Teravih Namazının Rekat Sayısı Hakkındaki Tahrif
Ebu Davud rahimehullah Sunen’inde şöyle rivayet eder;
حَدَّثَنَا
شُجَاعُ بْنُ مَخْلَدٍ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ بْنُ عُبَيْدٍ،
عَنِ الْحَسَنِ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ جَمَعَ النَّاسَ عَلَى أُبَيِّ
بْنِ كَعْبٍ، «فَكَانَ يُصَلِّي لَهُمْ عِشْرِينَ لَيْلَةً، وَلَا يَقْنُتُ بِهِمْ
إِلَّا فِي النِّصْفِ الْبَاقِي، فَإِذَا كَانَتِ الْعَشْرُ الْأَوَاخِرُ
تَخَلَّفَ فَصَلَّى فِي بَيْتِهِ، فَكَانُوا يَقُولُونَ أَبَقَ أُبَيٌّ»
el-Hasen (el-Basrî) rahimehullah’tan: “Ömer b. el-Hattab radiyallahu
anh insanları Ubey b. Ka’b radiyallahu anh’ın imamlığında bir araya getirdi ve
o da onlara yirmi gece (teravih) namazı kıldırdı. Onlara ancak (bu yirmi
gecenin) son yarısında kunut yaptırdı. (Ramazan’ın) Son on gününde ise cemaatle
kılmayıp evinde kıldı. “Ubey kaçtı” diyorlardı.”
Sunenu Ebi Davud 1/136, no:1429 Humus baskısı.
Hadisin metni böyledir. Fakat mezhep mutaassıpları (ki “Tebliğ
Cemaati” diye meşhur olan fırka da bunlardandır) “yirmi gece” lafzını,
Ebu Davud’un Sünen’inin Hindistan baskılarından birinde: “Yirmi rekat”
olarak tahrif etmişlerdir.
Bazı Hanefi taassupçular da bu tahrif edilmiş kelimeye
dayanarak bunu her yerde yaymışlar ve kendilerinin bu gafletleri sebebiyle
Hadis Ehlini kınamışlardır.
Bu tahrifin mezheplerini desteklemek isteyen taassupçular
tarafından yapıldığının delilleri şu şekildedir:
1- Sunenu Ebi Davud nüshalarında “yirmi rekât” lafzı
sadece bahsedilen Hind baskısında vardır, başka nüshalarda “Yirmi gece”
olarak geçmektedir.
2- Tarih boyunca âlimler bu hadisi Ebu Davud’un Sünen’inden
naklederlerken “yirmi gece” lafzıyla zikretmişler, bu konuda Ebu Davud
nüshalarında bir fark olduğuna en ufak bir işarette bulunmamışlardır.
Mesela bkz: Mişkatu’l-Mesabih (no:1293 – el-Elbani
tahkiki), Zeylai, Nasbu’r-Raye (2/126 – 1973 tarihli 2. Baskı) İbn Kudame,
el-Mugni (2/167)
Uyarı: el-Hedyu’n-Nebeviyi’s-Sahih Fi Salati’t-Teravih
kitabının yazarı şeyh Muhammed Ali es-Sabuni, (s.56) “yirmi rekât”
lafzıyla İbn Kudame’nin el-Mugni’sinden naklediyor! Fakat bu da bir tahriftir. Zira
el-Mugni’de “yirmi gece” lafzıyla nakledilmektedir.” Şeyh Sabuni’nin akide ve
hüküm meselelerinde Hadis ve Sünnet ehline düşmanlığı meşhurdur. Bu sebeple birçok
âlimler kendisine reddiyeler yazmışlardır. Es-Sabuni’nin tahriflerine diğer bir
örneği Şeyh Selim el-Hilali şöyle zikreder: “İbn Cerir, Tefsir’inde (29/14) “Baldırın
açıldığı gün” (Kalem 14) ayetinin tefsirinde, Dahhak dedi ki: İbn Abbas radiyallahu
anhuma diyordu ki: “Cahiliyye halkı şöyle diyorlardı…” diye rivayet ederken,
es-Sabuni: “Dahhak dedi ki: İbn Abbas’ın şöyle dediğini işittim:…” diyerek
nakletmiştir. Bu apaçık bir yalan va ahmakça bir tahriftir. Zira Dahhak rahimehullah,
İbn Abbas radiyallahu anhuma’ya yetişmemiş, onunla karşılaşmamıştır. Nasıl olur
da “İbn Abbas’tan işittim” diyerek O’ndan işitmediği bir sözü söyleyebilir?”
