GÜZEL AHLAK
Güzel ahlak; amellerin en yücelerinden, Allah’a ve Rasulü’ne en sevimlilerindendir.
Sa’d b. Ebi Vakkas’dan rivayet olunan sahih hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah, ahlakın yücesini sever ve aşağılığından hoşlanmaz”[1] Bilir misin, güzel ahlak nedir? Hadis alimi ve zühd sahibi İmam Abdullah b. Mübarek onu bize şöyle tanımlamıştır: “O(güzel ahlak); güler yüzlü olmak, iyilikte bulunmak başkalarına eziyet vermemektir.”
Bizler, bu zamanda bir ahlak buhranından geçmekteyiz. Bir çok insanın kaybettiği ve bir kısım insanda bulunur hale gelen şer’i ahlak, sanki gereksiz birşey olmuş!
Ahlak; İslam’da , mevkilerin en yücesinde ve derecelerin en yükseğinde yer alır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”[2] Bir rivayette de şöyle buyurur: “Ben, ancak yüce ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” Sanki, peygamber olarak gönderilmesindeki rolü bununla sınırlandırır ve bu şekilde özetler.
Güzel ahlak üzerine önemli şeyler bina edilmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:
1- İyiliğin (hayrın) güzel ahlak ile sınırlandırılması. Nevas b. Sem’an’dan şu rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hayırdan ve şerden sordum; şöyle buyurdu: “İyilik (hayır) güzel ahlaktır. Şer ise, vicdanını rahatsız edip de insanların bilmesini istemediğin şeydir.”[3]
2- Şüphesiz ki güzel ahlak ameller arasında en çok cennete girmeye sebep olanıdır. Ebu Hureyre hadisinde olduğu gibi... Ebu Hureyre şöyle der: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e insanların cennete girmesine en çok sebep olan şeyden soruldu. O, şöyle buyurdu: “Allah’dan hakkıyla korkmak ve güzel ahlak” İnsanların cehenneme girmesine en çok sebep olan şeyden soruldu ve şöyle buyurdu: “Ağız ve ferc (cinsiyet uzvu)”[4]
3- Güzel ahlak, müslümanın Kıyamet günü hasenat terazisinde bulacağı en ağır şeylerdendir. Ebu’d Derda radıyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Kıyamet günü mü’minin mizanında (terazisinde) hiç bir şey güzel ahlaktan daha ağır değildir. Şüphesiz ki Allah, kaba ve ağzı bozuk kişiye buğzeder.”[5]
4- Güzel ahlakla ahlaklanan kişi için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem cennetin en yükseğinde bir köşk garanti etmiştir: Ebu Ûmame’den şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Ben , haklı olsa bile cidali (tartışmayı) terkeden için cennetin kenarında bir eve kefilim. Şaka dahi olsa yalanı terkeden için cennetin ortasında bir eve kefilim ve ahlakı güzel olan kimse için cennetin en yükseğinde bir eve kefilim.”[6]
5- Güzel ahlak sahibi oruç tutup gece ibadeti yapanın derecesine ulaşır. Aişe radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu duydum: “Şüphesiz ki mü’min ahlakının güzelliği ile oruç tutup gece ibadeti yapanın derecesine ulaşır.”[7]
6- Kıyamet günü, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in meclisine en yakın olan insanlar faziletli güzel ahlak sahipleridir. Cabir radıyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellim’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Kıyamet gününde bana en sevgili ve meclis bakımından en yakın olanınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır. Ve Kıyamet gününde bana en sevimsiz ve benden en uzak olanınız; sersarlar (hezeyancılar ve boş yere saçmalayanlar), boşboğazlar ve ‘mütefeyhik’lerdir” Sahabiler dediler ki: Ya Rasulallah ! Hezeyancıları ve boşboğazları bildik; bu ‘mütefeyhik’ler de kim?.. Rasulullah “Mütekebbirler (büyüklük, ululuk taslayanlar)dır” buyurdu.[8]
7- Güzel ahlak ile ümmetin en hayırlıları, kerem ve fazilet sahipleri vasıflanır. Müttefekun aleyh (Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri) bir hadiste Abdullah b. Amr b. El-Âs’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Sizin en hayırlı olanlarınız ahlak bakımından en güzel olanlarınızdır.”[9]
Bir müslümanın, değerini, fazilet ve makamını öğrendikten sonra güzel ahlaktan yüz çevireceğini tasavvur edebilir misin?
