Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Haziran 2007 Cumartesi

İstanbul'un Fethi Hakkında

-www.islah.de sitesinden yönlendirilen bir sorunun cevabıdır -
Soru:
Selamun aleyküm
öncelikle faydalı bilgiler içeren sitenizi takip etmekten çok hoşnut olduğumu belirtmek isterim ve allah rızası için bu bilgilerin daha da çoğaltılmasını talep ederim.
bir hadis hakkında soru soracaktım..
bilindiği gibi istanbulun fethi ile ilgili meşhur bir hadis var.istanbul elbet fethedilecektir ve onu fetheden ne büyük kumandandır..geçenlerde bu hadisin sadece istanbul bir gün fethedilecektir kısmının sahih olduğunu kalan kısmının ise zayıf bir rivayet olduğunu duydum.internetten baya araştırmama rağmen bu konu hakkında bir yorum veya açıklama bulamadım.bu hadisin gerçekten kalan kısmı zayıf ise dayanağı nedir bunu sizden öğrenebilir miyim?yardımcı olursanız çok sevinirim
selamun aleyküm
Cevap:
Aleykum selam ve rahmetullah Kıymetli kardeşim, bahsedilen hadis hakkındaki bir tahkikimi arz edeyim:
" لتفتحن القسطنطينية ، و لنعم الأمير أميرها ، و لنعم الجيش ذلك الجيش " .
“Kustantiniyye elbet fethedilecektir. O fethin komutanı ne güzel komutan ve askeri de ne güzel ordudur.” Elbani Silsiletul Ahadisiz-Zaife (2/268 no 878)’de şöylece tahric eder:
Ahmed ve Zevaidi’nde oğlu Abdullah: Müsned (4/335) İbn Ebi Hayseme Tarih (2/10/101-Rabat’ta el yazma) Buhari Tarihus-Sagir (s.139) Taberani (1/119) İbn Kani Mu’cem (v.15/2) Hakim (4/422) Hatib Telhis (v.91/1) İbn Asakir (16/223/2) Zeyd b. Habbab – el-Velid b. Mugira – Abdullah b. Bişr el-Ganevî – babası isnadıyla merfuan rivayet ettiler. Hakim: isnadı sahih dedi, Zehebi de muvafakat etti. Hatib dedi ki: “Zeyd b. Habbab bu rivayette tek kaldı.”
 
Elbani dedi ki: “Zeyd b. Habbab güvenilir bir ravi olmakla birlikte Sevrî’den rivayetinde zayıflık vardır. Buradaki rivayeti ise böyle değildir. Et-Takrib’de onun hakkında şöyle denilir: “Saduktur. Sevri’den rivayetinde hata eder.” Abdullah b. Bişr el-Ganevî’nin hal tercemesinden bahseden bulamadım. Sadece onun ismi “Abdullah b. Bişr el-Has’amî şeklinde zikredilmektedir. İbn Hibban es-Sikat’ta (2/150) onu etbaut-tabiinden olarak zikretmiş ve şöyle demiştir: “Kufe’lidir. Ebu Zür’a b. Amr b. Cerirden rivayette bulunmuştur. Kendisinden de Şube ve es-Sevri rivayet etmiştir.” Tirmizi ve Nesai onun hadislerini tahric ettiler. Bu Abdullah, el-Ganevî’den daha sonra yaşamış olan başka bir Abdullah’tır.
Şaşırtıcıdır ki İmam Ahmed bu hadisi, Bişr el-Ganevî’den geldiğine işaret ederek “Beşir b. Suhaym Müsnedi“ bölümünde rivayet etmiştir. Fakat bu hususta ona muvafakat edeni bulamadım. En iyi bilen Allahtır. Yine aynı şekilde, “Abdullah b. Bişr el-Has’amî” rivayeti, sonrakilerin rivayetinde “el-Ganevi” şekline dönmüştür.
Sonra Hafız İbn Hacer’in Ta’cilu’l-Menfea adlı eserine müracaat ettiğimde onun hal tercemesini “Abdullah b. Bişr el-Ganevi” şeklinde, nisbesi ve ismi hakkındaki ihtilaftan uzunca bahsedilmiş olarak gördüm. Orada Muhaddislerin bu husustaki sözlerini de nakletmiştir. Sonra onun Tirmizi ve Nesai’nin kendisinden rivayette bulunduğu ve güvenilir bir ravi olan el-Has’amî’den başkası olduğu ağır bastı. El-Ganevî’yi sadece İbn Hibban tevsik etmiştir. Allah en iyi bilendir.” Hulasa: İbn Hibban’ın el-Ganevî hakkındaki tevsikine güven olmadığından hadis bana göre sahih değildir. El-Askalanî’nin meylettiği görüş de bu ravinin el-Has’amî olmadığı şeklindedir. Allah en iyi bilendir.”
Elbani’nin sözü burada bitti.
Derim ki: Allah Elbani’ye rahmet etsin, onun sözlerini Zehebi’nin Tarihu’l-İslam (2/231)de bu hadisi naklettikten sonra: “İbnul Medini: “Meçhul ravisi vardır” dedi.” Şeklindeki nakli de desteklemektedir.
Ayrıca Hakim’in Müstedrek’te (8300), Buhari’nin Tarihu Sagir (1/341) ve Tarihul Kebir (2/81)de, İbn Asakir Tarihu Dımeşk (58/34) İbnul Esir Usdul Gabe (1/118)de, Ebu Nuaym’ın Marifetus’Sahabe’de Ebu Kureyb tarikinde (1101) Zehebi’nin Tarihul İslam (2/390)’da hadis rivayet edilirken nisbet: “el-Ganevî” şeklinde zikredilmiştir.
Suyuti, Husnul Muhadara (1/62)’de Bişr b. Rebia el-Has’amî’nin hal tercemesini veriken “Ona el-Ganevi de denildi. İbnus-Seken onu Şam halkından saydmıştır” der ve hadisi naklederken ravisini: “Ubeydullah b. Beşir b. Rebia el-Ganevi” şeklinde nakleder.
Hafız İbn Kesir de, Camiul Mesanid’de (2/269): “Bu hadisi Bezzar ve Taberani: Zeyd b. Habbab tarikiyle, her ikisi de el-Ganevi şeklinde naklettiler” der.
Neticede Elbani’nin hadisin isnadına zayıf hükmü vermekte isabet etmiş olduğu görülüyor. Zira el-Has’amî Kufeli ve güvenilirdir. El-Ganevi ise Şam’lı ve meçhuldür. Ayrıca isnadda ıddırap vardır.
Şayet hadis sahih olsaydı burada müjdelenen komutan ve ordusunun Mehdi ve ordusu olacağını tahmin ederdik. Zira İstanbul'un Mehdi tarafından tesbih ve tekbirlerle, silahsız olarak fethedileceği, bunun akabinde de Deccal fitnesinin zuhur edeceği sahih hadislerle bildirilmiştir. Allah Azze ve Celle en iyi bilendir.
Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)