* Aşağıda, gerçekleri ters yüz edenlerin aksine, Ebu Hanife hakkında yalnızca sahih veya hasen isnadlarla gelen rivayetler zikredilmiştir. Bununla beraber sahih olarak gelen daha başka rivayetler de vardır. Ancak yazının çok uzamaması için hepsini almadım. "İmam Ebu Hanife Kimdir" diye kitap yazan ve Ebu Hanife'yi savunan bazı satılmış ve cahil kimselerin gerçeği nasıl çarpıttıkları, Ebu Hanife'yi övmenin ancak Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in getirdiklerini aşağılamak demek olduğu bu yazıdan sonra anlaşılacaktır inşaallah.
Ebu Hanife Sahabe’den Hiç Kimseden Bir Şey İşitmemiştir
Hamzetu’s-Sehmî dedi ki:
سئل الدارقطني وأنا أسمع عن سماع أبي حنيفة يصح؟ قال: لا، ورؤية ولم يلحق أبو حنيفة أحداُ
من الصحابة.
“Darekutni’ye: “Ebu Hanife’nin işitmesi sahih midir?” diye sorulurken
işittim. Dedi ki:
“Hayır. Ebu Hanife sahabeden herhangi bir kimseyi ne görmüş,
ne de yetişmiştir.”[1]
Selefin İmamları Ebu Hanife’yi Reddetme Hususunda İcma Etmişlerdir
Abdullah b. Ebi Davud es-Sicstani rahimehullah dedi ki:
الوقيعة في أبي حنيفة جماعة من العلماء
لأن إمام البصرة أيوب السختياني وقد تكلم فيه، وإمام الكوفة الثوري وقد
تكلم فيه، وإمام الحجاز مالك وقد تكلم فيه، وإمام مصر الليث بن سعد وقد تكلم فيه،
وإمام الشام الأوزاعي وقد تكلم فيه، وإمام خراسان عبد الله بن المبارك وقد تكلم
فيه، فالوقيعة فيه إجماع من العلماء في جميع الآفاق
“Ebu Hanife’yi âlimlerden bir cemaat eleştirmişlerdir. Basra’nın
imamı Eyyub es-Sahtiyani onu eleştirdi. Kufe’nin imamı es-Sevri onu eleştirdi.
Hicaz’ın imamı Malik onu eleştirdi. Mısır’ın imamı Leys b. Sa’d onu eleştirdi.
Şam’ın imamı el-Evzai onu eleştirdi. Horasan’ın imamı Abdullah b. el-Mubarek
onu eleştirdi. Her taraftan alimler Ebu Hanife’yi eleştirme hususunda icma
etmişlerdir.”[2]
Ebu Hanife İslam’a En Çok Zarar Verenlerden Biriydi
Abdurrahman b. Mehdi
dedi ki: “Hammad b. Zeyd’in şöyle dediğini işittim:
سَمِعْتُ أَيُّوبَ وَذُكِرَ أَبُو حَنِيفَةَ فَقَالَ أَيُّوبُ:
{يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ
إِلَّا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ}
“Ebu Hanife
zikredilince Eyyub (es-Sahtiyani)nin şöyle dediğini işittim: “Allah’ın
nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da mutlaka
nurunu tamamlayacaktır.”[3]
Abdurrahman b. Mehdî
rahimehullah dedi ki:
ما أعلم في الإسلام فتنة بعد فتنة الدجال
أعظم من رأي أبي حنيفة
“İslam’da Deccal
fitnesinden sonra Ebu Hanife’nin görüşünden daha büyük bir fitne bilmiyorum.”[4]
Ebu Hanife Amr b. Ubeyd’den Daha Tehlikelidir
Ahmed b. Hanbel
rahimehullah şöyle demiştir:
أبو حنيفة أشد على المسلمين من عمرو بن
عبيد لأن له أصحاباً
“Ebu Hanife,
müslümanlar için (Mutezile önderlerinden olan) Amr b. Ubeyd’den daha
tehlikelidir. Zira Ebu Hanife’nin ashabı vardır.”[5]
Ebu Hanife Allah’ın
Yolundan Alıkoyanlardan İdi
Hammad b. Zeyd’den: “İbn Avn
dedi ki: “Aranızda Allah’ın yolundan alıkoyanlar olduğu bana haber verildi.”
Süleyman b. Harb dedi ki
أبو حنيفة وأصحابه ممن يصدون عن
سبيل الله
“Ebu Hanife ve ashabı, Allah yolundan
alıkoyanlardandır.”[6]
Süleyman b. Abdilmelik şöyle
dedi:
سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الْمُبَارَكِ،
يَقُولُ فِي مَسْأَلَةٍ لِأَبِي حَنِيفَةَ: «قَطْعُ الطَّرِيقِ أَحْيَانًا أَحْسَنُ
مِنْ هَذَا»
“Abdullah b. el-Mubarek’in Ebu
Hanife hakkında şöyle dediğini işittim:
“Yol kesici eşkıya bile bazen
bundan daha iyidir”[7]
Ebu Hanife Sünnetleri
Eksilten, Şifa Bulmaz Bir Beladır
İsmail b. Ebi Uveys dedi ki:
Dayım Malik b. Enes’in şöyle dediğini işittim
أَبُو حَنِيفَةَ مِنَ الدَّاءِ الْعُضَالِ
وَقَالَ مَالِكٌ: أَبُو حَنِيفَةَ يَنْقُضُ السُّنَنَ
“Ebu Hanife şifa bulmaz bir
beladır. Ebu Hanife Sünnetleri eksiltiyordu.”[8]
Süleyman b. Hassan el-Halebî
şöyle demiştir: el-Evzai’nin sayamayacağım kadar çok defa şöyle dediğini
işittim:
عمد أبو حنيفة إلى عُرَى الإِسْلاَمِ فنقضها عُرْوَةً، عُرْوَةً
“Ebu Hanife, İslam’ın bağlarını
teker teker çözmeye kastetti.”[9]
Ebu Hanife’nin Ölümünden Dolayı Allah’a Hamd Edenler
İbrahim b. Muhammed el-Fezarî
şöyle dedi: “Süfyan es-Sevri’nin yanında idim. Ebu Hanife’nin ölüm haberi
geldi. Bunun üzerine Sufyan dedi ki:
الحمد لله الذي أراح المسلمين منه لقد كان
ينقض عرى الإسلام عروة عروة ما ولد في الإسلام مولود أشأم على أهل الإسلام منه
“Allah’a hamd olsun, Müslümanlar
ondan rahata kavuştu. O İslam’ın bağlarını teker teker çözüyordu. İslam’da
Müslümanlar için ondan daha bereketsiz biri doğmamıştır.”[10]
Ebu Asım rahimehullah
dedi ki: “Ebu Hanife’nin ölüm haberini alınca Sufyan es-Sevrî rahimehullah’ın
ona Allah rahmet etsin dediğini falan duymadım. Sadece şöyle dedi:
الحمد لله الذي عافانا مما ابتلاه
“Bizi onun belasından
afiyette kılan Allah’a hamd olsun.”[11]
Seleme b. Kulsum’den: el-Evzaî
rahimehullah, Ebu Hanife vefat edince şöyle demiştir:
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَمَاتَهُ، كَانَ
يَنْقُضُ عُرَى الإِسْلاَمِ عُرْوَةً، عُرْوَةً
“Onu öldüren Allah’a hamd olsun.