Müslüman kimse; yüce makamları dilediği halde, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yakınında bulunmaya istekli ve peygamberlik ahlakına sahip olmak için hırslı olduğu halde nasıl güzel ahlaktan yüz çevirir?!. Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri bir hadiste Enes radıyallahu anh’dan şu rivayet edilir: ”Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların ahlakça en güzeli idi.”[10]
Muttefekuh aleyh olan bir başka hadiste Abdullah b. Amr b. El-Âs’dan şöyle dediği rivayet edilir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem taşkınlık yapan ve taşkınlığa taşkınlıkla karşılık veren biri değildi.”[11]
Güzel ahlak bu öğrendiğin fazileti ve kıymeti ile birlikte sonuçta sahibine döner. Yapılan amelin karşılığı kendi türündendir.
Merhametle davranma ile Erhamu’r Râhımin’in (merhametlilerin en merhametlisi olan Allah Teâlâ’nın) rahmetine ulaşılır. Sahih hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Yerde olanlara merhamet et ki semâda olan (Allah ) sana merhamet etsin”[12] Ve yine Taberani hasen (güzel) bir isnadla şunu rivayet eder: “Şüphesiz Allah merhametli kullarına merhamet eder.”[13]
Abdullah b. Amr’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Merhametli olanlara Rahman Tebarake ve Teâlâ merhamet eder. Yerde olanlara merhamet edin ki semâda olan (Allah) da size merhamet etsin.”[14]
Yapılan amelin karşılığı kendi türündendir. Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Buhari ve Müslim, Cerir b. Abdullah’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”[15]
Eğer Allah’ın rahmetine arzu duyuyorsan kendine ve başkasına karşı merhametli ol! Yaptığın iyilikle kendini öne çıkarma! Cahile ilminle, düşük seviyeliye makamınla, fakire malınla, büyüğe ve küçüğe şefkat ve rahmetinle, günahkarlara davetinle, hayvanlara, yumuşak davranman ve öfkelenmemen ile merhamet et! İnsanların, Allah’ın rahmetine en yakın olanı O’nun yaratıklarına en merhametli olanıdır...[16]
Müslümanlara nasihat etme ve onlara yardım etme konusunu da ihmal etme. Buhari ve Müslim’de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu sabittir: “Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir” Uygun bir karşılık olarak... Müslüman kardeşinin bir ihtiyacında onunla birlikte olur ve ona yardım edersen El- Aliyy’ul Kadîr olan Rabb Tebarake ve Teâlâ senin bir ihtiyacını giderir ve onda sana yardımcı olur. Mükafaat, yapılan amelin cinsindendir.
Ayrıca, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Kim, dünyada müslüman kardeşinin kusurunu gizlerse Allah da, Kıyamet günü onun kusurunu gizler.”[17]
Ve Müslim’de şu hadis rivayet edilir: “Kim , bir müminin dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse Allah da ondan Kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderir. Kim bir zorluğu kolaylaştırırsa Allah da dünya ve ahirette ona kolaylık sağlar. Kim bir müslümanın kusurunu örterse Allah da onun dünya ve ahirette kusurlarını örter. Kul, kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah ona yardım eder.”[18]
Bazı müslümanların haline bakan kimse acayip şeyler görür. Doğru sözün yerine yalanı görür. Merhametin yerine şiddeti görür. Vefakarlığın yerine hıyaneti görür. Sinirlerine hakim olmanın ve insanları affetmenin yerine öfkeyi görür. İyiliğin yerine eziyeti görür.
Cömertliğin yerine cimriliği, ikram yerine aç gözlülüğü, tevazu yerine kibirliliği, adaletin yerine zulmü görür.
