Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

19 Ağustos 2011 Cuma

Hacamat İçin Günlerin Tercihi meselesi

Bismillah.
Hacamat hakkında sorulan bir mesele şu şekildedir:
 Hacamat yaptıracak kimsenin arabî ayın on yedinci, on dokuzuncu ve yirmi birinci günlerini tercih etmesinin tavsiye edildiğini sahih hadislerde görmekteyiz. (bkz.: Ebu Davud 3861 Tirmizi 2058, İbn Mace 3486, Hakim 4/209, 409, Ahmed 1/354 Beyhaki 9/340)
Lakin bu tarihler, çarşamba, salı veya cumartesi gününe tevafuk ederse hacamat yaptırmakta sakınca var mıdır? Çünkü zikredilen günlerde hacamat yaptırmanın doğru olmadığına dair sıhhatini bilmediğimiz bazı hadisler nakledilmektedir.
Cevap:
1- Hakim (4/409, Beyhaki 9/34 ve Ebu Nuaym Tıbbu'n-Nebevi s.90 Ebu Hureyre radıyallahu anh'den merfuan rivayet ediyorlar: "Her kim çarşamba veya cumartesi hacamat yaptırır da alaca veya abras hastalığına yakalanırsa kendisinden başkasını kınamasın"
Bu rivayetin isnadında Süleyman b. Erkam metruktur.  bkz.: Suyuti Leali (2/409, 410) Mecmau'z-Zevaid (5/92) İbn Arrak Tenzihu'ş-Şeria (2/358) İbn Adiy el-Kamil (4/1446) Suyuti Tıbbu'n-Nebevi (s.248) Tifaşi eş-Şifa (s.160)
2- Hakim (4/409) İbn Mace (3487-88) Ebu Nuaym Tıb (s.25) Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma'dan merfuan rivayet ediyorlar: "Hacamat hafızın hafızasını, akıllının aklını artırır. Allah'ın adıyla hacamat yapın. Perşembe, Cuma, Cumartesi ve pazar günleri hacamat yapmayın. pazartesi günü hacamat yapın. cüzzam ve baras hastalığı ancak çarşamba günü iner"
Önceki muhaddislerden bu hadisin sahih olmadığını birçok kimse söylemiştir. bkz.: İbn Cevzi İlelu'l-Mutenahiye (2/391) Şerhu'l-Camii Cami'i's-Sagir (4/4)  Darekutni Ziyad b. Yahya'nın bu rivayette tek kaldığını söylemiştir. Ebu Hatim: "Bu hadis hiçbir şekilde sahih değildir. doğruluk ehlinin rivayeti de değildir. ravilerinden İsmail ve el-Musenna meçhuldürler" dedi. Acluni Keşfu'l-Hafa (1/416)
Lakin Şeyh Elbani rahimehullah şahit rivayet yollarını toplayarak buna hasen demiştir. Bkz: es-Sahiha (766)
 Netice: Hacamat için pazartesi ve salı günlerini tercih etmelidir. şayet bu günler arabi ayın 17, 19 ve 21. gecesine tevafuk ederse bu daha hayırlı olur. lakin ayın diğer günlerine tevafuk eden pazartesi ve salı günlerinde hacamatta sakınca yoktur. 17, 19 ve 21. günlerinin tercihine dair tavsiye müstehaplık ifade etmektedir. Çünkü bu konudaki emir, fazilet içeren bir sebebe bağlanmıştır. diğer günlerde hacamat yapılamayacağı anlamına gelmez. fakat diğer günler çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar günlerine tevafuk ederse bu günlerden kaçınmalı, pazartesi ve salı günlerini tercih etmelidir. yukarıda zikredilen rivayetler ve vakit darlığından dolayı zikredemediğim bütün rivayetlerin orta yolu budur. Allah en iyi bilendir.


4 Ağustos 2011 Perşembe

Fecr ve İmsak Vakitleri Hakkında Uyarılar!