İslam’ın bağlarını ilmek ilmek çözüyordu.”[12]
Sufyan b. Uyeyne
rahimehullah şöyle demiştir:
مَا وُلِدَ فِي الْإِسْلَامِ مَوْلُودٌ أَضَرُّ عَلَى
الْإِسْلَامِ مِنْ أَبِي حَنِيفَةَ
“İslam’da İslam’a
karşı Ebu Hanife’den daha zararlı bir kimse dünyaya gelmemiştir.”[13]
Mansur b. Muzahim dedi
ki:
سَمِعْتُ أَبَا عَلِيٍّ الْعُذْرِيَّ، يَقُولُ
لِحَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ: مَاتَ أَبُو حَنِيفَةَ. قَالَ: الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي
كَنَسَ بَطْنَ الْأَرْضِ بِهِ
“Ebu Ali el-Uzri’nin
Hammad b. Zeyd rahimehullah’a: "Ebu
Hanife öldü” dediği zaman Hammad’ın:
“Onu yerin altına
süpüren Allah’a hamd olsun” dediğini işittim.”[14]
Ebu Hanife Hadis İnkâr Eder, Sahabe’ye de Hakaret Ederdi
Abdulvaris b. Said et-Tennurî
rahimehullah dedi ki:
جلست إلى
أبي حنيفة بمكة فذكر شيئاً فقال له رجل: روى عمر بن الخطاب رضي الله عنه كذا وكذا
قال أبو حنيفة: ذاك قول الشيطان، وقال له آخر أليس يروى عن رسول الله صلى الله
عليه وعلى آله وسلم: «أفطر الحاجم والمحجوم»، فقال: هذا سجع فغضبت وقلت: إن هذا
مجلس لا أعود إليه فمضيت وتركته
“Mekke’de Ebu Hanife’nin yanına
oturdum. Bir şey anlattı. Bir adam dedi ki:
“Ömer b. el-Hattab radiyallahu
anh’ın şöyle dediği rivayet edildi.” Ebu Hanife dedi ki:
“O şeytanın sözüdür.” Bir
başkası da ona dedi ki:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in: “Hacamat yapanın da yaptıranın da orucu bozulmuştur” dediği rivayet
edilmedi mi?” Ebu Hanife dedi ki:
“Bu kafiyeli bir sözden
ibarettir.” Bunun üzerine ben öfkelendim ve dedim ki:
“Muhakkak ki böyle bir meclise
katılmak yakışmaz.” Kalkıp onu terk ettim.”[15]
Ebu Abdirrahman Abdullah b.
Yezid el-Mukrî rahimehullah dedi ki: “Ebu Hanife bize hadisler rivayet ettikten
sonra dedi ki:
هذا الذي
سمعتم كله ريح وباطل
“Bütün bu işittikleriniz rüzgâr
ve bâtıldır.”[16]
Sufyan b. Uyeyne rahimehullah
dedi ki:
حدثت أبا
حنيفة عن النبي صلى الله عليه وعلى آله وسلم فقال: بل على هذا
“Ebu Hanife’ye Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’den hadis rivayet ettim. Dedi ki:
“Bilakis, mesele benim dediğim
gibidir.”[17]
Şureyk b. Abdillah en-Nehai
rahimehullah dedi ki:
مذهبهم رد
الأثر عن رسول الله صلى الله عليه وعلى آله وسلم
“Ebu Hanife ve ashabının
mezhepleri; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den gelen rivayetleri
reddetmektir.”[18]
El-Evzai rahimehullah şöyle
demiştir:
إنا لا
ننقم على أبي حنيفة الرأي كله إنما ننقم أنه يذكر له الحديث عن رسول الله صلى الله
عليه وعلى آله وسلم فيفتي بخلافه
“Biz Ebu Hanife’ye sırf re’y ile
görüş belirttiği için kızmıyoruz. Ancak kendisine Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem’den hadis zikredildiğinde o hadisin aksine fetva verdiği için
kızıyoruz.”[19]
Ebu Hanife Dine Tuzak Kuruyordu
Mansur b. Ebi Muzahim’den:
يَقُولُ فِي أَبِي حَنِيفَةَ قَوْلًا يُخْرِجُهُ
مِنَ الدِّينِ، وَقَالَ: «مَا كَادَ أَبُو حَنِيفَةَ إِلَّا الدِّينَ»
“Malik’in Ebu Hanife hakkında
Ebu Hanife’yi dinden çıkarıcı bir söz söylediğini işittim. Dedi ki: “Ebu Hanife
ancak dine tuzak kurar.”[20]
Diğer rivayette:
ومن كاد
الدين ليس له دين
“Dine tuzak kuranın ise dini
yoktur” ziyadesi vardır.[21]
Ebu Hanife Mürcie’nin Sapık Görüşlerine Davet Ediyordu
Hammad b. Zeyd rahimehullah, Ebu
Hanife hakkında şöyle dedi:
إِنَّمَا ذَاكَ يُعْرَفُ بِالْخُصَومَةِ فِي
الْإِرْجَاءِ
“Ebu Hanife ancak mürcielik
hakkında tartışmasıyla bilinir”[22]
Ebu Abdirrahman el-Mukri rahimehullah
dedi ki:
كان والله
أبو حنيفة مرجئاً ودعاني إلى الإرجاء فأبيت عليه
“Allah’a yemin olsun, Ebu Hanife
mürcie idi. Beni ircaya davet etti, kabul etmedim.”[23]
Hammad b. Zeyd rahimehullah şöyle
dedi:
جَلَسْتُ إِلَى أَبِي حَنِيفَةَ بِمَكَّةَ
فَذَكَرَ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ فَانْتَحَلَهُ فِي الْإِرْجَاءِ فَقُلْتُ مَنْ يُحَدِّثُكَ
يَا أَبَا حَنِيفَةَ؟ قَالَ: سَالِمٌ الْأَفْطَسُ، فَقُلْتُ لَهُ: فَإِنَّ سَالِمًا
يَرَى رَأْيَ الْمُرْجِئَةِ، وَلَكِنْ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ قَالَ: رَآنِي سَعِيدُ بْنُ
جُبَيْرٍ جَلَسْتُ إِلَى طَلْقِ بْنِ حَبِيبٍ فَقَالَ: أَلَمْ أَرَكَ جَلَسْتَ إِلَى
طَلْقٍ؟ لَا تُجَالِسْهُ، قَالَ: فَكَانَ كَذَلِكَ، قَالَ: فَنَادَاهُ رَجُلٌ: يَا
أَبَا حَنِيفَةَ وَمَا كَانَ رَأْي طَلْقٍ فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ نَادَاهُ فَأَعْرَضَ
عَنْهُ، فَلَمَّا أَكْثَرَ عَلَيْهِ قَالَ: وَيْحَكَ كَانَ يَرَى الْعَدْلَ
“Mekke’de Ebu Hanife’nin
meclisine katıldım. Said b. Cubeyr’i sahiplenerek Mürcie görüşüne nispet etti.
Ona:
“Ey Ebu Hanife! Bunu sana kim
söyledi?” dedim.
“Salim el-Eftas” dedi. Ona dedim
ki:
“Salim mürcie görüşünde idi. Lakin
bize Eyyub şöyle rivayet etti:
“Said b. Cubeyr benim Talk b.