Ve kendi kendine sorar: Bunlar mı müslümanlar? İffet nerede? Güvenilirlik nerede? Hayâ nerede? Zayıflara merhamet nerede? Yoksullara şefkat nerede? Nerede sevgi? Mü’minlere karşı nezaket nerede?!!
Bu şekilde çirkin davranışlarla davranan kimselerle karşılaşabilirsin. Belki, sana çirkin sözler söyleyenlerle karşılaşacaksın. Bunlara karşı yapman gereken ne? Kötülüğe, kötülükle karşılık vermek ve doğruca onlardan intikam almak mı? Böyle yaparsak onlardan hiçbir farkımız olmaz. Onlara, kötü ahlakın yayılmasında ortaklık etmiş oluruz.
Şüphesiz, onlara karşı yapmamız gereken, Allah Teâlâ’nın gösterdiği yola tâbi olmaktır. Affetmek ve aldırış etmemek, kötülüğe güzellikle karşılık vermektir. Allah Teâlâ buyurur ki: (O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.) [19] Ve mü’minlerin sıfatı hakkında şöyle buyurur: (Kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.)[20] Yine şöyle buyurur: (İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.) [21]
Müslim, Ebû Hureyre’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Sadaka, hiç bir malı eksiltmez. Allah, affeden bir kulun ancak izzetini (şerefini) artırır. Her kim Allah için alçak gönüllülük yaparsa Allah mutlaka onun derecesini yükseltir.”[22]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’de bizim için bir örneklik yok mu? Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mahlukatın en izzetlisi, en faziletlisi ve en değerlisi değil mi? Buna rağmen, hiç bir zaman kendi nefsi için öc almadı. Aişe radıyallahu anha der ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah’a karşı hürmetsizlik hali olması müstesna hiç bir zaman kendi nefsi için öç almadı. Allah Teâlâ için öc alırdı” Hadis, Muttefekun aleyh’tir. (Buhari ve Müslim’in rivayetidir.)[23]
Yine Müslim’de şöyle dediği rivayet edilir: “Hiç bir şey O’ndan asla eziyet ve zarar görmemiştir ki, kendi arkadaşından intikam almış olsun!”[24]
Enes b. Malik radıyallahu anh’dan şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’le beraber yürüyordum. Üzerinde sert yakalı Necran yapımı bir hırka vardı. Bedevinin biri O’na yetişti ve üzerindeki elbiseden şiddetli bir şekilde çekti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in omuzunun ön tarafına baktım; üzerindeki elbisenin yakası çekmenin şiddetiyle iz bırakmıştı. Bedevi dedi ki: Ya Muhammed! Yanında bulunan Allah’ın malından bir miktar bana verilmesini emret! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona baktı ve güldü. Sonra ona bir miktar mal verilmesini emretti.” Hadis, Muttefekun aleyh’tir.[25]
Buna göre, bizim halimiz ne olacak?! Bir müslümandan bize ulaşan en ufak bir eziyete öfkeleniriz. Bir kardeşimizde gördüğümüz küçük bir hataya tepki gösteririz. Sanki, düşman karşısında savaşta imişiz gibi davranırız. Allah Teâlâ (Müminler ancak kardeştirler.) [26] buyurmuyor mu? Sevgili peygamberimiz, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem çokça şöyle söylemiyor muydu: “ Mü’minlerin, birbirlerini sevmede, birbirlerine şefkat gösterme ve birbirlerine merhamet etmedeki benzeri vücut misalidir. O vücuttan bir uzuv hastalanınca vücudun diğer azâları birbirlerini hasta uzvun elemine uykusuzlukla ve hâraretle ortak olmaya çağırırlar.”[27]Kendi nefislerimize dönüp, iyilik ve ihsanda bulunmak üzere gayret edelim. Ve nefislerimizi bu konuda hesaba çekelim ki, rabbimiz bizleri doğru yola eriştirsin Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.) [28]
[1] Hâkim rivayet eder. Bkz. Sahihu’l Cami’ (885)
[2] Sahih hadis. Bkz. Buhari; El Edeb’ul Mufred. Hâkim ve Beyhaki Ebu Hureyre’den rivayet eder.
