Muasır sapıklardan biri ruh taşıyan canlıların
suretleri hakkında sorulan soruya tahrif dolu bir cevap
vermiş.
Tıpkı eski ve yeni Mu’tezile zındıklarının yaptıkları gibi Sebe suresi
13. Ayetindeki bir müteşabihe tutunuyor.
Seleften bazılarının bu ayette geçen
temasil kelimesinin ruh taşıyan canlılara ait heykeller olduğunu söylediklerini
iddia ediyor ve suret meselesinin tevhid meselesi olmadığını savunuyor!
Muhtemelen
Cessas gibi kelam ehli müfessirlerin yorumlarına tutunduğundan “Suleyman aleyhi's-selâm’ın
şeriatında suretler caiz idi, sonradan haram kılındı. Bu da bu meselenin tevhid
meselesi olmadığını gösterir” şeklinde sözlerle karanlığa taş atıyor!
Sonra suretler hakkında şiddetli tehdit içeren nasların
kapsamından kurtulmak için rab edinmek istediği âlimlerin yorumlarından
hevasına uyan bir kırıntı bulmaya çalışıyor!
Hatta müteşabihlerin peşine düşme
konusunda daha da ileri giderek, Aişe radiyallahu anha’nın oynadığı oyuncaklar
arasında “Suleyman aleyhi's-selâm’ın atı” olarak nitelediği bir oyuncağı, başı,
gözü vb. organları belli bir oyuncak suretmiş gibi yorumlamaya zorluyor ve
oyuncaklarda, çocukların elbiselerinde ve tazim edilmeyen yerlerde ruh taşıyan
canlıların suretlerinin caiz olduğunu iddia ediyor!
“Gördün mü hevasını ilah edineni!”
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثيلَ
“Onlar Süleyman'a kaleler, timsaller…ne dilerse yaparlardı.” (Sebe 13)
Bu ayette geçen temasil/timsaller kelimesi, bid’at ehli
zındıkların peşine düştükleri müteşabihtir.
Temasil:
Arapçada insan, hayvan, ağaç, çiçek, nehir veya herhangi bir cansız varlık
olsun tabii bir varlığın benzerinin taklit edilmesi anlamına gelen timsal
kelimesinin çoğuludur. "Timsal, Allah tarafından yaratılan bir şeye
benzemesi için yapılan bütün sûni şeylerin ismidir." (Lisanü'l-Arab)
"Timsal;
canlı olsun, cansız olsun bir varlığa benzemesi için yapılan bütün
resimlerdir." (Tefsir, el-Keşşaf)
Bunlara
dayanarak Kur'an'daki bu ifadenin, Süleyman (aleyhisselam) için yapılan
"heykeller"in insan ve hayvan heykelleri veya resimleri anlamına gelmediğini
söylebiliriz. Bunlar Süleyman aleyhisselam'ın binalarını ve eserlerini
süslediği manzara resimleri, çiçekli düzenlemeler veya başka tür dekorasyonlar
da olabilir.
Ebu Hanzala Habis’in iddiasının aksine hiçbir selef alimi bu
kelimeyi ruh taşıyan canlılara ait heykeller olarak yorumlamamıştır.
Taberî, Tefsir’inde (19/231) Mucahid ve Katade’den sahih isnadlarla
temasil kelimesinin bakırdan veya camdan eşyalar şeklinde açıkladıklarını rivayet
etmiştir.
Sonra Taberî, Amr b. Abdulhamid – Mervan – Cuveybir yoluyla
Dahhak rahimehullah’ın bu kelime hakkında “Suretlerdir” dediğini nakleder. Bu
rivayet uydurmadır. Amr b. Abdilhamid meçhuldür. Cuveybir metruktur. Bununla
beraber rivayetin metni de bu suretlerin ruh taşıyan canlılara ait olduğu
hususunda kapalıdır.
Bu yanlış
anlamaya Süleyman aleyhisselam'ın kendisi için peygamberlerin ve meleklerin
resmini yaptırdığını söyleyen bazı müfessirler sebep olmuştur. Bu müfessirler
İsrailî haberlerden yararlanmışlar ve daha önceki şeriatlara göre resim
yapmanın haram olmadığı sonucuna varmışlardır.
Fakat bu İsrailî haberleri zikredip rivayet ettikleri
halde, Süleyman aleyhisselam'ın Musa aleyhisselam'ın şeriatına tabi olduğu ve
onun şeriatında da aynen Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in şeriatında
olduğu gibi insan ve hayvan resim ve heykelleri yapmanın haram olduğu gerçeğini
gözardı ediyorlar.
İbn Hacer Fethu’l-Bari’de (10/382) şöyle demiştir: “Nitekim Buhârî
ve Muslim’in Sahih’lerinde Aişe radiyallahu anha’dan Habeş diyarındaki
kiliselerde bulunan suretler hakkında Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle
buyurduğu sabit olmuştur:
كَانُوا إِذَا مَاتَ فِيهِمُ الرَّجُلُ الصَّالِحُ بَنَوْا عَلَى قَبْرِهِ
مَسْجِدًا وَصَوَّرُوا فِيهِ تِلْكَ الصُّورَةِ أُولَئِكَ شِرَارُ الْخَلْقِ عِنْدَ
اللَّهِ
“Onlardan salih bir adam öldüğü zaman kabri üzerine bir
mescid ve bu suretleri yaparlardı. Onlar Allah katında halkın en şerlileridirler.”
