Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

11 Ağustos 2025 Pazartesi

Rasulün İmanın Tanımına Dair Hadisinin İspatı

İmanın söz ve amel olduğu hususunda Ehl-i Sünnet’in icmaı malum ve meşhurdur. Zira Kur’ân ve sünnet nasları buna açıkça delalet etmektedir. İmanın tanımına dair bu ifade, bizzat Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından da söylenmiştir. Bu risalede inşaallah bu hadisin geniş tahric ve tahkiki yapılarak sıhhati ispat edilecek, şüpheler giderilecektir.

İmam Acurri’nin el-Erbain kitabına yaptığım tercüme ve tahkik esnasında imanın tanımına dair aşağıda zikredeceğim hadisin sahih olduğuna kani olmuş, ancak bütün muhakkiklerin neredeyse hadisin uydurma oluşuna hükmettiklerini gördüğümden hadisin isnadının zayıf olduğu hükmünü nakletmiştim. Zira bu hadisi rivayetle meşhur olan Ebu’s-Salt’ın durumu şaibeli bir şekilde nakledilmekte, onun hakkında nihâî kesin bir karara varılamamaktaydı. Darekutni’nin: “Abdusselam el-Herevi dışındakiler bu hadisi Abdusselam’dan sirkat ederek rivayet etmişlerdir” şeklindeki sözleri beni yanıltmıştı.

Hafız İbnu’l-Cezeri’nin Muhammed b. Eslem tarikini zikrederek bu hadisi sahihlediğini ve diğer bazı muhakkiklerin de bu yönde hüküm belirttiklerini görünce, hadisi yeniden ayrıntılı olarak tahkik etmeye başladım, başkalarının değerlendirmelerinde bahsetmedikleri diğer bazı tarikleri de gördüm ve Allah’ın izniyle hadisin sabit oluşu ayan beyan oldu. Hamd ve minnet Allah’adır.

Bu hadisi rivayet eden diğerlerinin bunu Abdusselam el-Herevi’den çalmış olduğu şeklindeki iddia da büyük bir yanlıştır! Aşağıda aktaracağım üzere hadisleri hasen ve sahih sayılan, sika ve saduk raviler de bu hadisi rivayet etmişlerdir. Yine hadisi Abdusselam’dan sirkat ederek rivayet eden zayıf ve metruk ravilerin rivayetlerini de zikredeceğim.

Şimdi bu konudaki tahkikimi arz ediyorum:

Hadisin Rivayetlerinde Ebu’s-Salt el-Herevi’nin Meşhur Tariki

İbn Mace Suneninde dedi ki: bize Sehl b. Ebi Sehl ve Muhammed b. İsmail tahdis ettiler, dediler ki: bize Abdusselam b. Salih Ebu’s-Salt el-Herevi tahdis etti, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rida tahdis etti, o babasından, o Ca’fer b. Muhammed’den, o babasından, o Ali b. El-Huseyn’den, o babasından, o Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

الْإِيمَانُ مَعْرِفَةٌ بِالْقَلْبِ وَقَوْلٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

İman, kalp ile bilmek, dil ile söylemek ve azalarla amel etmektir.”[1]

Şeceri, Emali’de dedi ki: bize el-Muzaffer b. Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Abdî el-Hatib – lafız onundur – ve Ebu Bekr Muhammed b. Ali b. Ashîde b. Eban b. el-Velid, Asfehan’da haber verdiler, dediler ki: bize Ebu Bekr Muhammed b. Ali el-Gazali tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Bekr Muhammed b. el-Agleb tahdis etti, dedi ki: bize Ahmed b. Ali b. el-Hasen el-Ensari tahdis etti, dedi ki: bize Abdusselam b. Salih el-Herevî tahdis etti, dedi ki:

كُنْتُ مَعَ عَلِيِّ بْنِ مُوسَى الرَّضِيِّ عليهما السلام وَهُوَ رَاكِبٌ عَلَى بَغْلَةٍ شَهْبَاءَ ثُمَّ قَالَ أَبُو الصَّلْتِ الْهَرَوِيُّ لَا أَدْرِي أَكَانَتْ بَغْلًا أَوْ بَغْلَةً فَدَخَلَ نَيْسَابُورَ وَغَدَا فِي طَلَبِهِ عُلَمَاءُ الْبَلَدِ أَحْمَدُ بْنُ حَرْبٍ وَيَاسِينُ بْنُ الْقِطْرِ وَيَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَعِدَّةٌ مِنْ أَهْلِ الْعِرَاقِ فَتَعَلَّقُوا بِلِجَامِهِ فِي الْمَرْبَعَةِ وَقَالُوا بِحَقِّ آبَائِكَ الطَّاهِرِينَ حَدِّثْنَا حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنْ أَبِيكَ فَقَالَ حَدَّثَنِي أَبِي الْعَدْلِ الصَّالِحُ مُوسَى بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي الصَّادِقُ الْمَصْدُوقُ جَعْفَرِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي بَاقِرٌ عَلَمُ الْأَنْبِيَاءِ مُحَمَّدُ بْنُ عَلِيٍّ قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي سَيِّدُ الْعَابِدِينَ عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي سَيِّدُ شَبَابِ أَهْلِ الْجَنَّةِ الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِيٍّ قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي سَيِّدُ الْعَرَبِ عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ عليهم السلام قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وآله وسلم يَقُولُ ‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

“Ali b. Musa er-Rıda aleyhi's-selâm ile beraberdim. O boz bir katıra binmişti. Katır erkek miydi, dişi miydi bilmiyorum. Nisabura girdi ve sabahında beldenin âlimleri; Ahmed b. Harb, Yasin b. el-Kıtr, Yahya b. Yahya ve Irak halkındn birçok kimse onu aradılar. Onun bineğinin gemini tuttular ve dediler ki:

“Tertemiz babaların hakkı için bize babandan işitmiş olduğun bir hadis tahdis et.” Bunun üzerine dedi ki:

“Bana adalet sahibi salih kimse olan babam Musa b. Ca’fer tahdis etti, dedi ki: bana doğruluğu tasdik edilmiş babam Ca’fer b. Muhammed tahdis etti, dedi ki: bana nebilerin ilminin toplayıcısı babam Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana âbidlerin efendisi babam Ali b. el-Huseyn tahdis etti, dedi ki: bana cennet ehli gençlerin efendisi babam el-Huseyn b. Ali radıyallahu anhuma tahdis etti, dedi ki: bana arabın efendisi babam Ali b. Ebi Talib aleyhi's-selâm tahdis etti, dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar etmek ve azalarla amel etmektir.”[2]

Bu hadisin zayıf olduğuna hükmedenler, isnadında metruk olduğu söylenen; Ebu’s-Salt Abdusselam b. Salih el-Herevi bulunduğu için zayıf sayıyorlar. Abdusselam’ın durumunu açıklamadan önce belirtmek gerekir ki, bu tarik hadisin en meşhur rivayet yolu olup, hadis başka tariklerden de gelmiştir.