[3] Müslim (sf. 2553)
[4] Ahmed; Müsned (2/2991), Tirmizi(2005. hadis), İbni Mace (4236. hadis)
[5] Ahmed; Müsned (6/442, 446, 448), Tirmizi (2003. hadis), Ebu Davud (4799. hadis)
[6] Ebu Davud (4800. hadis)
[7] Ebu Davud (4798. hadis), İbni Hibban (1927. hadis)
[8] Tirmizi (2019. hadis)
[9] Buhari; bkz. Feth’ul-Bâri (8/507), Müslim (sf. 2583)
[10] Buhari; bkz. Feth’ul-Bâri (10/480), Müslim (sf. 2150)
[11] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (10/378 ) Müslim (2321. hadis)
[12] Taberâni ve Hâkim rivayet eder. Bkz. Sahihu’l Câmi’ (909)
[13] Sahihu’l Câmi’ (2377)
[14] Ebu Dâvud (4941. hadis), Tirmizi (1924) . Bkz. Sahihu’l Cami’ (3516)
[15] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (10/397), Müslim (sf 2586)
[16] El- Cezâu min cinsi’l Amel (2/116)
[17] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (5/70), Müslim (sf. 2580)
[18] Sahih-i Müslim (sf. 2699)
[19] 3 / Âl-i İmran / 134
[20] 13 / er-Ra’d / :22
[21] 41 / Fussilet / 34
[22] Sahihi Müslim (sf. 2588)
[23] Buhari (6126. hadis) Müslim (2327. hadis)
[24] Müslim (2328. hadis)
[25] Buhari; bkz. Feth’ul-Bari (10/234) Müslim (sf. 1057)
[26] 49 / el-Hucurat / 10
[27] Buhari; bkz. Feth’ul-Bari (10/367), Müslim(sf.2586)
[28] 29 / el-Ankebut / 69
Güzel ahlak; amellerin en yücelerinden, Allah’a ve Rasulü’ne en sevimlilerindendir.
Sa’d b. Ebi Vakkas’dan rivayet olunan sahih hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah, ahlakın yücesini sever ve aşağılığından hoşlanmaz”[1] Bilir misin, güzel ahlak nedir? Hadis alimi ve zühd sahibi İmam Abdullah b. Mübarek onu bize şöyle tanımlamıştır: “O(güzel ahlak); güler yüzlü olmak, iyilikte bulunmak başkalarına eziyet vermemektir.”
Bizler, bu zamanda bir ahlak buhranından geçmekteyiz. Bir çok insanın kaybettiği ve bir kısım insanda bulunur hale gelen şer’i ahlak, sanki gereksiz birşey olmuş!
Ahlak; İslam’da , mevkilerin en yücesinde ve derecelerin en yükseğinde yer alır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”[2] Bir rivayette de şöyle buyurur: “Ben, ancak yüce ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” Sanki, peygamber olarak gönderilmesindeki rolü bununla sınırlandırır ve bu şekilde özetler.
