Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Ağustos 2020 Pazar

Günahkârlara Benzemek Hakkında


Allame Necmuddin el-Gazzi, benzeşme hakkındaki en kapsamlı eser olan Husnu’t-Tenebbuh Lima Verade Fi’t-Teşebbuh adlı eserinde (c.10 s.6 vd.) şöyle demiştir:

Günahkârlara benzemek, bazen günah olan şeyi bizzat işleyerek olur. Burada bahis bunun hakkında değildir. Bazen onlara benzemek görünüşte ve fiilin zahirinde olur. Bu da ona katılır ve bu kişi o haramı veya mekruhu işlemiş olur. Bunda hiçbir tereddüt yoktur.

Nitekim Kur’ân kıraatinin kendisi taat olmasına rağmen, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân’ı fısk ehlinin makamlarıyla okumaktan yasaklamış böylece haram veya mekruh olmuştur. Alimler, içkicilerin şiarı olduğu için müzik aletlerini dinlemenin haram olduğunu söylemişlerdir.

Alimler dediler ki: “Şayet şeker ezmesi veya su, şarap sunulması gibi sunulursa bu haram olur. Kahve de aslen mubah olmasına rağmen bu şekilde sunulursa haram olur. (kadeh tokuşturma gibi) Kahve ismi, şarabın isimlerinden biri olmasına rağmen kahve mubahtır. İsminden dolayı helallikten haramlığa dönmez. Nitekim şarap da mubah olan şeylerle isimlendirilse, bu isim sebebiyle haramlıktan mubahlığa dönmez.

İffetli bir kimse muhanneslerin (çift cinsiyetlilerin) kıyafetlerini giyerse ve iffetli bir kadın fahişelerin kıyafetlerini giyerse bu haramdır.

Çarşıya sarhoşlar gibi sallanarak ve nara atarak giren onlara benzemiş olduğundan onlardan sayılır.

İnsanların kendisini uyuşturucu kullanmış zannedeceği şekilde ilaçlar kullanan kimse haşaşilere ve keyif ehline benzemiş olur.

Aşkı izhar etmekle ve aşk ehlinin sözlerini konuşmakla övünen veya onların fiilerini yapan yahut “şöyle şöyle yaptık” diye kendilerini anlatan fasıkların toplandığı mecliste bulunan, yalan söylüyor olsa dahi onların, kendilerinden daha fazla bu işleri yaptığını zannettiren kimse haram işlemiş olur.

Bilakis insanın bundan uzak durması ve ithama uğrayabileceği şaibeli ortamlardan sakınması gerekir. Böyle bir günaha müptela olursa da gizleyebildiği kadar gizlemelidir.

Hakim sahih kaydıyla ve Beyhakî İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan rivayet ediyorlar: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, el-Eslemî’nin (zinanın cezası olarak) recmedilmesinden sonra şöyle buyurdu:

Allah’ın yasakladığı şu pisliklerden uzak durun. Kim bunlardan bir şeye düşerse Allah Teâlâ’nın örtmesiyle onu gizlesin ve Allah’a tevbe etsin. Zira kim bize işlediği şeyi açıkça ortaya koyarsa ona Allah’ın kitabını uygularız.”[1]

Ebu Talib el-Mekkî’nin zikrettiği rivayette geçtiği gibi: “Kim bir kavmin görünüşünde olursa onlardandır.”[2]

Allah ona rahmet etsin, Ebu Talib el-Mekkî şöyle demiştir: “Muhakkak ki selef (ümmetin evvelkileri olan sahabe, tabiin ve tebau’t-tabiin) insanların sonradan ortaya çıkardıkları ince elbiseleri çirkin görüyor ve: “İnce elbise fasıkların elbisesidir, kimin elbisesi ince olursa dini de zayıf olur” derlerdi.”[3]

Peki ya insanların bugün çıkardıkları, selefin hatrından bile geçmeyen muhanneslerin (çift cinsiyetlilerin) görüntü ve şekilleri hakkında zannın nedir? Bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: “Korkakların fiillerinden ve cehennem ehlinin görünüş şekillerinden sakının.”



[1] Hâkim (8158) Beyhakî (8/330) el-Iraki Tahricu’l-İhya’da (2/813) isnadının hasen olduğunu söylemiştir.

[2] Ebu Talib el-Mekkî Kutu’l-Kulub’da (1/428) Ali radiyallahu anh’ın sözü olarak zikretmiştir.

[3] Kutu’l-Kulub (1/289)


Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)