Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

9 Ağustos 2023 Çarşamba

Kıyasla Helal ve Harama Hükmetmek Sapıklıktır

 

Avf bin Malik el Eşcai radıyallahu anhden, Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

تَفْتَرِقُ أُمَّتِي عَلَى بِضْعٍ وَسَبْعِينَ فِرْقَةً أَعْظَمُهُمْ فِتْنَةً عَلَى أُمَّتِي قَوْمٌ يَقِيسُونَ الآُمُورَ بِآرَائِهِمْ فَيُحِلُّونَ الْحَرَامَ وَيُحَرِّمُونَ الْحَلاَلَ

’Ümmetim yetmiş küsur fırkaya ayrılır, onların fitne bakımından en büyükleri; meseleleri kendi şahsi görüşleriyle kıyas eden, Allah’ın helal kıldığını haram kılan ve haram kıldığını helal kılan bir kavimdir.’’[1]

Hadisin Sıhhatinin İspatı

Ebu Zur’a dedi ki: “Nuaym’ın bu rivayetini Yahya b. Main’e sordum. Karşı çıktı ve: “Bunu kim getirdi? O karıştırmıştır” dedi. İbn Abdilber dedi ki: “İlim ehline göre bu hadis sahih değildir. Bununla Nuaym b. Hammad’a yüklenmişlerdir.” Ahmed ve Yahya b. Main: “Bu hadisin aslı yoktur” dediler.  İbn Adiy aşırı giderek “Nuaym b. Hammad re’y ehline karşı çok sert olduğu için bunu uydurmakla itham edildi” dedi.

Allah İbn Adiy’e rahmet etsin. Nuaym b. Hammad saduktur, lakin Takrib’de de belirtildiği gibi çok hata eder. Nuaym’ın hata ettiği söylense bile uydurmakla itham edilemez. Nuaym bundan uzaktır. Bu hadisi rivayet ettikten sonra Beyhaki: “Nuaym bu rivayette tek kaldı” demiştir.  Fakat durum böyle değildir. Bilakis bir topluluk buna mutabaat etmiştir:

Hatib Tarih’inde (13/308) Ali b. Ahmed er-Razzaz[2] – Ahmed b. Süleyman en-Neccad[3] – Hilal b. el-A’la[4] – Abdullah b. Cafer  (er-Rakkî)[5] – İsa b. Yunus yoluyla rivayet etmiştir. bu isnad hasendir.

Hatib der ki: “Bu rivayette Nuaym’a Abdullah b. Cafer er-Rakki ve Suveyd b. Said el-Hadesani muvafakat etmiştir. Amr b. İsa b. Yunus’dan da geldiği söylenmiştir. Hepsi de İsa’dan rivayet etmişlerdir.”

Hadisin başka mutabileri de vardır. Suveyd b. Said’den mutabisini: İbn Adiy el-Kamil’de (3/429) Hatib Tarih’inde (13/308) rivayet etmişlerdir.

Abdulvehhab b. ed-Dahhak el-Faradi’den mutabisini: Hatib Tarih’inde (13/309-310) ve Ebu Said en-Nakkaş Fevaidu’l-Irakiyyin’de (30) rivayet etmiştir.

İbn Adiy dördüncü ve beşinci mutabilerinin en-Nadr b. Tahir ve el-Hakem b. el-Mubarek yoluyla geldiğini söylemiştir. İbn Adiy “el-Hakem b. el-Mubarek hakkında sakınca yoktur” dendiğini zikretmiştir.

Altıncı mutabisi: İbn Adiy el-Kamil’de (1/185) ve Hatib Tarih’inde (13/310) İsa b. Ahmed es-Sadefi – Ebu Ubeydullah ibn Ahi İbn Vehb (ismi Ahmed b. Abdirrahman b. Vehb’dir) yoluyla rivayet etmişlerdir. Ahmed b. Abdirrahman b. Vehb saduktur, ömrünün sonlarında hafızası karışmıştır.[6] Ahmed b. İsa es-Sadefi; İbn Adiy’in şeyhi olup hali bilinmemektedir. Diğer ravileri sahihin ricalidir.

Hadisin yedinci mutabisi: Hatib Tarih’inde (13/309) Amr b. İsa – babası İsa b. Yunus yoluyla rivayet etmiştir. isnadında Muhammed b. Abdilaziz b. Cafer el-Berzai vardır. Hatib onun hakkında: “Ondan hadis yazdım fakat onda şüphe vardır” dedi. Amr b. İsa ve ondan sonraki raviler tanınmamaktadır.

