Soru: Esselamü aleyküm ve rahmetullah Hadis sahihse,
ona iman edilmeli… Tenvirul Ayneyn kitabında bir hadis bizlere garip
geldi. Çünkü o hadisi daha önce hiç bir vechle duymadık ve okumadık. Hata olabileceğini
düşündüğümüz için sizlere muracaat ediyoruz. Lütfen bunu bir soru olarak
değerlendirin, kusur aramak gibi yok… Eğer o hadis sahihse, niçin o zaman
bu hadisi rafızilere karşı hiç kimse kullanmadı? Çok güzel olurdu…
Cevap: Aleykum
selam ve rahmetullahi ve berakatuh. Soruda bahsedilen hadis şudur:
قَالَ الطَّبَرَانِيِّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ
بْنُ جَعْفَرٍ الْإِمَامُ ابْنُ الْإِمَامِ نا الْفَضْلُ بْنُ غَانِمٍ ثَنَا سَوَّارُ
بْنُ مُصْعَبٍ عَنْ عَطِيَّةَ الْعَوْفِيِّ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ عَنْ أُمِّ
سَلَمَةَ قَالَتْ كَانَتْ لَيْلَتِي وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عِنْدِي فَأَتَتْهُ فَاطِمَةُ فَسَبَقَهَا عَلِيٌّ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا عَلِيُّ أَنْتَ وَأَصْحَابُكَ فِي الْجَنَّةِ أَنْتَ
وَشِيعَتُكَ فِي الْجَنَّةِ إِلَّا أَنَّهُ مِمَّنْ يَزْعُمُ أَنَّهُ يُحِبُّكَ أَقْوَامٌ
يُضْفَزُونَ الْإِسْلَامَ ثُمَّ يَلْفِظُونَهُ يَقْرَأُونَ الْقُرْآنَ لَا يُجَاوِزُ
تَرَاقِيَهُمْ لَهُمْ نَبْزٌ يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضَةُ فَإِنْ أَدْرَكْتَهُمْ فَجَاهِدْهُمْ
فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الْعَلَامَةُ فِيهِمْ؟ قَالَ
لَا يَشْهَدُونَ جُمُعَةً وَلَا جَمَاعَةً وَيَطْعَنُونَ عَلَى السَّلَفِ الْأَوَّلِ
Umm Seleme radiyallahu
anha’dan: “Benim gecemde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yanımda idi. Fatıma
radiyallahu anha geldi. Ali radiyallahu anh ondan önce gelmişti. Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem ona buyurdu ki:
“Ey Ali!
Sen ve ashabın cennettesiniz. Sen ve şian cennettesiniz. Ancak bir topluluk
seni sevdiğini iddia eder, İslam’ı ikiye katlarlar, sonra ondan ayrılırlar. Kur’ân'ı okurlar, okudukları gırtlaklarını geçmez. Onlara “Rafıza”
denilir. Onlara yetişirsen onlarla cihad et, zira onlar müşriklerdir.”
Dedim ki:
“Ey Allah’ın
rasulü! Onların alameti nedir?” Buyurdu ki:
“Cum’a ve
cemaate katılmazlar ve ilk selefe dil uzatırlar.”[1]
Öncelikle “Niçin bu hadisi Rafizilere karşı hiç kimse kullanmadı?”
şeklinde soru yersizdir. Nitekim hadisin tahricine dair dipnotlarda İmam Ahmed’in
Fadailu’s-Sahabe, Acurri’nin eş-Şeria, el-Lalkai’nin İtikad, İbn Ebi Asım’ın
es-Sunne, Muhibbu’t-Taberi’nin Riyadu’n-Nadra kitaplarında rivayetin yeri
gösterilmiştir ki bu kitaplarda Rafizilere reddiye olarak bu rivayet
zikredilmiştir. Hatta Aliyyu’l-Kari, Şemmu’l-Avariz Fi Zemmi’r-Ravafiz adında
bir risale yazmış, bu konuda gelen rivayetleri bu risalede toplamıştır.
İkinci olarak: bu hadis hakkında “Hasen ligayrihi” hükmü
zikredilmiştir. Yani hadis bu isnadla zayıftır lakin metninin bir aslının olduğunu
gösteren rivayetler ile desteklenmiş demektir. Aşağıda rivayet metinleri ve
tarikleri hakkında bahsedilecek inşaallah. Bu tarikler teker teker ince elemeye
tabi tutulduğunda zayıflıklar vardır, bu yüzden birçok âlimler bu konudaki
hadisleri zayıf görmüşlerdir. Ancak bütün tarikler bir araya getirildiğinde
hadisin bir aslının olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bir kısım âlimler bu
konudaki bazı hadisleri hasen ve sahih mertebesinde değerlendirmişlerdir.
