Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

20 Ocak 2022 Perşembe

Onları Artık Yüzlerindeki Maskelerden Tanıyorsun!

 

Bismillah.

İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Allah’ı gazaplandıran şeye uydular ve O’nu razı edecek şeyleri çirkin karşıladılar; bundan dolayı amellerini boşa çıkardı. Yoksa kalplerinde hastalık bulunanlar, Allah’ın kinlerini hiç çıkarmayacağını mı sandılar? Eğer biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın. And olsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Şüphesiz Allah, amellerinizi bilir.” (Muhammed 28-30)

Tezgahını yaymış ve geri planda kimlerin revaç gösterdiğini sıkı takip eden Deccal ve askerleri önce yüz kitabı anlamına gelen Facebook adlı ağını attı, sonra bunu öte dünya anlamına gelen Metaverse adıyla değiştirerek sanal dinini açıkça ilan etti. Facebook belasına müptela olup terk edemeyenler Deccalin bu sahte cennet ve sahte cehennem içeren dinine tabi olmaktan da kendilerini kurtaramıyorlar.

Yüz kitabı! Yani face book! Ne kadar ilginç değil mi? Korona komplosu ve deccalin kullarının yüzlerine maskeler geçirivermesi! Her gün yenisi deşifre olan hakikatlere “komplo teorisi” diyen budala zihniyet, hurafe oluşu apaçık ortada olan komplolara nasıl geliverdi? Çünkü yüz kitabına tabi olanlara yüzler tanımlandı, kalpler boşaltıldı, cennet ve cehennem algıları dünya odaklı hale getirildi. Artık onların görünen yüzleri, gözleri, kulakları var ama hakkı göremezler, işitemezler, kalpleri “like” için kullanılan emojiden ibaret! İdrak edemezler! Kendilerine kul olanları “köpek gibi aşılayacağız” diye açık açık ilan ettiler, Deccale kul olmuş kitleler kendi istekleriyle – onların deyimiyle - “köpek gibi” gidip aşı oldular! Sosyal hayatı tamamen ortadan kaldıran, insanları evlerine hapseden, dolayısıyla dinlerinin şiarlarından da uzaklaştıran bu toplu hipnoz, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Hastalık bulaşması yoktur” diye defalarca ilan ettiği ve bize mütevatir yollarla gelen hadisinde açıkça reddedilen bir batıl inanç üzerinden kurgulanmıştır! 

Nitekim deniliyor ki, radyo icat edildiğinde insanların radyoya fazla ilgisi yoktu. İspanyol gribi diye bir yalan uyduruldu, hastalığın bulaştığına ve öldürdüğüne inandırılarak insanlar korkutuldu, panik atak sebebiyle insanlar öldüler, maske ve mesafeye mecbur edildi, evlerinde kalıp radyo dinlemek zorunda kaldılar. Bu sayede de istedikleri algı operasyonunu yapabildiler. Şimdi yeni ve kapsamlı komplonun adı Great Reset! Vasıtası: Meta Verse!

Şayet müslüman olduğunu zannettiğin o kitleler müslüman olsaydı Deccal’in böyle ucuz komploları tutmazdı! Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Hastalık bulaşması yoktur” hadisi mütevatirdir, yani her müslüman mutlaka işitmiştir yahut okumuştur, bütün hadis kitaplarında vardır, işitmiş olmak zorundadır. Yahut kendini müslüman sandığı halde İslam ile, İslam’ın öğretileri ile hiçbir alakası olmayan bir hayat tarzı seçtiğinden ayet, hadis işitemeyeceği ortamlarda münafıkça yaşamaktadır!

Bu hadisi işittiği halde, hadise teviller yapmış olan âlimler duvarını aşıp da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözünü, sonrakilerin yorumlarıyla rendelenmemiş, saf haliyle tedebbür etmeyi akletmemiş kimselerden de olabilir! İblisin “Scientism” yani bilimcilik diye bir din kurduğunu, bu dinin mensuplarının İblis’in Allah’ın indirdiği dine karşı savaşmak amacıyla teorilerle karmaşık hale getirdiği zırvaları “Bilim” diye sunmaya çalıştıklarını da bilmiyor olabilir! Sonra da “Din ile Bilim çelişmez” sözünü asıl edinip, Allah’ın rasulüyle gönderdiği hakikatleri, İblis’in “Bilim” diye pazarlamaya çalıştığı şeylerle tartmaya, ya dinin getirdiklerini inkâr etmeye yahut daha kötüsü ve sinsi olanı: hak ile bâtılı sentezlemeye kalkar!

Evet en tehlikeli kâfirler bu sonuncu kısımdakilerdir! İman ve müslümanlık iddiasında bulundukları halde İslam’ın öğretileri içerisine bâtılı sokuşturanlar! Yoksa en büyük İslam şiarı olan cemaatle namaz nasıl yasaklanabilirdi? Sonra formu değiştirtilerek maskeli ve mesafeli uyduruk bir namaz şekline nasıl getirilebilirdi? Ebu Said Yarbuzi denen zındık da bu işe çanak tutanlardandı ve mürtet olarak geberdi gitti! Hem de yanında birçok kimsenin dinden çıkmasına vesile oldu!

