Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

4 Ağustos 2011 Perşembe

Fecr ve İmsak Vakitleri Hakkında Uyarılar!

Önemli Bir Meselede Uyarılar:
Tercüme: Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî

Şeyh Ali el-Halebi ve Şeyh Selim b. İyd el-Hilalî rahimehumallah, Sıfatu Savmi’n-Nebi sallallahu aleyhi ve sellem adlı eserlerinde (s.38 ) fecr vakti tarif edildikten sonra şöyle derler:
“Fecrin doğuşunu bildiğin zaman yeme, içme ve cimadan imsak et. Elinde bir bardakta su veya içecek bir şey varsa onu yavaş yavaş iç. Zira bu, oruçlu kullarına karşı merhametlilerin en merhametlisi olandan büyük bir ruhsattır. Ezanı işitsen bile böyledir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Biriniz nidayı (ezanı) işittiğinde elinde kap varsa, ondan ihtiyacını bitirmeden elinden koymasın.” (Ebu Davud 235, İbn Cerir 3115, Hakim 1/426, Beyhaki 2/218, Ahmed 2/423 senedi hasendir. Ahmed 2/510 ve Hakim 1/203-205 sahih olan diğer bir isnadla Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ettiler.
Bu hadiste nida ile kastedilen; fecr-i sadık olan ikinci fecrin ezanıdır.  Bunun delili Ahmed (2/510) ve İbn Cerir et-Taberi’nin (2/102) rivayetlerinde hadisin ardından zikredilen şu ziyadedir: “Müezzin fecir doğduğunda ezan okuyordu”
Bu manaya Ebu Umame radıyallahu anh’ın şu rivayeti şahitlik etmektedir:  Namaz için kamet okundu ve Ömer’in elinde kap vardı. “Bunu içeyim mi ey Allah’ın rasulü?” dedi. O da: “Evet onu iç” buyurdu. (İbn Cerir bunu iki rivayet yoluyla (2/102) rivayet etmiştir.
Böylece ihtiyatlı olmak iddiasıyla fecri sadıktan önce yemeyi kesmenin sonradan çıkmış bir bidat olduğu sabit olmaktadır.
Hâfız İbn Hacer rahimehullah, Fethu’l-Bârî (4/199) adlı kitabında şöyle der: ‘Bu zamanda ihdas olunan kötü bid’atlardan bir tanesi de fecirden yirmi dakika önce ikinci ezanın okunmasıdır. Bunu ihdâs eden ibâdette ihtiyat inancıyla yapmaktadır. Bu durum onları güneşin batımından bir müddet sonra ezan okumaya başlamalarına götürmüştür. Zanlarına göre vaktin girdiğinden emin olacaklardı. Böylece iftârı geciktirip, sahûru da erkene aldılar. Sünnet’e muhalefet ettiler, dolayısıyla onlardan hayır azaldı ve aralarında kötülük çoğaldı, Allâh yardım edendir.’
Deriz ki (Yani Ali el-Halebî ve Selim el-Hilalî): Fecrin doğmasından önce imsak bidati devam etmektedir. Vakitte temkin, eskiden ortaya çıkmış ve bu zamana kadar devam etmiştir. Şikayetimiz Allah’adır.
Sonra s.41 vd. şu uyarılarda bulunmuşlardır:
Birinci Tembih:
Az önce zikrettiğimiz oruç hükümleri insan gözüyle görmekle alakalıdır. Fecrin ve hilalin gözetlenmesinde zorlama ve aşırılığa kaçıp modern astronomik cihazların kullanılması veya müslümanları son nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinden alıkoyarak hayrı ve bereketi azaltan ve aralarında kötülüğü yaygınlaştıran yıldız bilimcilerin takvimlerinin kullanılması gerekmez.
(Daha fazla ayrıntı isteyen kimse, şu kitaplarda güzel açıklamalar bulabilir:
1- Şeyhulislam İbn Teymiyye, Mecmuu’l-Fetava (25/126-202)
2- Nevevi, el-Mecmu (6/279)
3- İbn Hacer, Telhisu’l-Habir (2/187-188)
İkinci Tembih:
Bazı islami ülkelerde müezzinler elli sene önce hazırlanmış takvimleri kullanmakta, iftarı geciktirmekte ve sahuru erkene almaktadırlar. Böylece bizzat Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in yoluna aykırı hareket etmektedirler!
Bu gibi ülkelerde güneşin batmasıyla iftar etmek ve fecrin doğmasıyla imsak yaparak Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine sarılmada gayret gösteren kimseleri n bu yaptıkları sahihtir, meşru bir fiildir, bu kınanamaz. Onların muhalefet ettiklerini zannedenler apaçık bir hata içindedirler. La havle ve la kuvvete illa billah!!
Bilinmektedir ki bu ibadet güneşin batması ve fecrin doğmasına bağlıdır. Bu asla bağlı kalanlar değil, buna muhalefet edenler asıl hata eden kimselerdir. Ezan, vaktin girdiğini ilan etme vasıtasıdır. Eğer vakit girer de ezan ertelenirse veya vakit girmediği halde ezan okunursa, asıl üzerinde bağlı kalmak farzdır. Bunu ezberle ve iyi düşün!"
 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)