Güzel ahlak üzerine önemli şeyler bina edilmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:
1- İyiliğin (hayrın) güzel ahlak ile sınırlandırılması. Nevas b. Sem’an’dan şu rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hayırdan ve şerden sordum; şöyle buyurdu: “İyilik (hayır) güzel ahlaktır. Şer ise, vicdanını rahatsız edip de insanların bilmesini istemediğin şeydir.”[3]
2- Şüphesiz ki güzel ahlak ameller arasında en çok cennete girmeye sebep olanıdır. Ebu Hureyre hadisinde olduğu gibi... Ebu Hureyre şöyle der: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e insanların cennete girmesine en çok sebep olan şeyden soruldu. O, şöyle buyurdu: “Allah’dan hakkıyla korkmak ve güzel ahlak” İnsanların cehenneme girmesine en çok sebep olan şeyden soruldu ve şöyle buyurdu: “Ağız ve ferc (cinsiyet uzvu)”[4]
3- Güzel ahlak, müslümanın Kıyamet günü hasenat terazisinde bulacağı en ağır şeylerdendir. Ebu’d Derda radıyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Kıyamet günü mü’minin mizanında (terazisinde) hiç bir şey güzel ahlaktan daha ağır değildir. Şüphesiz ki Allah, kaba ve ağzı bozuk kişiye buğzeder.”[5]
4- Güzel ahlakla ahlaklanan kişi için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem cennetin en yükseğinde bir köşk garanti etmiştir: Ebu Ûmame’den şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Ben , haklı olsa bile cidali (tartışmayı) terkeden için cennetin kenarında bir eve kefilim. Şaka dahi olsa yalanı terkeden için cennetin ortasında bir eve kefilim ve ahlakı güzel olan kimse için cennetin en yükseğinde bir eve kefilim.”[6]
5- Güzel ahlak sahibi oruç tutup gece ibadeti yapanın derecesine ulaşır. Aişe radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu duydum: “Şüphesiz ki mü’min ahlakının güzelliği ile oruç tutup gece ibadeti yapanın derecesine ulaşır.”[7]
6- Kıyamet günü, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in meclisine en yakın olan insanlar faziletli güzel ahlak sahipleridir. Cabir radıyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellim’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Kıyamet gününde bana en sevgili ve meclis bakımından en yakın olanınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır. Ve Kıyamet gününde bana en sevimsiz ve benden en uzak olanınız; sersarlar (hezeyancılar ve boş yere saçmalayanlar), boşboğazlar ve ‘mütefeyhik’lerdir” Sahabiler dediler ki: Ya Rasulallah ! Hezeyancıları ve boşboğazları bildik; bu ‘mütefeyhik’ler de kim?.. Rasulullah “Mütekebbirler (büyüklük, ululuk taslayanlar)dır” buyurdu.[8]
7- Güzel ahlak ile ümmetin en hayırlıları, kerem ve fazilet sahipleri vasıflanır. Müttefekun aleyh (Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri) bir hadiste Abdullah b. Amr b. El-Âs’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Sizin en hayırlı olanlarınız ahlak bakımından en güzel olanlarınızdır.”[9]
Bir müslümanın, değerini, fazilet ve makamını öğrendikten sonra güzel ahlaktan yüz çevireceğini tasavvur edebilir misin?
Müslüman kimse; yüce makamları dilediği halde, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yakınında bulunmaya istekli ve peygamberlik ahlakına sahip olmak için hırslı olduğu halde nasıl güzel ahlaktan yüz çevirir?!. Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri bir hadiste Enes radıyallahu anh’dan şu rivayet edilir: ”Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların ahlakça en güzeli idi.”[10]
Muttefekuh aleyh olan bir başka hadiste Abdullah b. Amr b. El-Âs’dan şöyle dediği rivayet edilir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem taşkınlık yapan ve taşkınlığa taşkınlıkla karşılık veren biri değildi.”[11]
Güzel ahlak bu öğrendiğin fazileti ve kıymeti ile birlikte sonuçta sahibine döner. Yapılan amelin karşılığı kendi türündendir.