Şahsen benim de tahkikimde vardığım sonuç, rivayet metinlerinin birer başlarına
hüccet olmasa da rivayet yollarının bir araya gelmesiyle hasen mertebesine
çıkması şeklindedir. Aşağıda dipnotlarda “Hasen ligayrihi” olarak belirttiğim
tarikler şahit getirmeye elverişli olan, tariklerin bir araya gelmesiyle hasen
derecesine çıkabilen rivayetlerdir. Zayıf olarak belirttiklerim ise isnad
olarak çok zayıf olup, metni diğer tariklerle takviye olan rivayetlerdir.
Taberani’den naklettiğimiz yukarıdaki rivayetin isnadında
Suvvar b. Mus’ab çok zayıf olup bu rivayetin isnadında ızdırap da yapmıştır. Yani
Taberani’den aktardığımız bu rivayetin isnadı oldukça zayıftır. Ancak metnine
şahitlik eden başka rivayetler olduğundan “Hasen ligayrihi” olduğunu zikrettim.
Hadisin şahitleri şu şekildedir:
1- Ebu Ya’la Musned’inde şöyle rivayet etti:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الْأَشَجُّ حَدَّثَنَا
ابْنُ إِدْرِيسَ عَنْ أَبِي الْجَحَّافِ دَاوُدَ بْنِ أَبِي عَوْفٍ عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو الْهَاشِمِيِّ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ عَلِيٍّ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ
مُحَمَّدٍ قَالَتْ نَظَرَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى
عَلِيٍّ فَقَالَ هَذَا فِي الْجَنَّةِ وَإِنَّ مِنْ شِيعَتِهِ قَوْمًا يَعْلَمُونَ
الْإِسْلَامَ ثُمَّ يَرْفُضُونَهُ لَهُمْ نَبَزٌ يُسَمَّوْنَ الرَّافِضَةَ مَنْ
لَقِيَهُمْ فَلْيَقْتُلْهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
Fatıma radiyallahu anha’dan: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Ali radiyallahu anh’e baktı ve şöyle buyurdu:
“Şu cennettedir. Onun şiası (taraftarları)ndan bir topluluk İslam’ı
öğrenecek, sonra ondan ayrılacaklar. Onların isimlendirildikleri lakapları:
“Rafıza”dır. Onlarla karşılaşan onları öldürsün. Zira onlar müşriklerdir.”[2]
Bu isnad görünüşte hasendir.
Nitekim Ebu Ya’la Musnedinin muhakkiki Huseyn Selim Esed: “İsnadı sahih”
demiştir. Heysemi ve başkaları da “Hasen” demişlerdir. Doğrusu bu hadis, zayıf
bir ravi olan Telid b. Suleyman – Ebu’l-Cahhaf yoluyla gelmiştir. Telid b.
Suleyman’ın künyesi Ebu İdris’tir. Bu isnadda ise “İbn İdris” şeklinde geçiyor
ki bu bir hatadır. Zira İbn İdris: sika imamlardan biri olan Abdullah b. İdris
olup o da Ebu Said el-Esec’in şeyhlerindendir. Yine Ebu İdris Telid b. Suleyman
da Ebu Said el-Eşec’in şeyhlerindendir. Lakin muhakkik imamların tespitine göre
burada tashif vardır ve Ebu İdris yerine yanlışlıkla “İbn İdris” şeklinde
geçmiştir. Telid b. Suleyman da bu isnadda tek kalmamıştır. Daha başka zayıf
raviler de Ebu’l-Cahhaf’tan rivayette ona mutabaat etmişlerdir. Neticede bu
isnadda zayıflık olsa da şahit ve takviye getirmeye elverişlidir.