Habib’in meclisine katıldığımı görünce:
“Neden Talk’ın meclisine
katıldığını görüyorum? Onunla oturma” dedi. Durum böyleyken birisi:
“Ey Ebu Hanife! Talk’ın görüşü
ne idi?” diye seslendi. Ondan yüzçevirdi. Sonra bir daha seslendi, yine yüz
çevirdi. Seslenmeyi artırınca dedi ki:
“Yazık sana, Talk, adl
(mutezile) görüşünde idi”[24]
Bu Ebu Hanife’nin yalanıdır.
Zira Talk b. Habib’in mürcie olduğu meşhurdur. Mürcie mezhebinin reddedilmesini
hazmedemediği için Ebu Hanife bu yalana başvurmuştur.
İshak b. İsa et-Tabbâ
dedi ki:
كُنَّا عِنْدَ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ وَمَعَنَا وَهْبُ
بْنُ جَرِيرٍ فَذَكَرْنَا شَيْئًا مِنْ قَوْلِ أَبِي حَنِيفَةَ قَالَ حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ: اسْكُتْ وَلَا يَزَالُ الرَّجُلُ مِنْكُمْ دَاحِضًا فِي بَوْلِهِ
يَذْكُرُ أَهْلَ الْبِدَعِ فِي مَجْلِسِ عَشِيرَتِهِ حَتَّى يَسْقُطَ مِنْ
أَعْيُنِهِمْ، ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْنَا حَمَّادٌ فَقَالَ: أَتَدْرُونَ مَا كَانَ
أَبُو حَنِيفَةَ، إِنَّمَا كَانَ يخَاصِمُ فِي الْإِرْجَاءِ فَلَمَّا تَخَوَّفَ
عَلَى مُهْجَتِهِ تَكَلَّمَ فِي الرَّأْيِ فَقَاسَ سُنَنَ رَسُولِ اللهِ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْضَهَا بِبَعْضٍ لِيُبْطِلَهَا وَسُنَنُ رَسُولِ
اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تُقَاسُ
“Hammad b. Zeyd
rahimehullah’ın yanındaydık ve Vehb b. Cerir de yanımızdaydı. Bize Ebu
Hanife’nin görüşünden bir şeyler zikretti. Hammad b. Zeyd dedi ki:
“Sus!
Kişi, aşiretinin meclisinde bid’at ehlini anmakla idrarı içinde debelenip durur
ve onların gözlerinden düşer.” Sonra Hammad bize döndü ve dedi ki:
“Ebu Hanife ne yaptı
biliyor musunuz? O ancak mürcie görüşlerini savundu. Menheci hakkında korkuya
kapılınca re’y hakkında konuşmaya başladı ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in sünnetlerini iptal etmek için onları birbirine kıyasladı. Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetlerine kıyas yapılamaz!”[25]
Ebu İshak el-Fezari
rahimehullah dedi ki:
كان أبو حنيفة يقول: إيمان إبليس وإيمان
أبي بكر الصديق رضي الله عنه واحد، قال أبو بكر: يا رب وقال إبليس: يا رب
“Ebu Hanife şöyle
diyordu: “İblisin imanı ve Ebu Bekr es-Sıddık radiyallahu anh’ın imanı birdir.
Ebu Bekr de: “Ya rab” diyor, İblis de: “Ya Rab” diyor.”[26]
Ebu Hanife’nin Mürcie’liği, Cehmilik İdi
Said b. Muslim b.
Banek rahimehullah dedi ki:
قلت لأبي يوسف: أكان أبو حنيفة جهمياً؟
قال: نعم، قلت: أكان مرجئاً. قال: نعم، قلت: ولقد قلت له: أرأيت امرأة تزوجت
سندياً فولدت له أولاداً مغلفي الرءوس ثم تزوجت بعده تركياً فولدت له أولاداً صغار
الأعين عراض الوجوه؟ قال: هم للزوج الأول، قال: فقلت له: فعلام كنت تجالسونه؟ قال:
على مدارسة العلم
“Ebu Yusuf’a: “Ebu
Hanife Cehmî miydi?” dedim.
“Evet” dedi.
“O aynı zamanda mürcie
miydi?” dedim.
“Evet” dedi.”[27]
İmam Ebu Zur’a
Ubeydullah b. Abdilkerim rahimehullah dedi ki:
كان أبو حنيفة جهمياً وكان محمد بن الحسن
جهمياً، وكان أبو يوسف جهمياً بيّن التجهّم
“Ebu Hanife Cehmî idi.
Muhammed b. el-Hasen Cehmî idi. Ebu Yusuf ise Cehmilik arasında bir Cehmî idi.”[28]
Ebu Hanife’nin Açık Küfrü
El-Kasım b. Habib
rahimehullah dedi ki:
وضعت نعلي في الحصى ثم قلت لأبي حنيفة:
أرأيت رجلاً صلى لهذه النعل حتى مات إلا أنه يعرف الله بقلبه؟ فقال: مؤمن، فقلت:
لا أكلمك أبداً
“Ayakkabılarımı
taşlığa koydum ve sonra Ebu Hanife’ye dedim ki:
“Bir adam ölünceye
kadar şu ayakkabılar için namaz kılsa, Allah’ı da sadece kalbiyle itiraf etse
ne dersin?” Dedi ki:
“Mü’mindir.” Bunun
üzerine:
“Seninle asla
konuşmayacağım” dedim.”[29]
Said b. Abdilaziz
et-Tenuhi rahimehullah dedi ki:
أن أبا حنيفة قال: لو أن رجلاً عبد هذه النعل يتقرب بها إلى لم أر
بذلك بأساً. فقال سعيد: هذا الكفر صراحاً.
“Ebu Hanife dedi ki:
“Şayet bir kimse yakınlaşmak için şu ayakkabıya kulluk etse bunsa sakınca
görmem.” Said b. Abdilaziz dedi ki: “
İşte bu açıkça
küfürdür.”[30]
el-Haris b.
Umeyr rahimehullah dedi ki:
سمعت
رجلاً يسأل أبا حنيفة في المسجد الحرام عن رجل قال: أشهد أن الكعبة حق ولكن لا
أدري هي هذه أم لا؟ فقال: مؤمن حقاً، وسأله عن رجل قال: أشهد أن محمداً بن عبد الله
نبي ولكن لا أدري هو الذي قبره في المدينة أم لا؟ قال: مؤمن حقاً. قال أبو بكر
الحمدي: ومن قال هذا فقد كفر
“Mescidu’l-Haram’da
birisi Ebu Hanife’ye: “Şehadet ederim ki kâbe haktır, lakin bu o mudur, değil
midir bilmiyorum” diyen kimse soruldu. Dedi ki:
“O gerçek bir
mümindir” Ona:
“Şehadet
ederim ki Muhammed b. Abdillah (sallallahu aleyhi ve sellem) nebidir, fakat o,
kabri Medine’de bulunan kişi midir bilmiyorum” diyen kimse soruldu. Dedi ki:
“O gerçek bir
mümindir” Ebu Bekir el-Humeydi dedi ki:
Ebu Hanife, Bid’atinden Dolayı Uyuz Muamelesi Görüyordu
Şureyk b. Abdillah
en-Nehai rahimehullah dedi ki:
إنما أبو حنيفة جربٌ
“Ebu Hanife ancak bir
uyuzdur.”[32]
Sellam b. Ebi Mutî
rahimehullah dedi ki:
كُنَّا عِنْدَ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِيِّ، فَأَقْبَلَ
أَبُو حَنِيفَةَ فَقَالَ: قُومُوا بِنَا لَا يُعْدِينَا بِجَرَبِهِ
“Biz Eyyub
es-Sahtiyânî rahimehullah’ın yanında idik. Ebu Hanife oraya gelirken Eyyub dedi
ki:
“Kalkın
da bize uyuzunu bulaştırmasın.”[33]
Ebu Nuaym Fad b.