Merhametle davranma ile Erhamu’r Râhımin’in (merhametlilerin en merhametlisi olan Allah Teâlâ’nın) rahmetine ulaşılır. Sahih hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Yerde olanlara merhamet et ki semâda olan (Allah ) sana merhamet etsin”[12] Ve yine Taberani hasen (güzel) bir isnadla şunu rivayet eder: “Şüphesiz Allah merhametli kullarına merhamet eder.”[13]
Abdullah b. Amr’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Merhametli olanlara Rahman Tebarake ve Teâlâ merhamet eder. Yerde olanlara merhamet edin ki semâda olan (Allah) da size merhamet etsin.”[14]
Yapılan amelin karşılığı kendi türündendir. Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Buhari ve Müslim, Cerir b. Abdullah’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”[15]
Eğer Allah’ın rahmetine arzu duyuyorsan kendine ve başkasına karşı merhametli ol! Yaptığın iyilikle kendini öne çıkarma! Cahile ilminle, düşük seviyeliye makamınla, fakire malınla, büyüğe ve küçüğe şefkat ve rahmetinle, günahkarlara davetinle, hayvanlara, yumuşak davranman ve öfkelenmemen ile merhamet et! İnsanların, Allah’ın rahmetine en yakın olanı O’nun yaratıklarına en merhametli olanıdır...[16]
Müslümanlara nasihat etme ve onlara yardım etme konusunu da ihmal etme. Buhari ve Müslim’de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu sabittir: “Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir” Uygun bir karşılık olarak... Müslüman kardeşinin bir ihtiyacında onunla birlikte olur ve ona yardım edersen El- Aliyy’ul Kadîr olan Rabb Tebarake ve Teâlâ senin bir ihtiyacını giderir ve onda sana yardımcı olur. Mükafaat, yapılan amelin cinsindendir.
Ayrıca, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Kim, dünyada müslüman kardeşinin kusurunu gizlerse Allah da, Kıyamet günü onun kusurunu gizler.”[17]
Ve Müslim’de şu hadis rivayet edilir: “Kim , bir müminin dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse Allah da ondan Kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderir. Kim bir zorluğu kolaylaştırırsa Allah da dünya ve ahirette ona kolaylık sağlar. Kim bir müslümanın kusurunu örterse Allah da onun dünya ve ahirette kusurlarını örter. Kul, kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah ona yardım eder.”[18]
Bazı müslümanların haline bakan kimse acayip şeyler görür. Doğru sözün yerine yalanı görür. Merhametin yerine şiddeti görür. Vefakarlığın yerine hıyaneti görür. Sinirlerine hakim olmanın ve insanları affetmenin yerine öfkeyi görür. İyiliğin yerine eziyeti görür.
Cömertliğin yerine cimriliği, ikram yerine aç gözlülüğü, tevazu yerine kibirliliği, adaletin yerine zulmü görür.
Ve kendi kendine sorar: Bunlar mı müslümanlar? İffet nerede? Güvenilirlik nerede? Hayâ nerede? Zayıflara merhamet nerede? Yoksullara şefkat nerede? Nerede sevgi? Mü’minlere karşı nezaket nerede?!!
Bu şekilde çirkin davranışlarla davranan kimselerle karşılaşabilirsin. Belki, sana çirkin sözler söyleyenlerle karşılaşacaksın. Bunlara karşı yapman gereken ne? Kötülüğe, kötülükle karşılık vermek ve doğruca onlardan intikam almak mı? Böyle yaparsak onlardan hiçbir farkımız olmaz. Onlara, kötü ahlakın yayılmasında ortaklık etmiş oluruz.
Şüphesiz, onlara karşı yapmamız gereken, Allah Teâlâ’nın gösterdiği yola tâbi olmaktır. Affetmek ve aldırış etmemek, kötülüğe güzellikle karşılık vermektir. Allah Teâlâ buyurur ki: (O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.) [19] Ve mü’minlerin sıfatı hakkında şöyle buyurur: (Kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.)[20] Yine şöyle buyurur: (İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.) [21]