2- İbn Ebi Asım es-Sunne’de
şöyle rivayet etti:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ مَيْمُونٍ
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ مُحَمَّدُ بْنُ أَسْعَدَ التَّغْلِبِيُّ حَدَّثَنَا
عَبْثَرُ بْنُ الْقَاسِمِ أَبُو زُبَيْدٍ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ
عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ عَنْ عَلِيٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَيَأْتِي بَعْدِي قَوْمٌ لَهُمْ نَبَزٌ
يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضَةُ، فَإِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاقْتُلُوهُمْ فَإِنَّهُمْ
مُشْرِكُونَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الْعَلَامَةُ فِيهِمْ؟ قَالَ يُقَرِّضُونَكَ
بِمَا لَيْسَ فِيكَ وَيَطْعَنُونَ عَلَى أَصْحَابِي وَيَشْتُمُونَهُمْ
“Ali radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Benden sonra ileride lakapları
olan ve “Rafıza” denilen bir topluluk olacak. Onlarla karşılaştığınız zaman
onları öldürün. Zira onlar müşriklerdir.” Ben dedim ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Onların
alameti nedir?” Buyurdu ki:
“Sende olmayan şeyle seni
överler ve ashabıma hakaret edip söverler.”[3]
Bu isnadda Ebu Said et-Taglebî
leyyindir. Hadis şahit ve mutabaata elverişlidir.
3- İbn Bişran Emali’de şöyle
rivayet etti:
أَخْبَرَنَا حَمْزَةُ ثنا عَبْدُ اللَّهِ ثنا شَبَابَةُ
ثنا فُضَيْلُ بْنُ مَرْزُوقٍ عَنْ أَبِي جَنَابٍ عَنْ أَبِي سُلَيْمَانَ
الْهَمْدَانِيِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَهُ إِنْ سَرَّكَ أَنْ
تَكُونَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَإِنَّ قَوْمًا يَنْتَحِلُونَ حُبَّكَ
يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لَا يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ لَهُمْ نَبَزٌ يُقَالُ لَهُمْ
الرَّافِضَةُ فَإِنْ أَدْرَكْتَهُمْ فَجَاهِدْهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
“Ali radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Eğer seni cennet ehlinden olmak
sevindiriyorsa muhakkak bir kavim senin sevgini iddia edecek, Kur’an’ı
okuyacaklar ve okudukları gırtlaklarını geçmeyecek. Onların lakapları vardır,
onlara Rafıza denilecek. Eğer onlara yetişirsen onlarla cihad et. Zira onlar
müşriklerdir.”[4]
Begavi:
“İsnadında şüphe var” demiştir. Ebu Cennab el-Kelbi zayıftır. Ebu Suleym
el-Hemedani ve babası cerh ve ta’dil olarak durumları bilinmeyen kimselerdir. Bu tarikin zayıflığı şiddetlidir.
4- İmam Ahmed Fadailu’s-Sahabe’de
şöyle rivayet etti:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ قَالَ أَخْبَرَنِي خَالِي قَالَ
أنا أَبُو مُعَاوِيَةَ الضَّرِيرُ مُحَمَّدُ بْنُ خَازِمٍ قَالَ أنا أَبُو جَنَابٍ
الْكَلْبِيُّ عَنْ أَبِي سُلَيْمَانَ الْهَمْدَانِيِّ قَالَ قَالَ عَلِيُّ بْنُ
أَبِي طَالِبٍ يَأْتِي قَوْمٌ بَعْدَنَا يَنْتَحِلُونَ شِيعَتَنَا وَلَيْسُوا
بِشِيعَتِنَا لَهُمْ نَبَزُوا آيَةً ذَلِكَ أَنَّهُمْ يَشْتِمُونَ أَبَا بَكْرٍ
وَعُمَرَ فَإِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاقْتُلُوهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
“Ali b. Ebi Talib radıyallahu
anh dedi ki “Bizden sonra bir topluluk gelecek, bizim taraftarlığımızı iddia
edecekler. Hâlbuki onlar bizim taraftarımız değillerdir. Onları alamet olan
lakapları vardır. Çünkü onlar Ebu Bekr ve Ömer’e (radıyallahu anhuma) söverler.
Onlarla karşılaştığınızda onları öldürün. Zira onlar müşriklerdir.”[5]
Hükmen merfudur. Yine bunun da
isnadında Ebu Cennab el-Kelbi vardır. Ebu Suleyman el-Hemedani mesturdur.
