Daha önce Ebû Dâvûd’un Sünen’inin matbu olmayan rivayet nüshalarında geçen namazın sonundaki selamda her iki tarafa selamda da “ve berakatuh” ziyadesinin sabit olduğuna dair tahkiki yayınlamıştım. Burada çeşitli kaynaklarda Ebû Dâvûd’un Sünen’ine nispet edildiği halde matbu nüshadan düşmüş olan diğer bazı rivayetlerin tahkikini sunacağım.
1- Mizzî rahimehullah Tehzibu’l-Kemal’de (24/147) Kesir b.
Kalîb’in hal tercemesinde şöyle demiştir: “Ebu Davud onun bir hadisini rivayet
etmiştir” sonra Mizzi, kendi isnadıyla bu hadisi şöylece rivayet etmiştir:
Kesir (b. Kalib) el-A’rac es-Sadefî rahimehullah dedi ki:
سَمِعْتُ أَبَا فَاطِمَةَ
وهُوَ مَعَنَا بِذِي الصَّوَارِي يَقُولُ قال رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَا أَبَا فَاطِمَةَ أَكْثِرْ مِنَ السُّجُودِ فَإِنَّهُ لَيَسَ مِنْ مُسْلِمٍ يَسْجُدُ لِلَّهِ سَجْدَةً إِلا
رَفَعَهُ اللَّهُ بِهَا دَرَجَةً
“Zu’s-Savari’de bizimle beraber olan Ebu Fatıma radiyallahu
anh’ı şöyle derken işittim: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Ey Ebu Fatıma! Secdeleri artır. Zira Allah için bir
secde yapan hiçbir Müslüman yoktur ki Allah bununla onun bir derecesini
yükseltmiş olmasın.”[1]
Mizzi bu rivayetin ardından dedi ki: “Bu hadisi ancak Ebu’t-Tayyib
b. el-Uşnani’nin tek başına Ebu Davud’dan rivayeti olarak bulduk…” Yine Mizzi
Tuhfetu’l-Eşraf’ta (9/240) bu hadisi zikredip: “Ebû Dâvûd salat bölümünde
rivayet etti” demiştir. Ancak bu rivayet Ebû Dâvûd’un Süneninin matbu
nüshasında yoktur.
2- Mizzî Tuhfetu’l-Eşraf’ta (4/423) Ebu Davud’un ilim
kitabında şu hadisi rivayet ettiğini zikretmiştir:
مَنْ
قَالَ فِي الْقُرْآنِ بِغَيْرِ عِلْمٍ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
“Kim Kur’ân hakkında ilimsiz olarak konuşursa cehennemde
oturacağı yeri hazırlasın.”[2]
Mizzi dedi ki: “Ebû Dâvûd bunu İlim’de Musedded – Ebu Avane – Abdula’la – Said b.
Cubeyr – İbn Abbas radiyallahu anhuma yoluyla merfu olarak rivayet etti…”
İbn Kesir de Tefsir’inde (Huveyni tahkiki 1/123) “Bu hadisi Ebû
Dâvûd Musedded – Ebu Avane – Abdula’la yoluyla merfuan rivayet etti” dedi. El-Huveyni
dedi ki: “Bu hadis Ebû Dâvûd’un Süneninin elimizdeki nüshalarında mevcut
değildir. Çünkü bu el-Lu’luî’nin rivayetidir. İbnu’l-Abd’in rivayetinde de yer
aldığını Iraki Tahricu’l-İhya’da (1/37) ve ez-Zubeydi el-İthaf’ta (4/526) zikretmiştir.
İbnu’l-Abd; Sunenu Ebi Davud’un ravilerinden biri olan Ali b. el-Hasen b.
el-Abd el-Ensari’dir.”
3- Tuhfetu’l-Eşraf’ta (8030) şöyle zikredilir:
أن ابن عمر كَانَ يَضَعُ يَدَيْهِ قَبْلَ رُكْبَتَيْهِ زاد ابن يحيى في حديثه: وكان رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَفْعَلُ ذَلِكَ.
“İbn Ömer radiyallahu anhuma secde ettiği zaman ellerini
dizlerinden önce yere koyardı.” İbn Yahya rivayetinde: “Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem de böyle yapardı”[3]
ziyadesi vardır. Bunu Ebû Dâvûd salat bölümünde sika bir şeyh olan İshak Ebu
Yakub ve Muhammed b. Yahya – Esbag yoluyla rivayet etti. Ebû Dâvûd dedi ki: “Abdulaziz,
Ubeydullah’tan münker hadisler rivayet etti.”
İshak Ebu Yakub; İbn Ebi İsrail’dir. Bu hadis Sunenu Ebi
Davud’un İbnu’l-Abd rivayetinde olup, Ebu’l-Kasım’ın Sünen rivayetinde mevcut
değildir.
4- Hafız Abdurrahim el-Irakî el-Mustahrac Ale’l-Mustedrek’te
(s.95) beşinci meclis olarak kendi isnadıyla İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan
şu hadisi rivayet etti:
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَلْتَفِتُ فِي
صَلَاتِهِ يَمِينًا وَشِمَالًا وَلَا يَلْوِي عُنُقَهُ
خَلْفَ ظَهْرِهِ
أَنَّهُ
كَانَ عِنْدَ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَرَأَ رَجُلٌ مِنْ بَعْدِ مَا رَأَوُا الْآيَاتِ
لَيَسْجُنَّهُ عَتَّى حِينٍ (فَقَالَ عُمَرُ مَنْ أَقْرَأَكَهَا قَالَ أَقْرَأَنِيهَا
ابْنُ مَسْعُودٍ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ حَتَّى حِينٍ) وَكَتَبَ إِلَى ابْنِ مَسْعُودٍ
أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ الْقُرْآنَ بِلِسَانِ قُرَيْشٍ فَإِذَا أتاك
كتابي هذا فأقرىء النَّاسَ بِلُغَةِ قُرَيْشٍ وَلَا تُقْرِئْهُمْ بِلُغَةِ هُذَيْلٍ
والسلام
“Ka’b radiyallahu anh, Ömer b. el-Hattab radiyallahu anh’ın yanında idi.
