قال مسدّد حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ أَبِي الْأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ:
"إِيَّاكُمْ وَهَذِهِ الْكَعْبَاتِ الْمَسْمُومَةَ الَّتِي تُزْجَرُ زَجْرًا فَإِنَّمَا
هِيَ مِنَ الْمَيْسِرِ" وَقَالَ
أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ: حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ هَاشِمٍ عَنْ إبراهيم الهجري، عن أبي
الأحوص مثله.
Musedded b. Muserhed rahimehullah, Musned’inde; Ebu Avane –
Abdulmelik b. Umeyr – Ebu’l-Ahvas – İbn Mes’ud radiyallahu anh isnadıyla rivayet
ediyor:
“Sizleri yasaklandıkça yasaklanan şu iki damgalı küpten
(zarlardan) sakındırırım. Zira o ancak meysir (kumar)dandır.”[1]
Ahmed b. Menî rahimehullah Musned’inde; Ali b. Haşim –
İbrahim el-Hecerî – Ebu’l-Ahvas – İbn Mes’ud radiyallahu anh isnadıyla aynısını
rivayet etmiştir.
Busayri rahimehullah Muhtasarul-İthaf’ta (2/132) dedi ki: “Bunu
Musedded, Ahmed b. Menî ve el-Kubra’da Beyhakî rivayet ettiler.”
Bu hadis İbn Mes’ud radiyallahu anh’den merfu ve mevkuf
olarak rivayet edilmiştir.
1- Merfu olarak; Ahmed; Ali b. Asım – İbrahim el-Heceri –
Ebu’l-Ahvas – Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِيَّاكُمْ
وَهَاتَانِ الْكَعْبَتَانِ الْمَوْسُومَتَانِ اللَّتَانِ تُزْجَرَانِ زَجْرًا،
فَإِنَّهُمَا مَيْسِرُ الْعَجَمِ
“Sizleri yasaklandıkça yasaklanan şu iki
damgalı zardan sakındırırım. Zira o acemlerin meysiri (kumarıdır)”[2]
Beyhakî bunu es-Sunenu’l-Kubra’da (10/215);
Ebu’l-Huseyn b. Bişran – el-Huseyn b. Safvan – İbn Ebi’d-Dunya – Ziyad b. Eyyub
b. Abdillah el-Bekkâî – İbrahim b. Muslim tarikiyle rivayet etti ve dedi ki: “el-Bekkai,
İbrahim’den rivayet ederken merfu olarak rivayet etti. Suveyd ise Ebu Muaviye –
İbrahim yoluyla rivayet etmiştir. Mahfuz olan mevkuf olmasıdır.”
İbn
Adiy, el-Kamil’de (1/213) İbrahim el-Heceri’nin hal tercemesinde şöyle
demiştir: “Cafer b. Muhammed el-Firyabi – Suveyd b. Said – Ebu Muaviye –
İbrahim tarikiyle benzerini rivayet etti.”
Beyhakî Şuabu’l-İman’da (no:6080) aynı
tarikle rivayet etti ve dedi ki: “Bize Ebu Sa’d el-Mâlinî haber verdi, dedi ki;
bize Ebu Ahmed b. Adiy haber verdi…” böylece İbn Adiy’in isnadını zikretti.
2- Mevkuf rivayeti: Yukarıda İbn Hacer’in
Metalibu’l-Aliye’sinden nakledildiği gibi Musedded b. Muserhed ve Ahmed b. Menî
müsnedlerinde rivayet etmişlerdir.
Buhârî, Edebu’l-Mufred’de (1270); Musedded –
Mu’temir – Abdulmelik – Ebu’l-Ahvas – Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh
isnadıyla rivayet etmiştir.
El-Âcurrî, Tahrimu’n-Nerd ve’ş-Şatranc ve’l-Melahî
adlı risalesinde (no:18); Ebu Bekr b. Ebi Davud – Ziyad b. Eyyub – Mutemir tarikiye
aynısını rivayet etmiştir.
Bu rivayette Mutemir’e; Sufyan b. Uyeyne, Şu’be
ve Ebu Avane mutabaat etmişlerdir.
a- Sufyan’ın mutabaatını; Acurri Tahrimu’n-Nerd’de
(no:19); İbrahim b. Musa – Yusuf b. Musa el-Kattan – Veki – Sufyan – Abdulmelik
tarikiyle rivayet etmiştir. Yine Taberî, Tefsirinde (2/370); Muhammed b. Beşşar
– Abdurrahman – Sufyan – Abdulmelik yoluyla rivayet etmiştir.
b- Şu’be’nin mutabaatını; Taberî Tefsir’inde
(2/370); Muhammed b. el-Musenna – Muhammed b. Cafer (Gunder) – Şu’be – Abdulmelik
yoluyla rivayet etmiştir.
c- Ebu Avane’nin mutabaatını ise; Beyhakî
Şuabu’l-İman’da (no:6081); Ebu’l-Huseyn b. Bişran – el-Huseyn b. Safvan –
Abdullah b. Muhammed b. Ebi’d-Dunya – Halef b. Hişam – Ebu Avane – Abdulmelik b.
Umeyr yoluyla rivayet etmiştir.
Ebu’l-Ahvas’tan rivayette ise Abdulmelik b.