5- Ebu Nuaym şöyle rivayet
etti:
حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ مُحَمَّدُ بْنُ
أَحْمَدَ قَالَ ثنا عَلِيُّ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الصَّفَّارُ الْبَغْدَادِيُّ قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو
عِصْمَةَ عِصَامُ بْنُ الْحَكَمِ الْعُكْبِرِيُّ قَالَ ثنا جَمِيعُ بْنُ عَبْدِ
اللهِ الْبَصْرِيُّ قَالَ ثنا سَوَّارٌ الْهَمْدَانِيُّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ
جُحَادَةَ عَنِ الشَّعْبِيِّ عَنْ عَلِيٍّ قَالَ قَالَ لِيَ النَّبِيُّ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَإِنَّكَ شِيعَتَكَ فِي الْجَنَّةِ وَسَيَأْتِي قَوْمٌ
لَهُمْ نَبْزٌ يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضَةُ فَإِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاقْتُلُوهُمْ
فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
“Ali radıyallahu anh’den: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki sen ve
taraftarların cennettesiniz. İleride lakapları olan ve kendilerine “Rafıza”
denilen bir topluluk gelecektir. Onlarla karşılaştığınız zaman onları
öldürün. Zira onlar müşriklerdir.”[6]
Bunun isnadında Suvvar b. Mus'ab el-Hemedani çok zayıftır.
6- İbn Ebi Asım şöyle rivayet
etti:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ
الْمُتَوَكِّلِ أَبُو عُقَيْلٍ ، حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَبُو
إِسْمَاعِيلَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَسَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنْ
عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه
وسلم قَالَ يَكُونُ قَوْمٌ يُسَمَّوْنَ الرَّافِضَةَ يَرْفُضُونَ الإِسْلامَ
Ali radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Rafıza denilen bir kavim olacak,
İslam’dan ayrılacaklar.” Diğer lafzı şöyledir:
يَظْهَرُ
فِي أُمَّتِي آخِرَ الزَّمَانِ قَوْمٌ يُسَمَّوْنَ الرَّافِضَةَ بُرَآءُ مِنَ
الْإِسْلَامِ
“Ümmetimde
ahir zamanda “Rafıza” denilen bir topluluk ortaya çıkar. Onlar İslam’dan
uzaktırlar.”[7]
Bunun isnadında tek
kalan Kesir b. İsmail en-Nevvâ zayıftır. Yahya b. El-Mutevekkil’e ise Beyhakî’nin
rivayetinde Ebu Sehl yoluyla mutabaat gelmiştir. Neticede bu tarik şahit ve
mutabaata elverişlidir.
7- El-Lalekâi şöyle rivayet
etmiştir:
أنا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أنا عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْبَغَوِيُّ قَالَ نا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ نا مَرْوَانُ
بْنُ مُعَاوِيَةَ عَنْ حَمَّادِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ أَبِيهِ وَكَانَتْ تَحْتَهُ
سَرِيَّةٌ لِعَلِيٍّ سَمِعْتُ عَلِيًّا يَقُولُ يَكُونُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ
قَوْمٌ لَهُمْ نَبَزٌ يُسَمَّوْنَ الرَّافِضَةَ يَرْفُضُونَ الْإِسْلَامَ
فَاقْتُلُوهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
Ali radıyallahu anh dedi ki: “Ahir
zamanda lakapları olan ve “Rafıza” diye isimlendirilen bir topluluk olacak.
Onlar İslam’dan ayrılacaklar. Onlarla savaşın, zira onlar müşriklerdir.”[8]
Bu isnadda Hammad b. Keysan ve babasının cerh ve ta’dil
olarak durumları meçhuldür. Metni hükmen merfudur.
8- Ebu’ş-Şeyh şöyle rivayet
etti:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ نَصْرٍ وَالْفَرْقَدِيُّ
قَالَا ثنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَمْرٍو قَالَ ثنا عُثْمَانُ بْنُ غَالِبٍ عَنْ
أَبِي الْجَحَّافِ عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ عَنْ فَاطِمَةَ الصُّغْرَى عَنْ فَاطِمَةَ
الْكُبْرَى قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ لِعَلِيٍّ يَا عَلِيُّ إِنَّ قَوْمًا مِنْ شِيعَتِكَ مِمَّنْ يُحِبُّكَ
لَيُصَغِّرُونَ الْإِسْلَامَ ثُمَّ يَلْفُظُونَهُ لَهُمْ نَبْرٌ يُعْرَفُونَ بِهِ يُقَالَ
لَهُمُ الرَّافِضَةُ فَإِنْ أَدْرَكْتَهُمْ فَاقْتُلْهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
“Fatıma radıyallahu anha’dan: Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem Ali Radıyallahu anh’e buyurdu ki;
“Ey
Ali! Senin taraftarlarından seni seven, fakat İslam’ı küçümseyen bir topluluk
onu terk edip bir tarafa atacaklar. Onların kendisiyle tanındıkları lakapları
vardır. Onlara “Rafıza” denilecektir. Eğer onlara yetişirsen, onlarla savaş!