Dukeyn rahimehullah dedi ki:
كُنَّا مَعَ سُفْيَانَ جُلُوسًا فِي الْمَسْجِدِ
الْحَرَامِ فَأَقْبَلَ أَبُو حَنِيفَةَ يُرِيدُهُ فَلَمَّا رَآهُ سُفْيَانُ قَالَ:
«قُومُوا بِنَا لَا يُعْدِنَا هَذَا بِجَرَبِهِ»، فَقُمْنَا وَقَامَ سُفْيَانُ،
وَكُنَّا مَرَّةً أُخْرَى جُلُوسًا مَعَ سُفْيَانَ فِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ
فَجَاءَهُ أَبُو حَنِيفَةَ فَجَلَسَ فَلَمْ نَشْعُرُ بِهِ فَلَمَّا رَآهُ
سُفْيَانُ اسْتَدَارَ فَجَعَلَ ظَهْرَهُ إِلَيْهِ
“Biz Sufyan
(es-Sevrî) rahimehullah ile beraber Mescidu’l-Haram’da oturuyorduk. Ebu Hanife,
Sufyan ile konuşmak için geliyordu. Sufyan onu görünce dedi ki:
“Kalkın da şu bize uyuzunu
bulaştırmasın.” Süfyan kalktı gitti. Yine bir defasında biz Sufyan rahimehullah
ile beraber Mescidu’l-Haram’da otururken Ebu Hanife geldi, oturdu. Onu fark
etmemiştik. Sufyan rahimehullah onu görünce hemen ona sırtını döndü.”[34]
El-Velid b. Muslim
rahimehullah dedi ki:
قَالَ لِي مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ: يُذْكَرُ أَبُو
حَنِيفَةَ بِبَلَدِكُمْ؟ قَالَ: قُلْتُ: نَعَمْ قَالَ: مَا يَنْبَغِي لِبَلَدِكُمْ
أَنْ تُسْكَنَ
“İmam Malik b. Enes
rahimehullah bana dedi ki: “Beldenizde Ebu Hanife
anılıyor mu?” ben de:
“Evet” dedim. Dedi ki:
“Sizin beldenizde
oturulmaz.”[35]
Firyabî rahimehullah
dedi ki:
سمعت الثوري ينهى عن مجالسة أبي حنيفة
وأصحاب الرأي
“Sufyan es-Sevri
rahimehullah’ı, Ebu Hanife ve re’y ashabıyla oturmaktan yasaklarken işittim.”[36]
Ebu Hanife Cehmiyye’nin Küfrüne İlk Düşen Kişidir!
Kadı Seleme b. Amr rahimehullah dedi ki:
لا رحم الله أبا حنيفة فإنه أول من زعم
أن القرآن مخلوق
“Allah Ebu Hanife’ye
rahmet etmesin! Zira o Kur’ân’ın mahlûk olduğunu iddia eden ilk kişidir.”[37]
Sufyan es-Sevrî dedi
ki: “Hammad (b. Ebi Suleyman) bize:
أَفِيكُمْ مَنْ يَأْتِي أَبَا حَنِيفَةَ؟ بَلِّغُوا
عَنِّي أَبَا حَنِيفَةَ أَنِّي بَرِيءٌ مِنْهُ. وَكَانَ يَقُولُ: الْقُرْآَنُ
مَخْلُوقٌ
“İçinizde Ebu Hanife’ye
gidecek olan var mı? Ebu Hanife’ye benim kendisinden berî (uzak) olduğumu
tebliğ etsin. O Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylüyor.”[38]
Ebu Hanife İki Defa Kılıç Zoruyla Küfründen Tevbe Ettirilmiştir
Muaz b. Muaz el-Anberî,
Halid b. Ahmer, Esed b. Musa, Şerik b. Abdillah en-Nehai, Yahya b. Said,
el-Evzai ve Sufyan es-Sevrî rahimehumullah dediler ki:
اسْتُتِيبَ أَبُو حَنِيفَةَ مِنَ الْكُفْرِ مَرَّتَيْنِ
“Ebu Hanife küfürden
iki sefer tevbe ettirilmiştir.”[39]
Ebu Hanife Küfründen Tevbede Samimi miydi?
Said b. Sabık er-Razi
dedi ki:
كنت مع أمير المؤمنين موسى بجرجان ومعنا
أبو يوسف فسألته عن أبي حنيفة فقال: ما تصنع به وقد مات جهمياً؟
“Curcan’da Mü’minlerin
emiri Musa ile beraberdik ve yanımızda Ebu Yusuf da vardı. Ona Ebu Hanife
hakkında sorunca Ebu Yusuf rahimehullah dedi ki:
“Onu ne yapacaksın ki?
Bir cehmî olarak öldü.”[40]
Hasen b. Ebi Malik
rahimehullah dedi ki:
قلت لأبي يوسف القاضي: ما كان أبو حنيفة
يقول في القرآن؟ قال: كان يقول: القرآن مخلوق قال قلت: فأنت يا أبا يوسف؟ فقال: لا
“Kadı Ebu Yusuf’a:
“Ebu Hanife, Kur’an hakkında ne diyordu?” dedim. Dedi ki:
“O Kur’an’ın mahlûk
olduğunu söylüyordu.” Ben:
“Ey Ebu Yusuf! Peki,
sen de öyle mi diyorsun?” dedim.”
“Hayır” dedi.”[41]
Ebu Hanife Sarhoş Edici İçkiyi Helal Sayardı
Ebu Avane Vaddah b.
