İbn Abbas Radıyallahu anhuma Rivayeti
1. Tarik
Huşeym – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – Abdullah b. Abbas
radıyallahu anhuma yoluyla: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَأْتِهِ
فَلَا صَلَاةَ لَهُ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ
“Nidayı işitip de gelmeyenin namazı yoktur. Ancak bir mazeret varsa
başka.”[1]
Bu isnadın bütün ravileri sika olup Buhârî ve Muslim’in
ricalidirler. Ancak bu hadisi merfu olarak rivayet konusunda ihtilaf vardır.
Zira Şu’be’nin sika ashabının çoğunluğu bu rivayeti Şu’be tarikiyle mevkuf (İbn
Abbas radıyallahu anhuma’nın kendi sözü) olarak rivayet etmişlerdir:
Şu’be yoluyla bunu Ali b. el-Ca’d[2],
Veki b. el-Cerrah[3],
Vehb b. Cerir[4],
Ebu Ömer el-Havdî ve
Suleyman b. Harb[5],
Amr b. Merzuk[6] ve
Muhammed b. Ca’fer Gunder[7] mevkuf
olarak rivayet etmişlerdir.
Şu’be’den rivayet konusunda Gunder insanların en sağlamıdır. Nitekim
İbnu’l-Mubarek şöyle demiştir: “İnsanlar Şu’be’den rivayet konusunda ihtilaf
ederlerse Gunder’in yazdıkları aralarında hakem olur.”
Hafız Abdulhak el-İşbilî el-Ahkamu’l-Vusta’da (1/274) bu rivayetin
mevkuf olarak sahih olduğuna hükmetmiş, İbnu’l-Katan el-Fasi Beyanu’l-Vehm’de
(2/278, 3/96) bu hükme itiraz etmeden onaylamıştır.
2. Tarik
El-Abbas b. Muhammed ed-Durî - Kurad – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b.
Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلا
صَلاةَ لَهُ إِلا مِنْ عُذْرٍ
“Nidayı işittiği halde mazeretsiz olarak icabet etmeyenin namazı
yoktur.”[8]
Şu’be’den merfu olarak Kurad ve Huşeym’den başkaları da rivayet etmişse
de, bu tarikler zayıf yollardan gelmiştir:
3. Tarik
Ebu Muhammed İsmail b. Ya’kub b. İsmail es-Saffar - Sevvar b. Sehl
el-Basrî – Said b. Amir – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas
radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَأْتِهِ
فَلَا صَلَاةَ لَهُ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ
“Nidayı işitip de mazereti olmadığı halde namaza gelmeyenin namazı
yoktur.”[9]
Bu tarikte Ebu Muhammed İsmail es-Saffar meçhuldür.
Sevvar b. Sehl hakkında Ebû Dâvûd şöyle demiştir: “Şayet ona
güvenmeseydim ondan rivayet etmezdim.” İbn Hibban es-Sikât’ta zikretmiş ve:
“Tek kaldığı olur” demiştir.
Yine ravilerinden Said b. Âmir ed-Dubaî el-Basri sika olmakla beraber
Ebu Hâtim er-Razi onun hakkında: “Rivayetinde bazı yanlışlar oluyor” demiştir.
4. Tarik
Ebu Gassan Malik b. el-Halil – Ebu Suleyman Davud b. el-Hakem – Şu’be –
Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَأْتِهِ
فَلَا صَلَاةَ لَهُ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ
“Nidayı işitip de mazereti olmadığı halde namaza gelmeyenin namazı
yoktur.”[10]
Bu tarikte Ebu Suleyman Davud b. el-Hakem meçhuldür.[11]
5. Tarik
Kuteybe b. Said – Cerir – Ebu Cennab el-Kelbî – Megrâ el-Abdî – Adiy b.
Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
مَنْ سَمِعَ الْمُنَادِيَ فَلَمْ
يَمْنَعْهُ مِنَ اتِّبَاعِهِ عُذْرٌ فَلَا صَلَاةَ لَهُ قَالُوا وَمَا الْعُذْرُ؟
قَالَ خَوْفٌ أَوْ مَرَضٌ
“Münadîyi işittiği halde ona tabi olmaya bir mazereti engel olmayan
kimsenin namazı yoktur.” Dediler ki: “Mazeret nedir?” Buyurdu ki: “Korku
veya hastalık.”[12]
Bu isnadda Ebu Cennab Yahya b. Hayye el-Kelbî zayıftır.[13] Megra
el-Abdî meçhuldür.[14]
6. Tarik
Yahya b. Hassan – Suleyman b. Karm – Ebu Cennab el-Kelbî – Adiy b. Sabit
– Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
مَنْ سَمِعَ الصَّلَاةَ يُنَادَى بِهَا
صَحِيحًا مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ فَلَمْ يَأْتِهَا لَمْ يَقْبَلِ اللَّهُ لَهُ صَلَاةً
فِي غَيْرِهَا قِيلَ وَمَا الْعُذْرُ؟ قَالَ الْمَرَضُ أَوِ الْخَوْفُ
“Namaz için seslenildiğinde bunu işitip de mazereti olmadığı halde
namaza gelmeyenin başka yerde kıldığı namazı Allah kabul etmez.” Denildi
ki: “Mazeret nedir?” Buyurdu ki: “Hastalık veya korku.”[15]
Bu isnad da zayıftır. Ebu Cennab el-Kelbî zayıftır. Yine Suleyman b.
Karm’ın hafızası kötüdür. Nitekim isnaddan bir önceki tarikte geçen Megra
el-Abdî’yi düşürmüştür.
7. Tarik
İsmail b. İshak el-Kadî – Suleyman b. Harb – Şu’be – Habib b. Ebi Sabit
– Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma – Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem yoluyla aynısı rivayet edildi.[16]
Hatib dedi ki: “Bize Ebu Bekr el-Berkani dedi ki: “İsmail b. İshak,
Suleyman b. Harb’den bunu (merfu olarak) rivayette tek kaldı.”
Nitekim İsmail b. İshak bu tarikten merfu olarak rivayet etmek suretiyle
muhalefet etmiştir:
Ahmed b. Amr el-Katranî – Suleyman b. Harb – Şu’be – Habib b. Ebi Sabit
– Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: İbn Abbas radıyallahu
anhuma dedi ki:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَجِبْ فَلَا
صَلَاةَ لَهُ
“Nidayı işittiği halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[17]
Taberani dedi ki: “el-Katrani, Suleyman b. Harb’den bu şekilde mevkuf
olarak rivayet etti. İsmail b. İshak el-Kadı ise bunu Suleyman b. Harb’den
merfu olarak rivayet etmiştir.”
Ahmed b. Amr el-Katranî sikadır.[18] Lakin
Habib b. Ebi Sabit çokça tedlis ve irsal yapan bir ravi olup her iki rivayette
de işitmes sigasını belirtmemiştir.
8. Tarik (Mevkuf)
Musa b. Harun – el-Abbas b. el-Huseyn el-Kantarî – Mubeşşir
b. İsmail – Ca’fer b. Burkan – Meymun b. Mihran – İbn Abbas radıyallahu anhuma
yoluyla:
من سمع حيَّ على الفلاح فلم يجب فقد ترك
سنّة محمد صلى الله عليه وسلم
“Hayye ale’l-felah’ı işittiği halde icabet etmeyen Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini terk etmiş olur.”[19]
Özetle, bu rivayet İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın mevkuf
sözü olarak sabit olmuştur. Merfu olarak ise iki sika ravi olan Huşeym ve Kurad
Abdurrahman b. Gazvan rivayet etmişlerdir. Bu ikisi Şu’be’nin sağlam ashabının
mevkuf olarak rivayet etmelerine muhalefet ederek merfu rivayet etmişlerdir.
Merfu olarak diğer rivayetler ise zayıflık bulunan isnadlarla gelmiştir.
El-Elbani el-İrva’da (2/336 no:551) bunu sikanın ziyadesi olarak kabul edip
sahihlemiştir.
Ebu Musa Radıyallahu anh’den Merfu Rivayet Zayıf, Mevkuf Olarak Sahihtir
1. Tarik
İsmail b. İshak el-Kadî – Ahmed b. Yunus – Ebu Bekr b. Ayyaş
– Ebu Husayn (Osman b. Asım el-Esedî) – Ebu Burde b. Ebi Musa - Ebu Musa
radıyallahu anh yoluyla Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
من سمع النداء فارغًا صحيحًا فلم يجب فلا
صلاة له
“Nidayı işitip de boş olduğu ve sağlıklı olduğu halde
icabet etmeyenin namazı yoktur.”[20]
İsnadında Ebu Bekr b. Ayyaş sika olmakla beraber yanılan bir
ravidir. Ömrünün sonlarında hafızası bozulmuştur. Lakin yazıyla rivayeti
sahihtir.
