Deizm, Ateizm, Liberalizm gibi sapmaları tenkid edenlerin çoğu bunların kitap ve sünnette ortaya çıkacağı bildirilen hususlar olduğunu görmezden geliyorlar! Onların çoğu içlerinde gizlediklerinin aksini izhar eden münafıklardır.
Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَإِذَا لَقُوا الَّذِينَ آَمَنُوا قَالُوا آَمَنَّا وَإِذَا خَلَوْا
إِلَى شَيَاطِينِهِمْ
قَالُوا إِنَّا مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ * اللَّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ
يَعْمَهُونَ
“İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik.”
derler, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise: “Şüphesiz biz sizinle
beraberiz; biz sadece alay edicileriz!” derler. Allah onlarla alay eder ve azgınlıklarını artırarak onları tereddüt
içinde bırakır.” (Bakara 14-15)
Toplumların
çoğunda onların hâli budur. Hatta onların çeşitli yayın organlarında kaydedilen
sözleri, iman iddialarının alay etmekten ibaret olduğunu göstermektedir.
Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَالَّذِي قَالَ لِوَالِدَيْهِ أُفٍّ لَكُمَا أَتَعِدَانِنِي أَنْ
أُخْرَجَ وَقَدْ خَلَتِ
الْقُرُونُ مِنْ قَبْلِي وَهُمَا يَسْتَغِيثَانِ اللَّهَ وَيْلَكَ آَمِنْ
إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ
فَيَقُولُ مَا هَذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ *
أُولَئِكَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ
فِي أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ إِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِرِينَ
“O kimse ki, anne ve babasına: “Öf ikinize, benden önce
nice nesiller gelip geçmişken, beni çıkarılmakla mı tehdit ediyorsunuz?” dedi.
O ikisi Allah’a yakararak: “Yazık sana, iman et! Şüphesiz ki Allah’ın vâadi
haktır.” O ise der ki: “Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir.” İşte
bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel geçmiş ümmetler içinde
aleyhlerine söz hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.”
(Ahkâf 17-18)
Münafık laik ve Liberallerin ana babalarına karşı tutumları
genellikle bu şekilde değil midir? Hatta onlar bugün “Hurafe” ve “masal”
kelimelerini de kullanırlar. Her şeyi hakkıyla bilen Allah Subhândır!
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
يَأْتِي الشَّيْطَانُ أَحَدَكُمْ
فَيَقُولُ مَنْ خَلَقَ كَذَا مَنْ خَلَقَ كَذَا حَتَّى يَقُولَ مَنْ خَلَقَ رَبَّكَ فَإِذَا بَلَغَهُ
فَلْيَسْتَعِذْ بِاللَّهِ
وَلْيَنْتَهِ
“Şeytan birinize gelir ve: “Şunu kim yarattı? Bunu kim
yarattı?” der. Hatta sonunda: “Rabbini kim yarattı?” der. İş bu duruma geldiği
zaman kişi Allah’a sığınsın ve buna son versin.”[1]
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:
لاَ يَزَالُونَ يَسْأَلُونَكَ يَا أَبَا هُرَيْرَةَ حَتَّى يَقُولُوا هَذَا اللَّهُ فَمَنْ خَلَقَ اللَّهَ؟
قَالَ فَبَيْنَا
أَنَا فِي الْمَسْجِدِ إِذْ جَاءَنِي نَاسٌ مِنَ الأَعْرَابِ فَقَالُوا يَا أَبَا هُرَيْرَةَ هَذَا
اللَّهُ فَمَنْ خَلَقَ اللَّهَ ؟ قَالَ فَأَخَذَ حَصًى بِكَفِّهِ فَرَمَاهُمْ ثُمَّ قَالَ قُومُوا
قُومُوا صَدَقَ خَلِيلِي
“Sana sormaya devam ederler ey Ebu Hureyre! Hatta: “Peki
Allah’ı kim yarattı?” derler.” Ben mescidde iken bana bedevilerden bazı insanlar
geldiler ve dediler ki:
“Ey Ebu Hureyre! Allah’ı kim yarattı?” Bunun üzerine Ebu
Hureyre radıyallahu anh avucuna taşlar alıp onlara atmaya başladı ve sonra dedi
ki:
“Kalkın, kalkın gidin! Dostum (Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem) doğru söyledi!”[2]
Sapkınların bu soruları yalnız o günlerde kalmış şeyler
değildir. Hatta Allah’ın varlığına iman eden insanların çoğunun buna benzer
sorular sormaları nübüvvet delillerindendir. Hamd Allah’adır.
Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
قَالَ لَتَتَّبِعُنَّ
سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُمْ شِبْرًا بِشِبْرٍ وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ حَتَّى لَوْ سَلَكُوا جُحْرَ ضَبٍّ
لَسَلَكْتُمُوهُ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى قَالَ فَمَنْ
“Elbette sizden öncekilerin yollarını karış karış, dirsek
dirsek takip edeceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girseler siz de
aynısını yapacaksınız.” Dedik ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Yahudiler ve Hristiyanları mı?” Buyurdu
ki:
“Başka kimleri olacak?”[3]
Liberalizm, Deizm, Laiklik ve Demokrasi ilk olarak Kitap
Ehli’nde ortaya çıktı, sonra bizden bazıları onları taklit ettiler. Hatta onların
taklitleri batılıları da geçti. Bu da ümmetin bugünkü durumunun pekçok
hallerini kapsatan nebevî hadislerin bir tasdikidir. Allah yardımcımız olsun.
Nitekim âlemlerin rabbi, zındıkların münafıklığı ile iman
ehli arasında çirkinliklerin yayılmasını arzulama arasındaki bağlantıyı
açıklamış, münafıklar hakkında şöyle buyurmuştur:
وَيُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآَيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ * إِن الَّذِينَ
يُحِبُّونَ أَنْ تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آَمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
فِي الدُّنْيَا
وَالْآَخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ
وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
“Ve Allah âyetleri size açıklıyor. Allah, çok iyi
bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. İman edenler arasında çirkin şeylerin
yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza
vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nur 18-19)
Yine şöyle buyurmuştur:
“İçinizden hür olan mü’min kadınlarla nikâhlanacak bolluğa güç
yetiremeyen kimse sağ ellerinizin malik olduğu mü’min genç cariyelerinizden
(alsın). Allah imanınızı çok iyi bilendir. Kiminiz kiminizdensiniz. O halde
iffetli oldukları, zina etmedikleri, gizli dost da edinmedikleri halde onları
velilerinin izni ile nikâhlayın ve onlara ücretlerini güzellikle verin.
Evlendikleri zaman fuhuş işlerlerse onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı
vardır. Bu içinizden zinaya düşmekten korkan kimse içindir. Sabretmeniz ise
sizin için daha hayırlıdır. Şüphesiz Allah Ğafur’dur, Rahim’dir. Allah size
iyice açıklamak ve sizi sizden öncekilerin sünnetlerine iletmek ve sizin
tevbelerinizi kabul etmek istiyor. Şüphesiz Allah Alîm’dir, Hakîm’dir. Allah
sizin tevbe etmenizi ister. Şehvetlerine uyan kimseler de çok büyük bir meyille
sapmanızı isterler.” (Nisâ 25-27)
Kadınların özgürleştirilmesi iddiasıyla kadınların sosyal
hayata katılarak erkeklerle bir arada bulunmalarına çağıranlar işi ileriye
götürerek birçok ülkelerde fuhşu ve cinsel sapkınlıkları yasallaştırmışlardır!
Bu durum herşeyi hakkıyla bilen Subhân Allah’ın bu ayetlerde bildirdiklerinin
bir tasdiki değil midir?
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
“Onlara: “Yeryüzünde
fesat çıkarmayın!” denildiği zaman: “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.” (Bakara 11)
Zamanımızdaki münafıkların
sözleri, önceki münafıkların sözlerinden üslup olarak hiç de farklı değildir!
Enes b. Malik radıyallahu
anh dedi ki:
أَلاَ أُحَدِّثُكُمْ حَدِيثًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لاَ
يُحَدِّثُكُمْ أَحَدٌ
بَعْدِي سَمِعَهُ مِنْهُ إِنَّ مِنْ أَشْرَاطِ السَّاعَةِ أَنْ يُرْفَعَ
الْعِلْمُ وَيَظْهَرَ الْجَهْلُ وَيَفْشُوَ الزِّنَا وَيُشْرَبَ الْخَمْرُ وَيَذْهَبَ
الرِّجَالُ وَتَبْقَى النِّسَاءُ حَتَّى يَكُونَ لِخَمْسِينَ امْرَأَةً قَيِّمٌ وَاحِدٌ
“Dikkat edin!
Size benden sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işitmiş olanlardan
kimsenin size söylemediği bir hadisi söyleyeyim:
“İlmin kaldırılıp
cehaletin ortaya çıkması, zinânın ve sarhoş edici içkilerin içilmesinin
yaygınlaşması, erkeklerin gidip geriye kadınların kalması, hatta elli kadının
işlerini bir erkeğin görmesi kıyametin alametlerindendir.”[4]”
Dünyada zina ve
fâiz yaygınlaşmış, hatta genel bir düzen haline gelmiştir! Bu durumun
liberallerin, laiklerin, deistlerin ve onlara benzer münafıkların hakim oldukları
ortamlarda bulunması Allah’a ve rasulüne olan imanın artmasına bir sebeptir.
Hamd Allah’adır.