Umeyr’e; İbrahim el-Heceri ve Yezid b. Ebi Ziyad mutabaat etmişlerdir.
a- İbrahim el-Heceri’nin mutabaatını Beyhakî
(10/215) rivayet etmiştir. Yukarıda tariki zikredilmişti. Yine Beyhakî; Ebu
Zekeriyya b. Ebi İshak – Ebu Abdillah eş-Şeybani – Muhammed b. Abdilvehhab –
Cafer b. Avn – İbrahim el-Heceri – Ebu’l-Ahvas yoluyla da rivayet etmiştir. Sonra
Beyhakî dedi ki: “Abdulmelik b. Umeyr ve başkaları Ebu’l-Ahvast’an, o da İbn
Mes’ud radiyallahu anh’den mevkuf olarak böylece rivayet ettiler.”
Derim ki: Abdulmelik b. Umeyr’den rivayet
edenler sadece mevkuf olarak rivayet ettiler. İbrahim el-Heceri’den rivayet
edenler ise ihtilaf ettiler. Ziyad b. Eyyub el-Bekkai ve Ebu Muaviye, İbrahim’den
merfu olarak rivayet ederken, Cafer b. Avn, İbrahim’den mevkuf olarak rivayet
etmiştir. Beyhakî’nin dediği gibi mahfuz olan mevkuf olarak rivayetidir.
b- Yezid b. Ebi Ziyad’ın mutabaatını; Abdurrazzak
Musannef’te (10/467); Ma’mer – Yezid b. Ebi Ziyad yoluyla yakın lafızla rivayet
etmiştir. Onun rivayet yoluyla Beyhakî Şuabu’l-İman’da (no:6082) rivayet
etmiştir.
El-Haraiti, Mesaviu’l-Ahlak’ta (no:756); Ali b.
Harb et-Tâî – Muhammed b. Fudayl – Yezid b. Ebi Ziyad yoluyla rivayet etmiştir.
Taberî, Tefsir’inde (2/370); Muhammed b.
el-Musenna – Muhammed b. Nafi – Şu’be – Yezid b. Ebi Ziyad yoluyla rivayet
etmiştir.
Özetle; Beyhakî’nin dediği gibi hadis mevkuf
olarak mahfuzdur. Musedded’den yukarıda zikrettiğim tarik Muslim’in şartına
göredir. Ebu’l-Ahvas dışında bütün ravileri sahihayn ricalidir. Ebu’l-Ahvas ise
Muslim’in ricalindendir, Buhârî Edebu’l-Mufred’de ondan rivayette bulunmuştur.
İmam Darekutni’ye bu hadis hakkında sorulmuş
ve el-İlel’de (5/315) şöyle demiştir: “Bunu İbrahim el-Heceri ve Abdulmelik b.
Umeyr, Ebu’l-Ahvas yoluyla rivayet ettiler. Ali b. Asım bunu İbrahim’den
rivayet ederken merfu olarak rivayet etti, Şu’be bunu İbrahim’den rivayet
ederken yine merfu olarak rivayet etti, sahih olanı ise mevkuf olmasıdır. Aynı şekilde
el-Heceri’nin ashabı, Ebu’l Ahvas yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişler,
Abdulmelil b. Umeyr de Ebu’l-Ahvas yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir.”
Derim ki: Merfu olarak rivayette İbrahim
el-Heceri tek kalmıştır. İbrahim el-Heceri hadisi itibar için yazılabilecek birisi
olmakla beraber hadis rivayetinde zayıf görülen bir ravidir. Mevkuf rivayetleri
merfu olarak rivayet etmesi sebebiyle ve satranç oynaması sebebiyle
eleştirilmiştir. Burada da mevkuf bir metni merfu rivayet ederek hata ettiği
görülmektedir.
Bütün bunlarla beraber hadisin metni hükmen
merfudur. Çünkü İbn Mes’ud radiyallahu anh zarların yasaklandığını kendi
görüşüyle değil, meçhul bir sigada “yasaklandıkça yasaklanan” şeklinde
söylemiştir. Bu yasağı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiği için
böyle söylemiştir. Allah en iyi bilendir.
Nitekim Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh’den
çeşitli yollarla merfu şahidi gelmiştir.
Bunlardan birisinin tariki ve metni de şudur:
Ahmed; Mekkî b. İbrahim – el-Cuayd – Yezid b. Husayfe – Humeyd b. Beşir b.
el-Muharrar – Muhammed b. Ka’b – Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh isnadıyla
rivayet ediyor: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu
işittim:
لَا يُقَلِّبُ كَعَبَاتِهَا أَحَدٌ يَنْتَظِرُ مَا تَأْتِي بِهِ
إِلَّا عَصَى اللهَ وَرَسُولَهُ
“Bir kimse onun (tavlanın) küplerini
(zarlarını) ne getirecek diye çevirip beklediği zaman ancak Allah’a ve rasulüne
isyan etmiş olur.”[3]
[1]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn
Hacer, Metalibu’l-Aliye (2200) Buhari Edebu’l-Mufred (1270) Ma’mer Cami (329) Acurri
Tahrimu’n-Nerd (18) Haraiti,
Mesaviu’l-Ahlak (756) Taberî Tefsir (2/370) Beyhakî Şuab (6081)
[2]
Sahih. Ahmed (1/446) İbn Husrev Musnedu Ebi Hanife
(1194) İbn Ebi’d-Dunya Zemmu’l-Melahi (73) Beyhakî (10/215) Beyhakî Şuab (6080)
[3]
Hasen. Ahmed (4/407) Ebû Ya'lâ (13/274)
Beyhakî Şuab (5/237) Hadisu Ebi’l-Fadl ez-Zuhri (495) İbn Ebi’d-Dunya Zemmu’l-Melahi
(72) Beyhakî (10/215) bkz.: el-Elbani el-İrva (8/286)