Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

23 Ekim 2025 Perşembe

Ezanı İşitip de Mescide Gelmeyenin Namazı Hakkında Tahkik

 

İbn Abbas Radıyallahu anhuma Rivayeti

1. Tarik

Huşeym – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَأْتِهِ فَلَا صَلَاةَ لَهُ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ

Nidayı işitip de gelmeyenin namazı yoktur. Ancak bir mazeret varsa başka.”[1]

Bu isnadın bütün ravileri sika olup Buhârî ve Muslim’in ricalidirler. Ancak bu hadisi merfu olarak rivayet konusunda ihtilaf vardır. Zira Şu’be’nin sika ashabının çoğunluğu bu rivayeti Şu’be tarikiyle mevkuf (İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın kendi sözü) olarak rivayet etmişlerdir:

Şu’be yoluyla bunu Ali b. el-Ca’d[2], Veki b. el-Cerrah[3], Vehb b. Cerir[4], Ebu Ömer el-Havdî ve Suleyman b. Harb[5], Amr b. Merzuk[6] ve Muhammed b. Ca’fer Gunder[7] mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.

Şu’be’den rivayet konusunda Gunder insanların en sağlamıdır. Nitekim İbnu’l-Mubarek şöyle demiştir: “İnsanlar Şu’be’den rivayet konusunda ihtilaf ederlerse Gunder’in yazdıkları aralarında hakem olur.”

Hafız Abdulhak el-İşbilî el-Ahkamu’l-Vusta’da (1/274) bu rivayetin mevkuf olarak sahih olduğuna hükmetmiş, İbnu’l-Katan el-Fasi Beyanu’l-Vehm’de (2/278, 3/96) bu hükme itiraz etmeden onaylamıştır.

2. Tarik

El-Abbas b. Muhammed ed-Durî - Kurad – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلا صَلاةَ لَهُ إِلا مِنْ عُذْرٍ

Nidayı işittiği halde mazeretsiz olarak icabet etmeyenin namazı yoktur.”[8]

Şu’be’den merfu olarak Kurad ve Huşeym’den başkaları da rivayet etmişse de, bu tarikler zayıf yollardan gelmiştir:

3. Tarik

Ebu Muhammed İsmail b. Ya’kub b. İsmail es-Saffar - Sevvar b. Sehl el-Basrî – Said b. Amir – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ ‌فَلَمْ ‌يَأْتِهِ ‌فَلَا ‌صَلَاةَ ‌لَهُ ‌إِلَّا ‌مِنْ ‌عُذْرٍ

Nidayı işitip de mazereti olmadığı halde namaza gelmeyenin namazı yoktur.”[9]

Bu tarikte Ebu Muhammed İsmail es-Saffar meçhuldür.

Sevvar b. Sehl hakkında Ebû Dâvûd şöyle demiştir: “Şayet ona güvenmeseydim ondan rivayet etmezdim.” İbn Hibban es-Sikât’ta zikretmiş ve: “Tek kaldığı olur” demiştir.

Yine ravilerinden Said b. Âmir ed-Dubaî el-Basri sika olmakla beraber Ebu Hâtim er-Razi onun hakkında: “Rivayetinde bazı yanlışlar oluyor” demiştir.

4. Tarik

Ebu Gassan Malik b. el-Halil – Ebu Suleyman Davud b. el-Hakem – Şu’be – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ ‌فَلَمْ ‌يَأْتِهِ ‌فَلَا ‌صَلَاةَ ‌لَهُ ‌إِلَّا ‌مِنْ ‌عُذْرٍ

Nidayı işitip de mazereti olmadığı halde namaza gelmeyenin namazı yoktur.”[10]

Bu tarikte Ebu Suleyman Davud b. el-Hakem meçhuldür.[11]

5. Tarik

Kuteybe b. Said – Cerir – Ebu Cennab el-Kelbî – Megrâ el-Abdî – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ الْمُنَادِيَ فَلَمْ يَمْنَعْهُ مِنَ اتِّبَاعِهِ عُذْرٌ فَلَا صَلَاةَ لَهُ قَالُوا وَمَا الْعُذْرُ؟ قَالَ خَوْفٌ أَوْ مَرَضٌ

Münadîyi işittiği halde ona tabi olmaya bir mazereti engel olmayan kimsenin namazı yoktur.” Dediler ki: “Mazeret nedir?” Buyurdu ki: “Korku veya hastalık.”[12]