Önemli Bir Meselede Uyarılar:
Tercüme: Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî

Şeyh Ali el-Halebi ve Şeyh Selim b. İyd el-Hilalî rahimehumallah, Sıfatu Savmi’n-Nebi sallallahu aleyhi ve sellem adlı eserlerinde (s.38 ) fecr vakti tarif edildikten sonra şöyle derler:
“Fecrin doğuşunu bildiğin zaman yeme, içme ve cimadan imsak et. Elinde bir bardakta su veya içecek bir şey varsa onu yavaş yavaş iç. Zira bu, oruçlu kullarına karşı merhametlilerin en merhametlisi olandan büyük bir ruhsattır. Ezanı işitsen bile böyledir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Biriniz nidayı (ezanı) işittiğinde elinde kap varsa, ondan ihtiyacını bitirmeden elinden koymasın.” (Ebu Davud 235, İbn Cerir 3115, Hakim 1/426, Beyhaki 2/218, Ahmed 2/423 senedi hasendir. Ahmed 2/510 ve Hakim 1/203-205 sahih olan diğer bir isnadla Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ettiler.
Bu hadiste nida ile kastedilen; fecr-i sadık olan ikinci fecrin ezanıdır.  Bunun delili Ahmed (2/510) ve İbn Cerir et-Taberi’nin (2/102) rivayetlerinde hadisin ardından zikredilen şu ziyadedir: “Müezzin fecir doğduğunda ezan okuyordu”
Bu manaya Ebu Umame radıyallahu anh’ın şu rivayeti şahitlik etmektedir:  Namaz için kamet okundu ve Ömer’in elinde kap vardı. “Bunu içeyim mi ey Allah’ın rasulü?” dedi. O da: “Evet onu iç” buyurdu. (İbn Cerir bunu iki rivayet yoluyla (2/102) rivayet etmiştir.
Böylece ihtiyatlı olmak iddiasıyla fecri sadıktan önce yemeyi kesmenin sonradan çıkmış bir bidat olduğu sabit olmaktadır.
Hâfız İbn Hacer rahimehullah, Fethu’l-Bârî (4/199) adlı kitabında şöyle der: ‘Bu zamanda ihdas olunan kötü bid’atlardan bir tanesi de fecirden yirmi dakika önce ikinci ezanın okunmasıdır. Bunu ihdâs eden ibâdette ihtiyat inancıyla yapmaktadır. Bu durum onları güneşin batımından bir müddet sonra ezan okumaya başlamalarına götürmüştür. Zanlarına göre vaktin girdiğinden emin olacaklardı. Böylece iftârı geciktirip, sahûru da erkene aldılar. Sünnet’e muhalefet ettiler, dolayısıyla onlardan hayır azaldı ve aralarında kötülük çoğaldı, Allâh yardım edendir.’
Deriz ki (Yani Ali el-Halebî ve Selim el-Hilalî): Fecrin doğmasından önce imsak bidati devam etmektedir. Vakitte temkin, eskiden ortaya çıkmış ve bu zamana kadar devam etmiştir. Şikayetimiz Allah’adır.
Sonra s.41 vd. şu uyarılarda bulunmuşlardır:
Birinci Tembih:
Az önce zikrettiğimiz oruç hükümleri insan gözüyle görmekle alakalıdır. Fecrin ve hilalin gözetlenmesinde zorlama ve aşırılığa kaçıp modern astronomik cihazların kullanılması veya müslümanları son nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinden alıkoyarak hayrı ve bereketi azaltan ve aralarında kötülüğü yaygınlaştıran yıldız bilimcilerin takvimlerinin kullanılması gerekmez.
(Daha fazla ayrıntı isteyen kimse, şu kitaplarda güzel açıklamalar bulabilir:
1- Şeyhulislam İbn Teymiyye, Mecmuu’l-Fetava (25/126-202)
2- Nevevi, el-Mecmu (6/279)
3- İbn Hacer, Telhisu’l-Habir (2/187-188)
İkinci Tembih:
Bazı islami ülkelerde müezzinler elli sene önce hazırlanmış takvimleri kullanmakta, iftarı geciktirmekte ve sahuru erkene almaktadırlar. Böylece bizzat Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in yoluna aykırı hareket etmektedirler!
Bu gibi ülkelerde güneşin batmasıyla iftar etmek ve fecrin doğmasıyla imsak yaparak Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine sarılmada gayret gösteren kimseleri n bu yaptıkları sahihtir, meşru bir fiildir, bu kınanamaz. Onların muhalefet ettiklerini zannedenler apaçık bir hata içindedirler. La havle ve la kuvvete illa billah!!
Bilinmektedir ki bu ibadet güneşin batması ve fecrin doğmasına bağlıdır. Bu asla bağlı kalanlar değil, buna muhalefet edenler asıl hata eden kimselerdir. Ezan, vaktin girdiğini ilan etme vasıtasıdır. Eğer vakit girer de ezan ertelenirse veya vakit girmediği halde ezan okunursa, asıl üzerinde bağlı kalmak farzdır. Bunu ezberle ve iyi düşün!"
 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)