Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Şubat 2022 Çarşamba

Daru'l-Küfürde Kafirlerin Malları ve Kadınlarının Hükmü

 Soru: Cemaatle namazı yasaklayan ülkeler daru’l-küfre döndüğüne ve cemaatle namazın yasaklanmasını onaylayanlar mürtetler olduklarına göre, kâfirlerin malları, canları, kadınları müslümanlara helal olmuyor mu?

Cevap: Bu sayılanlar uluslararası anlaşmalara tabi olan herhangi bir ülke vatandaşlığı altında olmayan kimseler için söz konusu olabilir. O zaman Hudeybiye kıssasındaki Ebu Basir radiyallahu anh’ın konumunda olunur.

Mecbur kalanın kâfirin emânında yaşaması da caizdir. Ebu Bekr radiyallahu anh Mekke döneminde müşrikler tarafından çıkarılmak istenince İbnu’d-Dugunne onunla karşılaşmış ve onu geri döndürerek müşriklerle konuşmuş, sonra müşriklerin; “açıktan ibadet ve davette bulunmaması, evinde mescid edinip orada ibadet etmesi” şeklindeki şartlarıyla dönmüş, Ebu Bekr radiyallahu anh de onların şartlarını kabul ederek İbnu’d-Dugunne’nin emanında kalmış, evinin avlusunda mescid edinerek orada davet ve ibadet yapmıştır. (Buhârî 3905)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de Taif dönüşü Mekke’ye girebilmek için Mut’im b. Adiy’in emanına girmiştir. Bunu Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr’de 2/122  Abdulaziz b. İmran’ın bulunduğu bir isnadla rivayet etti.  Taberî Tarih’inde isnadsız olarak: 2/347 ve İbn Sad Tabakat’ında Vakidi yoluyla: 1/211 rivayet ettiler. Vakidi Megazi’de birçok yollarla rivayet etmiştir ve siyer kitaplarında meşhurdur. İbn Kudame er-Rikkat ve'l-Buka kitabında (s.118) el-Umevi'nin Megazi'sinden naklen Maruf b. Harrebuz - Cafer b. Abdirrahman b. Muhaysin b. Ebi Veda'a es-Sehmi yoluyla rivayet etmiştir. Bu kıssanın aslının sahih olduğunu gösteren şeylerden biri Buhârî ve başkalarının rivayetidir. Mut’im b. Adiy Medine’ye hicretten önce ölmüş, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de Bedir esirleri hakkında şöyle buyurmuştur: 

Şayet Mut’im b. Adiy hayatta olsaydı ve bu esirleri isteseydi onları serbest bırakırdım.” (Buhârî 3139) Bu hadis, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Mekke’ye giriş için Mut’im b. Adiy’in emanına sığınması kıssasının sahih olduğunu ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefa olarak böyle buyurduğunu göstermektedir. Yine Mekke döneminde Ebu Talib ölünceye kadar onun emanında kaldığı bilinen bir husustur.

Kişi uluslararası anlaşmalara tabi bir ülkenin vatandaşı olarak kaldığı sürece kâfirin emanı ile o ülkede yaşıyor demektir. Bu durumda eman veren kimsenin meşru şartları çerçevesinde hareket etmek gerekir. Mü’minlerin özelliklerinden biri de ahidleri gözetmektir.Onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler;” (Mu’minun 8)

Allah en iyi bilendir.

* Yukarıda bahsi geçen Mut'im b. Adiy kıssasının en sağlam tariki şudur:

El-Umevi Megazi’de dedi ki: Bana babam tahdis etti, dedi ki bana Maruf b. Harrebuz tahdis etti, dedi ki: Cafer b. Abdirrahman b. Muhaysin b. Ebi Vedâ’a es-Sehmî şöyle rivayet etti:

“Ebu Talib vefat ettiği zaman kureyşin Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e eziyeti arttı ve kovmak istediler. Bir gece vadinin yukarısına çıktı ve ertesi günün akşamına kadar kaldı. Adiy b. Amr b. Huzaa kabilesinden biri olan İbn Uraykid ile karşılaştı. O Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Medine’ye hicretinde rehberi olan kişidir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona dedi ki:

el-Ahnes b. Şerik’e gidip bana destek olur musun?”o da: “Evet” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: 

Ona git ve de ki: “Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) diyor ki: “Kavmine karşı beni sığındırır mısın?” Bunun üzerine gitti ve dedi ki: “Beni Muhammed gönderdi ve kavmine karşı kendisini sığındırmanı istiyor.” O da dedi ki: 

“Kureyş’in anlaşmalısı olanlar sığındıramaz.” O da gelip bunu haber verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Suheyl b. Amr’a git ve de ki: “Muhammed sana diyor ki: “Kavmine karşı beni sığındır” O da gidip dedi ki: 

“Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) sana diyor ki: “Kavmine karşı beni sığındır” Suheyl dedi ki: 

“Amir b. Luey oğulları Ka’b oğullarından birini sığındıramıyor.” İbn Uraykid dönüp bunu haber verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

el-Mut’im b. Adiy’e gidip de ki: “Muhammed sana şöyle diyor: “Beni kavmine karşı sığındır.” O da: 

“Evet, bunu yaparım. Ben onun komşusuyum. O nerede?” dedi. O da: “Vadinin yukarısında” dedi. El-Mut’im: “Ona söyle gelsin.” İbn Uraykid gidip haber verdi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i ona götürdü ve o gece sabaha kadar onun yanında kaldı. Sonra el-Mut’im dedi ki: “Elbiseni giy.” O da elbisesini giydi. Sonra Mut’im b. Adiy onunla beraber kılıcını kuşanmış olarak çıktı. Yanında altı veya yedi oğlu da kılıçlarını kuşanmış olarak çıktılar. Mescide girdiler ve hep birlikte rüknü selamladılar. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Tavaf et” dediler. Tavaf yerini kılıçlarının kınlarıyla kuşattılar. Ebu Sufyan b. Harb gelip dedi ki:

“Ey Mut’im! Sen onu sığındırdın mı yoksa tabi mi oldun?” Mut’im: “Sığındırdım” dedi. Ebu Suftyan dedi ki: 

“O halde komşuna ihanet etme.” Sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem tavafını bitirinceye kadar oturdu. Mut’im b. Adiy ve oğulları hep birlikte kalktılar. Ebu Sufyan da kendi meclisine gitti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem orada günlerce bekledikten sonra hicret izni verildi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye gelince çok geçmeden el-Mut’im’in cenaze haberi geldi. Hassan (b. Sabit) radiyallahu anh dedi ki: 

“Vallahi ona varis olacağım.” Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından biri dedi ki: 

“Kâfir birine nasıl varis olacaksın?” O da dedi ki 

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e yaptıklarından dolayı ona teşekkürü yerine getirmek istiyorum...” (İbn Kudame er-Rikkat ve’l-Buka s. 118)


Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)