Yolculukta Emir Seçmek Sünnet
midir?
Ebû Muâz el-Çubukâbâdî
Bismillah
Hamd Allah içindir. O’na hamd eder, O’ndan
yardım ister ve O’ndan bağışlanma dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve
amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah’ın hidayet ettiğini
saptıracak yoktur ve O’nun saptırdığını hidayet edecek yoktur. Şehadet ederim
ki Allah’tan başka ibadete layık hak ilah yoktur, O birdir, ortağı yoktur. Yine
şehadet ederim ki Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah’ın kulu ve
rasulüdür.
Bundan sonra;
Yolculukta emir tayin etme konusunda Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’den bir emir sabit olmamıştır. Ancak sahabelerden
mevkuf olarak sabit olmuştur. Meselenin ayrıntıları şu şekildedir:
Merfu Olarak Gelenler:
1- Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan
gelen rivayette Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu
nakledilmiştir:
لا يحل لثلاثة يكونون بفلاة من الأرض إلا أمروا عليهم
أحدهم
“Bir arazi boşluğunda üç kişi
bulunup da içlerinden birinin emir olmaması helal değildir.”[1]
Bunun isnadında İbn Lehia bulunması
sebebiyle zayıftır.
2- Ali b. Bahr - Hatim b. İsmail –
Muhammed b. Aclan – Nafi – Ebu Seleme – Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh yoluyla;
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إذا خرج ثلاثة في سفر فليؤمروا أحدهم
“Üç kişi yola çıktığında içlerinden birini emir
seçsinler”[2]
Muhammed b. Abbad – Hatim b. İsmail yoluyla, Ebu Ya’la’nın lafzı şu şekildedir:
إذا خرج ثلاثة في سفر فليؤمهم أحدهم
“Üç kişi yolculuğa çıktığında
içlerinden birisi imam olsun.”[3]
Taberani’nin Muhammed b. Abbad – Hatim yoluyla
rivayetinde ve Tahavi’nin Abdurrahman b. Yunus – Hatim yoluyla rivayetinde ise “emir
olsun” lafzıyla gelmiştir.[4]
3- Ali b. Bahr - Hatim b. İsmail – Muhammed
b. Aclan – Nafi – Ebu Seleme – Ebu Hureyre radıyallahu anh yoluyla; Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إذا كان ثلاثة في سفر فليؤمروا أحدهم قال نافع فقلنا لأبي
سلمة فأنت أميرنا
“Üç kişi seferde olduğu zaman içlerinden
birini emir seçsinler.” Nafi dedi ki: “Biz de Ebu Seleme’ye: “Sen bizim
emirimizsin” dedik.”[5]
4- Ubeys b. Merhum - Hatim b. İsmail –
Muhammed b. Aclan – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma yoluyla; Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِذَا كَانُوا ثَلاثَةً فَلا يَتَنَاجَى اثْنَانِ دُونَ
الثَّالِثِ ، وَإِذَا كَانُوا ثَلاثَةً فِي سَفَرٍ ، فَلْيُؤَمِّرُوا أَحَدَهُمْ
“Üç kişi olduğunda bunlardan ikisi,
gizlice konuşmasın. Yolculukta üç kişi olduğunda içlerinden birini emir
seçsinler.”[6]
Bu rivayette Hatim b. İsmail ve
Muhammed b. Aclan, rivayetleri genelde hasen olsa da, ezber sorunu olan iki
ravidirler. Nitekim bu rivayetin hem metninde bir nekaret, hem de isnadında bir
ızdırap vardır.
İsnadındaki Izdırap:
Hadisi Hatim b. İsmail, Muhammed b. Aclan'dan, bir seferinde
Nafi – Ebu Seleme – Ebu Said el-Hudri yoluyla, bir seferinde; Nafi – Ebu Seleme
– Ebu Hureyre yoluyla, bir seferinde de; Nafi – İbn Ömer yoluyla rivayet
etmiştir. Hatim'den daha sağlam olan raviler ise, İbn Aclan - Nafi - Ebu Seleme yoluyla mürsel olarak rivayet etmişlerdir.
Muhammed b. Aclan, güvenilirliği ile
beraber, Nafi’den rivayetleri muzdariptir. El-Ukaylî, ed-Duafa’da[7]
şöyle demiştir: “Bize Abdullah b. Ahmed rivayet etti, o Ebu Bekr el-Hallad’dan
rivayet etti, o dedi ki: Yahya (b. Main)’in şöyle dediğini işittim: “İbn Aclan
Nafi’den rivayetinde muzdariptir. Bu rivayetlerinin bir kıymeti yoktur”
Bu hadis de Muhammed b. Aclan’ın
ızdırap yaptığı rivayetlerdendir.