Bir adam (Yusuf suresi 35. âyetini) ; “Leyescunnehu attâ hîn” şeklinde okudu.
Bunun üzerine Ömer radiyallahu anh: “Kim bu şekilde okuttu?” dedi. O da: “Bana
İbn Mes’ud radiyallahu anh okuttu dedi.” Ömer radiyallahu anh ona: “Hattâ hîn”
şeklindedir” dedi ve İbn Mes’ud radiyallahu anh’e şöyle yazdı: “Bundan sonra.
Muhakkak ki Allah Kur’ân’ı Kureyş lisanıyla indirdi. Bu mektubum sana ulaşınca
insanları Kureyş lügatine göre okut. Onlara Huzeyl lugatiyle okutma. Vesselam.”[5]
Ebu Şame Murşidu’l-Veciz’de (s.101) dedi ki: “İbn Abdilberr et-Temhid’de
uzunca rivayet ederek: “Sünenu Ebi Davud’da, Ömer radiyallahu anh’ın İbn Mes’ud
radiyallahu anh’e yazdığı mektubu zikretmiştir…”
Bu rivayet Ebû Dâvûd’un matbu nüshasında yoktur. İbn Abdilberr ise
Sunenu Ebi Davud ravilerinden biri olan İbn Dase yoluyla rivayet etmiştir.
[1]
Sahih. Ebû Dâvûd’a nispetle: Mizzi
Tehzibu’l-Kemal (24/147) Ahmed (3/428) Buhârî Tarih (7/206) Abdullah b.
el-Mubarek Musned (69) Abdullah b. el-Mubarek ez-Zuhd (1296) Mervezi Tazimu
Kadri’s-Salat (291) Dulabi el-Kuna ve’l-Esma (284) İbn Bişran Emali (1628) Taberânî
Mu'cemu'l-Kebîr (22/323) İbn Abdilhakem Futuhu Mısr (s.136, 342) İbn Yunus
Tarih (1/407) el-Elbani es-Sahiha (1519)
[2]
Muslim'in
şartına göre sahih. Vahidî el-Vesit (4) Vahidî’nin isnadı; Leys b. Ebi Suleym – el-Hasen –
Said b. Cubeyr – İbn Abbas radiyallahu anhuma şeklindedir.
* Abdula’lâ b.
Amir es-Sa’lebi – Said b. Cubeyr – İbn Abbas radiyallahu anhuma yoluyla: “Kim
Kur’an’ı şahsi görüşüyle tefsir ederse…” lafzıyla: Taberî Tefsir (1/72)
Tirmizî (2950) Ahmed (1/233, 269, 323) Nesâî Sunenu'l-Kubrâ (8085) Bezzar
(11/61, 288) Taberânî (12/35) Ebû Ya'lâ (4/228) Mustagfiri Fadailu’l-Kur’ân
(306) Tahavî Şerhu Muşkili'l-Âsâr (392) İbn Hazm el-İhkam (6/210) İbn Hazm
el-Muhalla (3/202) Beyhakî Şuab (2/423) İb Asakir Tarih (51/94) İbn Hacer
el-Ucab Fi Beyani’l-Esbab (s.51) el-Iraki Tahricu’l-İhya (1/61)
* Atâ – İbn
Abbas radiyallahu anhuma yoluyla “Kim Kur’ân’ı re’yi ile tefsir ederse…”
lafzıyla: İbn Hibbân es-Sikat (8/368)
* Yine bu
lafızla Leys b. Ebi Suleym – Bekr b. Şihab – Said b. Cubeyr - İbn Abbas
radiyallahu anhuma yoluyla: Taberî Tefsir (17/2)
[3]
Muslim'in
şartına göre sahih. İbn Huzeyme (627) Tahavi Şerhu Meani’l-Asar (1/254) Darekutni (1/344)
Hâkim (1/348) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1430) Beyhaki (2/100) Hazimî el-İtibar
(s.77) el-Elbani İrvau’l-Galil (2/77) Buhârî muallak olarak zikretmiştir.
Bu isnadda Esbag b. el-Ferac Buhârî ricalindendir. Ona; Muhriz b. Seleme ve
Abdullah b. Vehb mutabaat etmişlerdir
[4]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Tirmizî (587) Ahmed (1/275, 306) Nesâî Sunenu'l-Kubrâ (529, 1124) İbn Huzeyme
(485, 871) İbn Hibbân (6/67) Hâkim (1/362, 387) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare
(11/298) Begavi Şerhu’s-Sunne (737) Taberânî (11/223) Beyhakî (2/14)
[5]
Zayıf. Ebu Bekr el-Enbari İzahu’l-Vakf
ve’l-İbtida (6) Hatib Tarih (3/306) Ömer b. Şebbe Tarihu’l-Medine (2/711, 3/1010)
Ebu Cafer Muhammed b. Sa’dan en-Nahvi el-Vakf ve’l-İbtida (s.69) İbn Abdilber
et-Temhid (8/278) Makrizi İmtau’l-Esma (4/265) isnadında Abdullah b.
Abdirrahman b. Ka’b meçhuldür.