3- Beyhaki Sünen’inde (2/498), Ebu Davud’un rivayet yoluna
dayanarak “Yirmi gece” lafzıyla rivayet etmiştir. Bu da Ebu Davud’un
nüshalarına muvafıktır.
Bu Tahrifin Başlangıç Tarihi
“Yirmi gece” lafzı, Ebu Davud’un Sünen’inin Hindistan’da
hicri 1318 yılına kadar basılan bütün nüshalarında mevcuttur. Bu baskılarda bu
konuya dair nüsha veya rivayet farklarına dair bir işaret söz konusu değildir.
Lakin Ebu Davud’un Sünen’i, Şeyh Mahmud Hasen tarafından, onun dipnotlarıyla
basılınca, kendileri veya istişare ettikleri biri, rivayetteki bu tahrif ile
birlikte yayınladılar ve kitabın doğru nüshalarındaki “yirmi gece” kelimesini,
dipnottaki tahrife dayanarak “yirmi rekât” şeklinde zikrettiler.
Bu tuzak, insanlara Ebu Davud’daki bu hadisin lafızlarında rivayet
veya nüsha farkı olduğu şeklinde bir fikre sebebiyet verdi. Yine aynı şeyi Ebu Davud şerhi olan Bezlu’l-Mechud
baskısının dipnotunda da yaptılar. Hâlbuki
Bezlu’l-Mechud kitabının sahibi olan Şeyh Halil Ahmed es-Seharenfuri el-Hanefi,
“rekât” şeklinde lafız farkına işaret etmemiştir. Fakat metnin
dipnotunda şöyle geçiyor: “Şeyh Mevlana Muhammed İshak’ın kıraat edilen nüshasında
“rekât” şeklinde geçmektedir.” (!) Bu da diğer bir beladır. Zira bunu
söyleyen kişi meçhuldür, bu nüshayı nerede gördüğünü ve bu nüshanın nerede
bulunduğunu zikretmemiştir!
Sonra Ebu Davud’un Sünen’i Şeyh Fahru’l-Hasen’in dipnotları
ile basılınca hadisin metnini: “yirmi rekât” şeklinde yazdılar ve
dipnotuna da: “başka nüshada yirmi gece şeklinde” geçtiğine işaret ettiler!
Bütün bu şaibeli çabaların hedefinde hadisin lafızlarıyla
oynayıp teravih namazını yirmi rekât olarak tespit etme girişimi vardır. Başka
bir şey değil!
Birisi çıkıp: “Büyük âlimler neden bu tahrife karşı
çıkmadılar ve Sünen’in önceki baskılarını ortaya koymak için çalışmadılar?”
diyebilir. Buna şöyle cevap verilir: “Onlar bundan daha çetin ve daha çirkin
olan; bazı ayet tahriflerine dahi sükût etmişlerdir.
Ayet tahrifi ve bu hadisin tahrifi hakkında ayrıntılı bilgi
için bkz.: Şeyh Sultan Mahmud, Ni’me’ş-Şuhud Ala Tahrifi’l-Gâlîn Fi Suneni Ebi
Davud; Muhammed Eslem el-Bâkistani, Cemaatu’t-Teblig: Akidetuha ve Efkaru
Meşayihiha (s.18-19)
Allah’tan selamet dileriz.