Bu hadis gösteriyor ki şayet onların şeriatinde bu caiz olsaydı
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurmazdı. Canlıların suretlerini
suretlere ibadet edenler ihdas etmişlerdir. Allah en iyi bilendir.”
Fakat
Müslüman müfessirler bu İsraili rivayetleri zikretmelerine rağmen Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem'in şeriatında bunun haram kılındığını belirtmişlerdir.
Bu nedenle hiç kimseye Süleyman aleyhisselam'ı taklit ederek resimler ve
heykeller yapması helal olmaz. Fakat günümüzde batıyı taklit ederek fotoğrafı
ve heykel yapmayı helal kılmak isteyen bazı kimseler Kur'an'ın bu ayetini delil
olarak alırlar ve şöyle bir iddiada bulunurlar:
"Allah'ın
Peygamberi böyle yaptığına ve Allah da kitabında Peygamberinin bu davranışını
zikrettiğine, bunu kabul etmediğine dair bir ifade de bulunmadığına göre, bu
helal olmalı."
Batıyı taklit eden bu kimselerin iddiası iki sebep
yüzünden yanlıştır. Birincisi, Kur'an'da kullanılan Temâsil kelimesi sadece
insan ve hayvan resmi anlamına gelmez, cansız nesnelerin resimleri için de
kullanılır. Bu nedenle sadece bu kelimeye dayanılarak Kur'an'a göre insan ve
hayvan resimleri yapmanın helal olduğu sonucuna varılamaz. İkincisi, sahih
senetlerle ve birçok kanaldan rivayet edilen hadisler, Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem'in canlıların resimlerini yapmayı ve bunları evde bulundurmayı
yasakladığını göstermektedir.
Bunlara
karşın resim konusunda bazı istisnalar yapan hadisler de rivayet edilmiştir.
Mesela Ebu Talha Ensari radıyallahu anh'den rivayet edilen bir hadise göre
üzerinde resimli dokumalar bulunan perdeler asmak caizdir. (Buhari:
Kitabü'l-Libas).
Aişe
(radıyallahu anha) hadisine göre Aişe radıyallahu anha üzerinde resimler
bulunan bir kumaşı yırtıp minder yaptığında Peygamber (sallallahu aleyhi ve
sellem) bunu yasaklamamıştır. (Müslim: Kitabü'l-Libas)
Salim bin
Abdullah bin Ömer hadisine göre, teşhir edilmeyen, göze çarpacak şekilde
asılmayan ve halı gibi yere serilerek kullanılan resimli kumaşları kullanmak
haram değildir. (Müsned-i Ahmed)
Fakat bu
hadislerden hiçbirisi daha önce zikrettiğimiz suretleri yasaklayan hadislere muhafelet etmez.
Bunlardan hiçbirisi resim yapmayı ve boyamayı helal kılmaz, sadece bir adamın
üzerinde resimler bulunan kumaşı varsa, onu nasıl kullanması gerektiğini
açıklığa kavuşturur. Bu konuda Ebu Talha Ensari hadisi kesinlikle kabul
edilmez, çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in üzerinde resimler
bulunan bir kumaşı perde olarak kullanmayı sadece yasaklamakla kalmayıp
parçaladığını bildiren birçok sahih hadise muhaliftir.
Bundan başka
bu konuda Ebu Talha Ensari radıyallahu anh'ın kendi uygulaması da, Tirmizi ve
Muvatta'da rivayet edildiğine göre, üzerinde resimler bulunan bir kumaşı değil
perde olarak asmak, yer yaygısı olarak bile kullanmama şeklindeydi.
Aişe ve Salim
bin Abdullah'ın hadislerine gelince onlar da, eğer bir resim önem verilerek ve
saygı gösterilerek yükseğe asılmaz ve önemsemeden yere yayılıp halı olarak
kullanılırsa bunun caiz olduğunu bildirirler. Buhari’nin rivayetinde bu
suretlerin baş kısımlarının kesilmesinin emredildiği açıklanmıştır. Buna göre
saygı gösterilmeyen bir yere konulsa dahi suretlerin baş kısımları yok
edilmelidir.
Bütün bunlara
rağmen bu hadisler nasıl olur da, boyama sanatını, resim ve heykel yapmayı
insan medeniyetinin en kıymetli başarısı olarak değerlendiren ve bunu
Müslümanlar arasında da yaygınlaştırmak isteyen bir kültüre meşruiyet
kazandırmak için kullanılabilir?
Netice olarak
1- Seleften hiçkimse ayette geçen timsaller kelimesinin ruh
taşıyan canlılara ait suretler demek olduğunu söylememiştir. Bu ancak Cessas,
Kurtubî vb. gibi haleften, harcına kelam kireci karışmış kimselerin hiçbir
dayanağı olmayan yorumlarıdır.
2- Suleyman aleyhi's-selâm’ın şeriatında ruh taşıyan suretlerin
mubah olduğuna dair hiçbir delil yoktur. Bu, dayanaktan yoksun, hatta bilinen
gerçeklere aykırı, boş bir iddiadan ibarettir.
3- Ruh taşıyan canlıların suretlerinin haram kılınmasının
illeti yalnızca tazim görmesi, suretlere ibadet edilmesi değildir. Daha önceki
yazılarda aktardığım naslarda açıkça görüleceği gibi, bu aynı zamanda yaratma
hususunda Allah’a ortak koşma ifade etmektedir. Nitekim İmam Buhârî Sahih’inde
Tevhid bölümünde ruh taşıyan canlıların suretleri hakkındaki tehdit naslarını
zikretmiştir.