2. Tarik
Yezid b. Harun – Kays b. er-Rabi – Ebu Husayn – Ebu Burde –
Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلَا
صَلَاةَ لَهُ أَحْسِبُهُ قَالَ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ
“Nidayı işitip de – zannederim “mazeretsiz olarak”
dedi – icabet etmeyenin namazı yoktur.”[21]
İsnadında Kays b. er-Rebi’nin hafızası kadı olduktan sonra
çok bozulmuş, kendisine ait olmayan rivayetler, onun rivayetleri arasına
sokuşturulmuştur.
Bezzar dedi ki: “Birçok kimse bu hadisi Ebu Husayn – Ebu Burde
– Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.”
Beyhakî (3/57) dedi ki: “Ebu Musa el-Eş’arî radıyallahu
anh’den müsned (merfu) ve mevkuf olarak rivayet edildi. Mevkuf rivayeti daha
sahihtir.”
3. Tarik
Yahya el-Himmanî – Kays b. er-Rabi ve Ebu Bekr b. Ayyaş –
Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla: Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ ثُمَّ لَمْ يُجِبْ
مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ وَلَا مَرَضٍ فَلَا صَلَاةَ لَهُ
“Nidayı işittiği halde mazereti veya hastalığı olmadığı
halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[22]
Bu isnadda Yahya el-Himmanî zayıftır. Kays ve Ebu Bekr b.
Ayyaş’ın durumları açıklanmıştı.
Sahih olanı bu sözün Ebu Musa radıyallahu anh’e ait mevkuf
bir söz olmasıdır. Bunu Mis’ar b. Kidam; Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu
anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir.[23]
Yine Zaide b. Kudame, Ebu Husayn yoluyla mevkuf rivayet etmiştir.[24]
Simak – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla mevkuf
olarak rivayet etmiştir.[25]
Enes Radıyallahu anh’den Merfu Rivayet Zayıftır
Ebu’l-Kasım Ali b. Ya’kub – Ebu Cafer Ahmed b. Amr b. İsmail
b. Ömer el-Farisi el-Muk’ad – Şeyban b. Ferruh – Hammad b. Seleme – Humeyd –
el-Hasen – Enes radıyallahu anh yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلَا
صَلَاةَ لَهُ
“Nidayı işittiği halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[26]
Hasen el-Basrî mudellis olup an’ane ile rivayet etmiştir.
İbn Mes’ud Radıyallahu anh’den Mevkuf Rivayet Zayıftır
Musedded b. Muserhed Musned’inde dedi ki: bize Yahya
(el-Kattan) tahdis etti, o Suleyman b. el-Mugira’dan, o Ebu Musa el-Hilalî’den,
o babasından, o İbn Mes’ud radıyallahu anh’den şöyle dediğini rivayet etti:
من سمع الأذان ثُمَّ لَمْ يَأْتِ
الصَّلَاةَ مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ فلا صلاة له
“Kim ezanı işitir de sebepsiz olarak namaza gelmezse onun
namazı yoktur.”[27]
İbn Ebî Şeybe; Vekî – Suleyman b. el-Mugira yoluyla şu
lafızla rivayet etti:
مَنْ سَمِعَ الْمُنَادِيَ ثُمَّ لَمْ يُجِبْ
مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ فَلَا صَلَاةَ لَهُ
“Kim münadiyi işitir de özürsüz olarak icabet etmezse namazı
yoktur.”[28]
Ali b. el-Ca’d’ın Suleyman b. el-Mugira yoluyla rivayetinde
de lafzı şu şekildedir:
جَارُ الْمَسْجِدِ يَسْمَعُ النِّدَاءَ لَا
يَأْتِيهِ مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ لَا صَلَاةَ لَهُ
“Mescide komşu olup nidayı işiten kimse sebepsiz olarak
namaza gelmezse onun namazı yoktur.”[29]
Rivayet mevkuf olmakla beraber bu tariklerin hepsinde Ebu
Musa el-Hilali ve babası meçhul ravilerdir.
Sonuç
Ezanı işiten kimsenin mazeretsiz olarak cemaatle namaza
gelmemesi halinde namazının olmayacağı ifadesi İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan
mevkuf olarak sabit olmuş, merfu rivayetinin sıhhatinde ise ihtilaf edilmiştir.
Mevkuf rivayetinin daha sahih olduğunda ise ihtilaf yoktur.
Ancak merfu olarak rivayetini sahih gören âlimler de “Namazı
yoktur” ifadesini kemalin nefyedilmesi olarak değerlendirmişlerdir. Yani “Onun
namazı kâmil ve faziletli değildir” demişlerdir.
