Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

5 Ekim 2024 Cumartesi

Mürcie’nin İbadetteki Gayreti

 Hallal es-Sunne’de (980) Hamdan b. Ali el-Verrak’tan rivayet ediyor:

سَأَلْتُ أَحْمَدَ وَذُكِرَ عِنْدَهُ الْمُرْجِئَةُ فَقُلْتُ لَهْ إِنَّهُمْ يَقُولُونَ إِذَا عَرَفَ الرَّجُلُ رَبَّهُ بِقَلْبِهِ فَهُوَ مُؤْمِنٌ فَقَالَ الْمُرْجِئَةُ لاَ تَقُولُ هَذَا بَلِ الْجَهْمِيَّةُ تَقُولُ بِهَذَا الْمُرْجِئَةُ تَقُولُ حَتَّى يَتَكَلَّمَ بِلِسَانِهِ وَتَعْمَلَ جَوَارِحُهُ وَالْجَهْمِيَّةُ تَقُولُ إِذَا عَرَفَ رَبَّهُ بِقَلْبِهِ وَإِنْ لَمْ تَعْمَلْ جَوَارِحُهُ وَهَذَا كُفْرُ إِبْلِيسَ قَدْ عَرَفَ رَبَّهُ فَقَالَ {رَبِّ بِمَا أَغْوَيْتَنِي} .قُلْتُ فَالْمُرْجِئَةُ لِمِ كَانُوا يَجْتَهِدُونَ وَهَذَا قَوْلُهُمْ؟ قَالَ الْبَلاَءُ

“Ahmed (b. Hanbel) rahimehullah’ın yanında Mürcie’den bahsedildi. Dedim ki:

“Onlar: “Kişi rabbini kalbiyle bildiği zaman mü’mindir” diyorlar. Ahmed rahimehullah dedi ki:

“Mürcie böyle demez. Cehmiyye böyle diyor. Mürcie diliyle söylemedikçe onun mü’min olduğunu söylemez ve azalarıyla da amel eder. Cehmiyye ise “Kişi rabbini kalbiyle bildiği zaman, azalarıyla amel etmese dahi mü’mindir” der. Bu ise İblis’in küfrüdür. O da rabbini bilmiş ve: “Rabbim! Beni saptırmandan dolayı” demşti.” Ben dedim ki:

“Mürcie’nin görüşü bu olmasına rağmen neden ibadette gayretliler?” Ahmed rahimehullah dedi ki:

“Bu belâdır!”

Hamdan el-Verrak, ibadette çok çaba gösterdikleri halde Mürcie’nin böyle bir görüşte olmalarına şaşırmıştır.

Peki Mürcie ibadette gerçekten gayretli midirler? Evet, bu şaşırtıcı işlerdendir. Mesele Mürcie’den Zerr el-Hemedanî hakkında İbn Hibban şöyle demiştir: “Kufe’nin çokça ibadet edenlerinden idi.” Bununla beraber İrca görüşünden dolayı ona hecr uygulanmıştır.

İbadetiyle meşhur olan diğer bir Mürcie; Talk b. Habib’dir. İbn Ebî Şeybe Musannef’te (36308) Asım’dan şöyle rivayet ediyor:

قلْنَا لِطَلْقِ بْنِ حَبِيبٍ صِفْ لَنَا التَّقْوَى قَالَ التَّقْوَى عَمَلٌ بِطَاعَةِ اللهِ رَجَاءَ رَحْمَةِ اللهِ عَلَى نُورٍ مِنَ اللهِ وَالتَّقْوَى تَرْكُ مَعْصِيَةِ اللهِ مَخَافَةَ اللهِ عَلَى نُورٍ مِنَ اللهِ

“Talk b. Habib’e: “Bize takvâyı anlat” dedik. Dedi ki: “Takvâ; Allah’ın nuruyla, O’nun rahmetini umarak taat ile amel etmen ve Allah’ın nuruyla O’ndan korkarak günahı terk etmendir.”

Diğer bir Mürcie olan İbrahim et-Teymî hakkında el-A’meş rahimehullah şöyle demiştir:

كان إبراهيم إذا سجد تجىء العصافير فتنقر ظهره

“İbrahim (et-Teymî) secde ettiği zaman serçeler gelip sırtına konarlar ve onu gagalarlardı.”

Onun etkili sözlerinden biri de şudur:

ما عرضت قولي على فعلي إلا خشيت أن أكون مكذباً

“Sözlerimi fiillerime arz edemem, çünkü yalancı çıkmaktan korkarım.”

Bu sözü bir Mürciî söylüyor!

Diğer bir Mürciî olan Amr b. Murre hakkında şöyle denilmiştir: “Onu namazda gördüğün zaman, ancak kendisine icabet edildiği için nafile namaz kılıyor zannederdin.”

Bu kimselerin bu çirkin bid’ate düşmüş olmalarına rağmen üzerinde bulundukları hallerinin buna çelişik olması, selefin yoluna uymadığı sürece bunlara aldanılmaması konusunda bir ibrettir. Selef onların bu hallerine aldanmamış ve akidelerine itibar etmişlerdir.

İbrahim en-Nehaî rahimehullah Mürcie hakkında: “Onlardan buğzum Yahudi ve Hıristiyanlara buğzumdan fazladır” demiştir.

Şerik rahimehullah Mürcie hakkında: “Onlar Bid’at ehlinin en şerlileridir” demiştir.

Başlarını ibadetten kaldırmayan bu kimselerin bu hallerine aldanmamışlardır!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)