Müslim, Ebû Hureyre’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Sadaka, hiç bir malı eksiltmez. Allah, affeden bir kulun ancak izzetini (şerefini) artırır. Her kim Allah için alçak gönüllülük yaparsa Allah mutlaka onun derecesini yükseltir.”[22]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’de bizim için bir örneklik yok mu? Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mahlukatın en izzetlisi, en faziletlisi ve en değerlisi değil mi? Buna rağmen, hiç bir zaman kendi nefsi için öc almadı. Aişe radıyallahu anha der ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah’a karşı hürmetsizlik hali olması müstesna hiç bir zaman kendi nefsi için öç almadı. Allah Teâlâ için öc alırdı” Hadis, Muttefekun aleyh’tir. (Buhari ve Müslim’in rivayetidir.)[23]
Yine Müslim’de şöyle dediği rivayet edilir: “Hiç bir şey O’ndan asla eziyet ve zarar görmemiştir ki, kendi arkadaşından intikam almış olsun!”[24]
Enes b. Malik radıyallahu anh’dan şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’le beraber yürüyordum. Üzerinde sert yakalı Necran yapımı bir hırka vardı. Bedevinin biri O’na yetişti ve üzerindeki elbiseden şiddetli bir şekilde çekti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in omuzunun ön tarafına baktım; üzerindeki elbisenin yakası çekmenin şiddetiyle iz bırakmıştı. Bedevi dedi ki: Ya Muhammed! Yanında bulunan Allah’ın malından bir miktar bana verilmesini emret! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona baktı ve güldü. Sonra ona bir miktar mal verilmesini emretti.” Hadis, Muttefekun aleyh’tir.[25]
Buna göre, bizim halimiz ne olacak?! Bir müslümandan bize ulaşan en ufak bir eziyete öfkeleniriz. Bir kardeşimizde gördüğümüz küçük bir hataya tepki gösteririz. Sanki, düşman karşısında savaşta imişiz gibi davranırız. Allah Teâlâ (Müminler ancak kardeştirler.) [26] buyurmuyor mu? Sevgili peygamberimiz, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem çokça şöyle söylemiyor muydu: “ Mü’minlerin, birbirlerini sevmede, birbirlerine şefkat gösterme ve birbirlerine merhamet etmedeki benzeri vücut misalidir. O vücuttan bir uzuv hastalanınca vücudun diğer azâları birbirlerini hasta uzvun elemine uykusuzlukla ve hâraretle ortak olmaya çağırırlar.”[27]Kendi nefislerimize dönüp, iyilik ve ihsanda bulunmak üzere gayret edelim. Ve nefislerimizi bu konuda hesaba çekelim ki, rabbimiz bizleri doğru yola eriştirsin Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.) [28]
[1] Hâkim rivayet eder. Bkz. Sahihu’l Cami’ (885)
[2] Sahih hadis. Bkz. Buhari; El Edeb’ul Mufred. Hâkim ve Beyhaki Ebu Hureyre’den rivayet eder.
[3] Müslim (sf. 2553)
[4] Ahmed; Müsned (2/2991), Tirmizi(2005. hadis), İbni Mace (4236. hadis)
[5] Ahmed; Müsned (6/442, 446, 448), Tirmizi (2003. hadis), Ebu Davud (4799. hadis)
[6] Ebu Davud (4800. hadis)
[7] Ebu Davud (4798. hadis), İbni Hibban (1927. hadis)
[8] Tirmizi (2019. hadis)
[9] Buhari; bkz. Feth’ul-Bâri (8/507), Müslim (sf. 2583)
[10] Buhari; bkz. Feth’ul-Bâri (10/480), Müslim (sf. 2150)
[11] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (10/378 ) Müslim (2321. hadis)
[12] Taberâni ve Hâkim rivayet eder. Bkz. Sahihu’l Câmi’ (909)
[13] Sahihu’l Câmi’ (2377)
[14] Ebu Dâvud (4941. hadis), Tirmizi (1924) . Bkz. Sahihu’l Cami’ (3516)
[15] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (10/397), Müslim (sf 2586)
[16] El- Cezâu min cinsi’l Amel (2/116)
[17] Buhari; bkz.Feth’ul Bâri (5/70), Müslim (sf. 2580)
[18] Sahih-i Müslim (sf. 2699)
[19] 3 / Âl-i İmran / 134
[20] 13 / er-Ra’d / :22
[21] 41 / Fussilet / 34
[22] Sahihi Müslim (sf. 2588)
[23] Buhari (6126. hadis) Müslim (2327. hadis)
[24] Müslim (2328. hadis)
[25] Buhari; bkz. Feth’ul-Bari (10/234) Müslim (sf. 1057)
[26] 49 / el-Hucurat / 10
[27] Buhari; bkz. Feth’ul-Bari (10/367), Müslim(sf.2586)
[28] 29 / el-Ankebut / 69