İbn Kattan Ebu Hureyre radıyallahu anh
rivayeti hakkında şöyle demiştir: “Bu hadisi Ebu Davud; Hatim b. İsmail – İbn Aclan
– Nafi – Ebu Seleme – Ebu Hureyre yoluyla, bir rivayette de Ebu Said el-Hudri’den
rivayet etmiştir. Burada Ebu Said yerine Ebu Hureyre’yi zikretmiştir. Ebu Davud
iki rivayet yolunu da zikretmiştir. Darekutni, Yahya b. Said’in bunu İbn Aclan –
Ebu Seleme yoluyla mürsel olarak rivayet ettiğini zikretmiş, ne Ebu Hureyre’ye,
ne Ebu Said’e dayandırmamıştır. Darekutni; “Doğru olan bu (mürsel olan)
rivayettir” dedi.
Allahu a’lem doğrusu budur. Zira Yahya
b. Said el-Kattan, ezber ve itkan bakımından Hatim b. İsmail’den ve
başkalarından üstündür. Hatim b. İsmail ise sika bir ravi olsa da, onda gaflet
olduğu ve yazısından rivayetinin sahih olduğu söylenmiştir… Allahu a’lem Ebu
Muhammed’in: “Bunu mürsel olarak rivayet edenin hıfzı, mevsul olarak rivayet
edenden güçlüdür” sözü ile kastedilen budur.”[8]
İbn Ebi Hatim şöyle dedi: “Babama ve
Ebu Zür’a’ya, Hatim b. İsmail’in Muhammed b. Aclan’dan, onun Nafi’den, onun Ebu
Seleme’den, onun Ebu Hureyre’den, onun da Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den
rivayet ettiği: “Yolculukta üç kişi olduğunuzda onlardan birisi imam olsun”
hadisini sordum. İkisi de dediler ki: “Bu hadisi Hatim’den iki isnad ile
rivayet ettiler: Bazısı; Hatim – İbn Aclan – Nafi – Ebu Seleme – Ebu Said radıyallahu
anh dedi. Bazısı da; Ebu Hureyre radıyallahu anh’den dedi. Bize göre doğrusu,
Allahu a’lem; Ebu Seleme – Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den mürsel olarak
rivayet etmiştir.
Babam (Ebu Hatim) dedi ki: “Bunu Yahya
b. Eyyub – İbn Aclan’dan, o Nafi’den, o Ebu Seleme’den, o da Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’den diyerek rivayet etti.[9]
Doğrusu budur. Söylediklerimizi destekleyen şeylerden birisi de şudur: Muaviye
b. Salih – Sevr b. Yezid – Ferac b. Fudale – el-Muhasir b. Habib – Ebu Seleme –
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem isnadıyla bu sözü rivayet etti.[10]
Ebu Zur’a dedi ki: “İbn Aclan’ın ashabı
bu hadisi Ebu Seleme’den mürsel olarak rivayet ettiler.” Ben: “Kimler?” dedim. “Leys
veya başkaları” dedi.”[11]
Burada rivayetin aslının mürsel olduğu ve lafzının da "emir seçsinler" şeklinde değil, "içlerinden biri imam olsun" şeklinde olduğu açıklığa kavuşmaktadır.
Burada rivayetin aslının mürsel olduğu ve lafzının da "emir seçsinler" şeklinde değil, "içlerinden biri imam olsun" şeklinde olduğu açıklığa kavuşmaktadır.
Hadisin Metnindeki Nekaret:
Hadisin mahfuz olan metninde: “Üç kişi
olunduğu zaman (namazda) içlerinden biri imam olsun” buyrulmuştur. Ali b.
Bahr - Hatim b. İsmail – İbn Aclan – Nafi tarikiyle gelen rivayetlerde ise; “İmam
olsun” lafzı yerine “emir olsun” lafzı gelmiştir. Yukarıda zikrettiğim gibi Ebu
Ya’la’nın Muhammed b. Abbad (sika) ve Muhammed b. el-Hasen el-Medeni (metruk)
yoluyla Hatim – İbn Aclan tarikinden rivayetlerinde lafız; “imam olsun”
şeklinde geçmiştir. Yine Taberani’nin rivayetinde Muhammed b. Abbad bunu: “emir
olsun” lafzıyla rivayet etmiştir. Bu da gösteriyor ki, Hatim b. İsmail veya İbn Aclan, metinde de
ızdırap yapmışlardır.
