El-Elbani, es-Sahiha (no
1315) şöyle demiştir:
“Muaz b. Cebel
radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle
buyurduğunu işittim:
“Kim Allah Azze ve Celle’ye
hiçbir şeyi ortak koşmamış, beş vakit namazı kılmış ve Ramazan orucunu tutmuş
olduğu halde Allah ile karşılaşırsa bağışlanır.” Dedim ki:
“Bunu müjdeleyeyim mi ey
Allah’ın rasulü?” Buyurdu ki:
“Onları bırak, amel etsinler.” Hadis sahihtir.
Faide: Bu hadiste Müslümanın Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan Allah ile karşılaşmadıkça
bağışlanmayacağına delil vardır. Çünkü sahih hadislerden bilindiği üzere şirk
en büyük günahtır. Buradan şu kimselerin sapıklığını anlıyoruz; bizimle beraber
yaşayan, bizimle beraber namaz kılıp oruç tutan, lakin sıkıntılı anlarda Allah'ın dışında bir de ölmüş olan velilerden ve Salihlerden yardım isteyerek türlü
şirklere ve putçuluğa düşenler, onlar için kurban kesen ve adak adayanlar, bu
yaptıklarıyla Allah’a yakınlık sağladıklarını zannediyorlar. Heyhat ki ne
heyhat!
“Bu kâfirlerin zannıdır! Kâfir
olanlara Cehennemden dolayı yazıklar olsun.” (Sad 27)
Bu yüzden böyle bir şeye
müptela olan Müslüman kardeşlerimizin hemen alemlerin rabbine tevbe etmekte
acele etmeleri gerekir. Bunun da kitap ve sünnetten elde edilen faydalı ilimden
başka bir yolu yoktur. Bu ilim alimlerimizin özellikle de şeyhulislam İbn
Teymiyye, öğrencisi İbn Kayyım ve onların yolunda giden diğer alimlerimizin
kitaplarında mevcuttur.
Bazı vesvesecilerin bu
şirklere “bunlar yakınlaştırıcı vesilelerdir” diye üflemeleri onları yoldan
alıkoymamalıdır. Zira onlar gibi haramları helal sayan bazı kimselerin durumunu
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle haber vermiştir: “Onun ismini
değiştirirler..”
Bu nasihati, âlemlerin
rabbinin uzaklaştırılan bazı kulları hakkında söylediği şu sözleri hak etmeden
önce, ahiretini önemseyen saptırılmış Müslüman kardeşlerimiz için yapıyorum:
“Onların yaptıkları bütün amellerine yöneldik ve onları dağılmış
zerreciklere çevirdik.” (Furkan 23)