Abdillah el-Yeşkurî rahimehullah dedi ki:
سئل أبو حنيفة عن الأشربة فما سئل عن شيء
إلا قال: لا بأس به، وسئل عن المسكر؟ فقال: حلال
“Ebu Hanife’ye
içeceklerden bir şey soruldukça mutlaka “sakınca yok” diyordu. Sarhoşluk veren
içecek sorulunca: “Helaldir” dedi.”[42]
Ebu Hanife Hadislere Re’yiyle Muhalefet Ederdi
Ali b. Asım
rahimehullah dedi ki:
قلت لأبي حنيفة: إبراهيم عن علقمة عن عبد
الله أن النبي صلى الله عليه وعلى آله وسلم صلى بهم خمساً ثم سجد سجدتين بعد
السلام فقال أبو حنيفة: إن لم يكن جلس في الرابعة فما تسوى هذه الصلاة هذه، وأشار
إلى شيء من الأرض فأخذه ورمى به
“Ebu Hanife’ye dedim
ki: “İbrahim, Alkame’den, o da Abdullah radiyallahu anh’den: Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’in kendilerine beş rekât kıldırınca, selam verdikten sonra iki
secde yaptığını rivayet etti.” Ebu Hanife dedi ki:
“Dördüncü rekatte
oturmamışsa bu namazın (yerden aldığı bir şeye işaret ederek) şunun kadar
değeri yoktur.”[43]
Ümmetin Önceki İmamları Ebu Hanife’ye Lanet Ediyorlardı
Ebu Seleme el-Huzai
dedi ki:
سَمِعْتُ حَمَّادَ بْنَ سَلَمَةَ وَسَمِعْتُ شُعْبَةَ
يَلْعَنُ أَبَا حَنِيفَةَ
“Hammad b. Seleme ve
Şu’be’nin Ebu Hanife’ye lanet ettiklerini işittim”[44]
Ebu Hanife Dinde Tartışmalarıyla Meşhur Olmuştur
Yahya b. Said
rahimehullah dedi ki: Şureyk rahimehullah’ın şöyle dediğini işittim:
إِنَّمَا كَانَ أَبُو حَنِيفَةَ صَاحِبَ خُصُومَاتٍ لَمْ
يَكُنْ يُعْرَفُ إِلَّا بِالْخُصُومَاتِ وَسَمِعْتُ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَيَّاشٍ
يَقُولُ: كَانَ أَبُو حَنِيفَةَ صَاحِبَ خُصُومَاتٍ لَمْ يَكُنْ يُعْرَفُ إِلَّا
بِالْخُصُومَاتِ
“Ebu
Hanife ancak din hususunda tartışmaların adamıdır. Ancak din hususundaki
tartışmalarıyla meşhur olmuştur.” Ebu Bekr b. Ayyaş’ın da şöyle dediğini
işittim:
“Ebu Hanife ancak din
hususunda tartışmaların adamıdır. Ancak din hususundaki tartışmalarıyla meşhur
olmuştur.”[45]
Ebu Hanife Cedelciliği İle Batılı Hak Suretinde Gösterirdi
İbn Ebi Sureyc
rahimehullah şöyle demiştir:
سمعت الشافعي يقول: سمعت مالك بن أنس
وقيل له: تعرف أبا حنيفة؟ فقال: نعم، ما ظنكم برجل لو قال هذه السارية من ذهب لقام
دونها حتى يجعلها من ذهب وهي من خشب أو حجارة
“Şafii rahimehullah’ın
şöyle dediğini işittim: “Malik b. Enes rahimehullah’a:
“Ebu Hanife’yi tanıyor
musun?” denildi. Malik rahimehullah dedi ki:
“Evet. Şöyle bir adam
hakkında zannınız nedir; şu direğin altından olduğunu söylese, kalkıp onun
altından olduğunu ispatlamaya kalkışır. Hâlbuki o ağaçtan veya taştan bir
direktir.”[46]
Ebu Hanife Yöneticiye Ayaklanma Görüşünde Olan Bir Mürciî İdi
Abdullah b. İdris dedi
ki:
سَمِعْتُ أَبَا حَنِيفَةَ، وَهُوَ قَائِمٌ عَلَى
دَرَجَتِهِ وَرَجُلَانِ يَسْتَفْتِيَانِهِ فِي الْخُرُوجِ مَعَ إِبْرَاهِيمَ
وَهُوَ يَقُولُ لَهُمَا: اخْرُجَا اخْرُجَا
“Ebu Hanife
basamağında dururken iki adamın ona İbrahim ile beraber huruc etmek için fetva
sorduklarını işittim. Ebu Hanife de onlara:
“Ayaklanın,
ayaklanın” diyordu.”[47]
Muhammed b. Ebi Halid
el-Masisi dedi ki:
سَمِعْتُ وَكِيعَ بْنَ الْجَرَّاحِ، وَسُئِلَ عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ قَالَ: كَانَ مُرْجِئًا يَرَى السَّيْفَ
“Veki b. el-Cerrah’a
Ebu Hanife hakkında sorulunca şöyle dedi:
“Mürciî
idi ve kılıç (yöneticiye ayaklanma) görüşünde idi.”[48]
Ebu İshak el-Fezari
dedi ki:
كَانَ أَبُو حَنِيفَةَ مُرْجِئًا يَرَى السَّيْفَ
“Ebu Hanife mürcie
idi. Kılıç (yöneticiye ayaklanmayı) caiz görüyordu.”[49]
Yusuf b. Esbat
rahimehullah dedi ki:
كَانَ أَبُو حَنِيفَةَ مُرْجِئًا وَكَانَ يَرَى
السَّيْفَ وَوُلِدَ عَلَى غَيْرِ الْفِطْرَةِ
“Ebu Hanife mürcie
idi. Kılıç (yöneticiye ayaklanmayı) caiz görüyordu ve fitrat üzere doğmamıştı.”[50]
Abdullah b. el-Mubarek
rahimehullah dedi ki: el-Evzai rahimehullah şöyle dedi:
احتملنا عن أبي حنيفة كذا وعقد بأصبعه،
واحتملنا عنه كذا وعقد بأصبعه الثانية واحتملنا عنه كذا وعقد بأصبعه الثالثة
العيوب حتى جاء السيف على أمة محمد صلى الله عليه وعلى آله وسلم، فلما جاء السيف
على أمة محمد لم نقدر أن نحتمله
“Ebu Hanife’ye bir
sabrettik, iki sabrettik, üç sabrettik, ta ki Muhammed sallallahu aleyhi ve
sellem’in ümmetine karşı kılıçla ayaklanma görüşüyle geldi. Muhammed sallallahu
aleyhi ve sellem’in ümmetine karşı kılıçla ayaklanma görüşüne de tahammül
edecek değiliz!”[51]
Ebu Hanife İle Hak Arasında Perde Vardır
Abdurrahman b. Mehdî
rahimehullah Ebu Hanife’yi ancak şöyle diyerek anardı:
بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْحَقِّ حِجَابٌ
“Onunla
hak arasında perde vardır.”[52]
Ebu Hanife İnatçı Bir Kıyasçı İdi
Ali b. el-Medinî
rahimehullah dedi ki: “Yahya b. Said’i şöyle derken işittim:
مَرَّ بِي أَبُو حَنِيفَةَ وَأَنَا فِي سُوقِ الْكُوفَةِ
فَقَالَ لِي: تَيْسُ الْقَيَّاسِ هَذَا أَبُو حَنِيفَةَ فَلَمْ أَسْأَلْهُ عَنْ
شَيْءٍ قَالَ يَحْيَى: وَكَانَ جَارِي بِالْكُوفَةِ فَمَا قَرَبْتُهُ وَلَا
سَأَلْتُهُ عَنْ شَيْءٍ. قِيلَ لِيَحْيَى: كَيْفَ كَانَ حَدِيثُهُ؟ قَالَ: لَمْ
يَكُنْ بِصَاحِبِ الْحَدِيثِ
“Ben Kufe çarşısında
iken Ebu Hanife bana uğradı." Yahya bana dedi ki:
“Kıyasçıların en
inatçısı şu Ebu Hanife’dir. Ona bir şey sormadım.” Yine Yahya dedi ki:
“Kufe’de komşum idi.