Hakka karşı en pis kibir yapanlar bu sınıftır! Hadiste geldiği gibi:  Ebu Hureyre radiyallahu anh'den:

أَنَّ رَجُلا أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ وَكَانَ رَجُلا جَمِيلا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي رَجُلٌ حُبِّبَ إِلَيَّ الْجَمَالَ وَأُعْطِيتُ مِنْهُ مَا تَرَى حَتَّى مَا أُحِبُّ أَنْ يَفُوقَنِي أَحَدٌ إِمَّا قَالَ بِشِرَاكِ نَعْلِي وَإِمَّا قَالَ بِشَسَعِ نَعْلِي أَفَمِنَ الْكِبْرِ ذَلِكَ؟ قَالَ لا وَلَكِنَّ الْكِبْرَ مَنْ بَطَرَ الْحَقَّ وَغَمَصَ النَّاسَ

“Yakışıklı bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip dedi ki: “Ey Allah'ın rasulü! Ben kendisine güzellik sevdirilen bir adamım. Gördüğün gibi ondan bana da verilmiştir. Hatta bu konuda bir kimsenin benden üstün olmasını, ayakkabımın bağını bile geçmesini istemiyorum. Bu kibirden midir?” Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:

Hayır, fakat kibir, hakkı inkâr eden ve insanları küçük gören kimsenin yaptığıdır.”[1] Bu hadisin İbn Mes’ud radiyallahu anh’den gelen varyantında böyle bir kibrin sahibini cennete girmekten alıkoyduğu vurgulanmaktadır. Hakkı getiren insanları küçümsediği için hakkı inkar etmek!

Güya müşterinin biri kitapçıda bir hadis kitabını almak ister, sonra bakar ki tercüme veya telif eden olan Ebu Muaz’ın adını görür ve der ki: “Bu maske takmaya şirk diyen adam değil mi! Onun kitabını almam!” Çirkin tabiatlı bir kimsenin daha hakka ulaşıp da onu manipüle etmesine mani olmakta benim adımı vesile kılan Allah’a hamd olsun!

Lakin buradaki manipülasyonda dikkat edilecek kısım şurası: “Maske takmaya şirk diyen adam!” Tevhide davet iddiasında bulunan bu zihniyet sahipleri, mutlaka Muhammed b. Abdilvehhab’ın Kitabu’t-Tevhid’ini okudular, hatta şerhlerini de dersler yaptılar!

Acaba Huzeyfe radiyallahu anh’den gelen bir rivayet gördükleri zaman: “Bir adamın koluna bağladığı bir ipe şirk diyen bu adamın rivayetlerini kabul etmem” mi diyor?

Yahut İbn Mes’ud radiyallahu anh’den gelen bir rivayet gördükleri zaman: “Ağrının dindirilmesi için bağlanmış bir ip hakkında: “Abdullah ve ailesi şirkten beridir” diyen bir adamın rivayetini kabul etmem” mi diyor?

Hatta daha da ileri giderek zayıflık için tedbir amacıyla bileğine bir bilezik takmış olan kimseye: “Şayet bu halde ölseydin kurtulamazdın” diyen, boynunda asılı bir şey bulunan bir adamın biatini kabul etmeyerek “O boynunda olduğu sürece o bir müşriktir” diyen “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerini kabul edemem” mi diyor?!

Halleri bunları söylese de, dilleri açık açık bu sözleri diyemez, ama Ebu Muaz hakkında söyleseler ne gam? Keşke karşı çıktıkları yalnızca Ebu Muaz olsa da, kendileri vahye tabi olarak kurtulmuş olsalar..

Ebu Muaz; dünya düz ve dönmüyor diyen, Ebu Hanife’ye dil uzatan, hastalık bulaşması kuruntusuyla maske takmaya şirk diyen bir adam olduğu için itibarsızlaştırmaya çalıştığınız bir adam olsa dahi ona bu sözleri söyleten delilleri ve hakikatleri gizlemeye gücünüz yetmeyecek.

Devlet dairelerine, şuralara buralara girebilmek için maske takmakta devam edeceksiniz! 

Yani diyeceksiniz ki: “Müşrikler putlarına atla deve kurban etmemizi isteseydi bu şirki koşmazdık ama sinek kurban edebiliriz, çünkü maddi külfeti yok!” 

Yahut “Aşı olmamızı isterlerse olmayız çünkü bu öldürebilir, sakat bırakabilir, ama maske takmakta ne var canım?” Öyle mi facebook cemaati?!



[1] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Hatibu’l-Bagdadi el-Esmau’l-Mubheme (5/369) Ebû Dâvûd (4092) Buhârî Edebu’l-Mufred (556) Hâkim (4/201) İbn Hibbân (12/281) Beyhaki Şuab (5/161) el-Elbani es-Sahiha (4/168) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned (1299)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)