Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Selefilerin Davetlerinin Mescidlerde Olması Sözüne İtirazlar!

Dernekler bid'atine bulaşmış kimseler, bu bid'ati savunmak adına;
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem safa tepesinde, panayırlarda, Erkam'ın evinde davet yaptı, bunlar da mı bid'at?" şeklinde örümcek ağından zayıf gerekçeler öne sürüyorlar.
Birincisi; verilen örneklerin hiçbiri derneklere delil olmaz. zira ne sebep ne sonuç bakımından aralarında bir illiyet bağı yoktur.
İkincisi: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sözü edilen mekanlarda müşrikleri İslam'a çağırmıştır. Acaba dernekçiler toplumu müşrik mi görüyorlar?
Bu kimseler, derneklerinde müşrikleri İslam'a mı çağırıyorlar, yoksa Müslümanlara dinlerini mi öğretmek istiyorlar? - Çoğunun dernekleri demokratik partilere oy kullanmaya çağırmak için kullandıklarını, dolayısıyla şirke davet ettiklerini de biliyoruz - 
Eğer dernekleri müslümanlara dinlerini öğretmek için kuruyorlarsa, Müslümanların eğitilip öğretilecekleri mekanlar dernekler değil, mescidlerdir. Burada birisi çıkıp: "Bu insanlar mescitlere gelmiyor, o yüzden dernek kuruyoruz" derse, ona denilir ki: şayet bir alevi köyünde yahut sufi memleketinde olsanız ve oranın halkı cem evinden yahut dergahtan başka bir yere gelmeyi kabul etmese cem evi veya dergah mı açacaksınız? Yahut Yahudi veya Hristiyan ülkesinde olsanız Kilise veya Havra mı açacaktınız?
Erkam'ın evine gelince, Müslümanlardan biri, evinde toplanılıp ders yapılmasına imkan sağlasa bu faziletli bir iştir. Zira sünnette Daru'l-Erkam örneği vardır. Daru'l-Erkam, Erkam radıyallahu anh'e ait bir evdir. Müslümanların mescid yapma imkanları olmadığı bir zamanda, bu sahabe, evini, Müslümanların dinlerini öğrenmeleri, istişare etmeleri için kullandırmıştır. Bu ev için demokratik oy çoğunluğu yoluyla seçilen, yönetim kurulunda yer alan vasıfsız çoğunluk ile karar alan bir başkan yoktu. İslamî olmayan sistemlerin bazı kanunlarına uyma sözü vermek söz konusu değildi. vs. Bu şekilde Müslümanlardan birinin evinde toplanmaya kimse karşı çıkmıyor. Lakin dernek yapıları, mescid gibi ümmete mal edilen fırka yuvalarıdır. işleyiş sistemi bakımından Yahudilerin Beytu'l-Midras'ına benzemektedir. Bu, kafirlere benzemektir. Dernekler sistemini Masonlar icat etmişlerdir. Yine derneklerde masonlara tabi olmak söz konusudur. Bunun bir çok fesada sebep olan başka yönleri de vardır ki daha önce geniş bir şekilde açıkladık, sitede bulabilirsiniz. 
Üçüncüsü: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Yahudilerin alternatif ibadet ve eğitim mekanı olarak yaptıkları Beytu'l-Midras denilen, içinde Tevrat dersi yaptıkları eve gitmiş ve Yahudileri İslam'a davet etmiştir. Ancak ne kendisi, ne ashabı böyle evler icad etmemişlerdir. Bu da, İslam aleminde hicri 4. asırlarda ortaya çıkan, mescitlerden bağımsız olarak ilim dersi icra etmek için yapılan Medreselerin bid'at olduğunu gösterir. Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da ilim eğitimine ihtiyaç vardır ve böyle evler edinebilirlerdi. Ama bunu yapmadılar. Sonradan bunu yapmak böylece bid'at olur. Bugün Mescidlerden bağımsız yapılan Kur'ân kursları, İslami fakülteler, medreseler bu türden bir bid'at olduğu gibi, benzer bir gaye ile edinilen dernek evleri de aynı şekilde bid'attir. Zira bu derneklere gidilmesinden, maddi destek verilmesinden dolayı Allah adına sevap vaad edilmektedir! Bid'atin bütün şartları bu yapılar hakkında bir araya gelmiştir.
Tıpkı Sufilerin, Mescide alternatif ibadet mekanı olarak Dergahları, Alevilerin Cem evlerini ihdas etmeleri gibi! 
Sonuç olarak: Müslümanların dinî gayelerle dernek kurması meşru değildir. Lakin şayet tevhid ehli bir ilim ehli, dernek kurmuş kimselerin hükmü bilmiyor olmaları sebebiyle, bu bid'ate son vermelerine davet ve hüccet ikamesi için bu derneklere gider ve davette bulunursa, yukarıda işaret edildiği gibi buna sünnette bir örnek vardır. Yine bir dergaha, bir cem evine, bir kiliseye, bir havraya gidip, oradaki halka, batıldan dönmeleri için tebliğ yapan alime de bu yaptığı meşrudur.
Herhalde bu durumu hiçbir akıl sahibi dernek kurmanın meşru olmasına delil getiremez! 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)