Soru 157: “Kıyası inkar eden dinin üçte birini yok sayar” diyen
kimsenin sözü doğru mudur?
Cevap 157: Allah Subhanehu ve Teâlâ, kerim kitabında şöyle
buyuruyor: “Bugün dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım.
Ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.” (Maide 3) Allah Azze ve Celle
yine şöyle buyurmuştur: “Sizlere neleri haram kıldığını açıklamıştır.” (En’am
119) Nitekim Allah Teâlâ her şeyi açıklamıştır. Bundan sonra kıyasın durumuna
gelelim. Kıyas ehli, sarhoş ediciliği sebebiyle nebizi hamr’a (şaraba)
kıyaslıyorlar. Halbuki sen, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Her
sarhoşluk veren şey hamr’dır, her hamr da haramdır” buyurduğunu görüyorsun. Böylece
kıyasa ihtiyaç kalmadığını öğrendin. Dinde umumî delil gelmiştir. Bazen kıyas
ashabı bu delilden haberdar olamıyorlar. Allah yardımcımız olsun. Ebu Muhammed
b. Hazm’ın “İhkamu’l-İhkam” kitabında kıyas hakkında yazdığı kısmı okumanızı
tavsiye ederim.”
(Şeyh Mukbil b. Hâdî, İcabetu’s-Sail Ala Ehemmi’l-Mesail)
Soru 320- “Zahiri mezhebinden olmakla bilinen İbn Hazm’ın, el-Muhalla
kitabında söylediği her söz alınır mı? Çünkü siz el-Muhalla kitabını tavsiye
ediyorsunuz.”
Cevap 320- İbn Hazm’ın
el-Muhalla kitabı, cerh ve ta’dil kitabı ve hadislerin sahihlik ve zayıflıkları
hakkında bir kitap olarak muteberdir. Fıkıh kitaplarında bunlar bulunmaz. Sen el-Mugnî’ye
veya Zeydî’lerin; Şerhu’l-Ezhar’ına ya da Hanefilerin kitaplarına baktığında,
hatta en güzel fıkıh kitaplarından sayılan Nevevi’nin el-Mecmu’una baktığında hadislere
dair bu sıhhat ve zayıflık hükümlerini, cerh ve ta’dil hükümlerini göremezsin.
Ama İbn Hazm’ın Kitap ve Sünnete aykırı olan görüşleri veya bazı imamlara
saldırılarından biz berîyiz. Zahiri mezhebine gelince, biz her müslümana zahiri
olmasını nasihat ederiz. Nitekim Şevkanî rahimehullah, Bahru’l-Muhit sahibi Ebu
Hayyan’ın biyografisinde onun şöyle dediğini zikreder: “Zahiri mezhebini bilen
bir kimse onu terk edemez ve ondan ayrı kalamaz.” Şevkani der ki: “Çünkü hak,
beni Ebu Muhammed b. Hazm rahimehullah’ın mezhebine bağlanmaktan alıkoymaz. Bizler
onu taklid etmeye davet etmiyoruz… Şayet taklid caiz olsaydı, elbette
sahabeleri – Allah onlardan razı olsun – taklid ederdik.”
Şeyh Mukbil, İcabetu’s-Sâil (s.562)