Ona ne yaklaştım ne de bir şey sordum.” Yahya’ya denildi ki:
“Onun hadis rivayeti
nasıldı?” dedi ki:
“Hadis ashabından
değildi ki.”[53]
İmam Şafiî
rahimehullah şöyle demiştir:
أبو حنيفة يضع أول المسألة خطأ ثم يقيس
الكتاب كله
“Ebu Hanife önce bir
meselede hata ortaya koyar, sonra kitabın tamamını buna kıyaslardı.”[54]
İmam Şafii
rahimehullah dedi ki:
نظرت في كتب لأصحاب أبي حنيفة فإذا فيها
مائة وثلاثون ورقة فعددت منها ثمانين ورقة خلاف السنة
“Ebu Hanife’nin
ashabının kitaplarına baktım, yüz otuz yaprak idi. Bunlardan seksen yapraklık
kısmının sünnete aykırı şeylerle dolu olduğunu saydım.”[55]
İmam Malik
rahimehullah dedi ki:
ما زال هذا الأمر معتدلاً حتى نشأ أبو
حنيفة فأخذ فيهم بالقياس فما أفلح ولا أنجح
“Bu din Ebu Hanife
çıkıncaya kadar itidal üzere idi. Ebu Hanife kıyasa tutundu, ne iflah oldu, ne
de başardı.”[56]
İbn Şubrume dedi ki: “Ben ve Ebû Hanife
Ca‘fer (es-Sadık)’ın yanına girdik. Ca‘fer, Ebû Hanife’ye şöyle dedi:
“Allah’tan kork! Dinde görüşünle kıyas yapma!
Zira kıyas yapanların ilki iblistir.”[57]
Vekî b. El-Cerrah dedi ki: “Sizleri Ebu Hanife’nin görüşlerinden
sakındırırım! Onun kıyasa tutunmadan önce şöyle dediğini işittim: “Mescide
bevletmek kıyasın bazısından daha iyidir.”[58]
Ebu Hanife’nin Fıkhî Görüşleri Muteber Değildir
Yahya b. Âdem
rahimehullah dedi ki:
حدثنا سفيان بن سعيد وشريك بن عبد الله
والحسن بن صالح قالوا: أدركنا أبا حنيفة وما يعرف بشيء من الفقه وما نعرفه إلا
بالخصومات
“Sufyan b. Said
(es-Sevri), Şureyk b. Abdillah ve Hasen b. Salih rahimehumullah dediler ki:
“Ebu Hanife’ye
yetiştik. Fıkıhtan bir şey bilmezdi. Onu ancak dinde tartışmalarıyla tanıdık.”[59]
Abdullah b. Numeyr
rahimehullah dedi ki:
أَدْرَكْتُ النَّاسَ مَا يَكْتُبُونَ الْحَدِيثَ عَنْ
أَبِي حَنِيفَةَ، فَكَيْفَ الرَّأْيُ؟
“Ben Ebu Hanife’nin
rivayet ettiği hadisleri yazmayan kimselere yetiştim. Peki ya onun görüşlerinin
durumu nasıl olsun?”[60]
İmam Malik
rahimehullah dedi ki:
لو خرج أبو حنيفة على هذه الأمة بالسيف
كان أيسر عليهم مما أظهر فيهم من القياس والرأي
“Şayet Ebu Hanife bu
ümmete karşı kılıçla ayaklansaydı, ümmetin arasında izhar ettiği kıyas ve re’yden
daha hafif bir şey yapmış olurdu.”[61]
Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel babasından, o Miskin (b. Bukeyr)’den, o da el-Evzai’den rivayet ediyor:
سُئِلَ أَبُو حَنِيفَةَ قَالَ أَبِي: لَمْ يَسْمَعِ
الْأَوْزَاعِيُّ مِنْ أَبِي حَنِيفَةَ إِنَّمَا عَابَهُ
“Ebu Hanife sorulunca
Ahmed b. Hanbel rahimehullah dedi ki:
“el-Evzai
Ebu Hanife’yi dinlemez, onu ancak ayıplardı.”[62]
Sufyan rahimehullah
dedi ki:
كُنْتُ جَالِسًا عِنْدَ رَقَبَةِ بْنِ مُصْقَلٍ فَرَأَى
نَاسًا مُحَفِّلِينَ قَالَ: مِنْ أَيْنَ؟ قَالُوا مِنْ عِنْدِ أَبِي حَنِيفَةَ
فَقَالَ: إِنَّهُ يُمَكِّنُهُمْ مِنْ رَأْيِ مَا مَضَغُوا وَيَنْقَلِبُونَ إِلَى
أَهْلِيهِمْ بِغَيْرِ فِقْهٍ
“Rakabe b. Maslaka’nın
yanında oturuyordum. Geç gelen insanları görünce:
“Nereden?”
dedi. Onlar da:
“Ebu Hanife’nin
yanından” dediler. Bunun üzerine dedi ki:
“O bunları
çiğneyemedikleri lokma ve ailelerin yanlarına fıkıhsız olarak döndürecek re’y
ile tutuyor”[63]
Haccac b. Ertae
rahimehullah dedi ki:
وَمَنْ أَبُو حَنِيفَةَ؟ وَمَنْ يَأْخُذُ عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ؟
“Ebu Hanife kim oluyor
ki? Kim Ebu Hanife’den ilim alır?”[64]
El-Huseyn b. el-Hasen
el-Mervezi rahimehullah dedi ki:
سَأَلْتُ أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ فَقُلْتُ: مَا تَقُولُ
فِي أَبِي حَنِيفَةَ فَقَالَ: رَأْيُهُ مَذْمُومٌ وَحَدِيثُهُ لَا يُذْكَرُ
“Ahmed b. Hanbel
rahimehullah’a dedim ki:
“Ebu Hanife hakkında
ne dersin?” dedi ki:
“Re’yi (görüşü) yerilmiştir,
hadisi ise anlatılmaz.”[65]
Ebu Hanife Fetvalarında Allah’tan Korkmazdı
Sufyan b. Uyeyne
rahimehullah dedi ki:
كنت عند أبي حنيفة يوماً فأتاه رجل فسأله
عن مسألة في الصرف فأخطأ فيها، فقلت: يا أبا حنيفة هذا خطأ فغضب وقال للذي أفتاه: اذهب
فاعمل بها وما كان فيها من إثم فهو عنقي
“Bir gün Ebu
Hanife’nin yanında idim. Bir adam gelip, harcamalar hakkında bir mesele sordu.
Ebu Hanife bu meselede hata edince ben:
“Ey Ebu Hanife! Bu bir
hatadır” dedim. Bunun üzerine öfkelendi ve fetva soran adama şöyle dedi:
“Git, bununla amel et.
