Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

28 Şubat 2017 Salı

Mezhep Mutaassıplarının Hadis Metinlerini Tahrif Etmeleri -5-

Namazda Elleri Göbek Altına Bağlama Hakkındaki Tahrifleri
İmam Hafız Ebu Bekr b. Ebi Şeybe rahimehullah şöyle rivayet etmiştir:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنْ مُوسَى بْنِ عُمَيْرٍ ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَضَعَ يَمِينَهُ عَلَى شِمَالِهِ فِي الصَّلاَةِ
“Vail b. Hucr radiyallahu anh dedi ki: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in namazda sağını solu üzerine koyduğunu gördüm.” (İbn Ebî Şeybe Musannef 1/390 Daru’s-Selefiyye baskısı tarih 1979
Sonra İbrahim en-Nehaî rahimehullah’tan gelen eseri zikrederek şöyle demiştir:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنْ رَبِيعٍ ، عَنْ أَبِي مَعْشَرٍ ، عَنْ إبْرَاهِيمَ ، قَالَ : يَضَعُ يَمِينَهُ عَلَى شِمَالِهِ فِي الصَّلاَةِ تَحْتَ السُّرَّةِ.
“İbrahim dedi ki: “Namazda sağını solu üzerine, göbeğin altında koyar” (İbn Ebî Şeybe 1/390)
Burada Vail b. Hucr radiyallahu anh’ın rivayetinde “göbek altında bağlardı” ziyadesi yoktur. Bu ziyade ancak Musannef’te Vail radiyallahu anh hadisinden sonra gelen İbrahim en-Nehai’nin sözüdür.
İbn Ebî Şeybe’nin Musannefinde Vail radiyallahu anh hadisi bu ziyade olmaksızın, Haydarabad 1966 tarihli ilk baskısında ve Bombay 1979 tarihli ikinci tıpkı basımında böylece yer almıştır.

Bu Hadise Yapılan Tahrif

İdaretu’l-Kur’an ve’l-Ulumu’l-İslamiyye’nin Pakistan Karaçi’de bastığı İbn Ebî Şeybe Musannef baskısında önceki iki baskıdan farklı eklemeler olmuş, bazı başlıklar çıkarılmıştır.
Lakin üzücüdür ki yayıncı, bu hadise “göbek altında” cümlesini Vail b. Hucr radiyallahu anh hadisine, açık bir hat ile kasten eklemiştir. Bu hadis Musannef’in üç baskısında da 1. Cild, 390. Sayfasındadır.
İdaretu’l-Kur’an baskısında bu tahriften sonra hadis şu şekilde yer almıştır:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنْ مُوسَى بْنِ عُمَيْرٍ ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَضَعَ يَمِينَهُ عَلَى شِمَالِهِ فِي الصَّلاَةِ تَحْتَ السُّرَّةِ
“Vail b. Hucr rahimehullah dedi ki: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in namazda sağını solu üzerine göbeğin altında koyduğunu gördüm.” (1/390)
Bu baskıda “göbek altında” ziyadesi, Vail radiyallahu anh hadisine eklenmiştir. Yayıncısı bu ziyade için herhangi bir nüshayı da kaynak göstermemiş, nüshanın nerede bulunduğunu da belirtmemiştir!
Şereften nasipsiz kılınmış Muhammed Avvame’nin neşrettiği Musannef nüshasında bu şekildedir!
Ocak yayınları tarafından tercüme edilen Musannef'te de (Avvame neşri olan Musannef tercüme edildiği için) bu tahrif edilmiş metin yer almıştır! (no:3959) Yayınevi sahibi Yusuf Özbek'in dikkatine sunarız!
Bu hadis hakkındaki tahriflere dair İrşadu’l-Hak el-Eserî’nin: Lahor’da yayınlanan el-A’sâm adlı haftalık derginin 10 Cemadiyeluhra 1407/20 Şubat 1987 tarihli sayısı, s.9-14 arasında “Hadise hizmet perdesi altında hadis tahrifi” başlıklı makalesinde değinilmiştir.

Bu Tahrifin Tarihi

 Hafız Kasım b. Kutlubuga (v.789 hicri) bu ziyadeyi “Tahricu Ahadisi’l-İhtiyar”da İbn Ebî Şeybe’nin Musannef’ine nispet ederek zikretmiş, Şeyh Muhammed Kaim es-Sindi, Şeyh Muhammed Haşim es-Sindi ve daha başka Hanefi âlimleri de buna dayanarak bu ziyadenin sıhhatini iddia etmişlerdir.
Hafız Kutlubuğa’nın bu nakli bizatihi delile muhtaç iken, delilsiz olarak buna nasıl dayanılabilmiştir? Buna dayanmalarının tek sebebi sırf mezheplerine uygun düşmüş olmasıdır. Bu büyük bir beladır!