İbn Aclan’ın, Nafi’den rivayetindeki
ızdırap ve metindeki ızdırap sebebiyle bu lafız münkerdir. Mahfuz olan
lafzın “imam olsun” şeklindeki lafız olduğunu gösteren tarikler şöylecedir:
a- Muhammed b. Nasr el-Mervezi, İshak –
İsa b. Sevr b. Yezid – Muhacir b. Habib yoluyla rivayet ediyor:
جَلَسْتُ إِلَى أَبِي سَلَمَةَ رَحِمَهُ اللَّهُ وَسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ,
فَقَالَ سَعِيدٌ لِأَبِي سَلَمَةَ: حَدِّثْ , فَقَالَ أَبُو سَلَمَةَ: قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِذَا خَرَجَ ثَلَاثَةٌ فِي سَفَرٍ فَلْيَؤُمَّهُمْ
أَقْرَأُهُمْ وَإِنْ كَانَ أَصْغَرُهُمْ»
“Ebu Seleme ve Said b. Cubeyr’in
yanlarına oturdum. Said, Ebu Seleme’ye: “Hadis rivayet et” dedi. Ebu Seleme
dedi ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Üç kişi yolculuğa
çıktığında, en küçükleri olsa bile, en iyi Kur’ân okuyanları imam olsun.”[12]
Derim ki; bu rivayet hem Ebu Seleme’nin
rivayetinin aslının mürsel olduğunu, hem de metninde geçen hususun yol emirliği
değil, namaz imamlığı olduğunu göstermektedir. Muhacir b. Habib; Muhasir b. Habib'dir. İbn Ebi Hatim onda sakınca olmadığını söylemiş, İbn Hibban es-Sikat'ta zikretmiştir. Lakin rivayet mürseldir.
Bezzar bunu şöylece rivayet etmiştir:
Muhammed b. Humeyd el-Kattan el-Cundisaburi – Abdullah b. Ruşeyd – Muhammed b.
Zibrikan – Sevr b. Yezid – Muhasır b. Habib – Ebu Seleme b. Abdirrahman – Ebu Hureyre
radıyallahu anh isnadıyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إذا سافرتم فليؤمكم أقرؤكم ، وَإن كان أصغركم ، وإذا أمكم
فهو أميركم
“Yolculuk yaptığınız zaman, en
küçüğünüz olsa dahi, en iyi Kur’an okuyanınız imam olsun. Size imamlık yaptığı
zaman da, o emirinizdir.”[13]
Bezzar dedi ki: “Bu lafızla Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’den ancak bu isnad ile biliriz. Nitekim Ebu Hureyre
radıyallahu anh ve başkaları bunun bir kısmını rivayet etmişlerdir. Fakat tam
metniyle başka rivayet eden yoktur. Muhasır b. Habib, Ebu Seleme’den bu hadisten
başka bir şey rivayet etmemiştir.”
Derim ki: isnadında Abdullah b. Ruşeyd
zayıftır. Muhammed b. Humeyd el-Kattan el-Cundisaburi meçhuldür. Dolayısıyla bu metinle merfu olarak rivayeti münkerdir.
b- Muslim; Kuteybe b. Said – Ebu Avane –
Katade – Ebu Nadre – Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh yoluyla
Ve; Muhammed b. el-Musenna – Salim b.
Nuh yoluyla
Ve; Hasen b. İsa – İbnu’l-Mubarek;
el-Ceriri – Ebu Nadre – Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh yoluyla rivayet
ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إذا كانوا ثلاثة فليؤمهم أحدهم وأحقهم بالإمامة أقرؤهم
“Üç kişi olduklarında içlerinden biri
imam olur. İmamlığa en layık olanı da en iyi Kur’an okuyanlarıdır.”[14]
Bu hadis, Ebu Said el-Hudrî radıyallahu
anh’den gelen rivayetin, yol emirliği değil de, namaz imamlığını kastettiğini
göstermektedir. Bu konuda sahih ve mahfuz olan metin budur ve ne emirlik, ne de yolculuk zikredilmemiştir.
İbn Ömer radıyallahu anhuma rivayetinin
metnindeki nekarete gelince; el-Muzekkiyyat’ta; Muhammed – İbrahim (b. Ebi
Eyyub el-Mısri) – Ziyad (b. Yunus) – Nafi (b. Abdirrahman b. Ebi Nuaym) el-Kârî
– Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla; Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
إذا كانَ ثلاثٌ في سفرٍ فليَؤمَّهم أَحدُهم
“Yolculukta üç kişi olduklarında onlardan
biri imam olsun.”[15]
Bu rivayet gösteriyor ki, Nafi’nin, İbn
Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayeti, “emir olsun” lafzıyla değil, “imam olsun”
lafzı iledir.