Günahı varsa benim boynuma olsun.”[66]
Ebu Hanife Yalan Söylerdi
El-Fadl b. Musa
rahimehullah dedi ki:
كَانَ أَبُو حَنِيفَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي الْعَطُوفِ،
فَإِذَا لَمْ يُحَدِّثْ عَنْهُ قَالَ: زَعَمَ حَمَّادٌ قَالَ: الْفَضْلُ: زَعَمُوا
كثير الكذب
“Ebu Hanife,
Ebu’l-Atuf’tan rivayet ediyordu. Ondan bu yolla hadis rivayet edilmediğini
görünce: “Hammad’dan” demeye başladı.” El-Fadl dedi ki:
“Onun çok yalan
söylediğini söylüyorlardı.”[67]
Ahmed b. Hanbel
rahimehullah dedi ki:
أَبُو حَنِيفَةَ يَكْذِبُ
“Ebu Hanife yalan
söylerdi.”[68]
Abdullah b. el-Mubarek
rahimehullah dedi ki:
إن أصحابي يلومونني في الرواية عن أبي
حنيفة، وذلك أنه أخذ كتاب محمد بن جابر عن حماد بن أبي سليمان، فروى عن حماد ولم
يسمعه منه
“Arkadaşlarım beni Ebu
Hanife’den rivayet ettiğim için kınıyorlar. Halbuki bunun sebebi, Ebu Hanife’nin
Muhammed b. Cabir’in Hammad b. Ebi Suleyman’dan rivayetlerini yazdığı kitabı
ele geçirmiş olmasıdır. Ebu Hanife Hammad’dan işitmediği rivayetleri buradan
yapıyordu.”[69]
Ebu Hanife’den Din Öğrenilmez
İbn Avn rahimehullah
şöyle demiştir:
مَا وُلِدَ فِي الْإِسْلَامِ مَوْلُودٌ أَشْأَمَ مِنْ
أَبَى حَنِيفَةَ وَكَيْفَ تَأْخُذُونَ دِينَكُمْ عَنْ رَجُلٍ قَدْ خُذِلَ فِي
عَظْمِ دِينِهِ.
“İslam’da
Ebu Hanife’den daha hayırsız biri doğmamıştır. Dininin temelinde yardımsız
bırakılmış bir adamdan nasıl olur da dininizi alırsınız?”[70]
Ebu Hanife Güvenilmez ve Hadiste Zayıf Biriydi
Muemmel rahimehullah
dedi ki: “Sufyan es-Sevri rahimehullah’ın yanında idik. Ebu Hanife’den
bahsedilince dedi ki:
غَيْرُ ثِقَةٍ وَلَا مَأْمُونٍ
“O ne
sikadır, ne de güvenilirdir.”[71]
En-Nadr b. Şumeyl
rahimehullah dedi ki:
كان أبو حنيفة متروك الحديث ليس بثقة
“Ebu Hanife hadiste
metruktur. Güvenilir değildir.”[72]
İbrahim b. Şemmas dedi
ki: “Abdullah b. el-Mubarek rahimehullah’ın şöyle dediğini işittim:
اضْرِبُوا عَلَى حَدِيثِ أَبِي حَنِيفَةَ فَإِنِّي
قَدْ خَرَجْتُ عَلَى حَدِيثِهِ وَرَأْيهِ
“Ebu
Hanife’nin hadisini atın. Zira ben daha önce onun hadisini ve re’yini tahric
ediyordum.”[73]
Amr b. Ali el-Fellas
rahimehullah dedi ki:
وأبو حنيفة النعمان بن ثابت صاحب الرأي
ليس بالحافظ مضطرب الحديث، واهي الحديث، وصاحب هوى
“Ebu Hanife Nu’man b.
Sabit, re’y sahibi, hafız değildi, hadiste muzdariptir, çok zayıftır ve hevâ
sahibi (bidatçi)dir.”[74]
Abdullah b. el-Mubarek
rahimehullah dedi ki:
كان أبو حنيفة مسكيناً في الحديث
“Ebu Hanife hadiste
miskindir.”[75]
Sahih sahibi İmam
Muslim rahimehullah dedi ki:
أبو حنيفة النعمان بن ثابت صاحب الرأي
مضطرب الحديث ليس له كبير حديث صحيح
“Ebu Hanife Nu’man b.
Sabit, re’y sahibi. Hadiste muzdariptir. Sahih hadiste büyük bir yeri yoktur.”[76]
İmam Buhârî
rahimehullah Ebu Hanife hakkında dedi ki:
كان مرجئاً، سكتوا عنه وعن رأيه وعن
حديثه
“Mürcie idi. Onun
hadislerini ve görüşlerini terk etmişlerdir.”[77]
(“Seketû anh” tabiri; yalanla itham edilen raviler hakkında kullanmaktadır.
Bkz.: Lisanu’l-Mizan 1/14))
Muhammed b. el-Musenna
dedi ki:
مَا سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ شَيْئًا قَطُّ
“Abdurrahman b.
Mehdi’nin Ebu Hanife’den bir şey rivayet ettiğini hiç işitmedim.”[78]
Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel rahimehullah dedi ki: “Babamın şöyle dediğini işittim:
حَدِيثُ أَبِي حَنِيفَةَ ضَعِيفٌ وَرَأْيُهُ ضَعِيفٌ
“Ebu
Hanife’nin hadisi zayıftır. Re’yi (görüşü) de zayıftır.”[79]
Muhammed b. Osman b.
Ebi Şeybe dedi ki: “Yahya b. Main rahimehullah’a Ebu Hanife sorulunca şöyle
dedi:
كَانَ يُضَعَّفُ فِي الْحَدِيثِ
“Hadiste
zayıf görülüyordu.”[80]
Ebu Katan (Amr b.
el-Heysem) rahimehullah dedi ki:
عَنْ أَبِي حَنِيفَةَ، وَكَانَ زَمِنًا فِي الْحَدِيثِ
“Ebu Hanife hadiste
müzmin idi.”[81]
Yahya b. Main dedi ki:
كان أبو
حنيفة مرجئاً، وكان من الدعاة ولم يكن في الحديث بشيء وصاحبه أبو يوسف ليس به بأس
“Ebu Hanife mürciî idi ve buna
davet ederdi. Hadiste bir şey değildir. Arkadaşı Ebu Yusuf’ta ise sakınca
yoktur.”[82]
Ebu Hanife’nin Hadiste Zayıflığını İtirafı
Ebu abdirrahman el-Mukrî rahimehullah dedi ki: Ebu Hanife’nin
şöyle dediğini işittim:
عامة ما أحدثكم به خطأ
“Size rivayet ettiklerimin genelinde hata vardır.”[83]
İsabet; Ebu Hanife’ye Muhalefettedir
Ammar b. Ruzayk rahimehullah
dedi ki:
خالف أبا
حنيفة فإنك تصيب
“Ebu Hanife’ye muhalefet et,
muhakkak isabet edersin.”[84]
Şerik b. Abdillah en-Nehai
rahimehullah dedi ki:
لأن يكون
في كل ربع من أرباع الكوفة خمار خير من أن يكون فيه من يقول برأي أبي حنيفة
“Kufe’nin köşelerinden her
birinde bir eşek bulunması, orada Ebu Hanife’nin görüşünü söyleyen birinin
bulunmasından iyidir.”[85]
[1]
Sahih. Sehmî Sualat (s.263)
[2]
Sahih. İbn Adiy el-Kamil (7/2476) Neşru’s-Sahife (s.136)
[3]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Fesevi Marife (2/785) Neşru’s-Sahife
(s.325)
[4]
Sahih. Hatib Tarih (13/416)
[5]
Sahih. Hatib Tarih (13/437) Neşru’s-Sahife (s.320)
[6]
Sahih. Hatib Tarih (13/420) Neşru’s-Sahife (s.141)
[7]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (353)
[8]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (295) Hatib (13/422) İbn Adiy (7/2473)
Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife (s.277)
[9]
Sahih. Hatib Tarih (13/418)
[10]
Sahih. Hatib Tarih (13/418) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (289)
[11]
Sahih. Hatib Tarih (13/453) Neşru’s-Sahife (s.335)
[12]
Hasen. Buhari Tarihu’l-Kebir (2/100) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/207)
İbn Hibban Mecruhin (3/66) Hatib Tarih (13/418) İbn Adiy el-Kamil (7/8) Ukayli
ed-Duafa (4/268) Neşru’s-Sahife (s.309)
[13]
Sahih. Ebu Zur’a ed-Dımeşki Tarih (s.507) Abdullah b. Ahmed es-Sunne
(361) Hatib Tarih (13/420) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[14]
Sahih. Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ
(6/259) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (302)
[15]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/226) Hatib Tarih (3/388)
[16]
Sahih. İbn Ebî Hâtim el-Cerh ve’t-Ta’dil, Neşru’s-Sahife (s.302)
[17]
Sahih. İbn Hibbân Mecruhin (3/70) Neşru’s-Sahife (s.346)
[18]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/204) Neşru’s-Sahife (s.351)