Hadisin, yukarıda İbn Mace’den nakille zikrettiğim en meşhur tarikinde de Abdusselam el-Herevî hakkındaki eleştiriler sebebiyle zayıf hatta uydurma olduğuna hükmedilmesi asla isabetli değildir! Abdusselam el-Herevi’nin metruk olduğu söylenmiş olsa da bu hadis sahihtir. Ancak Abdusselam el-Herevî’de şialık olması sebebiyle bazıları metruk olduğunu söylemişlerdir. Bu ise büyük bir yanlıştır! Nice sika raviler, hatta hadisleri Buhari ve Muslim’in sahihlerinde yer alan sikalar vardır ki haklarında Şia, Harici, Mürciî, Kaderî oldukları söylenmiş, ancak bu durum onların hadisinin sahih olmasına mani teşkil etmemiştir.

Ebu’s-Salt Abdusselam b. Salih el-Herevî’nin Durumu

Abdusselam el-Herevi hakkında İbn Main: “Sika, saduk, ancak onda Şiilik vardı” demiştir. Mizzi: “Edip, fakih, âlim” demiştir. Ebu Abdillah el-Hâkim: “Sika, me’mun” demiştir. Burhan el-Halebi: “Salih bir adam, ancak o koyu bir şiidir” dedi. Ahmed el-Mâlini: “Sika” dedi. Abdusselam el-Herevi’yi zayıf sayan herkes onun şii olması sebebiyle bunu söylemiştir. Ancak o hadiste sikadır!

Zehebi’nin Nakilleri

Zehebi Tezhibu’t-Tehzibi’l-Kemal’de şöyle dedi: “Ebu’s-Salt Abdusselam b. Salih el-Herevî Abdurrahman b. Semura’nın azatlısıdır. Nisabur’da yerleşti. Hadis yolculukları vardır. Ali b. Musa er-Rıza rahimehullah’ın hizmetçisidir.

Hammad b. Zeyd, Şerîk, Malik, Fudayl b. Iyad, Ca’fer b. Suleyman ed-Dabaî, Huşeym ve tabakasındakilerden rivayette bulunmuştur.

Kendisinden; Muhammed b. İsmail el-Ahmesî, Muhammed b. Rafi, Mutayyen, Muhammed b. Eyyub b. ed-Durays, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Ahmed b. Seyyar el-Mervezî, Ahmed b. Ebi Hayseme ve bir halk rivayette bulumuşlardır.

Ahmed b. Seyyar dedi ki: “Bize Ebu’s-Salt’ın, Abdurrahman b. Semura el-Kuraşî radıyallahu anh’ın azatlılarından olduğu anlatıldı. Hadis için yolculuk yaptı ve insanlarla oturdu. İbadet ehliydi ve zühd ehlinden sayılmıştır. Me’mun’un zamanında gazveye katılmak için Merv’e gelmiş, Me’mun’un yanına girmiş ve onun kardeşleriyle özel konuşmasını dinlemiştir. Me’mun Cehmiyye görüşünü ve Kur’an’ın mahlûk olduğu görüşünü izhar etmek için onunla el-Merisî’yi bir araya getirip konuşmasını isteyince orada kalmamıştır. Ebu’s-Salt, Mürcie, Cehmiyye ve Kaderiyye gibi hevâ ehline reddiye verirdi. Bişr (el-Merisî) diğer kelamcılarla birlikte birkaç defa el-Me’mun’un huzurunda Ebu’s-Salt ile konuşmuş, her defasında Ebu’s-Salt onu yenmiştir. Ebu’s-Salt şiiliğe meyille tanınmıştı. Ben onun görüşlerini ortaya çıkarmak için kendisiyle münazara ettim. Onun aşırılık ettiğini görmedim. Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhuma’yı öne geçiriyor, sahabeyi ancak güzel bir şekilde anıyordu. Dedi ki: “Bu benim Allah’a yakınlık için din edindiğim mezhebimdir. Ancak sonra mesalib (sahabelerin kusurları) hakkında hadisler rivayet etti.”

(Zehebi, Tarihu’l-İslam’da şu ziyadeyle zikretmiştir: “İshak b. İbrahim’e bu hadisleri, Ebu Musa radıyallahu anh hakkında rivayet edilenleri ve Muaviye radıyallahu anh hakkında rivayet edilenleri sordum. Dedi ki: “Bu hadisler rivayet edilmiştir. Ama bunu bilgi amaçlı rivayet etmeyi çirkin görmem. Fakat kim bunları din edinmek için rivayet ederse, o kimseden rivayette bulunmayı uygun görmem.”)[3]

İbrahim b. Abdillah b. el-Cuneyd dedi ki: “İbn Main’e Ebu’s-Salt el-Herevî’yi sordum. Dedi ki: “Onun yalanını bilmiyorum.” Dedim ki: “el-A’meş – Mucahid – İbn Abbas yoluyla rivayeti (yani: “Ben ilmin şehriyim” hadisini rivayet ediyor” Dedi ki: “Bunu hiç işitmedim. (Bu hadis) bana ancak ondan ulaştı.”

Abbas ed-Devrî dedi ki: “Yahya b. Main’in Ebu’s-Salt’ı sika gördüğünü işittim. Kendisine: “Ebu Muaviye – el-Ameş yoluyla “Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır” hadisini rivayet ediyor” denildi. Yahya b. Main dedi ki: “Şu miskinden ne istiyorsunuz? Bu hadisi Muhammed b. Ca’fer el-Feydî de Ebu Muaviye’den rivayet etmiyor mu?”

Ahmed b. Muhammed b. Muhriz dedi ki: “İbn Main’e Ebu’s-Salt el-Herevî hakkında sordum. Dedi ki: “Yalanlanacak kimselerden değildir.” Kendisine denildi ki: “Ebu Muaviye – el-A’meş yoluyla rivayet ettiği hadis?” Dedi ki: “Onu Ebu Muaviye gerçekten rivayet etmiştir. Bana İbn Numeyr, Ebu Muaviye’den bu hadisi haber verdi. Bunu Ebu Muaviye eskiden rivayet etmiş, sonra rivayet etmemeye başlamıştır. Ebu’s-Salt bu hadisleri talep konusunda ısrarcı idi. Şeyhlere ikramda bulunur, onlar da kendisine rivayet ederlerdi.”

Zekeriyya es-Sâcî dedi ki: “Onlar (muhaddisler) katında Ebu’s-Salt zayıftır.” Nesâî: “Sika değildir” dedi. Ebu Hatim dedi ki: “Benim katımda o saduk değildir.” Ebu Zur’a onun rivayetlerinin atılmasını söylemiştir. İbn Adiy dedi ki: “Ehli Beyt’in faziletleri hakkında hadisler rivayet etmiş ve bu sebeple itham edilmiştir.”

Ed-Darekutni dedi ki: “Habis bir Rafizidir.” El-Berkanî dedi ki: “Bize anlatıldığına göre ed-Darekutni Ebu’s-Salt’ın şöyle dediğini işitmiş; “Ehli Beyt’in köpeği Umeyye oğullarının hepsinden hayırlıdır.” Ona: “Osman radıyallahu anh de dahil mi?” denilince, Ebu’s-Salt; “Osman da dahil” dedi.”

Derim ki (Zehebi):  Bu kopuktur, isnadı yoktur. Sıhhatini Allah bilir. Nitekim Ahmed b. Seyyar’ın Ebu’s-Salt’ın Osman radıyallahu anh hakkında rahmet okuduğuna dair rivayeti sahih olarak gelmiştir.