İsnadında İbrahim el-Mısri’nin hal tercemesini
bulamadım.
5- Bezzar; Ammar b. Halid el-Vasiti –
el-Kasım b. Malik el-Muzeni – el-A’meş – Zeyd b. Vehb – Ömer b. el-Hattab radıyallahu
anh yoluyla rivayet ediyor:
إِذا كُنْتُم ثَلَاثَة فِي سفر فَأمروا عَلَيْكُم أحدكُم
، فَذَاك أَمِير أمره رَسُول الله - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ -
“Yolculukta üç kişi olduğunuz zaman
biriniz size emir olsun. Bu emir tayini, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
emridir.”[16]
Bezzar, Müsned’inde dedi ki: Bunu el-A’meş’ten
birçok kimse rivayet etmiştir. el-A’meş de Zeyd b. Vehb yoluyla Ömer radıyallahu
anh’den mevkuf olarak rivayet etmiştir. el-Kasım b. Malik dışında, el-A’meş’ten
müsned olarak rivayet eden (yani “Bu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
emridir” kısmını zikreden) kimse bilmiyoruz.”
İbn Kattan dedi ki: “Ebu Cafer el-Kasım
b. Malik el-Muzeni hakkında Yahya b. Main: “Sika” dedi. Ebu Hâtim ise: “Salih,
onda sakınca yok, lakin çok sağlam değil” dedi. Bunun anlamı, başka sika ravilerin
ondan üstün olması demektir. Sikaların mertebelerinin farklı olduğunda şüphe
yoktur. Onun çok da sağlam olmadığını söyleyenin sözü kabul edilse de, onun
sika olduğunda şüphe yoktur. Ondan rivayet eden Ammar b. Halid de sikadır. Bu
rivayet yolu, mevkuf olsa da sahihtir. Mevkuf olan tarikte sakınca yoktur..”[17]
Darekutni’ye Ömer radıyallahu anh
rivayeti sorulunca şöyle demiştir: “Bunu el-Kasım b. Malik el-Muzeni ve
el-Huseyn b. Ulvan rivayet etmiştir. O zayıftır. Bunu el-A’meş’ten, o, Zeyd b.
Vehb’den, o da Ömer radıyallahu anh’den mevkuf olarak rivayet etmiştir. Bu
ikisine Abdulvahid b. Ziyad, Ebu Muaviye ve başkaları muhalif olarak; el-Ameş –
Zeyd b. Vehb – Ömer radıyallahu anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişlerdir. Doğrusu
da budur.”[18]
Yani Darekutni, Ömer radıyallahu anh’ın
sözünün sonundaki: “Bu emir tayini, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
emridir” kısmının sahih olmadığına işaret etmektedir.[19]
Zira aşağıda mevkuf rivayetler kısmında zikredeceğim gibi bunu, Zeyd b. Vehb - Ömer radıyallahu anh yoluyla rivayet eden Habib b. Hassan, "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle emretti" kısmını zikretmediği gibi, el-A'meş - Zeyd b. Vehb - Ömer yoluyla rivayet eden Ma'mer b. Raşid de zikretmemiştir. Lakin hıfz bakımından bu ravilerden aşağıda kalan el-Kasım b. Malik, el-A'meş'ten bu ziyadeyi zikretmekle şaz bir ziyadede bulunmuştur.
Zira aşağıda mevkuf rivayetler kısmında zikredeceğim gibi bunu, Zeyd b. Vehb - Ömer radıyallahu anh yoluyla rivayet eden Habib b. Hassan, "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle emretti" kısmını zikretmediği gibi, el-A'meş - Zeyd b. Vehb - Ömer yoluyla rivayet eden Ma'mer b. Raşid de zikretmemiştir. Lakin hıfz bakımından bu ravilerden aşağıda kalan el-Kasım b. Malik, el-A'meş'ten bu ziyadeyi zikretmekle şaz bir ziyadede bulunmuştur.