Bu isnadda Ebu Cennab Yahya b. Hayye el-Kelbî zayıftır.[13] Megra el-Abdî meçhuldür.[14]

6. Tarik

Yahya b. Hassan – Suleyman b. Karm – Ebu Cennab el-Kelbî – Adiy b. Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ الصَّلَاةَ يُنَادَى بِهَا صَحِيحًا مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ فَلَمْ يَأْتِهَا لَمْ يَقْبَلِ اللَّهُ لَهُ صَلَاةً فِي غَيْرِهَا قِيلَ وَمَا الْعُذْرُ؟ قَالَ الْمَرَضُ أَوِ الْخَوْفُ

Namaz için seslenildiğinde bunu işitip de mazereti olmadığı halde namaza gelmeyenin başka yerde kıldığı namazı Allah kabul etmez.” Denildi ki: “Mazeret nedir?” Buyurdu ki: “Hastalık veya korku.”[15]

Bu isnad da zayıftır. Ebu Cennab el-Kelbî zayıftır. Yine Suleyman b. Karm’ın hafızası kötüdür. Nitekim isnaddan bir önceki tarikte geçen Megra el-Abdî’yi düşürmüştür.

7. Tarik

İsmail b. İshak el-Kadî – Suleyman b. Harb – Şu’be – Habib b. Ebi Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma – Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yoluyla aynısı rivayet edildi.[16]

Hatib dedi ki: “Bize Ebu Bekr el-Berkani dedi ki: “İsmail b. İshak, Suleyman b. Harb’den bunu (merfu olarak) rivayette tek kaldı.”

Nitekim İsmail b. İshak bu tarikten merfu olarak rivayet etmek suretiyle muhalefet etmiştir:

Ahmed b. Amr el-Katranî – Suleyman b. Harb – Şu’be – Habib b. Ebi Sabit – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla: İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يَجِبْ فَلَا صَلَاةَ لَهُ

“Nidayı işittiği halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[17]

Taberani dedi ki: “el-Katrani, Suleyman b. Harb’den bu şekilde mevkuf olarak rivayet etti. İsmail b. İshak el-Kadı ise bunu Suleyman b. Harb’den merfu olarak rivayet etmiştir.”

Ahmed b. Amr el-Katranî sikadır.[18] Lakin Habib b. Ebi Sabit çokça tedlis ve irsal yapan bir ravi olup her iki rivayette de işitmes sigasını belirtmemiştir.

8. Tarik (Mevkuf)

Musa b. Harun – el-Abbas b. el-Huseyn el-Kantarî – Mubeşşir b. İsmail – Ca’fer b. Burkan – Meymun b. Mihran – İbn Abbas radıyallahu anhuma yoluyla:

من سمع حيَّ على الفلاح فلم يجب فقد ترك سنّة محمد صلى الله عليه وسلم

“Hayye ale’l-felah’ı işittiği halde icabet etmeyen Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini terk etmiş olur.”[19]

Özetle, bu rivayet İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın mevkuf sözü olarak sabit olmuştur. Merfu olarak ise iki sika ravi olan Huşeym ve Kurad Abdurrahman b. Gazvan rivayet etmişlerdir. Bu ikisi Şu’be’nin sağlam ashabının mevkuf olarak rivayet etmelerine muhalefet ederek merfu rivayet etmişlerdir. Merfu olarak diğer rivayetler ise zayıflık bulunan isnadlarla gelmiştir. El-Elbani el-İrva’da (2/336 no:551) bunu sikanın ziyadesi olarak kabul edip sahihlemiştir.

Ebu Musa Radıyallahu anh’den Merfu Rivayet Zayıf, Mevkuf Olarak Sahihtir

1. Tarik

İsmail b. İshak el-Kadî – Ahmed b. Yunus – Ebu Bekr b. Ayyaş – Ebu Husayn (Osman b. Asım el-Esedî) – Ebu Burde b. Ebi Musa - Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

من سمع النداء فارغًا صحيحًا فلم يجب فلا صلاة له

Nidayı işitip de boş olduğu ve sağlıklı olduğu halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[20]

İsnadında Ebu Bekr b. Ayyaş sika olmakla beraber yanılan bir ravidir. Ömrünün sonlarında hafızası bozulmuştur. Lakin yazıyla rivayeti sahihtir.