Muhammed b. Abdirrahman es-Sami dedi ki: “Ebu’s-Salt, 236 yılı Şevval ayında öldü.”[4]

Hafız İbn Hacer’in Nakilleri

İbn Hacer şu bilgileri vermiştir: “el-Kasım b. Abdirrahman el-Enbarî dedi ki: “Yahya b. Main’e şöyle sordum: Ebu’s-Salt bize Ebu Muaviye’den, o el-A’meş’ten, o Mucahid’den, o İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan merfu olarak: “Ben ilmin şehriyim…” hadisini tahdis etti.” Yahya b. Main dedi ki: “O sahihtir.” Hatib dedi ki: “Kastettiği şey, Ebu Muaviye’den rivayetinin sahih olduğudur. Çünkü birçok kimse bunu Ebu Muaviye’den rivayet etmişlerdir.”

El-Mervezi dedi ki; “Ebu Abdillah (Ahmed b. Hanbel)’e Ebu’s-Salt hakkında sorulunca dedi ki:

“Münker hadisler rivayet etmiştir.” Ona denildi ki: “Mucahid’den: “Ben ilmin şehriyim” hadisini rivayet ediyor!” Ahmed dedi ki: “Biz bunu işitmedik.” Dedim ki: Onun karşı çıkılan (münker) rivayeti bu mudur?” Dedi ki: “Bundan başkadır. Bu rivayeti ise biz işitmedik. Abdurrazzak’tan bilmediğimiz ve bizim işitmediğimiz hadisler rivayet ediyor.”

El-Hasen b. Ali b. Malik dedi ki: “İbn Main’e Ebu’s-Salt’ı sordum. Dedi ki: “Sika, saduktur. Ancak onda şiileşme vardır.”[5]

Salih b. Muhammed (Cezera) dedi ki: “İbn Main’in (Ebu’s-Salt hakkında) iyi şeyler söylediğini işittim.”

Zekeriyya es-Saci dedi ki: “Münker rivayetlerde bulundu. Onlar (muhaddisler) katında zayıftır.” Nesâî: “Sika değil” dedi. Ebu Hatim dedi ki: “Saduk değildir, zayıftır. Bana ondan rivayette bulunma!” Ebu Zur’a onun rivayetini atar ve “Ondan bana rivayette bulunma, ondan hoşlanmıyorum” derdi.

El-Cuzecani dedi ki: “Haktan sapmıştı.” İbn Adiy dedi ki: “Onun Ehl-i Beytin faziletleri hakkında münker rivayetleri vardır. Bu rivayetler konusunda itham edilmiştir.” El-Berkani, Darekutni’den: “Habis bir Rafizi idi” dediğini nakletti. Bana Da’lec, Ebu Said el-Herevi’den şöyle işittiğini söyledi: “Ebu’s-Salt hakkında ne dersin?” Denilince dedi ki: “Nuaym b. el-Heydam sikadır.” Denildi ki: “Ben sana sadece Abdusselam’ı sordum. Dedi ki: “Nuaym sikadır.” Bundan fazla bir şey demedi. Ebu’l-Hasen (ed-Darekutni) dedi ki: “İman sözle ikrar...” hadisini uydurmakla itham edilmiştir. Bunu onun dışından rivayet edenler ancak ondan çalarak rivayet etmişlerdir. Bu hadisi ilk rivayet eden Ebu’s-Salt’tır… el-Ukaylî dedi ki: “Habis bir Rafizidir.” Mesleme, el-Ukayli’den Ebu’s-Salt hakkında: “Yalancı” dediğini rivayet etti. İbn Hibban dedi ki: “Tek kaldığında onunla hüccet getirmek caiz olmaz.” Hakim, en-Nakkaş ve Ebu Nuyam: “Münker rivayetler yaptı” dediler. Hakim dedi ki: “Hadis ehlinin imamı Yahya b. Main onu sika görmüştür.” …[6] Muhammed b. Tahir: “Yalancı” dedi.”[7]

Netice

Netice olarak Ebu’s-Salt Abdusselam b. Salih el-Herevî, münker rivayetlerde bulunmuş olup kimi muhaddislerce zayıf, kimilerince sika veya saduk görülen şüpheli bir ravidir. Münker rivayetleri sebebiyle itham edilmiş, ancak kendisinin bizzat hadis uydurduğu tespit edilmemiştir.

Bütün bunlarla beraber aşağıda geleceği üzere, Abdusselam el-Herevi bu hadisin rivayetinde tek kalmış da değildir! İmam Ahmed b. Hanbel, Ebu’s-Salt’ın bu rivayetini kabul etmiştir:

İmam Ahmed’in Ebu’s-Salt’ın Rivayetini Kabul Etmesi

İbn Sersal Cüzünde dedi ki: Bize Ebu’l-Kasım tahdis etti, dedi ki: bize İsa b. İshak b. Musa el-Ensarî tahdis etti, dedi ki: bana Hasen el-İskaf tahdis etti, o Ebu’s-Salt el-Herevî’den rivayet etti ki o Abdusselam b. Salihtir, evet o Abdusselam b. Salih’tir, dedi ki: bize Ali b. Musa tahdis etti… böylece bu hadisi zikretti. Hasen (el-İskaf) dedi ki:

فَذَهَبَ أَصْحَابُ الْحَدِيثِ بِهَذَا إِلَى أَبِي عَبْدِ اللَّهِ أَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ فَقَالَ لَهُمْ هَذَا إِسْنَادٌ هَاشِمِيٌّ وَعَلِيُّ بْنُ مُوسَى ثِقَةٌ رَضِيٌّ وَهَذَا دِينِي الإِيمَانُ قَوْلٌ وَعَمَلٌ عَلَيْهِ أَحْيَا وَعَلَيْهِ أَمُوتُ وَعَلَيْهِ أُبْعَثُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ

“Hadis ashabı bu hadisi Ebu Abdillah Ahmed b. Hanbel’e götürdüler, o da onlara dedi ki: “Bu isnad Haşimîlerden oluşmaktadır. Ali b. Musa sikadır, razı olunan biridir. Bu benim dinimdir: İman söz ve ameldir. Bunun üzerine yaşar, bunun üzerine ölürüm, inşaallah bunun üzerine dirileceğim.”[8]

Hadisin Sahih Mutabileri

1- Muhammed b. Eslem et-Tusî

Hadisin sıhhat eleştirisini yapanların çoğu, Beyhaki’nin sika raviler yoluyla yaptığı şu rivayetten gafil kalmışlardır:

Beyhaki Şuabu’l-İman’da dedi ki: Bize Ebu Muhammed Ubeyd b. Muhammed b. Mehdî el-Kuşeyrî tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Musa b. Ka’b haber verdi, dedi ki: bize Ebu Muhammed el-Fadl b. Muhammed b. El-Museyyeb el-Beyhakî tahdis etti, dedi ki: bize Ebu’s-Salt el-Herevi Abdusselam ve Muhammed b. Eslem tahdis ettiler, ikisi dediler ki: bize Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti, o babasından rivayet etti, böylece isnadını zikretti, ancak bu rivayette lafzı şu şekildedir:

الإِيمَانُ إِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَمَعْرِفَةٌ بِالْقَلْبِ وَعَمَلٌ بِالْجَوَارِحِ

İman dil ile ikrar, kalp ile bilmek ve azalarla ameldir.”[9]

Bu isnadda Abdullah b. Muhammed b. Musa b. Ka’b vardır. Bazı muhakkikler bu ravinin hal tercemesini bulamadıklarını zikretmişlerdir. Derim ki: Hakim Tarihinde: “Çokça yolculuk yapıp hadis dinleyen, işitmesi sahih olan bir muhaddis” demiştir. Zehebi: “Muhaddis, sadık, âlim” dedi. O sika bir ravidir.[10]

