Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

10 Ekim 2024 Perşembe

İmam Ahmed ve Ebu Hanife Hakkında Bir Şüphenin Giderilmesi

 Hatib Tarih’inde (15/516) dedi ki: “el-Nehaî dedi ki: bize Ebu Bekr el-Merruzi tahdis etti, dedi ki:

سمعت أبا عبد الله أحمد بن حنبل يقول لم يصح عندنا أن أبا حنيفة كان يقول القرآن مخلوق

“Ebu Abdillah Ahmed b. Hanbel’i şöyle derken işittim: “Katımızda Ebu Hanife’nin Kur’an’ın mahluk olduğunu söylediği sahih değildir.”

Bu rivayet münker bir rivayettir.

1- Hatib bunu aradaki vasıtayı zikretmeden doğrudan en-Nehaî’den nakletmiştir. Bu rivayetin isnadı kopuktur.

2- en-Nehaî; Ali b. Muhammed b. el-Hasen en-Nehaî’dir. İbn Kâs diye meşhurdur. Hatib onun sika olduğunu söylemiştr. Ancak o Hadis ehline buğzeden bir Hanefî’dir ve bu konuda güvenilir değildir! Hadis ehline buğzunu gösteren husus Zehebi’nin Tarihu’l-İslam’da (7/498) şu sözleridir: “Onun Şafii’ye hakaret ettiği bir kitabı vardır. Nasr el-Makdisi ona reddiye vermiştir.”

3- İbn Kâs en-Nehaî İmam Ahmed’den bu sözü rivayette tek kalmıştır. Halbuki Hanbelî’lerin kitapları İmam Ahmed’den Ebu Hanife’nin Kur’an’ın mahluk olduğunu söylediğini naklettiğine dair rivayetlerle doludur.

4- Bu söz, İmam Ahmed’den sahih olarak nakli kesin olan, bizzat oğlu Abdullah b. Ahmed’in kendisinden yaptığı rivayete aykıdır:

Abdullah b. Ahmed rahimehullah, es-Sunne’de (265) dedi ki: Babam rahimehullah’ın şöyle dediğini işittim:

أَظُنُّ أَنَّهُ اسْتُتِيبَ فِي هَذِهِ الْآيَةِ {سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ}  قَالَ ‌أَبُو ‌حَنِيفَةَ ‌هَذَا ‌مَخْلُوقٌ فَقَالُوا لَهُ هَذَا كُفْرٌ فَاسْتَتَابُوهُ

“Zannederim ki onun tevbe ettirildiği ayet şudur: “İzzet rabbi olan Rabbin onların nitelediklerinden munezzehtir.” Ebu Hanife: “Bu mahlûktur” dedi. Ona: “Bu küfürdür” dediler ve tevbe ettirdiler.”

5- Hatib’in zikrettiği bu rivayet, inkârı mümkün olmayan gerçeklere aykırıdır. İmam Ahmed’in zamanında Ebu Hanife’nin zemmedilmesi dillerde meşhur olan bir şeydi ve o zamanda bir kimseye bu hususun gizli kalması mümkün değildi. Hadis ehli ile Ebu Hanife’nin takipçileri arasında husumet, münazaralar ve birbirlerine reddiye kitapları meşhurdu. Sabit oluşunda hiçbir şüphe bulunmayan, İmam Ahmed’in şeyhleri ve ashabı tarafından da iyi bilinen bu hususun İmam Ahmed’e gizli kalması mümkün değildir.

Ebu Hanife’nin Kur’ân’ın mahlûk olduğu şeklinde küfür itikadında olduğunu onun öğrencileri de itiraf etmişlerdir:

Hatib Tarih’inde (13/385) dedi ki: bize el-Atikî haber verdi, dedi ki: bize Cafer b. Muhammed b. Ali et-Tahirî haber verdi, dedi ki: bize Ebu’l-Kasım el-Begavî tahdis etti, dedi ki: bize Ziyad b. Eyyub tahdis etti, dedi ki: bana Hasen b. Ebi Malik tahdis etti – ki o Allah’ın en hayırlı kullarından idi – dedi ki:

قلت لأبي يوسف القاضي ما كان أبو حنيفة يقول في القرآن؟ قال كان يقول القرآن مخلوق قال قلت فأنت يا أبا يوسف؟ فقال لا

“Kadı Ebu Yusuf’a dedim ki: “Ebu Hanife Kur’ân hakkında ne diyordu?” Dedi ki: “Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylüyordu.” Dedim ki: “Peki ya sen ey Ebu Yusuf?” Dedi ki: “Hayır!”

Ebu Hanife’nin oğlu ve torunları da onun Kur’ân’ın mahluk olduğu küfründe devam ettiğini nakletmişlerdir:

İbn Adiy el-Curcani el-Kamil Fi’d-Duafa’da (139) dedi ki: “Bize Zekeriyya es-Sacî tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Hatim er-Razi tahdis etti, dedi ki: bize İshak b. Musa el-Ensarî tahdis etti, dedi ki: bize Said b. Silm el-Bâhilî tahdis etti, dedi ki:

سَمِعْتُ إسماعيل بن حماد بن أبي ‌حنيفة في دار المأمون يقول القرآن ‌مخلوق هذا ديني ودين أبي، ودين جدي

“İsmail b. Hammad b. Ebi Hanife’nin, Me’mun’un evinde şöyle dediğini işittim: “Kur’ân mahlûktur. Bu benim dinim, babam (Hammad b. Ebi Hanife’nin) dini ve dedem (Ebu Hanife’nin) dinidir.”

