Soru: Farz veya nafile namaz
kılan kimse, sesini yükselttiğinde daha fazla huşu duyuyorsa, bu namazları sesini
yükselterek kılmasının hükmü nedir?
Cevap: Hamd Allah’a, selam
Allah’ın rasulüne, âline ve ve ashabının üzerine olsun. Bundan sonra:
Sahih olan görüşe göre sabahın
iki rekatinde, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rekatlerinde, cuma namazında,
bayram namazında ve kusuf namazında sesli okumak, bunların dışında ise gizli
okumak sünnettir.
Nevevi Şerhu’l-Muhezzeb’de
şöyle demiştir: “Sabahın iki rekatinde, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki
rekatlerinde ve Cuma namazında sesli okumak sünnettir. Öğle ve ikindi namazlarında,
akşamın üçüncü rekatinde, yatsının üç ve dördüncü rekatlerinde ise gizli okumak
sünnettir. Bütün bunlar müslümanların icma’ı iledir ve bu konuda sahih hadisler
boldur. Bu, imamın kıraatinin hükmüdür. Yalnız başına kılana gelince bize göre
ve cumhura göre bu sünnettir.”
Nafile namazlara gelince
Nevevi, Şerhu’l-Muhezzeb’de bu namazlarda sesli ve sessiz okunmasını şöyle
açıklamıştır: “Gündüz nafilelerine gelince, bunların gizli okunacağı hususunda
ihtilaf yoktur. Teravih dışında gece nafilelerinde ise et-Tetimme sahibi: “Sesli
okunur” dedi. Kadı Huseyn ve et-Tehzib sahibi: “Yüksek ses ile alçak ses
arasında orta bir yol tutar” dediler. Farzlarla kılınan ratibe sünnetlerde ise,
ashabımızın tamamına göre gizli okunur.”
İbn Kudame, Teheccüd namazı
kılan hakkında şöyle demiştir: “Kıraati açıktan veya gizli yapmak konusunda
muhayyerdir. Eğer açıktan okumakla daha dinç olacaksa veya yakınında kıraatini
dinleyip faydalanacak kimseler varsa açıktan okumak daha faziletlidir. Eğer
yakınında gece namazı kılan başkaları varsa veya açıktan okuması birilerini
rahatsız edecekse gizli okuması daha iyidir. Böyle bir durum söz konusu değilse
dilediğini yapar…”
Nitekim Ebû Dâvûd Sünen’inde,
Nevevi’nin dediğine göre sahih bir isnadla şöyle rivayet etmiştir: “Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Bekr radıyallahu anh’e gece namazında sesini biraz
yükseltmesini söyledi. O sesini çok kısıyordu. Ömer radıyallahu anh’e de sesini
biraz alçaltmasını söyledi. O da sesini çok yükseltiyordu.”
Sünnet olan budur ve bu orta
yoldur. Müslümanın sünnete tabi olması, mümkün mertebe sünnetle amel etmeye
hırs göstermelidir. Sonra bilmeli ki huşuyu elde etmenin en kâmil yolu sünnete
ittiba etmektir. Sünneti terk etmek ve yüz çevirmek ise huşuyu kaybettiren
sebeplerdendir. Çünkü insanların en çok huşu sahibi olanı Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem’dir. Namazın en kamil şekli de Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in hırs gösterdiği şekildir.
Lakin gizli okunacak yerde
açıktan okuyan veya açıktan okunacak yerde gizli okuyan kimsenin namazı sahih
olsa da sünnete muhalefet etmiş olur. Nevevi Şerhu’l-Muhezzeb’de şöyle
demiştir:
“Şayet gizli okunacak yerde
açıktan okunursa veya bunun aksi yapılırsa namazı bâtıl olmaz ve sehiv secdesi
yapmaz. Lakin mekruh iişlemiş olur. Bu bizim (Şafiilerin) mezhebidir. El-Evzai
ve iki rivayetten sahih olana göre İmam Ahmed’in görüşü de budur.”
Allah en iyi bilendir.
Link: حكم الجهر في الفرض والنفل لزيادة الخشوع - إسلام ويب - مركز
الفتوى (islamweb.net)
Tercüme: Ebu Muaz