Muasır Haricîler, kişinin hevâsına uyarak birçok meselede Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmiş olsa da kafir olmayacağını, ama bu hevâyı yazıp kanun haline getirdiği zaman kâfir olacağını iddia ediyorlar! Onlara göre tekfirin dayanağı bu hükmü yazmak veya kanun yapmaktır!
Halbuki bu kimselerin hevâ sebebiyle Allah’ın indirdiğinden
başkasıyla hükmeden herkesi de tekfir etmeleri gerekirdi. Zira hevâ Allah’ın
dışında ibadet edilen bir ilahtır! Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
أَفَرَأَيْتَ مَنِ
اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ
“Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın
bir ilim üzerine kendisini saptırdığı… kimseyi gördün mü?” (Casiye 23)
Neden kanun bir tagut, bir put oluyor da hevâ tagut
ve put olmuyor?
Kanun yapmayı tekfirin dayanağı kılmak sonradan çıkma bid’at
bir görüştür ve bu görüşün sahipleri bu konua asla bir delil getirememişlerdir.
Maide 44. Ayetini delil getirmeye çalışmışlardır, fakat hevâ ile hareket etmeyi
bu ayetin kapsamından nasıl çıkarabilirler?
Şayet “Bu konuda İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan gelen rivayete
dayanarak böyle yorumladık. Peki siz helal sayan, büyüklenen ve inkar edeni
nasıl kapsam dışına çıkardınız?” derlerse, bu ahmakça soruya cevaben denilir
ki: her günahı helal sayan kâfirdir. Bu yalnız yöneticilerle alakalı bir şey
değildir.
İlim ehlinden birçok kimse Maide 44. Ayeti yöneticileri tekfir
için delil getirenlerin Hariciler olduklarını ifade etmiştir:
Ebu’l-Muzaffer es-Sem’ânî Tefsirinde (2/42) dedi ki:
اعلم أن الخوارج يستدلون بهذه الآية
ويقولون من لم يحكم بما أنزل الله فهو كافر وأهل السنة لا يكفرون بترك الحكم
“Bil ki Hariciler bu ayeti delil getirirler ve derler ki: “Allah’ın
indirdiğinden başkasıyla hükmeden kâfirdir.” Ehl-i Sünnet ise Allah’ın
indirdiği ile hükmü terk etmekten dolayı tekfir etmezler.”
İbn Abdilber et-Temhid’de (17/16) dedi ki:
وقد ضلت جماعة من أهل البدع من الخوارج
والمعتزلة في هذا الباب واحتجوا بآيات ليست على ظاهرها مثل قوله عز وجل: ﴿ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الكافرون﴾
“Haricilerden ve Mu’tezile’den olan Bid’at ehlinden bir cemaat
bu konuda sağmışlar ve zâhiri üzere olmayan şu ayet gibi ayetlerle delil
getirmeye çalışmışlardır: “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin
ta kendileridir.” (Maide 44)”
El-Cessas, Ahkâmu’l-Kur’ân’da (4/94) şöyle demiştir:
وَقَدْ تَأَوَّلَتْ الْخَوَارِجُ هَذِهِ الْآيَة عَلَى تَكْفِيرِ
مَنْ تَرَكَ الْحُكْمَ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنْ غَيْرِ جُحُودٍ لَهَا
“Hariciler bu ayeti, inkar olmaksızın Allah’ın indirdiğinden
başkasıyla hükmedenleri tekfir etmek için te’vil etmişlerdir.”
Şatıbî el-İ’tisam’da (2/183-184), el-Acurrî eş-Şeria’da
(1/31) dediler ki:
مما يتبع الحرورية من المتشابه قول الله تعالى: ﴿ومن لم يحكم بما
أنزل الله فأولئك هم
الكافرون﴾ ويقرؤون معها ﴿ثم الذين كفروا بربهم يعدلون﴾ فإذا رأوا الإمام حكم بغير الحق قالوا كفر
“Harurîler (Hariciler) müteşabihe tabi olarak Allah Azze ve
Celle’nin: “Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir”
(Maide 44) ayetini, “Sonra da küfredenler Rablerine eş tutuyorlar” (En’am 1)
ayeti ile beraber okudular. Yöneticinin haktan başkasıyla hükmettiğini
gördüklerinde: “Küfür” dediler.”
