Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

3 Ağustos 2012 Cuma

Hilali Tespitte Hesaba Dayananların Reddi

Bismillah
Ramazan ayının ve bayramın tesbitinin hilalin görülmesiyle olacağında, bu konuda hesaplara itibar edilmeyeceğinde müslümanlar icma etmiştir.[1]

Ramazan ayı adil bir kimse tarafından hilalin görülmesi veya Şaban ayının günlerinin otuzu tamamlaması ile tesbit edilir.
Muasır Mu'tezile'den Abdulaziz Bayındır, müslümanların icma ettiği bu esasa aykırı hareket ederek, "Eskiden ümmet hesap bilmiyordu, şimdi biz hesap bildiğimize göre, hilalin doğuşunda hesaba dayanabiliriz" diyor. Dünyanın döndüğüne inanacak kadar zembereği kaymış birinin hesabına ne kadar itibar edilebilir, ayrı bir konu. lakin meselemize gelecek olursak özetle şöyle deriz:
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ، لَا نَكْتُبُ وَلَا نَحْسُبُ، الشَّهْرُ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا» وَعَقَدَ الْإِبْهَامَ فِي الثَّالِثَةِ «وَالشَّهْرُ هَكَذَا، وَهَكَذَا، وَهَكَذَا» يَعْنِي تَمَامَ ثَلَاثِينَ

‘Biz ümmî bir ümmetiz, ne yazarız ne de hesap ederiz. Ay, şöyle şöyledir’ dedi. ‘Yani bir defasında yirmi dokuz, bir defasında otuz gösterdi’ denmiştir.”[2]

Bu hadis, hesaba dayanılamayacağı hususunda açık bir nastır. Zira “Biz ümmi bir ümmetiz” sözü, yasaklama içermekte, kendisine tabi olan ümmetin ramazan ayını tespitte hesap yapmayacağını, kim de hesap yaparsa bu meselede ümmetten olmadığını haber vermektedir. Hatta o kimse müminlerin yolundan başkasına tabi olmuş, dinden olmayan bir iş yapmıştır. Böylece bu iş haram olmaktadır.
Şüphe: “Hadisin anlamı, hesaba itibar edilmemesini değil, hesap bilgisinin olmadığını gösteriyor. Zira “Biz yazmayız” deniliyor. Burada yazıya itibar etmeyiz demek değildir. “Yazmayız” sözü, yazı bilmeyiz demektir. Yani bu arapların işi değildir, yoksa yazıya itibar edilmeyeceği değildir
Cevap iki açıdan olacaktır:
Birincisi: “Yazmayız” sözü, hilalin doğuşuna ve hareketlerine delalet etmesi için ayın günlerini yazmayı iptal etmekle alakalıdır. Mutlak olarak yazmayı yasaklamak kastedilmemiştir. Çünkü cümlenin devamı maksadı açıklamaktadır. Bu da: “Ay bazen otuz gün, bazen yirmi dokuz gündür” sözüdür. Bu da gösteriyor ki, kastedilen mana; hilalin tespiti için yazıya ve hesaba ihtiyaç duymayız demektir. Zira ay bazen yirmi dokuz, bazen otuz olduğu için hilalin görülmesi de farklı olacaktır.
İkincisi: Burada bilginin nefyedilmesi kastedilmemiştir. Zira Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, okuryazarı bol olan bir topluluğa gönderilmişti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in de Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Zeyd ve Muaviye radıyallahu anhum gibi birçok kâtipleri vardı. Yine onların arasında hesabı bilen, feraiz hesapları yapan kimseler vardı. Bu da gösteriyor ki, kastedilen o ümmetin hesap ve yazı bilmeyen topluluk olması değil, hilalin tespitinde yazı ve hesaba dayanmayı yasaklamaktır. Allah en iyi bilendir.



[1] Bkz. İbn Teymiyye, Mecmû‘u’l-Fetavâ (25/132).
[2] Sahih. Buhârî (Savm, 5, 11, 13; Talak, 29); Muslim, (1080); Ebû Dâvud, (2319-2321) ve Nesâ‘î, (4/139-140).

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)