Yine isnadında Muhammed b. Ubeyd b. Mehdî el-Kuşeyri’nin de hal tercemesini bulamadığını zikreden muhakkikler vardır. Derim ki: “Ebu’l-Hasen Abdulgafir el-Farisi onun sika olduğunu söylemiştir. Zehebi Tarih’inde: “Adil, sika, razı olunan bir kimse” demiştir.[11]

Hafız İbnu’l-Cezeri Menakibu Esedi’l-Galib kitabında bu tariki zikretmiş ve şöyle demiştir: “Bu tertemiz zürriyete ulaşan hadisin isnadı sahih olarak gelmiştir. Hadis ya sahih ya hasen yahut hüccet getirmeye elverişlidir.”[12]

Ayrıca Muhammed b. Eslem yoluyla başka tarikten de gelmiştir:

Ebu İshak es-Sa’lebî, Tefsirinde dedi ki: bize Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. Abdillah el-Mansurî Tus’ta haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Ebi’l-Hasen es-Seymenî haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Eslem et-Tusî haber verdi, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rıda haber verdi, dedi ki: bize babam Musa b. Ca’fer haber verdi, dedi ki: bize babam Ca’fer b. Muhammed haber verdi, dedi ki: bana babam Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. el-Huseyn tahdis etti, dedi ki: bana babam el-Huseyn b. Ali radıyallahu anhuma tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh tahdis etti, dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

الإِيمَانُ إِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَمَعْرِفَةٌ بِالْقَلْبِ وَعَمَلٌ بِالْجَوَارِحِ

İman dil ile ikrar, kalp ile bilmek ve azalarla ameldir.”[13]

Bu rivayetlerde görüldüğü gibi hadisi Abdusselam ile beraber, sika olan Muhammed b. Eslem el-Kindî de rivayet etmiştir.

Muhammed b. Eslem hakkında Ebu Hatim ve Ebu Zur’a: “Sika” demişler, İbn Hibban es-Sikat’ta zikretmiş, İbn Huzeyme onun hakkında: “Gözlerim onun gibisini görmemiştir” demiştir. Zehebi: “Sika hafızlardandır” demiştir. Bu tarik tek başına hadisin sahih olmasına yeterlidir.

2- Ali b. Garrab el-Fezarî

Hatib Tarih’inde dedi ki; bize Ali b. Muhammed b. el-Hasen el-Harbî haber verdi, dedi ki: bize el-Huseyn b. Ahmed b. Dinar haber verdi, dedi ki: bana Ebu Ca’fer Muhammed b. İshak b. Muhammed el-Herevî tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Urve tahdis etti, dedi ki: bize Ali b. Garrab tahdis etti, dedi ki: bana Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti… böylece aynısını rivayet etti.[14]

Ali b. Garrab hakkında İbn Ebi Hayseme, İbn Main’in: “Onda bir sakınca yoktur, lakin onda şiilik vardır” dediğini nakletmiştir. Yine İbn Main başka seferinde: “Sika” demiştir. İbn Hacer dedi ki: “Saduktur, tedlis yapar, onda şiilik vardır. İbn Hibban onu zayıf saymada aşırılık etti.”[15]

3- Abdullah b. Musa b. Ca’fer

Ebu Said b. El-A’rabî Mucem’inde dedi ki; bize Zekeriyya (b. Yahya es-Saci) tahdis etti, dedi ki: bana Abdulgani b. Muhammed b. El-Hasen tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b.  Ca’fer b. Muhammed tahdis etti, dedi ki: bana kardeşimin oğlu Ali b. Musa tahdis etti, o babasından, o Muhammed b. Ali’den, o babasından, o el-Huseyn b. Ali radıyallahu anhuma’dan, o babası Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

الإِيمَانُ ‌مَعْرفَةٌ ‌بِالقَلْبِ وَقَوْلٌ بِاللِّسَانِ وَعَمل بِالأَرْكَان

İman kalp ile bilmek, dil ile söylemek ve azalarla amel etmektir.”[16]

Ebu Musa el-Medinî, el-Letaif’te dedi ki: bize Ebu’l-Abbas Ahmed b. Ali el-Esvarî es-Sufi ve izinle bir başkası haber verdi, Ahmed b. Cafer el-Fakih onlara izin vermiş, dediler ki: bize Ali b. Ömer b. İshak haber verdi, dedi ki: bize Ahmed b. Muhammed b. İshak tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Yahya es-Sacî haber verdi, dedi ki: bize Abdulaziz b. Muhammed b. el-Hasen b. Zebale tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Musa b. Ca’fer b. Muhammed tahdis etti, dedi ki: bana kardeşim Ali b. Musa tahdis etti, o babasından, o dedesinden, o Muhammed b. Ali’den, o babasından, o el-Huseyn b. Ali radıyallahu anhuma’dan, o babası Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

““İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.“[17]

İbnu’s-Sunnî, Kitabu’l-İhve’de dedi ki: bana Ebu Yahya es-Saci haber verdi, dedi ki: bize Abdulaziz b. b. Muhammed b. el-Hasen b. Zebale tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Musa b. Ca’fer tahdis etti, dedi ki: bana Ali b. Musa tahdis etti…[18]

İsnadında Abdulaziz b. Muhammed b. el-Hasen b. Zebale hakkında İbn Hibban dedi ki: “Medine’li sikalardan uydurma şeyler ve mu’dal hadisler rivayet etti.”[19] Ancak yukarıda görüldüğü gibi o bu rivayette tek kalmamıştır.

 4- Ahmed b. Amir et-Tâî

Hatib Tarihu Bağdad’da dedi ki: bize Muhammed b. Abdilmelik el-Kuraşi el-Vaiz bildirdi, dedi ki: bize Ömer b. Ahmed el-Hafız bildirdi, dedi ki: bize Abdullah b. Ahmed b. Amir b. Suleyman et-Taî tahdis etti, dedi ki: dedi ki bana babam tahdis etti, dedi ki: bize  Ali b. Musa b. Ca’fer tahdis etti, dedi ki: bana babam tahdis etti….[20]

Bunun isnadında Ebu’l-Kasım Abdullah b. Ahmed b. Amir et-Taî’de zayıflık vardır. Ancak hakkında sarih bir cerh sabit olmamıştır.[21]

5- Muhammed (el-Cevad) b. Ali es-Seyyid el-Mahcûb

Ebu İshak es-Sa’lebî Tefsir’inde dedi ki: Bize salih şeyh Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed el-Hîrî tahdis etti, dedi ki: bize hafız şeyh Ebu Muhammed el-Belazurî tahdis etti, dedi ki: bana asrının imamı el-Hasen b. Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana Babam Muhammed b. Ali es-Seyyid el-Mahcub tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. Musa er-Rıza tahdis etti, dedi ki: bana babam Musa b. Cafer el-Bakır tahdis etti, dedi ki: bana babam Cafer b. Muhammed es-Sadık tahdis etti, dedi ki: bana babam Muhammed b. Ali es-Seccade tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. el-Huseyn Zeynulâbidin tahdis etti, dedi ki: bana cennet gençlerinin efendisi babam el-Huseyn b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana vasilerin efendisi babam Ali b Ebi Talib radıyallahu anh tahdis etti, dedi ki: bana nebilerin efendisi Muhammed b. Abdillah sallallahu aleyhi ve sellem tahdis etti, dedi ki:

