Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

5 Haziran 2013 Çarşamba

Hayızlı ve Cünübün Kur'an Okuması, Mescidde Durması/Şeyh Mukbil

Allame Şeyh Mukbil b. Hadi rahimehullah'ın Fetvası'ndan tercüme eden: Ebu Muaz el-Çubukâbâdî
Soru: Hayızlı kadının mushafa dokunması, cünübün Kur’ân okuması caiz midir? Hayızlı kadın mescidde durabilir mi?
Cevap: Buna bir mani bilmiyorum. “Kur’an’a ancak temiz dokunabilir” hadisi Muhammed b. Amr b. Hazm’’ın Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den mürsel bir rivayetidir. İnsanlar mürsel olarak rivayet ettiler. Hakim, - zekatla da ilgili bir rivayet olduğu için - Zekat kitabında bunu muttasıl olarak zikretmiştir. Buna karşı çıkarak dediler ki “Hadis Suleyman b. Erkam yoluyla gelmiştir ve O zayıftır. Nitekim ravilerden biri yanılmıştır. Bazıları: “Hasen b. Musa el-Kantari yanıldı” derken, bazısı başkası yanıldı demişlerdir. Bu yanılgı aradaki ravinin “Suleyman b. Davud el-Havlani” olduğunun söylenmesidir. Suleyman b. Davud el-Havlani ise Suleyman b. Erkam’dan daha iyi durumdadır. Doğrusu bu hadis zayıftır. Taberani’nin Mucemu’s-Sagir’inde de yine bundan başka, huccet derecesine ulaştırmayan bir yoldan gelmiştir.
Ben burada bir mani bilmiyorum. Hayızlı ve cünübün mushafa dokunması caizdir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem (hayız olan) Aişe radıyallahu anha’ya: “Beyti tavaf etmek dışında hacının yaptığı her şeyi yap” demiştir. Hacı ise mushafa dokunur ve Kur’ân okur.
Soru: “Cünüp halde iken Kur’ân okur mu? Hayızlı mescidde durabilir mi?
Cevap: Cünüp iken Kur’ân okuma hakkında Ali b. Ebi Talib’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in cünüp olmadıkça Kur’ân okuduğu rivayeti vardır. Lakin bu Abdullah b. Selemetu’l-Muradî yoluyla gelmiştir. Onun hakkında öğrencisi Amr b. Murre şöyle demiştir: “Biz onun bazı rivayetini kabul bazısını reddederdik.” Ebu’l-Garib ona mutabaat etmiştir. Ebu’l-Garib meçhuldür veya meçhule benzemektedir. Sonra Ebu’l-Garib’in rivayetinde de ihtilaf vardır. Birinde merfu, diğerinde mevkuf olarak rivayet etmiştir. Tirmizi: “Hasen, sahih” demiş olsa da bu hadis hüccet derecesine ulaşmamıştır. Bilindiği gibi bu rivayet zayıf bir ravi olan Abdullah b. Seleme el-Muradî yoluyla gelmiştir. Kaldı ki Sahihu’l-Buhari’de İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın hayızlının ve cünübün Kur’an okumasında sakınca görmediği rivayet edilmiştir. Yine burada hayızlı ve cünübün Kur’an okumasını yasaklayan bir delile ihtiyaç vardır.
Mushafa dokunmak hakkında şunu söylemeyi unuttum: Allah Teâlâ:
لا يَمَسُّهُ إِلا الْمُطَهَّرُونَ
“Ona temiz kılınmış olanlardan başkası dokunamaz” buyurmuştur. Bazıları bu ayeti mushafa; cünüplükten temiz ve abdestli olan kimseden başkasının dokunamayacağına delil getirmişlerdir. Halbuki burada İmam Malik’in Muvatta’ında söylediği gibi melekler kastedilmiştir. O şöyle demiştir: “Ona temiz kılınmışlardan başkası dokunamaz” ayetini Abese suresindeki şu ayetler tefsir eder:
كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ (11) فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ (12) فِي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ (13) مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ (14) بِأَيْدِي سَفَرَةٍ (15) كِرَامٍ بَرَرَةٍ (16)
Bir daha bundan sakın; zira Kur'an bir öğüttür. Dileyen o öğüdü alır. Bu öğüt, şerefli ve tertemiz elçiler eliyle yazılmış, şerefi büyük, yüce ve temiz sahifelerdedir” (Abese 11-16) Bunlar ise meleklerdir.”
Durum İmam Malik rahimehullah’ın dediği gibidir. Nitekim şuara suresinde şöyle buyrulur:
Kur'ân'ı şeytanlar indirmemiştir.  (Onu indirmek) onlara düşmez; zaten buna güçleri de yetmez. Onlar, (vahiy sırasında Kur'ân'ı) dinlemekten menolunmuşlardır.” (Şuara 210-212)
Hayızlı kadının mescidde durmasında da bir sakınca bilmiyorum. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mescidinde çadırı olan bir kadın vardı. O kadın da hayız olan kadınlardan idi. buna bir mani bilmiyorum. “Hayızlı ve cünübe mescidi helal kılmıyorum” hadisi ise zayıftır.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)