Hadisin sekizinci mutabisi: Hatib Tarih’inde (13/310) Muhammed b. Selam el-Menbeci – İsa b. Yunus yoluyla rivayet etmiştir. Hatib bunu şeyhi Yusuf b. Rabah el-Basri’den rivayet etmiştir. Zehebi: “Onda bir sakınca bilmiyorum” demiştir.[7] Hatib Tarih’inde (13/311) “Muhammed b. Selam huccet değildir” demiştir.[8]  Diğer ravileri güvenilirdir. 

Rivayet yollarının toplamı ile hadis sahihtir.

Şeyhulislam İbn Teymiyye bu hadisin sahih olmadığını söyleyenlere Fetava’l-Kubra’da (6/143-144) şöyle demiştir: 

“Bu hadis Nuaym b. Hammad el-Mervezi’den meşhurdur. O güvenilir bir imamdır. Ancak İbn Main’den “Bu hadis batıldır, aslı yoktur, bunu karıştırmıştır” dediği rivayet edilmiştir. Bu İbn Main’den başkasından da rivayet edilmiştir. Bazı insanlar İsa b. Yunus’tan rivayet eden diğer topluluğun ise bunu Nuaym’dan çaldıklarını söylemiştir. Bunu söyleyen insanların bir delili yoktur. İsa b. Yunus’tan rivayet edenlerden biri olan Suveyd b. Said’i imam Ahmed överdi. Yine babası da onu övmüştür. Müslim ve başkaları ondan rivayette bulunmuştur. İbn Main hadisin tek yoldan geldiği gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Sonra başkasından rivayetin bir aslı bulunmuştur…” Sonra İbn Teymiyye hadisin rivayet yollarından bir kaçını zikrederek isnadının ceyyid olduğunu söyler.



[1] Sahihtir. Ebu Zur’a ed-Dımeşki Tarih (1/622) Hakim (3/457, 4/430) Bezzar (7/186)Taberani (18/50)  İbn Ebi Asım es-Sunne (68) el-Lalkai (149) Ebu Said en-Nakkaş Fevaidu’l-Irakiyyin (s.46) Hatib (13/307) İbn Abdilberr Cami (2/891) İbn Batta el-İbane (272) Beyhaki Medhal (207)İbn Asakir (62/151) Herevi Zemmu’l-Kelam (261) Mecmau’z-Zevaid (1/179) İbn Hazm Muhalla (1/62) heysemi dedi ki: “Taberani ve Bezzar Sahihin ricali ile rivayet ettiler.” Hakim: “Buhari ve Müslim’in şartlarına göre sahih” demiştir. 

[2] Ali b. Ahmed er-Razzaz saduktur. Bkz.: Zehebi Mizan (4/33) İbn Hacer Lisan (4/196)

[3] Ahmed b. Süleyman en-Neccad da saduktur. Bkz.: Zehebi Mizan (1/101) “Fıkıhta ve rivayette önder idi… derim ki: o saduktur” demiştir. Lisanu’l-Mizan (1/180) Hatib Tarihinde (4/188) onun hakkında: “Saduk ve arif idi” demiştir

[4] Hilal b. el-A’la er-Rakkî de saduktur. Bkz.: Ebu Hatim er-Razi saduk demiştir: el-Cerh ve’t-Ta’dil (c.9 no:318) Hafız İbn Hacer de et-Takrib’de saduk olduğunu söylemiştir.

[5] Ebu Abdirrahman Abdullah b. Cafer b. Gaylan er-Rakkî el-Kuraşi güvenilirdir. Lakin ömrünün sonlarında ihtilata uğramıştır. Et-Takrib’de belirtildiği gibi ağır bir karıştırması olmamıştır. İbn Hibban es-Sikât’ta (8/351-352) şöyle demiştir: “Bazen muhalefet etse de onun ağır bir karıştırması olmamıştır.” Onun hafıza karışıklığına uğraması vefatından iki sene önce olmuş, Hilal b. A’la er-Rakki de buna işaret etmiştir. bkz.: Tehzibu’l-Kemal (14/378)

[6] Bkz.: Zehebi Mizan (1/113)

[7] Bkz.: Siyeru A’lami’n-Nubela (16/464)

[8] İbn Makula el-İkmal’de (7/322) es-Sem’ani el-Ensab’da (11/476) cerh ve tadilde bulunmadan zikretmişlerdir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)