Zira onlar müşriktirler.”[9]
İsnadında İsmail b. Amr
zayıftır. Bu tarik, Şahit ve mutabaata elverişlidir.
9- Beyhakî Delail’de şöyle
rivayet etti:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا
أَبُو الْعَبَّاسِ مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ
مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمُؤَدِّبُ حَدَّثَنَا عِمْرَانُ
بْنُ زَيْدٍ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ تَمِيمٍ عَنْ مَيْمُونِ بْنِ مِهْرَانَ عَنِ
ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ يَكُونُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ قَوْمٌ يُسَمَّوْنَ الرَّافِضَةَ
يَرْفُضُونَ الْإِسْلَامَ وَيَلْفِظُونَهُ فَاقْتُلُوهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ
İbni Abbas radıyallahu anhuma’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Ahir zamanda
“Rafıza” diye anılan, İslam’ı terk edip ondan ayrılan bir topluluk zuhur
edecek. Onları gördüğünüzde onlarla savaşın. Zira onlar müşriktir.”[10]
İsnadında Haccac b. Temim
zayıftır. Ebu’l-Hasen es-Saka’nın rivayetinde zayıf bir ravi olan Furat b. Es-Saib
Haccac’a mutabaat etmiştir. Bu tarik şahit ve mutabaata elverişlidir.
10- İmam el-Acurri eş-Şeria’da şöyle rivayet
etti:
أَنْبَأَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ
صَالِحٍ الْبُخَارِيُّ قَالَ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ أَبِي بَزَّةَ قَالَ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُعَاوِيَةَ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَابِقٍ
الْمَدِينِيُّ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا عَلِيُّ أَنْتَ فِي
الْجَنَّةِ ثَلَاثًا قَالَهَا وَسَيَأْتِي مِنْ بَعْدِي قَوْمٌ لَهُمْ نُبُزٌ ,
يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضَةُ فَإِذَا
لَقِيتَهُمْ فَاقْتُلْهُمْ فَإِنَّهُمْ مُشْرِكُونَ قَالَ وَمَا عَلَامَتُهُمْ يَا
رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ لَا يَرَوْنَ جُمُعَةً وَلَا جَمَاعَةً , يَشْتُمُونَ
أَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Ey Ali! Sen cennettesin.
(bunu üç defa söyledi) benden sonra bir kavim gelecek ki onların bir lakabı
vardır. Onlara rafıza denilecektir. Onlarla karşılaşırsanız öldürün. Zira onlar
müşriklerdir.”
“Onların alameti nedir ey
Allah’ın rasulü?” diye sorunca şöyle buyurdu:
“Cuma ve cemaati farz
görmezler, Ebu Bekr ve Ömere hakaret ederler.”[11]
Bunun isnadında Yahya b. Sabık
el-Medini zayıftır. Bu tarik şahit ve mutabaata elverişlidir.
11- İbn Ebî Şeybe şöyle
rivayet etti:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ حَمَّادٍ عَنِ ابْنِ أَبِي
نَجِيحٍ عَنْ أَبِي حَيْوَةَ قَالَ سَمِعْتُ عَلِيًّا يَقُولُ يَهْلِكُ فِي
رَجُلَانِ مُفْرِطٌ فِي حُبِّي وَمُفْرِطٌ فِي بُغْضِي
Ali radıyallahu anh dedi ki: “Benim
hakkımda iki tür kişi helak olur: Beni sevmekte aşırı giden ve bana buğz
etmekte aşırı giden.”[12]
Bu isnad hasendir ve hükmen
merfudur. Daha önce geçen rivayetlerin bir aslının olduğunu desteklermektedir. Allah en iyi bilendir.
