Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

9 Ekim 2024 Çarşamba

21. Asırda Çağ Atlayan(!) Cahiliyye

 İbrahim el-Harbî rahimehullah Garibu’l-Hadis’te (1/155) hasen bir isnad ile Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediğini rivayet etti:

كَانَتِ الْمَدِينَةُ وَبِيئَةً وَكَانُوا يَقُولُونَ إِذَا قَدِمَ الرَّجُلُ أَرْضًا وَبِيئَةً وَضَعَ يَدَهُ خَلْفَ أُذُنِهِ وَنَهَقَ مِثْلَ الْحِمَارِ عَشَّرَ لَمْ يُصِبْهُ وَبَؤُهَا

“Medine vebâlı bir yerdi ve şöyle diyorlardı: “Kişi vebâlı bir yere geldiğinde elini kulaklarının arkasına koyup eşek gibi anırırsa oranın vebâsı kendisine isabet etmez.”

Aişe radıyallahu anha, Cahiliyye halkının bu saçma inancından bahsetmiştir. Belli ki İblis, o zamanın insanlarını bu şekilde kandırmış, hastalıktan korkanları eşşek gibi anırtıyordu!

21. asırda aydın olduklarını iddia eden kâfirleri İblis, köpekler ve hayvanlar gibi ağzına gem ve maske takarak hastalıktan korunabileceklerine inandırmadı mı? 

Form değiştirse de cahiliyye aynı cahiliyye!

Yukarıdaki rivayetle ilgili bir noktaya daha işaret ederek hatırlatma yapalım: Vebâ, salgın hastalıkların genel adıdır. Vebaların sebebi kirli hava, kirli içme suyu ve benzeri sebeplerdir. Hiçbir hastalık bulaşıcı değildir. Ancak hastalığın etkeni olan zehiri hava, yiyecek veya içecek yoluyla alan bünye sahibi, ancak Allah o kimsenin hasta olmasını takdir etmişse hastalanır, takdir etmemişse hastalanmaz.

Tâûn da vebâ türlerinden yani salgın hastalıklardan biridir. Sebebi de cinlerin saldırısıdır. Bu saldırı sebebiyle isabet alan insanlarda ölümcül yaralar oluşur. Tâun bulunan yere girmenin ve orada ikamet edenlerin o beldeyi terk etmelerinin yasaklanması bu sebepledir. Bulaşıcı hastalık inancıyla hiçbir alakası yoktur! Nitekim düşmanla karşılaşmayı istemek yasaklanmış, karşı karşıya gelinirse de kaçmak yasaklanmıştır. Tâûn da cinlerle bir savaştır.

Medine’deki vebâ ise hummâ vebası idi. Medine’ye gelenlerin çoğu hummâya yakalanır, ateşlenir, hatta ayakta namaz kılmaya güç yetiremezlerdi. Bu sebeple Nebî sallallahu aleyhi ve sellem onların oturarak namaz kılmalarına ruhsat vermiş, ancak ecirlerinin ayakta namaz kılanların yarısı kadar olduğunu bildirmiştir.

Durumu böyle olan, havası kirli olan o Medine’ye hicret farz idi!

Bugün meseleleri birbirine katıp karıştıranlar, bulaşıcı hastalık olduğunu iddia ettikleri hastalıkların görüldüğü yerlere girmeyi ve oradan çıkmayı yasaklamak için yani yeni adıyla karantina uygulaması için, Tâûn hakkındaki hadisleri alet ediyorlar! Aydın tabip geçinen gerici, geri zekâlı, ahmak cahiller!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)