[19]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/207) Neşru’s-Sahife (s.308)
[20]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (292-293) Ahmed İlel (2/547) Ukayli
ed-Duafa (4/268) Hatib Tarihu Bagdat (13/422) Şeyh Mukbil, Neşru’s-Sahife
(s.277)
[21]
Sahih. Hatib Tarih (13/422) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/199) Neşru’s-Sahife
(s.365)
[22]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (no:304)
[23]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/223) Neşru’s-Sahife (s.303)
[24]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (303)
[25]
Hasen. Ebu Nuaym Hilye (6/258)
[26]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/218) Fesevi Marife (2/788)
Neşru’s-Sahife (s.314)
[27]
Sahih. Fesevi Ma’rife (2/782) Neşru’s-Sahife (s.335)
[28]
Sahih. Berzai Sualat (s.570) Neşru’s-Sahife (s.354)
[29]
Sahih. Hatib Tarih (13/377) Neşru’s-Sahife (s.362)
[30]
Sahih. Fesevi Marife (2/784) Neşru’s-Sahife (s.334)
[31]
Sahih. Fesevi el-Ma’rife (3/96) Neşru’s-Sahife
(s.327)
[32]
Sahih. Hatib Tarih (13/417) Fesevi Ma’rife (2/789) Neşru’s-Sahife (s.349,
351)
[33]
Sahih. Ebu Zur'a ed-Dimeşki Tarih (s.65) Ebu Nuaym,
Hilyetu’l-Evliya (3/11), Hatib Tarihu'l-Bağdat (13/417) İbn Batta el-İbane
(2/447) Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, es-Sunne (253, 315) Neşru’s-Sahife (s.325)
[34]
Sahih. Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel, es-Sunne (no:291)
[35]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Ahmed el-İİel (2/547) Neşru’s-Sahife
(s.366)
[36]
Sahih. Hatib Tarih (13/429) Neşru’s-Sahife (s.337)
[37]
Sahih. Ebu Zur’a Tarih (s.506) İbn Asakir Tarih (22/105) Neşru’s-Sahife
(s.347)
[38]
Hasen. Ukayli ed-Duafa (4/268)
[39]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (268, 271 311, 331), Ukayli ed-Duafa
(4/268) Hatib Tarih (1/303) Fesevi Marife (3/96) Neşru’s-Sahife (324, 351)
[40]
Sahih. Hatib Tarih (13/381) Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife (s.392)
[41]
Sahih. Hatib Tarih (13/385) Neşru’s-Sahife (s.323)
[42]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (s.207) Neşru’s-Sahife (s.383)
[43]
Sahih. İbn Hibbân Mecruhin (3/66) Neşru’s-Sahife (s.356)
[44]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Ahmed el-İİel (2/547) Abdullah b. Ahmed
es-Sunne (1/211) Neşru’s-Sahife (s.353)
[45]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268)
[46]
Sahih. Hatib Tarih (13/421) Neşru’s-Sahife (s.366)
[47]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (367)
Neşru’s-Sahife (s.313)
[48]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268)
[49]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (325, 368) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[50]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268)
[51]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/185) Neşru’s-Sahife (s.307)
[52]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Fesevi Marife (2/784) Hatib Tarih (13/432)
Neşru’s-Sahife (s.310)
[53]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/445) Mukbil b. Hadi
Neşru’s-Sahife (s.387-88)
[54]
Sahih. İbn Ebî Hâtim Adabu’ş-Şafii (s.431) Hatib Tarih (13/436)
Neşru’s-Sahife (s.370)
[55]
Sahih. İbn Ebî Hâtim Adabu’ş-Şafii (s.431) Hatib Tarih (13/436)
Neşru’s-Sahife (s.370)
[56]
Sahih. Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (6/325) Neşru’s-Sahife (s.365)
[57]
Hasen. Ebû Nu‘aym, Hilye, (3/197);
Hatîb el-Bagdâdî, el-Fakih ve’l-Mutefekkih, (no: 499), Şerafu Ashâbi’l-Hadîs,
(157); Vekî‘, Ahbâru Kudât, (3/78) Herevî, Zemmu’l-Kelâm, (2/199).
[58]
Sahih. Abdullah b. Ahmed e-Sunne
(404) Cuzekani el-Ebatil (1/253) Hatib; el-Fakih (551)
[59]
Sahih. Hatib Tarih (13/431) Neşru’s-Sahife (s.336)
[60]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/444) Neşru’s-Sahife
(s.301)
[61]
Sahih. Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (6/325) Neşru’s-Sahife (s.365)
[62]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed el-İlel (3/195)
[63]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/446) Fesevi Marife
(2/780) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/191) Neşru’s-Sahife (s.334)
[64]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/445)
[65]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Neşru’s-Sahife (s.318)
[66]
Sahih. Abdullah b. Ahmed, es-Sunne (1/216) Neşru’s-Sahife (s.345)
[67]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife (s.361)
[68]
Sahih. Hatib Tarih (13/448) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[69]
Sahih. Hatib Tarih (5/311) Neşru’s-Sahife (s.143)
[70]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (255)Hatib Tarih (13/420) Ukayli
ed-Duafa (4/268)
[71]
Hasen. Ebu Zur’a ed-Dımeşki Tarih (s.507) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[72]
Sahih. İbn Adiy el-Kamil (7/2474) Neşru’s-Sahife (s.381)
[73]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (348) Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib
Tarih (13/443) İbnu’l-Munzir el-Evsat (13/472)
[74]
Sahih. Hatib, Tarih (13/450) Neşru’s-Sahife (s.359)
[75]
Sahih. Hatib Tarih (5/311) Neşru’s-Sahife (s.144)
[76]
Sahih. Muslim b. Haccac, el-Kuna ve’l-Esma (s.107) Hatib Tarih (13/451)
Neşru’s-Sahife (s.379)
[77]
Buhârî Tarihu’l-Kebir (8/81)
[78]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268)
[79]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Neşru’s-Sahife (s.318)
[80]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/450) Neşru’s-Sahife
(s.388)
[81]
Sahih. Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed el-İlel (3/164)
Neşru’s-Sahife (s.360)
[82]
Sahih. Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/226) Neşru’s-Sahife (s.388)
[83]
Sahih. Hatib Tarih (13/425) İbn Adiy el-Kamil (7/2473) Neşru’s-Sahife
(s.302)
[84]
Sahih. Hatib Tarih (13/433) Neşru’s-Sahife (s.357)
[85]
Sahih. Ahmed el-İlel (2/547) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/203) Fesevi
Marife (2/789) Neşru’s-Sahife (s.350)