Frenk elbisesi giyen hatiplerden birine bir adam: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bu elbiseleri giymezdi” der. Hatip adamın maksadını anlar ve: “Ebu Cehil’in giydiği elbiseyi giyerdi” der!
Şüphesiz bu, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e karşı edepsizlik
olduğu gibi, aynı zamanda apaçık bir yalandır!
Çünkü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem elbisesini
sarkıtmazdı, ipekli elbise giymezdi! Bilmiyoruz belki de Ebu Cehil bunlardan
sakınsaydı, şirk ehlinin âdeti bunlardan sakınmak mı olurdu?
Bilakis Nebî sallallahu aleyhi ve sellem müşriklerin
görünümünden yasaklıyordu.
Ebu Osman en-Nehdî rahimehullah dedi ki: “Biz Azerbeycan’da
iken bize Ömer radıyallahu anh’ın mektubu geldi. Şöyle yazıyordu:
يَا عُتْبَةُ بْنَ فَرْقَدٍ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ كَدِّكَ
وَلاَ مِنْ كَدِّ أَبِيكَ وَلاَ مِنْ كَدِّ أُمِّكَ فَأَشْبِعِ الْمُسْلِمِينَ فِي
رِحَالِهِمْ مِمَّا تَشْبَعُ مِنْهُ فِي رَحْلِكَ وَإِيَّاكُمْ وَالتَّنَعُّمَ
وَزِيَّ أَهْلِ الشِّرْكِ وَلَبُوسَ الْحَرِيرَ فَإِنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ لَبُوسِ الْحَرِيرِ قَالَ إِلاَّ هَكَذَا
وَرَفَعَ لَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِصْبَعَيْهِ
الْوُسْطَى وَالسَّبَّابَةَ وَضَمَّهُمَا
“Ey Utbe b.
Ferkad! Bu mal senin alnının terinden değildir. Babanın alnının terinden,
annenin alnının terinden de değildir. O halde kendi menzilinde neden
doyuyorsan, müslümanları da menzillerinde onunla doyur. Refaha kaçmaktan,
müşriklerin elbisesini giymekten ve ipek elbiseden sakının! Çünkü Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ipek giymeyi yasak etti. Ancak şu kadarı müstesna
dedi ve bize Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem iki parmağını, orta parmağı
ile şehâdet parmağını kaldırdı. Onları yan yana getirdi.”[1]
Cubeyr b. Nufeyr rahimehullah’tan: “Abdullah b. Amr b. el-Âs
radıyallahu anhuma şöyle haber verdi:
رَأَى رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عَلَيَّ ثَوْبَيْنِ مُعَصْفَرَيْنِ فَقَالَ إِنَّ
هَذِهِ مِنْ ثِيَابِ الْكُفَّارِ فَلاَ تَلْبَسْهَا
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem üzerimde sarı boyalı
iki elbise gördü ve buyurdu ki:
“Muhakkak ki bu kâfirlerin elbiselerindendir. Sakın onu
giyme!”[2]
Bu hadislerden sonra kim Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in kâfirlerin giydiği elbiseyi giydiğini iddia ederse, Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in sözüyle fiilinin birbirine aykırı oduğunu iddia
eden yalancı bir deccaldir!
Ebu Umame’den diyor ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sakalları
beyazlaşmış Ensar’lı ihtiyarların yanına gelip buyurdu ki:
يَا مَعْشَرَ الْأَنْصَارِ حَمِّرُوا وَصَفِّرُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ
قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يَتَسَرْوَلَونَ وَلْا
يَأْتَزِرُونَ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَسَرْوَلُوا
وَائْتَزِرُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ
أَهْلَ الْكِتَابِ يَتَخَفَّفُونَ وَلَا يَنْتَعِلُونَ قَالَ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَتَخَفَّفُوا وَانْتَعِلُوا وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ
قَالَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يَقُصُّونَ عَثَانِينَهُمْ
وَيُوَفِّرُونَ سِبَالَهُمْ قَالَ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قُصُّوا سِبَالَكُمْ وَوَفِّرُوا عَثَانِينَكُمْ وَخَالِفُوا أَهْلَ الْكِتَابِ
“Ey Ensar topluluğu sakallarınızı
kırmızılaştırın veya sarılaştırın ve Ehl-i Kitaba muhalefet edin.” Denildi
ki: “Ey Allah’ın rasulü! Onlar şalvar giyer, izar giymezler.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Siz şalvar da giyin, izar da giyin, Kitap
ehline muhalefet edin.” Dedik ki: “Ey Allah'ın Rasulu! Ehl-i kitap mest
giyerler de ayakkabı giymezler.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu
ki:
“Mest de giyin ayakkabı da giyin ve Ehl-i
Kitaba muhalefet edin.” Dedik ki: “Ey Allah'ın Rasulu! Kitap ehli sakallarını
kısaltır, bıyıklarını gür yaparlar” Buyurdu ki:
“Siz de bıyıklarınızı kesin, sakallarınızı
bolca bırakın. Böylece Ehl-i Kitaba muhalefet edin.”[3]
Allah Azze ve Celle, son rasul olarak Muhammed sallallahu
aleyhi ve sellem’i seçmiş, son ümmete onu her konuda örnek edinmelerini
emretmiş ve din kılmıştır.
Allah Azze ve Celle, son ümmet için İslam kılık
kıyafeti olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in giyinmekte olduğu Arap
kıyafetini din kılmıştır!
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem takke
üzerine sarık sarmıştır, cübbe giymiştir, boyu ayak bileklerini aşmayan izar
giymiştir, rida (atkı) giymiştir, şalvar giymiştir, gömlek giymiştir, mest
giymiştir, nalın giymiştir, asa kullanmıştır, gümüş yüzük kullanmıştır, bıyığını
kısaltmış, sakalını serbest bırakmıştır. Sünnet olmuştur, koltuk altı ve etek
kıllarını gidermiştir. Tırnaklarını kesmiştir. Saçlarını uzatmıştır, saçlarını
kısalttığında her tarafından eşit kısaltmıştır. Yemeği yerde oturarak ve
elleriyle yemiş, yemekten sonra ellerini yıkamadan veya kağıda silmeden parmaklarını
yalamıştır.
Bütün bu konularda da Allah müslümanlara Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’i örnek almayı farz kılmıştır! Müslüman olduğunu
iddia eden herkesin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in uygun bulduğu
şekle girmesi dinî bir zorunluluktur.
Günümüzde İslam’ı kabullenenememiş kibirli
kâfirlerin bütün bunları “Dinden değil, Arap âdetidir” diye
savsaklamalarına aldanmayın!
Onların kendileri de nefislerinde çok iyi
biliyorlar ki, şayet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in asrında
olsalardı, bu şekilleriyle asla müslüman kabul edilmeyeceklerdi! Müslümanların
arasında, karı kılıklı traşlı suratlarıyla, kot pantolonla, eşşek traşlı açık başlarıyla, gâvur kravatıyla, dövmeli vücutlarıyla asla dolaşamayacaklardı!
Giyim renginde, traş şeklinde bile kâfirlere
benzeşmeyi reddeden bir rasule ittibayı nefisleri asla kabul etmeyecekti! Bugün
meydanları serbest buldular, sokak köpekleri rahatça havlıyor!