[1] Hasen ligayrihi. Taberani Evsat (6605) Ahmed Fazailu’s-Sahabe (1115) Darekutni el-İlel (15/182) Acurri Şeria (1933) İbn Ebi Asım es-Sunne (980) İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1548) Hatib Tarihu’l-Bağdat (12/358) el-Muhlisiyyat (2203) el-Lalkai İtikad (2802) İbn Asakir Tarih (42/334) Muhibbu’t-Taberi Rıyadu’n-Nadra (1/364)
[2] Hasen ligayrihi. Ebû Ya'lâ (12/116)
İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1549) Darekutni el-İlel (3934) Ebu Abdillah el-Hâkim
Fadailu Fatima (228) Acurri eş-Şeria (2006, 2007) Hatib Muvazzahu Evham (1/51)
İbn Asakir Tarih (69/175)
[3] Hasen ligayrihi. İbn Ebi Asım es-Sunne (979) Acurri
eş-Şeria (1936) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1272) Bezzar (2/139) Ahmed (1/103)
İbn Ahmed es-Sünne (2/546) Ebu Ya’la (6749)
Bezzar (2/139) Taberani (6/355) Hatib Tarih (12/358) Taberi
Riyadu’n-Nadra (1/364) Ebu Nuaym Hilye (4/329) Ebu Amr ed-Dani Sunenu’l-Varide
Fi’l-Fiten (279) İbn Cevzi İlel (1/164)
[4] Zayıf. Begavi Mealimu’t-Tenzil (7/328) İbn
Bişran Emali (500) İbnu’l-Arabi Mu’cem (1539) Ebu Ahmed el-Hakim el-Kuna (5/33)
el-Lalekai (2803, 2807)
[5] Zayıf. Ahmed Fadailu’s-Sahabe (703)
[6] Zayıf. Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (4/329)
[7] Hasen ligayrihi. İbn Ebi Asım es-Sunne (978) İbnul
Arabi Mu’cem (1546-47) Buhari Tarih (1/279) Ahmed (1/103) Abdullah b. Ahmed
es-Sunne (1268-70) Acurri eş-Şeria (1938) Bezzar (2/138) İbn Bişran Emali (499)
Ebu Amr ed-Dani Sunenu’l-Varide Fi’l-Fiten (277) Hatib Tarih (5/243) Hatib
Muvazzahu Evham (2/368) İbn Adiy el-Kamil (7/207) Dineveri el-Mucalese (2576) Beyhakî
Delail (6/547) Ebu Tahir es-Silefi Tuyuriyyat (363) İbn Cevzi İlel (1/163) İbn
Teymiyye Sarimu’l-Meslul (582)
[8] Zayıf. El-Lalekai (2806)
[9]
Hasen ligayrihi.
Ebu’ş-Şeyh Tabakat (2/74, 4/122 no: 258, 1202) Darekutni el-İlel (15/181) Ebu Ya’la
(6749) Taberani (1/319) Abdullah b. Ahmed es-Sünne (2/548) Deylemi (8301)
Acurri eş-Şeria (1934) Lalkai Şerhu Usuli’l-İtikad (6/372) Hatib Muvazzahu
Evham (1/51) Allame ed-Dani Sünenü’l-Varide Fi’l-Fiten (3/616) İbni Adiy
el-Kamil (3/83) Muhibbu’t-Taberi Rıyadu’n-Nadra (1/363, 385) Metalibu’l-Aliye
(2974) Mecmau’z-Zevaid (9/131, 10/22) Zehebi Mizanu’l-İtidal (2/18)
[10]
Hasen ligayrihi. Beyhakî
Delail (6/548) Ahmed Fadailu’s-Sahabe (651, 702) Ebu Ya’la (4/459 no: 2586,
6749) Bezzar (Keşful Estar 2777) Taberani (12/242) Abd b. Humeyd (1/232 no:698)
İbn Ebi Asım es-Sunne (2/475 no: 981) Sa’lebî el-Keşfu ve’l-Beyan (9/67) İbnu’l-A’rabi
Mu’cem (1544) Haris b. Ebi Usame Müsned (1043) Ebu Nuaym Hilye (4/95) Ebu’l-Hasen
es-Saka Meclis (25) Heysemi Mecmau’z-Zevaid (10/22) Metalibu’l-Aliye (2973) İbn Cevzi İlel (1/160) Muhibbu’t-Taberi
Rıyadu’n-Nadra (1/364) Elbani Zılalu’l-Cenne (981)
[11]
Hasen ligayrihi. Acurri eş-Şeria
(1932) Salebi el-Keşfu ve’l-Beyan (9/67) İbn Asakir Tarih (42/335)
[12]
Hasen. İbn Ebi Şeybe
(6/374) İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1422, 1552) Ahmed Fazailu’s-Sahabe (951, 964)
Hâkim (3/132) İbn Ebi Asım es-Sunne (984, 986, 987, 1005) Abdullah b. Ahmed
es-Sunne (1337-39) Acurri eş-Şeria (2034) Haraiti İtilalu’l-Kulub (372) Heysem
b. Kuleyb eş-Şaşi Musned (3/424) Cuz’ul-Himyeri (4) el-Lalkai İtikad (2680)
Hallal es-Sunne (362, 797) Belazuri Ensabu’l-Eşraf (2/119) İbn Asakir Tarih
(42/296, 297) Elbani hasen dedi.