Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

29 Mart 2019 Cuma

Boza İçmenin Hükmü

Mısır diyarının eski müftülerinden Şeyh Muhammed Hatır, 1974 yılında boza hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir:
 “Nu’man b. Beşir radiyallahu anh’ın rivayet ettiği hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
إِنَّ مِنَ الحِنْطَةِ خَمْرًا ومِنَ الشَّعِيرِ خَمْرًا ومِنَ الزَّبِيبِ خَمْرًا ومِنَ التَّمْرِ خَمْرًا ومِنَ العَسَلِ خَمْرًا
Muhakkak ki buğdaydan hamr (sarhoş edici içki) olurr, arpadan hamr olur, üzümden hamr olur, hurmadan hamr olur ve baldan hamr olur.”[1] Bunu Ahmed, Ebû Dâvûd, İbn Mâce ve Tirmizî rivayet etmişlerdir. Ahmed ve Ebû Dâvûd’un rivayetlerinde şu ziyade vardır:
وأَنَا أَنْهَى عَنْ كُلِّ مُسْكِرٍ
Ve ben bütün sarhoşluk verenleri yasaklıyorum.”[2]
Bu gibi içeceklerde haramlık hükmünün dayanağı sarhoş edip etmemesidir. Eğer Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kullanılmasını yasaklamış olduğu; sarhoşluk veya gevşeklik veren şeylerden ise haramlık hükmü bakımından hamr ile aynıdır. Bunların çoğunu kullanmak haram olduğu gibi, az miktarını kullanmak da haramdır. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her sarhoş ediciden ve gevşeklik verenden yasaklamıştır.[3]
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ وكُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ
Her sarhoşluk veren şey hamrdır ve her sarhoşluk veren şey haramdır.”[4] Bunu Muslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve Nesâî rivayet etmişlerdir. Bir rivayette lafzı şöyledir:
كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ وكُلُّ خَمْرٍ حَرَامٌ
Her sarhoşluk veren şey hamrdır ve her hamr haramdır.”[5]
İnsanlar hamr’dan başka isimler verseler de boza ve ona benzer sarhoş ediciler de haramdır. Zira Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
لَيَسْتَحِلَّنَّ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي الخَمْر باسْمٍ يُسَمُّونَهَا إِيَّاهُ
Elbette ki ümmetimden bir taife hamr’ı başka isimlerle adlandırıp helal sayacaktır.”[6] Bunu Ahmed ve İbn Mâce rivayet etmişlerdir.
Haramlık hususunda bunların azı ile çoğu eşittir. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ فَقَلِيلُهُ حَرَامٌ
Çok miktarda olanı sarhoş eden şeylerin az miktarı da haramdır.[7]
Aişe radiyallahu anha şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
كُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ ومَا أَسْكَرَ الفَرَقُ مِنْهُ فَمِلْءُ الكَفِّ مِنْهُ حَرَامٌ
Her sarhoş edici şey haramdır. Bir küp miktarında içmesi sarhoş eden şeyden bir avuç dolusu içmek de haramdır.”[8]
Hadiste geçen “farak” (küp) kelimesi on altı rıtıl hacminde bir ölçektir. Böylece ortaya çıkmıştır ki boza haramdır. Çünkü o sarhoş etmektedir. Zikrettiğimiz gibi, her sarhoş eden şey hamrdır. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından bu sahih olarak gelmiştir ve onlar, İbnu’l-Kayyım’ın Zadu’l-Mead’de anlattığı gibi, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hitabını en iyi bilenlerdir. Onlar (Ashab) şöyle demişlerdir:
إِنَّ الخَمْرَ مَا خَامَر العَقْلَ
“Hamr; aklı örten her şeydir.” Allah Subhanehu ve Teâlâ en iyi bilendir.”
******
Ebu Muaz’ın notu:
Boza ve benzerleri, insanlar ona hamr’dan başka isimler verseler de, sarhoş edici içkilerden olup içilmesi haramdır. Boza buğdaydan yapılan bir içkidir. Arpa ve buğdaydan yapılan içkiler ismen de yasaklanmıştır:
Ali radiyallahu anh şöyle demiştir:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ حَلْقَةِ الذَّهَبِ وَعَنِ الْمِيثَرَةِ الْحَمْرَاءِ وَعَنِ الثِّيَابِ الْقَسِّيَّةِ وَعَنِ الْجِعَةِ شَرَابٌ يُصْنَعُ مِنَ الشَّعِيرِ وَالْحِنْطَةِ وَذَكَرَ مِنْ شِدَّتِهِ
Rasûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem, altın yüzük kullanmayı, atın üzerine ipekli minder koymayı, ipekli elbiseyi, arpa ve buğdaydan yapılan içecek olan cia’yı (birayı) yasakladı ve bu konuda şiddetli şeyler söyledi.”[9]
Muhammed Hatır’ın fetvasında geçen:
نَهَى عَنْ كُلِّ مُسْكِرٍ ومُفْتِرٍ
 Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her sarhoşluk veren ve gevşeklik veren şeyden yasakladı” hadisini Şehr b. Havşeb, Umm Seleme radiyallahu anha’dan rivayet etmiştir.
Hafız İbn Hacer bu hadisin hasen olduğuna hükmetmiştir.[10] Ahmed ve Yahya b. Main Şehr b. Havşeb’i tevsik etmişler, Muslim Sahih’inden Şehr b. Havşeb’den bir hadis zikretmiştir. Şehr b. Havşeb’in hadisleri hasen derecesinden aşağı kalmaz. Ancak Şehr b. Havşeb ezber bakımından eleştirilen, yanılan bir ravidir ve “mufettir” lafzıyla rivayette tek kalmıştır. Hatta Şehr b. Havşeb’in hafıza bakımından eleştirilmesinin sebepleri arasında bu hadiste zikrettiği “mufettir” lafzında tek kalması da sayılmıştır.[11]
Zira el-Hakem b. Uteybe bu hadisi Umm Seleme radiyallahu anha’dan rivayet ederken “mufettir” ziyadesi olmaksızın rivayet etmiştir.[12]
Bu sebeple bu hadisteki “her müfettir” ziyadesinin sübutu şüphelidir. Aralarında el-Elbanî ve Şuayb el-Arnaut’un da bulunduğu bazı muhakkikler bu hadisin zayıf olduğuna hükmetmişlerdir.
 “Gevşeklik veren her şey” diye tercüme ettiğim “mufettir” kelimesi; bezginlik veren ve uyuşturan şey demektir. Bu hadisin bu lafızla sabit olduğu takdir edilse dahi; uyuşturan şeylerin mutlak olarak haram olduğunu göstermez.
Haşhaş’ın aklı gideren bir uyuşturucu olarak kullanılmasının haramlığına bu hadisi delil getiren olmuştur. Şüphesiz eroin, morfin, haşhaş gibi uyuşturucular aklı giderecek mahiyette kullanıldığında hamr’ın kapsamında olurlar. Lakin mufettir maddeler, hamr’ın mutlak haram kılındığı gibi mutlak bir şekilde haram kılınmamıştır.
Tıpta lokal ve genel anestezide uyuşturucu maddeler kullanılmaktadır ve bu gayeyle kullanımının meşru olduğu hususunda ilim ehli arasında bir hilaf yoktur. Yine bütün ağrı kesiciler uyuşturucu özelliği sebebiyle ağrı gidermede kullanılır. Lakin eğlence, kafa bulma, sarhoş olma gibi gayelerle bu uyuşturucuları kullanmanın hamr kapsamında; yani haram olduğu hususunda hiç tereddüt yoktur.
İbn Kuteybe rahimehullah şöyle demiştir: “El-Mufettir’den yasaklama te’dib içindir. Hadiste her müfettirin haram olduğu veya her müfettir hamr olduğu diye bir şey gelmemiştir. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunlardan başka, hükümleri birbirinden farklı olduğu halde iki şeyi bir arada zikrederek nehyetmiştir. Mesela zinakarın kazancı ve haccamın kazancından bir arada nehyetmiştir. Zinakarın kazancı haram, hacamatçının kazancı ise mekruh olduğu halde ikisini nehiyde bir arada zikretmiştir.”[13]