2. Tarik

Yezid b. Harun – Kays b. er-Rabi – Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلَا صَلَاةَ لَهُ أَحْسِبُهُ قَالَ إِلَّا مِنْ عُذْرٍ

Nidayı işitip de – zannederim “mazeretsiz olarak” dedi – icabet etmeyenin namazı yoktur.”[21]

İsnadında Kays b. er-Rebi’nin hafızası kadı olduktan sonra çok bozulmuş, kendisine ait olmayan rivayetler, onun rivayetleri arasına sokuşturulmuştur.

Bezzar dedi ki: “Birçok kimse bu hadisi Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.”

Beyhakî (3/57) dedi ki: “Ebu Musa el-Eş’arî radıyallahu anh’den müsned (merfu) ve mevkuf olarak rivayet edildi. Mevkuf rivayeti daha sahihtir.”

3. Tarik

Yahya el-Himmanî – Kays b. er-Rabi ve Ebu Bekr b. Ayyaş – Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ ثُمَّ لَمْ يُجِبْ مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ وَلَا مَرَضٍ فَلَا صَلَاةَ لَهُ

Nidayı işittiği halde mazereti veya hastalığı olmadığı halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[22]

Bu isnadda Yahya el-Himmanî zayıftır. Kays ve Ebu Bekr b. Ayyaş’ın durumları açıklanmıştı.

Sahih olanı bu sözün Ebu Musa radıyallahu anh’e ait mevkuf bir söz olmasıdır. Bunu Mis’ar b. Kidam; Ebu Husayn – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir.[23] Yine Zaide b. Kudame, Ebu Husayn yoluyla mevkuf rivayet etmiştir.[24]

Simak – Ebu Burde – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir.[25]

Enes Radıyallahu anh’den Merfu Rivayet Zayıftır

Ebu’l-Kasım Ali b. Ya’kub – Ebu Cafer Ahmed b. Amr b. İsmail b. Ömer el-Farisi el-Muk’ad – Şeyban b. Ferruh – Hammad b. Seleme – Humeyd – el-Hasen – Enes radıyallahu anh yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْ فَلَا صَلَاةَ لَهُ

Nidayı işittiği halde icabet etmeyenin namazı yoktur.”[26]

Hasen el-Basrî mudellis olup an’ane ile rivayet etmiştir.

İbn Mes’ud Radıyallahu anh’den Mevkuf Rivayet Zayıftır

Musedded b. Muserhed Musned’inde dedi ki: bize Yahya (el-Kattan) tahdis etti, o Suleyman b. el-Mugira’dan, o Ebu Musa el-Hilalî’den, o babasından, o İbn Mes’ud radıyallahu anh’den şöyle dediğini rivayet etti:

من سمع الأذان ثُمَّ لَمْ يَأْتِ الصَّلَاةَ مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ فلا صلاة له

“Kim ezanı işitir de sebepsiz olarak namaza gelmezse onun namazı yoktur.”[27]

İbn Ebî Şeybe; Vekî – Suleyman b. el-Mugira yoluyla şu lafızla rivayet etti:

مَنْ سَمِعَ الْمُنَادِيَ ثُمَّ لَمْ يُجِبْ مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ فَلَا صَلَاةَ لَهُ

“Kim münadiyi işitir de özürsüz olarak icabet etmezse namazı yoktur.”[28]

Ali b. el-Ca’d’ın Suleyman b. el-Mugira yoluyla rivayetinde de lafzı şu şekildedir:

جَارُ الْمَسْجِدِ يَسْمَعُ النِّدَاءَ لَا يَأْتِيهِ مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ لَا صَلَاةَ لَهُ

“Mescide komşu olup nidayı işiten kimse sebepsiz olarak namaza gelmezse onun namazı yoktur.”[29]

Rivayet mevkuf olmakla beraber bu tariklerin hepsinde Ebu Musa el-Hilali ve babası meçhul ravilerdir.

Sonuç

Ezanı işiten kimsenin mazeretsiz olarak cemaatle namaza gelmemesi halinde namazının olmayacağı ifadesi İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan mevkuf olarak sabit olmuş, merfu rivayetinin sıhhatinde ise ihtilaf edilmiştir. Mevkuf rivayetinin daha sahih olduğunda ise ihtilaf yoktur.