Hindistan’daki Büyük Hanefi Âlimlerinin Bu Tahrife Karşı Çıkışları

 Şeyh Muhammed Enver Şah el-Kaşmirî el-Hanefi, Allame Muhammed Hayyat es-Sindi’nin, Vail b. Hucr hadisine yapılan bu eklemeye karşı çıkmasını destekleyerek şöyle demiştir: “Bunun nasıl olduğuna şaşırmamalıdır! Ben el-Musannef’in üç nüshasına baktım, hiçbirinde bu ziyadeyi göremedim.” (Kaşmiri, Feydu’l-Bari 2/267)
Şeyh Zuheyr Ahsen en-Nimevi el-Hanefi şöyle demiştir: “el-İnsaf! Bu ziyade şayet sahih olsaydı Musannef nüshalarının çoğunda bulunurdu. Lakin bu sikaların rivayetlerine de aykırıdır. Böylece bunun mahfuz (sağlam ezberlenmiş) olmadığı ortaya çıkmıştır.” (en-Nimevi, et-Ta’liku’l-Hasen s.71)
 Şeyh Bedru’l-Alem el-Miyreteheni el-Hanefi dedi ki: “Allame Zuheyr Ahsen rahimehullah buna razı olmamış ve bu ziyadenin illetli olduğuna karar vermiştir.” (et-Ta’lik Ala Feydi’l-Bari 2/267)

Buradaki Tahrifin Diğer Delilleri

Bu asırda Hindistan’da meşhur olan, ömürlerini Hanefi mezhebini savunmaya ve Hanefi mezhebinin nebevi hadislere uygun olup sahih bir mezhep olduğunu ispat etmeye adamış olan Hanefi âlimlerinin, mezheplerini tercih ederek bazı sahihayn hadislerini terk etmeleri veya Arap dilinin müsaade etmeyeceği şekilde tevil etmeleridir.
Buna rağmen bu kimseler, el-Musannef nüshalarında bahsedilen ziyadenin bulunmadığını itiraf etmişler, en azından mahfuz olmayıp illetli olduğunu söylemişlerdir. Büyük âlimlerin bu ziyadenin durumu hakkındaki bu açıklamalarından sonra el-Musannef’i yayınlayanlar, hiçbir delil olmadığı halde sırf dünyada utanca uğramamak için merfu hadise bu eklemeyi yapmakta ısrar etmişler, Nebevi Sünnete hizmet emaneti hususunda şüphelere sebebiyet vermişlerdir.
İmam İbn Ebi Şeybe rahimehullah bu hadisi, yukarıda arapça metinde verilen isnad ile rivayet etmiştir. Sonraki muhaddisler de aynı rivayet yoluyla bahsedilen ziyade olmaksızın rivayet etmişlerdir:
1- İmam Ahmed b. Hanbel, Veki yoluyla bu ziyade olmaksızın rivayet etmiştir. (Musned 4/316)
2- İmam Muslim, Abdulcebbar b. Vail – Alkame b. Vail – babası yoluyla benzerini ayrıntılı olarak ve bahsedilen ziyade olmaksızın rivayet etmiştir. (Muslim 401)
3- İmam Nesâî, Abdullah b. el-Mubarek – Musa b. Umeyr el-Anberî ve Kays b. Selim el-Anberi yoluyla benzerini bu ziyade olmaksızın rivayet etmiştir. (Nesâî 888)
4- İmam Darakutni; Yusuf b. Musa – Veki yoluyla benzerini bahsedilen ziyade olmaksızın rivayet etmiştir. (Darakutni 1/268)
5- İmam Ebu Bekr b. Huzeyme, İbn İdris, İbn Fudayl ve Sufyan, hepsi Asım b. Kuleyb – babası – Vail b. Hucr radiyallahu anh yolula uzun metinle rivayet etmiştir. (Sahihu İbn Huzeyme 1/242-243) yine Muemmel’in Sufyan yoluyla yaptığı rivayette: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber namaz kıldım, sağ elini, sol eli üzerine göğsü üzerinde koydu” lafzı ile rivayet etmiştir. No:479)
Bütün sünnet kitaplarında bu hadis “göbek altında” lafzı olmaksızın yer almıştır. Şu ana kadar sünnet kitaplarının yayıncılarından hiçbiri bu ziyadeyi Vail radiyallahu anh hadisinin metnine eklemeye cüret etmemişlerdir. Musannef yayıncıları ise Musannef’in sonraki baskısına mezheplerini desteklemek için bu ziyadeyi kasten eklemeye cüret etmişlerdir! Bunu da sünnete hizmet adı altında yapıyorlar! Yayın evinin adı da güya “Kur’ân ve İslâmî ilimler idaresi”(!)
Koyun çobanları sürüyü kurttan korumak içindir, peki ya çobanlar kurtlardan olursa ne olur?
Bu sahtekârların Mahmud efendi dedikleri, olsa olsa ancak bidatlerin müceddidi olabilecek bir bunağı “müceddit” ilan etmelerine şaşırıyor musunuz?

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)