[1] Sahih. Ahmed (4/273) Hâkim (4/164) Tirmizî (1872) İbn Mâce (3379) Taberânî (21/87) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (7/327) Tirmizî ve Taberânî’nin isnadı Muslim’in şartına göredir.
[2] Hadis Ebû Dâvûd’un Sünen’inde mevcut değildir. Bir önceki dipnotta tahrici yapılmıştır.
[3] Zayıf. Ahmed (6/309) Ahmed el-Eşribe (4) Ebû Dâvûd (3686) İbn Ebî Şeybe (5/67) Taberânî (23/337) Ebu’ş-Şeyh Tabakat (668)
[4] Sahih. Muslim (2003) Ahmed (2/16) Ebû Dâvûd (3679) Tirmizî (1861) Nesâî (5585)
[5] Sahih. Muslim (2003) Ahmed (2/29) İbn Mâce (3390)
[6] Sahih. Ahmed (5/318) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (8/256) İbn Mâce (3385) Bezzar (Keşfu’l-Estar 2689) İbn Ebi'd-Dunyâ Zemmu’l-Muskir (8) el-Elbani es-Sahiha (90)
[7] Sahih. Ebû Dâvûd (3681) Tirmizî (1865) Nesâî (5607) İbn Mâce (3392-94) Ahmed (2/91, 167, 179, 3/343) Hâkim (3/466) İbn Hibbân (12/202) İbnu’l-Carud el-Munteka (860)
[8] Sahih. Ahmed (6/71, 71, 131) Ebû Dâvûd (3687) Tirmizî (1866) İshak b. Rahuye (952) İbn Hibbân (12/203) İbnu’l-Carud el-Munteka (861) Ebû Ya'lâ (7/322)
[9] Sahih. Nesâ’î (5167) Tirmizî (2808) Ebu Davud (3697) Ziya el-Muhtare (2/334, 400) Ahmed (963, 1104) Bezzar (2/302) Beyhakî (8/293)
[10] Fethu’l-Bari (12/142)
[11] Bkz.: Mizzi, Tehzibu’l-Kemal (12/586)
[12] İbn Asakir Tarih (23/228)
[13] İbn Kuteybe Garibu’l-Hadis (1/336-337)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)