‌الإِيمَانُ ‌قَوْلٌ ‌مَقُولٌ وَعَمَلٌ مَعْمُولٌ وَعِرْفَانٌ بِالْعُقُولِ وَاتِّبَاعُ للرسول

İman; söylenen söz, işlenen amel, akledilen irfan ve rasule ittibadır.”[22]

Ebu Osman el-Bahîrî Fevaid’de dedi ki: Bize Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed er-Rumî haber verdi, dedi ki: bize Ebu Muhammed Ahmed b. Muhammed b. İbrahim el-Hafız tahdis etti, dedi ki: bize el-Hasen b. Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bize babam Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti, dedi ki: bize babam Musa b. Cafer tahdis etti, dedi ki: bize babam Cafer b. Muhammed es-Sadık tahdis etti, dedi ki: bize babam Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bize babam Ali b. el-Huseyn tahdis etti, dedi ki: bize babam el-Huseyn b. Ali tahdis etti, dedi ki: bize babam Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh tahdis etti, dedi ki:

‌الإِيمَانُ ‌قَوْلٌ ‌مَقُولٌ وَعَمَلٌ مَعْمُولٌ وَعِرْفَانٌ بِالْعُقُولِ وَاتِّبَاعُ سُنَّةِ الرَّسُولِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

İman söylenen söz, işlenen amel, akledilen irfan ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine ittibadır.”[23]

Şirazi el-Elkab’da dedi ki: bize Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. Akil el-Verrak bildirdi, dedi ki: bize Ebu Muhammed Ahmed b. Muhammed b. İbrahim b. Haşim el-Belazurî el-Hafız tahdis etti, dedi ki: bize el-Hasen b. Muhammed b. Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti...[24]

El-Mes’udî, Murucu’z-Zeheb’de dedi ki: bana Muhammed b. el-Ferac Curcan şehrinde Bi’ru Ebi Anan diye bilinen mahallede tahdis etti, dedi ki: bana Ebu Diâme tahdis etti, dedi ki:  

“Ali b. Muhammed b. Ali b. Musa (Ebu’l-Hasen el-Askerî) rahimehullah’a vefat ettiği senede hasta ziyaretine gittim. Ayrılmak istediğim sırada bana dedi ki: “Ey Ebu Diâme! Senin hakkın vacip oldu. Sana sevineceğin bir hadis rivayet etmeyeyim mi?” Dedim ki: “Ey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in torunu buna çok ihtiyacım var.” Dedi ki: “Bana babam Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. Musa tahdis etti, dedi ki: bana babam Musa b. Ca’fer tahdis etti, dedi ki: bana Cafer b. Muhammed tahdis etti, dedi ki: bana babam Muhammed b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. el-Huseyn tahdis etti, dedi ki: bana babam el-Huseyn b. Ali tahdis etti, dedi ki: bana babam Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh tahdis etti, dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

اكتب يا علي قال قلت وما أكتب؟ قال لي اكتب بسم اللّه الرحمن الرحيم الإِيمان ما وقرته القلوب وصدقته الأعمال والإِسلام ما جرى به اللسان وحلت به المناكحة قال أبو دعامة فقلت: يا ابن رسول اللّه، ما أدري أيهما أحسن الحديث أم الإِسناد؟ فقال إنها لصحيفة بخط علي بن أبي طالب بإملاء رسول اللّه صلى الله عليه وسلم نتوارثها صاغراً عن كابر

Ey Ali! Yaz!” Ben: “Ne yazayım” dedim. Buyurdu ki: “Şöyle yaz: Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. İman kalpte yerleşen, amellerin tasdik ettiği şeydir. İslam dilde söylenen ve kendisiyle nikâhlanmanın helal olduğu şeydir.” Ebu Diame dedi ki: “Ey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in torunu! Hadisin metni mi isnadı mı daha güzel bilemedim!” Dedi ki:

“Bu Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’ın el yazısıyla Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yazdırdığı ve küçüklerin büyüklerden miras aldığı bir sahifedir.”[25]

Şevkani dedi ki: “Bu rivayet muteber yoldan sabit olmasa da Kur’ân, genel olarak buna delalet etmektedir.”[26]

6- Ali b. el-Ezher es-Serahsî

Abdulhak el-İşbilî bu hadisi Ali b. el-Ezher es-Serahsînin rivayet ederek Ebu’s-Salt’a mutabaat ettiğini zikretmiştir.[27]

7- Ali b. Ebi Talib Radıyallahu anh’den Diğer Rivayet

Deylemi, Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

الإِيمَانُ وَالْعَمَلُ شَريكَان في قَرْن لا يَقْبَلُ الله تَعَالى أحَدُهُمَا إِلَّا بصَاحبهِ

 “İman ve amel aynı batında ikiz kardeştir. Allah Azze ve Celle bunlardan biri olmadan diğerini kabul etmez.”[28]

Darekutni dedi ki: Ebu Said b. el-A’rabî – Ebu’l-Abbas el-Fadl b. Yakub el-Kasbanî – Ebu Nuaym – Sufyan – İsmail b. Ebi Halid – Mucahid – Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh yoluyla rivayet edildi.”[29]

İbn Hacer dedi ki; bize İbn Halef izinle haber verdi, dedi ki: bize el-Hakim haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Hatim el-Keşşî tahdis etti, dedi ki: bize Feth b. Amr tahdis etti, dedi ki: bize Asram b. Havşeb tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Sinan tahdis etti, dedi ki: bize Amr b. Murre tahdis etti, o Muhammed b. Ali’den, o babasından, o Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:… böylece yukarıdaki hadisi zikretti.[30]

İsnadında Asram b. Havşeb ve Muhammed b. Hatim el-Keşşî metruk ravilerdir. Lakin Darekutni’nin zikrettiği isnad hasendir.

Hadisin Ebu’s-Salt’a Mutabaatla Gelen Zayıf Yolları

1- Heysem b. Abdillah

İbn Adiy el-Kamil’de dedi ki; bize el-Adevî tahdis etti, dedi ki: bize el-Heysem b. Abdillah tahdis etti, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rida tahdis etti, dedi ki: bize Musa b. Ca’fer b. Muhammed tahdis etti, o babası Ca’fer’den, o babası Muhammed’den, o babası Ali’den, o babası el-Huseyn radıyallahu anh’den, o babası Ali radıyallahu anh’den, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

الإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ باللسان وعمل بالأركان

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.”[31]

Bu isnadda Ebu Said el-Hasen b. Ali el-Adevî hadis uydurmakla itham edilmiştir. Heysem b. Abdillah meçhuldür.

