Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

6 Ekim 2019 Pazar

Medine’deki Münafıklar ve Zamanımızdaki Sapıklık Davetçileri



Medine’deki münafıkların sayısı 370 civarında kadın ve erkek idi. Müslümanlar arasında fırka ve ayrılık oluşturuyor, tuzaklar kuruyorlardı. Vahiyle desteklenmiş olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onlara galip geliyordu.
Bu münafıkların çoğu müslüman olduklarını söyleyen ve içlerinde küfrü gizleyen Ehl-i Kitap idi. Bir kısmı Evs ve Hazrec kabilelerinden idi. Yine diğer bir kısmı da Medine civarında bulunan bedeviler idi.
Bu münafıkların Medine döneminde tehlikeli fitneler çıkarmış en meşhurları şunlardır:
1- Evs ve Hazrec Münafıkları
Abdullah b. Ubey b. Selul: Münafıkların önderi idi. Münafıkun suresi, Haşir suresinin 11-17. Ayetleri, Nur suresinden ifk hadisesiyle ilgili ayetler ve daha birçok ayetler onun hakkında nazil olmuştur.
Culas b. Suveyd b. es-Sâmit: Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Söylemediklerine dair Allah’a yemin ederler. Şüphe yok ki o küfür sözünü söylediler, onlar müslümanlıklarından sonra küfre girdiler ve başaramadıkları bir şeye yeltendiler.” (Tevbe 74)
El-Haris b. Suveyd: Culas’ın kardeşidir. Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Rasulün kesinlikle hak olduğuna şahitlik ettikleri halde üstelik kendilerine apaçık deliller de gelmişken imanlarından sonra küfre giren bir toplumu Allah nasıl hidayete erdirir? Doğrusu Allah zalimler toplumunu hidayete erdirmez.” (Al-i İmran 86)
Bicad b. Osman b. Amir.
Nebtel b. el-Haris: Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “İçlerinden nebiyi incitenler ve: “O bir kulaktır” diyenler vardır. De ki: “O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a iman eder, mü’minlere inanıp güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah’ın rasulüne eziyet edenler için acı bir azap vardır.” (Tevbe 61)
Zuvey b. el-Haris: Evs kabilesinden idi.
Ebu Habibe b. el-Ez’âr: Dırar mescidini yanında şu münafıklarla beraber bina eden kişidir: Hizam b. Hâlid, Abbad b. Huneyf, Amr b. Hizam, Cariye b. Amir, oğulları; Mucemmi’ b. Cariye ve Zeyd b. Cariye ve Vedia b. Sabit. Bunlar hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Zarar vermek, inkâr etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah’a ve rasulüne karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: “Biz iyilikten başka bir şey istemedik” diye yemin edenler, Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahitlik etmektedir.” (Tevbe 107)
Evs b. Kayzî: Diğer bir münafık olan Mirba’ b. Kayzî’nin kardeşidir. Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Onlardan bir gurup da demişti ki: “Ey Yesribliler! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün!” İçlerinden bir kısmı ise: “Gerçekten evlerimiz emniyette değil” diyerek Nebî’den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı.” (Ahzab 13)
Ebu Tu’me Beşir b. Ubeyrik: İki zırhı çalan kişidir. Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Nefislerine hainlik eden kimselerden yana mücadele etme. Muhakkak ki Allah çok hain olan günahkâr olan kimseyi sevmez.” (Nisa 107)
Kays b. Amr b. Sehl, Amr b. Kays, Zeyd b. Amr ve Rafi b. Vedia: Hepsi de Hazrec kabilesinden, Neccar oğullarındandır.
El-Cedd b. Kays: Hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Onlardan bir kısmı: “Bana izin ver, beni fitneye düşürme!” derler. Bilin ki onlar zaten fitnenin ortasına düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, kâfirleri mutlaka çepeçevre kuşatıcıdır.” (Tevbe 49)
2- Yahudi Alimlerinden İken Müslüman Olduklarını İzhar Eden Münafıklar:
Sa’d b. Huneyf, Zeyd b. el-Lusayt, Nu’man b. Evfa b. Amr, Osman b. Evfa: Hepsi de Kaynuka oğullarındandır.
Rafi b. Hureymile: münafıkların ileri gelenlerinden idi.
Rifaa b. Zeyd b. et-Tabut, Silsile b. Berhâm ve Kinane b. Suriyâ
3- Diğer Münafıklar
Asmâ bt. Mervan.
El-Ahnes b. Şureyk es-Sekafî: Sakif kabilesindendir. Güzel bir görüntüsü ve tatlı konuşması vardı. Onun hakkında şu ayet nazil olmuştur: “İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider de kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, azılı bir düşmandır.” (Bakara 204)
Bu sayılanlar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabı tarafından nifakları bilinen, kendilerinden küfür söz ve amelleri sadır olduğu halde, münafıklık yaparak müslüman olduklarını izhar ettikleri için mürtet muamelesi görmeyen, kendilerine “Kafir” kelimesini kullanmadıkları, dünya hükmü olarak müslüman gibi muamele ettikleri, lakin içlerinde gizledikleri küfür hakkında da uyanık davrandıkları kimselerden sadece bazılarıdır.
Ebu’z-Zubeyr (Muhammed b. Muslim el-Mekkî) rahimehullah’tan: “Cabir b. Abdillah radiyallahu anhuma şöyle dedi:
لَمْ نَكُنْ نُسَمِّي الْمُنَافِقِينَ كُفَّارًا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Bizler Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında münafıkları “Kâfirler” diye isimlendirmezdik.” Bunu Ebû Ya'lâ Musned’inde (4/88) Muslim’in şartına göre sahih isnadla rivayet etmiştir.
Zamanımızdaki “Ebu Hanzala”, “Murat Gezenler”, "Ebu Zeyd", “Ebu Said Yarpuzi”, “Ubeydullah Arslan”, "Mesut Körpe", "Bilgin Yalçın", "Talha Bekret", "Mustafa Dönmez", "Musab Köylüoğlu", “Ebu Haris”, “Ebu Nuh”, “Ebu Zerka”, “Mehmet Emin Akın”, “Faruk Furkan veya İbrahim Gadban”, “Abdullah Yolcu”, “Taceddin Bayburdi”, “Mustafa Yiğit” ve daha başka birçok sapıklık önderleri gibi kimi mürcie, kimi harici ekolünü temsil eden, cahilliklerine rağmen önder edinilmiş, kimisi dünya metaı karşısında dinini satmış olan, kimisi samimi olmasına rağmen derin bir cehalet sebebiyle bâtıllarında ısrar eden sapık ve saptırıcı davetçiler münafıklar konusunda sahabenin menhecinden fersah fersah uzak kimselerdir.
Onlar ümmetin münafıkları hakkında (özellikle Allah’ın indirdiklerine muhalif davranan yöneticiler hususunda) ya Mürcie gibi davranarak onların temiz, salih müslümanlar olduklarını savunmakta, yahut Hariciler gibi davranarak onların müslümanlık iddialarına ve tevhid sözüne şahitliklerine rağmen katli vacip mürtetler olduklarına hükmediyorlar!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)