sonraki fakihler sebebiyledir. Onlar “fakih” teriminden uzaktırlar. Çünkü onların kendileri bu hakikati ters çevirmekte, onlar böyle düşünmekte ve halk da onlara tabi olmaktadır. Birisi hakkında “Falan hata etti” denilince, sizin de işittiğiniz gibi, bu sözün hata eden kişiye hakaret ve sövme olduğunu söylerler. Hâlbuki durum öyle değildir. Bu meselede fazla açıklamaya gerek yoktur. Bu kadarı bize yeter.”(Durusun ve Muhadaratun Muferriga)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)