İsmail b. Hammad b. Ebi Hanife zayıf biridir. Onun sözüyle Ebu Hanife'nin bu itikadda devam ettiğine delil getirilemez. Lakin rivayet, Ebu Hanife'nin çocuklarının bu küfrü devam ettirdiklerini göstermektedir.

İbn Hibban el-Mecruhin’de (3/65) dedi ki: “Bize el-Hasen b. İdris el-Ensari haber verdi, dedi ki: bize Sufyan b.Veki tahdis etti, dedi ki: bize Ömer b. Hammad b. Hanife tahdis etti, dedi ki: Babamı şöyle derken işittim:

سمعت أبا حنيفة يقول القرآن مخلوق قال فكتب إليه بن أبي ليلى إما أن ترجع وإلا لأفعلن بك فقال قد رجعت فلما رجع إلى بيته قلت يا أبي أليس هذا رأيك قال نعم يا بني وهو اليوم أيضا رأيي ولكن أعيتهم التقية

“Ebu Hanife şöyle derken işittim: “Kur’an mahluktur.” İbn Ebi Leyla ona mektup yazarak: “Ya bu sözünden dönersin ya da sana şöyle şöyle yaparız” dedi. Bunun üzerine: “Döndüm” dedi. Evine geldiği zaman dedim ki:

“Ey baba! Bu senin görüşün değil mi?” Dedi ki: “Evet ey oğlum! Bugün de hala benim görüşümdür. Lakin onlara karşı takiyye yaptım.” 

Bu isnadda Sufyan b. Veki'de zayıflık vardır. Ömer b. Hammad ve babası da zayıttırlar Lakin vakanın o dönemlerde meşhur olduğunu ve bu küfrün Ebu Hanife'nin çocuklarında devam ettiğini göstermesi açısından zikrettim.

Ebu Hanifenin hocası Hammad b. Ebi Suleyman da onu bu yüzden tekfir etmiştir:

Ali b. el-Ca’d rahimehullah Musned’inde (s.66) dedi ki: “Bana Ahmed b. Ali tahdis etti, dedi ki bize Abdula’la b. Vasıl tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Nuaym Dırara tahdis etti, dedi ki: Suleym b. İsa’yı şöyle derken işittim: Sufyan es-Sevrî’yi şöyle derken işittim: Hammad b. Ebi Suleyman’ı şöyle derken işittim:

أبلغوا عني أبا ‌حنيفة المشرك أني منه بريء إلا أن يتوب قال قال سليم كان – يعني أبا ‌حنيفة – يزعم أن القرآن ‌مخلوق

“Beneden müşrik Ebu Hanife’ye ulaştırın ki tevbe etmediği takdirde ben ondan berîyim!” Suleym dedi ki: “Ebu Hanife’nin Kur’ân’ın mahluk olduğunu söylemesini kastediyordu.”

Buhârî Tarihu’l-Kebir’de (2198) dedi ki: Suleym b. İsa el-Kârî el-Kufî, es-Sevri’den ve Hamze ez-Zeyyat’tan işitmiştir. Kendisinden de Ahmed b. Humeyd ve Dırar b. Surad rivayette bulunmuşlardır. Dırar b. Surad bana dedi ki: bize Suleym tahdis etti, Sufyan’dan şöyle dediğini işitmiş:

قَالَ لي حماد بْن أَبِي سُلَيْمَان أبلغ أبا ‌حنيفة المشرك أني برئ منه قَالَ وَكَانَ يَقُولُ القرآن ‌مخلوق

“Hammad b. Ebi Suleyman bana dedi ki: “Müşrik Ebu Hanife’ye ulaştır ki, ben ondan berîyim.” Ebu Hanife Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylüyordu.”

Ebu Zur’a er-Razi, ed-Duafa’da (2/720) şöyle demiştir: “Ebu Hanife hadisleri vaslederdi… Kur’ânın mahluk olduğunu söyler, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini reddeder, rivayetlerle alay eder, bid’at ve sapıklıklara çağırırdı…”

Ya’kub b. Sufyan el-Fesevî el-Ma’rife ve’t-Tarih’te (2/786) dedi ki: bana el-Velid b. Utbe ed-Dimeşki tahdis etti, o nefsini yenenlerden idi, dedi ki: bize Ebu Mushir tahdis etti, dedi ki: bize Yahya b. Hamze tahdis ederken Said b. Abdilaziz de orada oturuyordu, dedi ki: bana Kufe kadısı Şerik b. Abdillah tahdis etti, dedi ki:

أن أبا حنيفة استتيب من الزندقة مرتين

“Ebu Hanife zındıklıktan iki defa tevbe ettirilmiştir.”

Bu manadaki rivayetler mütevatir yollarla gelmiş olup burada hepsini zikredemeyeceğim kadar çoktur. Hatta bunların bazısını bizzat İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah rivayet etmiştir. İmam Ahmed el-İlel kitabında 2. Ciltte şöyle demiştir:

“Sufyan b. Uyeyne’yi şöyle derken işittim: “Ebu Hanife iki defa tevbe ettirilmiştir.”

Durum böyleyken İmam Ahmed’in: “Katımızda Ebu Hanife’nin Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylediği sahih değildir” demesi mümkün müdür?

Şunu da ifade etmek gerekir ki, Ebu Yusuf’un Ebu Hanife ile altı ay boyunca münazara ettiği ve sonunda Ebu Hanife’nin “Kim Kur’ân’ın mahluk olduğunu söylerse kâfirdir” sözünü kabul ettiğine dair rivayetler sabit olmuştur. Lakin Kur’ânın mahluk olduğunu söyleme küfrünü ilk olarak Ebu Hanife başlatmış, onun çocukları ve Bişr el-Merisi gibi bazı öğrencileri bu küfrü devam ettirmişlerdir!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)