Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

9 Ekim 2024 Çarşamba

Nebi Salllallahu Aleyhi Ve Sellem Ebu Cehil'in Giydiklerini mi Giyerdi?

 Frenk elbisesi giyen hatiplerden birine bir adam: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bu elbiseleri giymezdi” der. Hatip adamın maksadını anlar ve: “Ebu Cehil’in giydiği elbiseyi giyerdi” der!

Şüphesiz bu, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e karşı edepsizlik olduğu gibi, aynı zamanda apaçık bir yalandır!

Çünkü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem elbisesini sarkıtmazdı, ipekli elbise giymezdi! Bilmiyoruz belki de Ebu Cehil bunlardan sakınsaydı, şirk ehlinin âdeti bunlardan sakınmak mı olurdu?

Bilakis Nebî sallallahu aleyhi ve sellem müşriklerin görünümünden yasaklıyordu.

Ebu Osman en-Nehdî rahimehullah dedi ki: “Biz Azerbeycan’da iken bize Ömer radıyallahu anh’ın mektubu geldi. Şöyle yazıyordu:

يَا عُتْبَةُ بْنَ فَرْقَدٍ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ كَدِّكَ وَلاَ مِنْ كَدِّ أَبِيكَ وَلاَ مِنْ كَدِّ أُمِّكَ فَأَشْبِعِ الْمُسْلِمِينَ فِي رِحَالِهِمْ مِمَّا تَشْبَعُ مِنْهُ فِي رَحْلِكَ وَإِيَّاكُمْ وَالتَّنَعُّمَ وَزِيَّ أَهْلِ الشِّرْكِ وَلَبُوسَ الْحَرِيرَ فَإِنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ لَبُوسِ الْحَرِيرِ قَالَ إِلاَّ هَكَذَا وَرَفَعَ لَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِصْبَعَيْهِ الْوُسْطَى وَالسَّبَّابَةَ وَضَمَّهُمَا

Ey Utbe b. Ferkad! Bu mal senin alnının te­rinden değildir. Babanın alnının terinden, annenin alnının terinden de değildir. O halde kendi menzilinde neden doyuyorsan, müslümanları da menzillerinde onunla doyur. Refaha kaçmaktan, müşriklerin elbisesini giymekten ve ipek elbiseden sakının! Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ipek giymeyi yasak etti. Ancak şu kadarı müstesna dedi ve bize Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem iki parmağını, orta parmağı ile şehâdet parmağını kaldırdı. Onları yan yana getirdi.”[1]

Cubeyr b. Nufeyr rahimehullah’tan: “Abdullah b. Amr b. el-Âs radıyallahu anhuma şöyle haber verdi:

رَأَى رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَيَّ ثَوْبَيْنِ مُعَصْفَرَيْنِ فَقَالَ إِنَّ هَذِهِ مِنْ ثِيَابِ الْكُفَّارِ فَلاَ تَلْبَسْهَا

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem üzerimde sarı boyalı iki elbise gördü ve buyurdu ki:

Muhakkak ki bu kâfirlerin elbiselerindendir. Sakın onu giyme![2]

Bu hadislerden sonra kim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kâfirlerin giydiği elbiseyi giydiğini iddia ederse, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözüyle fiilinin birbirine aykırı oduğunu iddia eden yalancı bir deccaldir!

Ebu Umame’den diyor ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sakalları beyazlaşmış Ensar’lı ihtiyarların yanına gelip buyurdu ki:

يَا مَعْشَرَ الْأَنْصَارِ حَمِّرُوا وَصَفِّرُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يَتَسَرْوَلَونَ وَلْا يَأْتَزِرُونَ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَسَرْوَلُوا وَائْتَزِرُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يَتَخَفَّفُونَ وَلَا يَنْتَعِلُونَ قَالَ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَتَخَفَّفُوا وَانْتَعِلُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يَقُصُّونَ عَثَانِينَهُمْ وَيُوَفِّرُونَ سِبَالَهُمْ قَالَ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قُصُّوا سِبَالَكُمْ وَوَفِّرُوا عَثَانِينَكُمْ وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ

Ey Ensar topluluğu sakallarınızı kırmızılaştırın veya sarılaştırın ve Ehl-i Kitaba muhalefet edin.” Denildi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Onlar şalvar giyer, izar giymezler.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Siz şalvar da giyin, izar da giyin, Kitap ehline muhalefet edin.” Dedik ki: “Ey Allah'ın Rasulu! Ehl-i kitap mest giyerler de ayakkabı giymezler.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Mest de giyin ayakkabı da giyin ve Ehl-i Kitaba muhalefet edin.” Dedik ki: “Ey Allah'ın Rasulu! Kitap ehli sakallarını kısaltır, bıyıklarını gür yaparlar” Buyurdu ki:

Siz de bıyıklarınızı kesin, sakallarınızı bolca bırakın. Böylece Ehl-i Kitaba muhalefet edin.”[3]

Allah Azze ve Celle, son rasul olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i seçmiş, son ümmete onu her konuda örnek edinmelerini emretmiş ve din kılmıştır.

Allah Azze ve Celle, son ümmet için İslam kılık kıyafeti olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in giyinmekte olduğu Arap kıyafetini din kılmıştır!

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem takke üzerine sarık sarmıştır, cübbe giymiştir, boyu ayak bileklerini aşmayan izar giymiştir, rida (atkı) giymiştir, şalvar giymiştir, gömlek giymiştir, mest giymiştir, nalın giymiştir, asa kullanmıştır, gümüş yüzük kullanmıştır, bıyığını kısaltmış, sakalını serbest bırakmıştır. Sünnet olmuştur, koltuk altı ve etek kıllarını gidermiştir. Tırnaklarını kesmiştir. Saçlarını uzatmıştır, saçlarını kısalttığında her tarafından eşit kısaltmıştır. Yemeği yerde oturarak ve elleriyle yemiş, yemekten sonra ellerini yıkamadan veya kağıda silmeden parmaklarını yalamıştır.

Bütün bu konularda da Allah müslümanlara Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i örnek almayı farz kılmıştır! Müslüman olduğunu iddia eden herkesin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in uygun bulduğu şekle girmesi dinî bir zorunluluktur.

Günümüzde İslam’ı kabullenenememiş kibirli kâfirlerin bütün bunları “Dinden değil, Arap âdetidir” diye savsaklamalarına aldanmayın!

Onların kendileri de nefislerinde çok iyi biliyorlar ki, şayet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in asrında olsalardı, bu şekilleriyle asla müslüman kabul edilmeyeceklerdi! Müslümanların arasında, karı kılıklı traşlı suratlarıyla, kot pantolonla, eşşek traşlı açık başlarıyla, gâvur kravatıyla, dövmeli vücutlarıyla asla dolaşamayacaklardı!

Giyim renginde, traş şeklinde bile kâfirlere benzeşmeyi reddeden bir rasule ittibayı nefisleri asla kabul etmeyecekti! Bugün meydanları serbest buldular, sokak köpekleri rahatça havlıyor!



[1] Sahih. Muslim (2069)

[2] Sahih. Muslim (2077)

[3] Sahih. Ahmed (5/264) Taberani (8/237) Beyhaki Şuab (5/214)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)