2- Abbad b. Suheyb

Temmam er-Razi Fevaid’inde dedi ki: bize Ebu Abdillah Ahmed b. Muhammed et-Taberistanî tahdis etti, dedi ki: bize Ahmed b. İsa b. Ali b. el-Hasen b. Ali b. el-Huseyn b. Ali b. Ebi Talib Taberistan’da tahdis etti, dedi ki: bize Abbad b. Suheyb tahdis etti, o, Ca’fer b. Muhammed’den, o babasından, o Ali b. el-Huseyn’den, o babasından, o Ali radıyallahu anh’den rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.”[32]

Abbad b. Suheyb hakkında İbnu’l-Medini: “Hadisi gidiktir” dedi. Buhârî “Onu terk ettiler” dedi.[33]

3- Muhammed b. Sadaka el-Anberî

Temmam er-Razi Fevaid’inde dedi ki: bize Ahmed b. Muhammed et-Taberistani tahdis etti, dedi ki: bize el-Hasen b. Ali et-Temimi tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Sadaka el-Anberî tahdis etti, dedi ki: bize Musa b. Ca’fer tahdis etti, o babası Cafer b. Muhammed’den isnadıyla aynısını rivayet etti.[34]

İbn Adiy bu hadis hakkında dedi ki: “Muhammed b. Sadaka ve Muhammed b. Temim’in rivayetlerine gelince bu ikisi meçhuldür…”

4- Muhammed b. Temim

Hatib el-Muttefak ve’l-Mufterak’ta dedi ki: bize Ahmed b. Ebi Ca’fer el-Katiî haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Abdillah b. Muhammed b. Hemmam eş-Şeybanî haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Ali b. Ma’mer el-Kufî tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Ma’bed el-Basrî el-Âbid Sura’da tahdis etti: bize Muhammed b. Sadaka ve Muhammed b. Temim tahdis ettiler, dediler ki: bize Musa b. Ca’fer tahdis etti, o babası Muhammed’den, o babası Ali’den, o babası el-Huseyn radıyallahu anh’den, o babası Ali radıyallahu anh’den rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.“[35]

Muhammed b. Temim meçhuldür.

5- Muhammed b. Sehl b. Amir el-Beceli

Hatib Tarih’inde dedi ki: Bize Ahmed b. Muhammed b. Abdillah el-Kâtib haber verdi, dedi ki: Mansur b. Muhammed el-Esbehani’ye okundu, ben de dinledim, dedi ki: bize İshak b. ahmed b. Zeyrek tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Sehl b. Amir el-Becelî tahdis etti, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti, o babasından, o dedesi Ca’fer b.  Muhammed’den, o babasından, o Ali b. el-Huseyn’den, o babasından, o Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.“[36]

Muhammed b. Sehl b. Amir meçhuldür.

6- Davud b. Suleyman el-Gazi

Şeceri Emali’de dedi ki: bize Ebu’l-Fadl Muhammed b. el-Huseyn b. Abdillah b. Muhammed el-Burcî ve İbrahim b. Muhammed b. Ali b. Abdillah el-Verrak her ikisine de kıraatimle haber verdiler, dediler ki: bize Ebu Bekr Muhammed b. Ali el-Gazzal tahdis etti, dedi ki: bize Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Muhriyye el-Bezzar ve Ebu Sehl İsmail b. Abdilvehhab el-Kazvinî Kazvin’de tahdis ettiler, dediler ki: bize Ebu Ahmed Davud b. Suleyman b. Yusuf b. Abdillah el-Gazi haber verdi, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti, dedi ki: dedi ki: bize Ebu Musa Cafer tahdis etti, o babası Ca’fer b. Muhammed’den, o babası Muhammed b. Ali’den, o babası Ali b. el-Huseyn’den, o babası el-Huseyn b. Ali radıyallahu anhuma’dan, o babası Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’den rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

‌الْإِيمَانُ ‌مَعْرِفَةٌ ‌بِالْقَلْبِ وَإِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَعَمَلٌ بِالْأَرْكَانِ

İman kalp ile bilmek, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir.”[37]

Davud b. Suleyman el-Gazi hakkında Yahya b. Main: “Yalancı” dedi. Zehebi: “Yalancı bir şeyh” dedi.[38]

7- Ahmed b. el-Abbas b. Melih ez-Zuhrî

İbn Adiy el-Kamil’de Muhammed el-Cuheni – Ahmed b. el-Abbas b. Melih es-San’anî – Ali b. Musa tarikinden rivayet etti.[39]

Ahmed b. el-Abbas b. Melih çok zayıftır.

8- Muhammed b. Ziyad es-Sehmî

Es-Sabunî el-Mâiteyn’de dedi ki: bize Ebu Bekr b. Mihran bildirdi, dedi ki: bize Ebu Muhammed b. Zencuye b. Muhammed b. el-Hasen el-Lebbad tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Hatim Muhammed b. İdris er-Razi tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Ziyad es-Sehmî tahdis etti, dedi ki: bize Ali b. Musa er-Rıda tahdis etti....[40]

Muhammed b. Ziyad’ın cerh ve ta’diline dair bilgi bulamadım. Ebu Hatim er-Razi ondan rivayette bulunmuştur.

 

Enes b. Malik radıyallahu anh’den Şahidi

İbnu’l-Cevzi el-Mevduat’ta dedi ki: bize Ali b. Ahmed el-Muvahhid haber verdi, dedi ki: bize Hennad b. İbrahim en-Nesefî bildirdi, dedi ki: bize Ebu Bekr Ahmed b. Muhammed b. İbrahim el-Mervezi tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Abdirrahman el-Gifari tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Nasr el-Attar el-Mervezi tahdis etti, dedi ki: bize Ebu Malik Said b. Hubeyre tahdis etti, dedi ki: bize Hammad b. Seleme tahdis etti, o Sabit el-Bunani’den, o Enes b. Malik radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

الإِيمَانُ الإِقْرَارُ بِاللَّهِ وَالتَّصْدِيقُ بِالْقَلْبِ وَالْعَمَلُ بِالأَرْكَان

İman Allah’ı ikrar etmek, kalp ile tasdik etmek ve azalarla amel etmektir.”[41]

İsnadında Ebu Malik Said b. Hubeyre hakkında İbn Hibban dedi ki: “Sikalardan uydurma hadisler rivayet etti. Sanki bunları kendisi uydurmuş gibidir yahut onun için uydurulmuş ve bunları beğenmiştir.”[42]

Ebu Nuaym Erbaun’da dedi ki: Bize Ebu’l-Hasen Sehl b. Abdillah et-Tusteri tahdis etti, dedi ki: bize el-Huseyn b. İshak tahdis etti, dedi ki: bize Abdusselam b. Salih (el-Herevi) Mekke’de tahdis etti, dedi ki: bize Yusuf b. Atiyye tahdis etti, dedi ki: bize Katade tahdis etti, o Enes b. Malik radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

‌لَيْسَ ‌الْإِيمَانُ ‌بِالتَّمَنِّي وَلَا بِالتَّحَلِّي وَلَكِنْ مَا وَقَرَ فِي الْقَلْبِ وَصَدَّقَهُ الْفِعْلُ وَالْعِلْمُ عِلْمَانِ عِلْمٌ بِالْقَلْبِ وَهُوَ الْعِلْمُ النَّافِعُ وَعِلْمٌ بِاللِّسَانِ فَهُوَ حُجَّةُ اللَّهِ عَلَى خَلْقِهِ

İman temenniyle veya nitelemeyle değildir. Lakin kalpte yer eder ve fiil onu tasdik eder. İlim iki çeşittir. Dil ile ilim ve kalp ile ilim. Kalp ilmi faydalı olandır. Din ilmi ise Allah’ın Ademoğlu üzerine hüccetidir.”[43]

Bunun isnadında Yusuf b. Atiyye metruktur. İbn Bişran’ın rivayetinde Salih b. Abdilkebir el-Mesmaî, Ebu’s-Salt’a mutabaat etmiştir.

