“Eğer münafıklar, kalblerinde bozukluk olanlar ve
Medine'de kötü haber yayanlar davranışlarına son vermezlerse seni onlara
mutlaka musallat ederiz ve senin yanında da çok az kalabilirler.” (Ahzab
60)
Münafık hatipler, Kitap ve sünnetin emir ve yasaklarını ölçü
edinmez, bilakis başka ölçüler edinerek vahyin emir ve musaade ettiklerine
karşı çıkar, yasakladığı şeylere ise davet ederler:
“Rabbinizden
size indrilene uyun. O’ndan başka velilere uymayın! Ne kadar da az öğüt
alıyorsunuz.” (A’raf 3)
Demokratik küfür sisteminde oy kullanmaya davet etmeleri,
ruh taşıyan canlıların suretlerini (başta kendi suretlerini) helal saymaları,
bira, boza gibi bazı muskiratı helal görmeleri, Nureddin Yıldız’ın ve benzer
şirk davetçilerinin: “Hasen el-Benna ve binlerce müslüman(!) yapıyor diye
rabıtanın şirk olduğunu söyleyememeleri(!), kadın erkek ihtilatında sakınca
görmemeleri, mezhep taklidi bid’atine, çoğunluğa şirin görünmek için Ebu Hanife
gibi hala büyük bir saptırıcılık potansiyeli olan şahısları bayraklaştırmaları dernekçilik
bid’atine revaç ettirmeleri vs.
Bunlara karşın kadınların yüzlerini örtmelerine karşı
çıkmaları (bunu maslahata aykırı görmeleri), namazda ilk tekbir dışında elleri kaldırmaya
karşı çıkmaları, sakalları serbest bırakmaya, sarığa, sünnette sabit giyim
şekline karşı çıkmaları, Allah’ın ve rasulünün yasaklamadığı şeyleri mesela sigarayı
yasaklamaları, tevhid ve sünnet davetini ihya edip şirk ve bid’atlere karşı
çıkanları sırf oy kullanmaya karşı çıktıkları için “tekfirci, harici” gibi
ithamlarla karalamaya çalışmaları, hoşlarına gitmeyen hak davetini izhar
edenlere karşı tıpkı önceki ümmetlerin müşriklerinin yaptıkları gibi “cinli,
deli, sapık” ithamında bulunmaları vs. Hatta Nureddin Yıldız bir sohbetinde
sigaranın tıpkı şarap gibi haram olduğunu söyleyerek Allah’a ve rasulüne çok
büyük bir iftira atmış, bütün gazozların haram olduğu iftirasında bulunmuş,
sonra şunu da eklemiştir: “Çay da bağımlılık yapar, bağımlılık yapan herşey
dinen sakıncalıdır”
Allah Teâlâ’nın Kerim kitabında buyurduğu gibi:
“Erkek olsun kadın olsun, bütün münafıklar biribirlerine
benzerler. Kötülüğü emredip iyilikten nehyederler. (Cimrilikleri dolayısıyle)
ellerini de sıkı sıkı yumarlar. Allah'ı unutmuşlardır Allah da onları
unutmuştur. Münafıklar, işte asıl fâsık olanlar onlardır,” (Tevbe 67)
Müslüman olduklarını iddia eden bu münafık hatiplerden
bazısı sevgide ortak koşar:
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“İnsanlardan
öyleleri vardır ki Allah'tan başka denkler edinirler de onları Allah'ı sever
gibi severler. İman edenlerin ise Allah’ı sevmeleri daha güçlüdür. Zulmedenler,
azabı gördükleri zaman gerçekten kuvvetin bütünüyle Allah'a ait olduğunu ve
Allah’ın azabının gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi…
Kendilerine tabi olunanlar tabi olanlardan uzaklaştıkları zaman azabı
görmüşlerdir, bağlar da onlardan kopmuştur.
Uyanlar da: “Keşke bizim için bir dönüş
olsaydı da, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık!”
diyeceklerdir. İşte böylece Allah kendilerine yaptıklarını hasretler halinde
gösterecektir; onlar ateşten çıkıcı değillerdir!..
Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz olan
şeylerden yiyin; şeytanın adımlarına uymayın! Çünkü o sizin için apaçık bir
düşmandır.
Size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a
karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.
Onlara: “Allah’ın indirdiğine
uyun!” denildiği zaman: “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye
uyarız!” derler. Ya ataları bir şey akıl etmeyen ve doğru yolda olmayanlar
idiyseler?” (Bakara
165-170)
Allah ile, rasulüyle, mü’minlerle izzet ve şeref bulamayanlar
izzet ve şerefi başka yerde arıyorlar!
“Münafıklara
müjdele ki onlar için çok acıklı bir azap vardır!.. Onlar ki mü’minlerden başka
kâfirleri veli edinirler. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki
izzet bütünüyle Allah’a aittir.
Hâlbuki muhakkak O size kitapta indirmiştir ki: “Allah’ın ayetlerinin
inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman onlar başka bir
söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın; yoksa o zaman muhakkak siz de
onlar gibisinizdir.” Muhakkak Allah münafıkları da kâfirleri de hep beraber
Cehennemde toplayacaktır.” (Nisa 138-140)
“Kim izzet istiyor
idiyse, bilsin ki, izzetin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir.
Onları da Allah'a sâlih amel yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince,
onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.” (Fatır 10)
Bu münafıkların vefa anlayışı da şirk ehlinin vefa anlayışına benzemiştir:
“Ve dediler ki:
‘İlahlarınızı sakın bırakmayın; bırakmayın ne Vedd’i, ne Suva’ı, ne Yeğus’u, ne
Yeuk’u, ne de Nesr’i.” (Nuh aleyhi's-selâm dedi ki):
“Şüphesiz ki
onlar birçok kimseyi saptırdılar. O zalimlere sapıklıktan başkasını artırma!” (Nuh 23-24)
"Demokrasi nöbeti" (!) tutmak için meydanlarda İslam dışı bayraklar yükseltip, şirk ve isyan ortamlarını "Okçular tepesini terk etmeyin" gibi iğrenç sözlerle desteklemeleri bu müşrikçe vefalarının örneği değil mi?