Ancak merfu olarak rivayetini sahih gören âlimler de “Namazı yoktur” ifadesini kemalin nefyedilmesi olarak değerlendirmişlerdir. Yani “Onun namazı kâmil ve faziletli değildir” demişlerdir.

Daha önce ben de Sahih Hadisler Kulliyatında İbn Abbas’ın merfu hadisini “Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih” şeklinde ifade etmiştim. Ancak İbnu’l-Mubarek’in: “Şu’be’den rivayet eden kimseler ihtilaf ettiklerinde Gunder’in rivayeti hakemdir” ifadesine vakıf olunca, mevkuf rivayetin Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih olduğu, merfu rivayetin ise şaz olduğu görüşüne meylettim. Zira Gunder ve onunla beraber Şu’be’nin sika ashabının çoğunluğu bu rivayeti Şu’be yoluyla mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.

Bu rivayet yine Ebu Musa radıyallahu anh’den de mevkuf olarak sabit olmuş, merfu rivayeti sabit olmamıştır.

Cabir, Ebu Hureyre ve başka sahabilerden daha çürük isnadlarla gelmiştir ki zayıflıklarında ittifak edilen bu rivayetleri ele almadım. Yine İbn Mes’ud radıyallahu anh’den mevkuf rivayetin de sabit olmadığı açıklanmıştır.

Allah en iyi bilendir.

[1] Ma’lûl. İbn Mâce (793) Eslem b. Sehl Bahşel Tarihu Vasıt (s.202) Hakim (1/373) İbn Hibbân (5/415) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1887) İbnu’l-Mukri Erbaun (51) Ziyau'l-Makdisi el-Muhtâre (10/239)

[2] Sahih mevkuf. Ziyau'l-Makdisi el-Muhtâre (10/240) İbnu’l-Ca’d Musned (482)

[3] Sahih mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/345) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1888) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail (579)

[4] Beyhakî (3/174)

[5] Hasen ligayrihi mevkuf. Beyhakî (3/174) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (12/18) İsnadında Habib b. Ebi Sabit mudellis olup an’ane ile rivayet etmiştir.

[6] Sahih mevkuf. Kasım b. Asbağ’dan naklen İbnu’l-Katan el-Fasi Beyanu’l-Vehm (2/278)

[7] Sahih mevkuf. Hâkim (1/373) İbn Hazm el-Muhalla (4/196)

[8] Şaz. Begavi Şerhu’s-Sunne (795)

[9] Zayıf. Hâkim (1/373)

[10] Zayıf. Hâkim (1/373)

[11] Bkz.: İbn Abdilhadi Tenkihu’t-Tahkik (1128) Lisanu’l-Mizan (2/416)

[12] Zayıf. Hakim (1/373) Ebû Dâvûd (551) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (11/446) Darekutni (2/293) Beyhaki (3/185)

[13] Bkz.: et-Takrib (s.589)

[14] Bk. Et-Takrib (s.542)

[15] Hakim (1/373)

[16] Zayıf. İbn Hazm el-Muhalla (4/190) Beyhakî (3/248) Hatib Tarih (6/285)

[17] Zayıf mevkuf. Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (12/18)

[18] Bkz.: es-Sikat (8/55) Siyeru A’lam (13/556)

[19] Sahih mevkuf. Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (Mecmau’l-Bahrayn 1/164)

[20] Şaz. Hâkim (1/374) Beyhakî (3/248)

[21] Zayıf. Bezzar (8/141)

[22] Zayıf. İbnu’l-A’rabi Mu’cem (1056)

[23] Sahih mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/303) Beyhakî (3/248) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1889) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail (576) Ebu Nuaym Ahbaru İsbehan (2/319)

[24] Sahih mevkuf. Beyhakî (3/249)

[25] Zayıf mevkuf. Bezzar (8/141) isnadında Hafs b. Cumey zayıftır.

[26] Zayıf. Temmam Fevaid (1291) Beyhakî el-Hilafiyyat (2753)

[27] Zayıf mevkuf. İbn Hacer Metalibu’l-Aliye (403) Busayri İthaf (918) İbnu’l-Ca’d Musned (3087)

[28] Zayıf mevkuf. İbn Ebî Şeybe (1/303) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1891) Salih b. Ahmed b. Hanbel Mesail (577)

[29] Zayıf mevkuf. İbnu’l-Ca’d Musned (3087)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)