Daha önce ben de Sahih Hadisler Kulliyatında İbn Abbas’ın
merfu hadisini “Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih” şeklinde ifade
etmiştim. Ancak İbnu’l-Mubarek’in: “Şu’be’den rivayet eden kimseler ihtilaf
ettiklerinde Gunder’in rivayeti hakemdir” ifadesine vakıf olunca, mevkuf
rivayetin Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih olduğu, merfu rivayetin ise
şaz olduğu görüşüne meylettim. Zira Gunder ve onunla beraber Şu’be’nin sika ashabının
çoğunluğu bu rivayeti Şu’be yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.
Bu rivayet yine Ebu Musa radıyallahu anh’den de mevkuf
olarak sabit olmuş, merfu rivayeti sabit olmamıştır.
Cabir, Ebu Hureyre ve başka sahabilerden daha çürük
isnadlarla gelmiştir ki zayıflıklarında ittifak edilen bu rivayetleri ele
almadım. Yine İbn Mes’ud radıyallahu anh’den mevkuf rivayetin de sabit olmadığı
açıklanmıştır.
[1]
Ma’lûl. İbn Mâce (793) Eslem b. Sehl
Bahşel Tarihu Vasıt (s.202) Hakim (1/373) İbn Hibbân (5/415) İbnu’l-Munzir
el-Evsat (1887) İbnu’l-Mukri Erbaun (51) Ziyau'l-Makdisi el-Muhtâre (10/239)
[2]
Sahih mevkuf. Ziyau'l-Makdisi
el-Muhtâre (10/240) İbnu’l-Ca’d Musned (482)
[3]
Sahih mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/345) İbnu’l-Munzir
el-Evsat (1888) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail (579)
[4]
Beyhakî (3/174)
[5]
Hasen ligayrihi mevkuf. Beyhakî
(3/174) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (12/18) İsnadında Habib b. Ebi Sabit mudellis
olup an’ane ile rivayet etmiştir.
[6]
Sahih mevkuf. Kasım b. Asbağ’dan
naklen İbnu’l-Katan el-Fasi Beyanu’l-Vehm (2/278)
[7]
Sahih mevkuf. Hâkim (1/373) İbn Hazm
el-Muhalla (4/196)
[8]
Şaz. Begavi Şerhu’s-Sunne (795)
[9]
Zayıf. Hâkim (1/373)
[10]
Zayıf. Hâkim (1/373)
[11]
Bkz.: İbn Abdilhadi
Tenkihu’t-Tahkik (1128) Lisanu’l-Mizan (2/416)
[12]
Zayıf. Hakim (1/373) Ebû Dâvûd (551) Taberânî
Mu'cemu'l-Kebîr (11/446) Darekutni (2/293) Beyhaki (3/185)
[13]
Bkz.: et-Takrib (s.589)
[14]
Bk. Et-Takrib (s.542)
[15]
Hakim (1/373)
[16]
Zayıf. İbn Hazm el-Muhalla (4/190)
Beyhakî (3/248) Hatib Tarih (6/285)
[17]
Zayıf mevkuf. Taberânî
Mu'cemu'l-Kebîr (12/18)
[18]
Bkz.: es-Sikat (8/55) Siyeru A’lam (13/556)
[19]
Sahih mevkuf. Taberânî
Mu'cemu'l-Evsat (Mecmau’l-Bahrayn 1/164)
[20]
Şaz. Hâkim (1/374) Beyhakî (3/248)
[21]
Zayıf. Bezzar (8/141)
[22]
Zayıf. İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1056)
[23]
Sahih mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/303)
Beyhakî (3/248) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1889) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail
(576) Ebu Nuaym Ahbaru İsbehan (2/319)
[24]
Sahih mevkuf. Beyhakî (3/249)
[25]
Zayıf mevkuf. Bezzar (8/141)
isnadında Hafs b. Cumey zayıftır.
[26]
Zayıf. Temmam Fevaid (1291) Beyhakî
el-Hilafiyyat (2753)
[27]
Zayıf mevkuf. İbn Hacer
Metalibu’l-Aliye (403) Busayri İthaf (918) İbnu’l-Ca’d Musned (3087)
[28]
Zayıf mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/303)
İbnu’l-Munzir el-Evsat (1891) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail (577)
[29]
Zayıf mevkuf. İbnu’l-Ca’d Musned
(3087)