Ebu Hureyre Radıyallahu anh’den Şahidi

El-Lalekai dedi ki: bize Ali b. Muhammed b. Abdillah haber verdi, dedi ki: bize Ali b. Muhammed b. Ahmed el-Mısrî haber verdi, dedi ki: bize Muhammed b. Abdirrahman tahdis etti, dedi ki: bize babam tahdis etti, dedi ki: bize Malik tahdis etti, o Ebu’z-Zinad’dan, o el-A’rac’dan, o Ebu Hureyre radıyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

لَيْسَ الإِيمَانُ بِالتَّحَلِّي ولَا بِالتَّمَنِّي وَلَكِنْ مَا ‌وَقَرَ ‌فِي ‌الْقَلْبِ ‌وَصَدَّقَتْهُ الأَعْمَالُ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لا يَدْخُلُ عَبد الْجَنَّةَ إلَاّ بِعَمَلٍ يُتْقِنُهُ قَالُوا يَا رَسُولَ اللهِ مَا يُتْقِنُهُ قَالَ يُحْكِمُهُ

İman nitelemeyle veya temenniyle değildir. Lakin kalpte yerleşen ve amellerin tasdik ettiği şeydir. Nefsim elinde olana yemin ederim ki itkan ettiği amel olmadan kimse cennete giremez.” Dediler ki: “Ey Allah’ın rasulü! Onun itkanı nedir?” Buyurdu ki:

Sağlam yapmaktır.”[44]

İsnadında Muhammed b. Abdirrahman b. Mucbir, babası yoluyla Malik’ten münker rivayetlerde bulunmuştur. Doğrusu bu söz Hasen el-Basri’nin sözü olarak gelmiştir.

Aişe radıyallahu anha’dan Şahidi

Şirazi el-Elkab’da dedi ki: bize Ebu Ömer ve Said b. el-Kasım bildirdiler, dediler ki: bana Ahmed b. el-Leys b. el-Halil tahdis etti, dedi ki: bana Ahmed b. Ebi Hatim el-Muhellebî tahdis etti, dedi ki: bana Ahmed b. Halid b. Eyyub el-Muezzin tahdis etti, dedi ki: bize el-Hasen b. Bişr b. el-Kasım tahdis etti, o İsa b. İbrahim’den, o ez-Zuhri’den, o Urve’den, o Aişe radıyallahu anha’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti

الإِيمَانُ إِقْرَارٌ بِاللِّسَانِ وَتَصْدِيقٌ بِالْقَلْبِ وَعَمَلٌ بِالأَرْكَانِ

İman dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve azalarla ameldir.”[45]

Deylemi, Musnedu’l-Firdevs’te diğer bir tarikten; el-Hasen b. Bişr – İsa b. İbrahim – el-Hakem b. Abdillah – ez-Zuhrî yoluyla rivayet etmiştir.[46]

Deylemi’nin isnadınd el-Hakem b. Abdillah el-Eylî vardır. Onun hakkında İbn Main: “Sika değil” dedi. El-Cuzcani ve Ebu Hatim onu yalanla itham ettiler. Buhârî “Onu terk ettiler” dedi. Nesâî ve Darekutni de metruk olduğunu söylediler.[47]

İbn Ömer Radıyallahu anhuma’dan Şahidi

El-Lalekai dedi ki: Bize Abdulaziz b. Muhammed haber verdi, dedi ki: bize el-Huseyn b. Yahya tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Eyyub tahdis etti, Yine bize Abdurrahman b. Ömer haber verdi, dedi ki: bize Ebu’l-Abbas Ahmed b. Muhammed b. Ebi Said el-Bezzaz tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. Eyyub tahdis etti, dedi ki: bize Abdurrahman b. Yunus tahdis etti, o (Anbese b. Abdirrahman’dan o, Muhammed) İbn Rustum’den, o Nafi’den, o İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

لَا إِيمَانَ إِلَّا بِعَمَلٍ وَلَا عَمَلَ إِلَّا بِإِيمَانٍ

Amel olmadan iman olmaz, iman olmadan da amel olmaz.”[48]

İsnadında Anbese b. Abdirrahman metruktur.

İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan Şahidi

Deylemi, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

الإيمان قول وعمل أخوان شريكان

İman söz ve ameldir, bu ikisi ikiz kardeştir.”[49]

Bunun isnadını bulamadım.

Es-Sehmî Tarihu Curcan’da dedi ki: bize salih bir şeyh olan Ebu Said İsmail b. Sa’d b. Abdilvasi el-Curcani tahdis etti, dedi ki: bize Amr b. İmran es-Sihtiyanî tahdis etti, dedi ki: bize Harun b. Sehl b. Şazuye b. el-Vezir b. Hizam el-Buhârî Buhara’da tahdis etti, dedi ki: Ebu Ömer Hafs b. Davud’u şöyle derken işittim: Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi, o Şu’be’den, o Ebu Hamze’den, o İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini rivayet etti:

‌الإِيمَانُ ‌قَوْلٌ ‌وَعَمَلٌ

İman söz ve ameldir.”[50]

İsnadında Harun b. Sehl ve Hafs b. Davud meçhuldürler.

Vâsile b. el-Eska Radıyallahu anh’den Şahidi

İbn Adiy el-Kamil’de dedi ki: Bize Ahmed b. Amir tahdis etti, dedi ki: bana Ömer b. Hafs ed-Dimeşki tahdis etti, dedi ki: bana Ebu’l-Hattab Ma’ruf b. el-Hayyat tahdis etti, dedi ki: bize Vasile b. el-Eska radıyallahu anh tahdis etti, dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

‌الإِيمَانُ ‌قَوْلٌ ‌وَعَمَلٌ يَزِيدُ وَيَنْقُصُ لا يَكُونُ قَوْلا بِلا عَمَلٍ ولَا عَمَلا بِلا قَوْلٍ وَعَلَيْكُمْ بِالسُّنَّةِ فالزموها

İman söz ve ameldir. Artar ve eksilir. Amel olmadan söz olamaz. Söz olmadan da amel olamaz. Sünnetten ayrılmamanız gerekir.”[51]

İsnadında Ömer b. Hafs el-Muammer ed-Dımeşki meçhuldür.

Mucahid’den Mürsel Şahidi

Taberî Tehzibu’l-Asar’da dedi ki: Bize Ahmed b. el-Hasen et-Tirmizî tahdis etti, dedi ki: bize İbnu’l-Velid el-Adenî tahdis etti, dedi ki: bize Abdulvehhab b. Mucahid tahdis etti, o Mucahid b. Cebr rahimehullah’tan rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

الْإِيمَانُ قَوْلٌ وَعَمَلٌ أَخَوَانِ شَرِيكَانِ

İman söz ve ameldir. Bu ikisi ikiz kardeştir.”[52]

Muhammed el-Bakır’dan Mürsel Şahidi

Taberi Tehzibu’l-Asar’da dedi ki: Bize Ahmed b. el-Hasen tahdis etti, dedi ki: bize Abdullah b. ez-Zubeyr tahdis etti, dedi ki: bize Hakkâm b. Selm tahdis etti, o Ebu Sinan’dan, o Amr b. Murre’den, o Muhammed b. Ali (el-Bakır) rahimehullah’tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

الْإِيمَانُ قَوْلٌ وَعَمَلٌ وَلَا يَسْتَقِيمُ هَذَا إِلَّا بِهَذَا وَلَا هَذَا إِلَّا بِهَذَا

İman söz ve ameldir. Biri olmadan diğeri mustakim olmaz.”[53]