Şeyhulislam İbn Teymiyye Minhacu’s-Sunne’de (5/131)
dedi ki:
﴿فلا وربك لا يؤمنون حتى
يحكموك فيما شجر بينهم ..﴾ وهذه الآية مما يحتج به الخوارج على تكفير الولاة الذين يحكمون بغير ما أنزل الله
“Rabbine yemin olsun ki aralarında geçenler hakkında sana
muhakeme olmadıkça iman etmiş olmazlar” (Nisa 65) ayeti Haricîlerin, Allah’ın
indirdiğinden başkasıyla hükmeden yöneticileri tekfir etek için delil
getirdikleri ayetlerdendir.”
Sonraki zamanlarda çıkarılan vergiler Allah’ın indirdiğinden
başkasıyla hükmederek yapılan kanunlardandır. Yönetici, vergi vermeyeni
cezalandırıyor. Buna rağmen ilim ehlinden hiç kimse vergicileri tekfir
etmemişlerdir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
عليك السّمعُ والطّاعةُ في عُسْرِك ويُسرِك ومَنشطك ومَكرهك وأثرةٍ
عليكَ
“Sana düşen; zorlukta ve kolaylıkta, istekli ve isteksiz
hallerinde, aleyhinde kayırmacılık yapılsa dahi dinlemek ve itaat etmektir.”
Bunu Muslim rivayet etmiştir.
Bu hadiste: “Aleyhinde kayırmacılık yapılsa dahi” sözü,
dünyalık işler konusunda sana zulmedilse bile demektir. Bu zulüm ise Allah’ın
indirdiğinden başkasıyla hükmetmek demektir.
Yine Muslim’in rivayet ettiği diğer hadiste Huzeyfe radıyallahu
anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet
etmiştir:
يكون بعدي أئمة لا يهتدون بهداي ولا يستنون
بسنتي، وسيقوم فيهم رجال قلوبهم قلوب الشياطين في جثمان إنس , قال قلت: كيف أصنع يا رسول الله إن أدركتُ ذلك؟ قال: تسمعُ
وتطيع للأمير وإن ضرب ظهرك وأخذ مالك فاسمع
وأطع
“Benden sonra benim hidayetime uymayan, sünnetimi sünnet
edinmeyen yöneticiler olacak. Kalpleri şeytan kalbi olup insan cisminde olan
kimseler yönetici olacak.” Ben dedim ki: “O zamana yetişirsem ne yapayım ey
Allah’ın rasulü?” Buyurdu ki:
“Yönetici sırtına vurup malını asa dahi dinle ve itaat et.”
Bu hadiste “Benim hidayetime uymayan yöneticiler” sözü,
onların şeriatle hükmetmeyen kimseler oldukları konusunda açık bir ifadedir.
Kanun yapanlar da bu kapsamadırlar. Buna rağmen bu yöneticilerin tekfiri söz
konusu edilmemiş, bilakis dünyalık konusundaki zulümlerinde onlara sabredip
itaat etmek emredilmiştir.
Yine Muslim, Seleme b. Yezid el-Cu’fî radıyallahu anh’ın Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle sorduğunu rivayet etmiştir:
يا نبي الله أرأيتَ إن قامت علينا أمراءُ يسألونا حقهم ويمنعونا
حقنا فما تأمرنا؟ فأعرض
عنه، ثم سأله فأعرض عنه، ثم سأله في الثانية أو في الثالثة فجذبه الأشعث بن قيس فقال رسول الله صلّى الله عليه وسلّم: اسمعوا
وأطيعوا، فإنما عليهم ما حُمِّلُوا وعليكم ما
حملتم
“Ey Allah’ın nebisi! Üzerimize kendi haklarını talep eden ve
bizim haklarımızı vermeyen yöneticiler gelirse bize ne emredersin?” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ondan yüz çevirdi. Sonra yine sordu, Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem yüzünü çevirdi. Sonra ikinci veya üçüncü defa
sorduğunda el-Eş’as b. Kay onu tutup çekti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki:
“Dinleyin ve itaat edin. Onların yüklendikleri onlara,
sizin yüklendiğiniz ise sizedir.”
Şüphe yok ki insanların haklarını vermemek Allah’ın indirdiği
hükümlerden değildir. Hatta hadiste zikredilen şeye kanun koyma veya teşrî de
dahildir.
Geriye “Bu helaldir” demeksizin helal saymanın ortaya
çıkması meselesi kalıyor. Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmenin adalet
olduğunu açıkça söyleyen veya şeriat hükmünün zulüm olduğunu, aşırılık olduğunu
söyleyen, yahut Demokrasi’nin İslam dini ile çelişmediğine inanan, yahut
bizatihi küfür olan bir kanunu (mesela cemaatle namazların yasaklanması gibi)
yürürlüğe koyan kimse ise kâfirdir veya küfre düşmüştür.