Mevkuf Olarak Gelenler:
1- Adiy b. Adiy el-Kindi’den:
بَيْنَا أَبُو الدَّرْدَاءِ يَسِيرُ يَوْمًا شَاذًّا مِنَ الْجَيْشِ إِذْ لَقِيَهُ
رَجُلَانِ شَاذَّانِ مِنَ الْجَيْشِ فَقَالَ: يَا هَذَانِ إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ فِي
مِثْلِ هَذَا الْمَكَانِ ثَلَاثَةٌ إِلَّا أَمَّرُوا عَلَيْهِمْ أَحَدَهُمْ فَلْيَتَأَمَّرْ
أَحَدُكُمَا
“Ebu’d-Derda radıyallahu anh bir gün
ordudan ayrı olarak yola çıktı. Ordudan ayrı kalmış iki kişi ile karşılaştı. Dedi
ki: “Hey ikiniz! Böyle bir yerde üç kişi bulunup da içlerinden birinin emir
olmaması uygun olmaz. İkinizden biri emir olsun…”[20]
Bunun isnadında İbrahim b. Hişam b. Yahya
el-Gassani yalanla itham edilmiştir.
2- Ali b. Ca’d, Müsned’inde; Şu’be –
Ebu İshak – Ebu’l-Ahvas – Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh yoluyla mevkuf
olarak rivayet ediyor:
إذا كنتم ثلاثة في سفر فأمروا عليكم أحدكم ولا يتناجى
اثنان دون صاحبهما
“Yolculukta üç kişi olduğunuz zaman
biriniz size emir olsun. İki kişi, üçüncüden hariç olarak fısıldaşmasın.”[21]
Bunun isnadı mevkuf olarak sahihtir. Serrac’ın
rivayetinde Ebu İshak’ın tahdis sigası sabit olmuştur.
3- Habib b. Hassan – Zeyd b. Vehb –
Ömer radıyallahu anh isnadıyla
Ve Ma’mer – el-A’meş – Zeyd b. Vehb –
Ömer radıyallahu anh isnadıyla
إذا كنتم ثلاثة في سفر ، فأمروا عليكم أحدكم
Sonuç
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den
yolculukta emir tayinine dair bir şey sabit olmamıştır. Abdullah b. Mes’ud ve
Ömer b. el-Hattab radıyallahu anhuma ise yolculukta üç kişi veya daha fazla
olan bir grubun içlerinden birini emir seçmelerini tavsiye etmişlerdir.
Şüphesiz bu, yolculukta kargaşayı önlemek için faydalıdır, ancak Nebevî bir emir değildir. Allah en iyi bilendir.
Subhanekallahumme ve bihamdike ve eşhedu en la ilahe illa ente vahdeke la şerike leke ve estagfiruke ve etûbu ileyk.
[1]
Zayıf. Ahmed (2/176-177)
[2]
Zayıf. Ebu Davud (2608)
[3]
Zayıf. Ebu Ya’la (2/320, 512)
[4]
Zayıf. Taberani Evsat (8/99) Beyhaki (5/257) Tahavi Müşkilu’l-Asar (4620)
[5]
Zayıf. Ebu Davud (2609) Beyhaki (5/257) Beyhaki bunu Muhammed b. Abbad –
Hatim yoluyla zikreder.
[6]
Zayıf. Bezzar, Keşfu’l-Estar (1673)
[7]
Ukaylî, ed-Duafa (4/118)
[8]
İbn Kattan, Beyanu’l-Vehm (5/289-291)
[9]
Bkz.: Darekutni el-İlel (9/327)
[10]
Bkz: Abdurrazzak (3812, 9256) İbn Ebi Şeybe (3457)
[11]
İbn Ebi Hatim el-İlel (2/75 no:225)
[12]
Zayıf. Mervezi, Muhtasaru Kıyami’l-Leyl (s.242)
[13]
Zayıf. Keşfu’l-Estar (1671)
[14]
Sahih. Muslim (672) Tayalisi (1/286) Ahmed (3/24) Nesai (782) İbn
Huzeyme (1508) Ebu Ya’la (2/469)
[15]
Zayıf. el-Muzekkiyyat (43)
[16]
Şaz. İbn Huzeyme (2541) Hakim (1/611) Tahavi Muşkilu’l-Asar (4619)
Bezzar (Keşfu’l-Estar 1672)
[17]
İbn Kattan, Beyanu’l-Vehm (5/289-291)
[18]
Darekutni el-İlel (2/151 no:176)
[19]
Bkz.: Mukbil b. Hadi, Ehadisu’l-Muille Zahiruha’s-Sıhha (356)
[20]
Zayıf mevkuf. Taberani Musnedu’ş-Şamiyyin (316)
[21]
Sahih mevkuf. Ali B. Ca’d, Musned (no:443) Hadisu’s-Serrac (1250)
Taberani (9/186)
[22]
Sahih mevkuf. Abdurrazzak (5/168) Hadisu İsmail b. Cafer (461) Beyhaki
(9/359)