Ali b. el-Huseyn’den Mürsel Şahidi

Hatib el-Bağdadi İktidau’l-İlmi’l-Amel’de dedi ki: Bize el-Kadı Ebu’l-A’lâ Muhammed b. Ali b. Ahmed b. Yakub el-Vasiti haber verdi, dedi ki: bize Ali b. Muhammed b. Abdillah el-Bertî Vasıt’ta tahdis etti, dedi ki: bize Yahya b. Sâ’id tahdis etti, dedi ki: bize Muhammed b. Ebi Abdirrahman el-Mukrî tahdis etti, dedi ki: bize Hakkam b. Selm er-Razi tahdis etti, o Ebu Sinan’dan, o Amr b. Murre’den, o Ali b. el-Huseyn rahimehullah’tan Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

الْعَمَلُ وَالْإِيمَانُ قَرِينَانِ لَا يَصْلُحُ كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا إِلَّا مَعَ صَاحِبِهِ

Amel ve iman ikizdir. Biri olmadan diğeri fayda vermez.”[54]



[1] Sahih ligayrihi. İbn Mace (65) Ukayli ed-Duafa (4/156) Acurri eş-Şeria (256) Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (6254) Beyhakî Şuabu’l-İman (16) Taberî, Tehzibu’l-Asar (2/196) Hatib Tarih (10/343)

[2] Şeceri Emali (92) Ebu Nuaym Ahbaru İsbehan (1/174)

[3] Zehebi Tarihu’l-İslam (17/250) Mizzi Tehzibu’l-Kemal (18/76) İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib (6/360)

[4] Zehebi Tezhibu’t-Tehzibi’l-Kemal (4097)

[5] İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib (6/360)

[6] Burada İbn Hacer, Acurri’den nakille, Ebu Davud’un Ebu’s-Salt’ın zabtını övdüğüne dair bir rivayet zikretmiştir ki bu açık bir hatadır. Zira Acurri’nin sualatında geçtiğine göre Ebu Davud’un bahsettiği ravi Ebu’s-Salt Abdusselam b. Salih el-Herevî değil, Abdusselam b. Salih el-Basri’dir, o başka birisidir.

[7] İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib (6/361-362)

[8] Ebu’l-Hasen Ahmed b. Abdilaziz İbn Sersal Cüz (244)

[9] Sahih. Beyhakî Şuabu’l-İman (17)

[10] Bkz.: Muhtasaru Tarihi Nisabur (s.44) Zehebi Tarihu’l-İslam (25/423) Siyeru A’lami’n-Nubela (15/530) Ricalu Hakim (1/69) Ebu’t-Tayyib el-Mansuri Ravdu’l-Basim (527)

[11] Bkz.: Ebu’t-Tayyib el-Mansuri es-Selsebilu’n-Naki, Fi Teracumi Şuyuhi’l-Beyhaki (105)

[12] İbnu’l-Cezeri Menakibu Esedi’l-Galib (s.75 no:86)

[13] Sahih. Sa’lebi el-Keşfu ve’l-Beyan (3/70)

[14] Hasen. Hatib Tarih (1/255) İbnu’l-Cevzi el-Mevduat (1/129)

[15] Bkz.: et-Takrib (2/42) et-Tehzib (7/324)

[16] Sahih ligayrihi. Ebu Said İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1621)

[17] Sahih ligayrihi. Ebu Musa el-Medinî el-Letaif (801)

[18] Suyut el-Leali (1/39)

[19] El-Mecruhin (2/121)

[20] Hasen ligayrihi. el-Hîrî el-Kifaye (s.24) Hatib Tarih (9/386) İbnu’l-Cevzi el-Mevduat (1/128) Darekutni el-Mu’telef (2/1115)

[21] Bkz.: es-Sehmî Sualat Li’d-Darekutni (339) Mizanu’l-İ’tidal (2/390)

[22] Hasen. Sa’lebi el-Keşfu ve’l-Beyan (3/72) Deylemi (372)

[23] Hasen. Ebu Osman el-Bahiri Fevaid (15)

[24] Hasen. Suyuti el-Lealiu’l-Masnua (1/38)

[25] Hasen. Mes’udî Murucu’z-Zeheb (2/112)

[26] Şevkani el-Fethur-Rabbani (3/1209)

[27] El-Ahkamu’l-Vusta (1/75)

[28] Hasen ligayrihi. Deylemi (375) Suyuti Cem’ul-Cevami’de (9844 ve 9744) Hakim’in Tarih’ine ve İbn Şahin’in es-Sunne’sine nispet ederek zikretti.

[29] Hasen. Darekutni Atrafu’l-Garaib (420)

[30] Çok zayıf. İbn Hacer Zehru’l-Firdevs (3/301 no 1058)

[31] Çok zayıf. İbn Adiy el-Kamil (3/203)

[32] Çok zayıf. Temmam Fevaid (736)

[33] Bkz.: el-Cerh ve’t-Ta’dil (6/81) Buhârî Tarih (6/43)

[34] Zayıf. Temmam Fevaid (739)

[35] Hasen ligayrihi. Hatib el-Muttefak ve’l-Mufterak (835)

[36] Zayıf. Hatib Tarih (1/255) İbnu’l-Cevzi el-Mevduat (1/128)

[37] Çok zayıf. Şeceri Emali (91) İbnu’l-A’rabi Mu’cem (2293) Hatib Tarih (11/51) İbnu’l-Cevzi el-Mevduat (1/128) İbn Asakir Tarih (43/183)

[38] Bkz.: Mizanu’l-İtidal (2/8)

[39] Zayıf. İbn Adiy el-Kamil (1/198)

[40] Zayıf. Suyuti el-Lealiu’l-Masnua (1/39)

[41] Çok zayıf. İbnu’l-Cevzi el-Mevduat (1/129)

[42] El-Mecruhin (1/411)

[43] Zayıf. Ebu Nuaym Erbaun (43) İbn Bişran Emali (1224) İbnu’n-Neccar Zeylu’t-Tarih (2/48) Ebu Abdirrahman es-Sulemi Erbain (7) Deylemi (5232)

* Hadisin ikinci kısmı Cabir radıyallahu anh’den merfuan: Hatib Tarih (4/346) İbnu’l-Cevzi el-İlel (89) İsnadında Yahya b. Yeman ihtilaflıdır.

[44] El-Lalekai İtikad (1561) İbn Adiy el-Kamil (7/547)

[45] Çok zayıf. Suyuti el-Leali (1/39)

[46] Çok zayıf. Zehru’l-Firdevs (1052)

[47] Bkz.: Lisanu’l-Mizan (3/244)

[48] Çok zayıf. El-Lalekai İtikad (1562-63) Darekutni Atrafu’l-Garavib (3439)

[49] Deylemi (374)

[50] Çok zayıf. Es-Sehmi Tarihu Curcan (s.324-25)

[51] Zayıf. İbn Adiy el-Kamil (8/30)

[52] Çok zayıf. Taberî Tehzibu’l-Asar (Musnedu İbn Abbas 1030) İsnadında Abdulvehhab b. Mucahid metruktur.

[53] Mürsel. Taberi Tehzibu’l-Asar (Musnedu İbn Abbas 1031) Adeni el-İman (12) el-Lalekai İtikad (1560)

[54] Mürsel. Hatib İktizau’l-İlmi’l-Amel (15)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)