Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

23 Eylül 2018 Pazar

Acizlik İle Günahkârlık Arasında Muhayyer Kalınan Zaman

Şeyh Ebu Muaz el-Çubukâbâdî dedi ki: “Bize Şeyh Huseyn b. Ahmed el-Useyran umumî icazetle rivayet etti, dedi ki: “Bize Şeyh Yusuf en-Nebhanî haber verdi, o; Şeyh Muhammed Ebu’l-Hayr Abidin’den, o; Allame Muhammed b. Ömer İbn Abidin’den, o; Şeyh Şakir el-Akkad’dan, o; Şeyh Muhammed et-Tafilâti’den, o; Şeyh Muhammed el-Hanefî’den, o; Şeyh Muhammed el-Bedirî’den, o; Şeyh İbrahim el-Guranî’den, o; Şeyh Ahmed el-Kuşaşî’den, o; Şeyh Muhammed er-Ramlî’den, o; Şeyh Zekeriyya el-Ensarî’den, o; Şeyh İzzuddin Abdurrahim b. Muhammed b. Abdirrahim b. Ali İbnu’l-Furat’tan, o; Ebu’l-Sena Mahmud b. Halife el-Menbecî’den, o; Hafız Şerafuddin ed-Dimyatî’den, o; Ebu’l-Hasen Ali b. el-Huseyn İbnu’l-Mukayyer’den, o; Ebu’l-Fadl Ahmed b. Tahir el-Muhennâ’dan, o; Ebu Bekr Ahmed b. Ali b. Halef eş-Şirazî’den, o; Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah el-Hâkim en-Nisaburî’den, dedi ki: bize Ebu Abdillah es-Saffar haber verdi, dedi ki; bize Muhammed b. İbrahim b. Erume tahdis etti, dedi ki; bize el-Huseyn b. Hafs tahdis etti, dedi ki; bize Sufyan tahdis etti, o; Davud b. Ebi Hind’den, o dedi ki: “Bana Ebu Hureyre radiyallahu anh’den işiten bir şeyh haber verdi, dedi ki; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
«يَأْتِي عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يُخَيَّرُ فِيهِ الرَّجُلُ بَيْنَ الْعَجْزِ وَالْفُجُورِ، فَمَنْ أَدْرَكَ ذَلِكَ الزَّمَانَ فَلْيَخْتَرِ الْعَجْزَ عَلَى الْفُجُورِ»
İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, kişi acizlik ile fâcirlik arasında muhayyer kalır. Kim bu zamana yetişirse acizliği facirliğe tercih etsin.”[1]
Hadisin İsnadındaki Mubhem Ravi Hakkında
Ebu Muaz dedi ki: “Şeyh Abdullah b. Ahmed en-Nahibî (1428) bize umumî icazetle; Ömer b. Hamdan el-Mihrasî’den (1368), o; Ebu’n-Nasr Muhammed b. Abdilkadir b. Salih ed-Dimeşkî el-Hatîb’den (1324), o; El-Vecih Abdurrahman b. Muhammed el-Kuzebrî’den (1262), o; Mustafa b. Muhammed eş-Şâmî er-Rahmetî’den (1205), o; Abdulganî b. İsmail en-Nablusî’den (1143), o; En-Necm Muhammed b. Muhammed el-Gazzî’den (1061), o; Babası el-Bedr el-Gazzî’den (984), o; Ebu’l-Feth Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Salih el-İskenderânî el-Mizzî’den (906), o; Eş-Şeyhatu’s-saliha Aişe bt. Muhammed b. Abdilhadi el-Makdisiyye es-Salihiyye’den (816), o; Hafız Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebî’den (748), dedi ki: “Ebu Ali el-Hasen b. Ali b. Ebi Bekr İbnu’l-Hallal’e okudum, dedi ki: “Bize Cafer b. Ali haber verdi, dedi ki; “Bize Ebu Tahir Ahmed b. Muhammed b. Ahmed es-Silefî (576) haber verdi, dedi ki; “Bize İsmail b. Abdilcebbar haber verdi, dedi ki: “el-Halil b. Abdillah el-Hafız’dan işittim, o da el-Hâkim en-Nisaburî’den rivayet etti, Hâkim dedi ki:
“Bu hadisin isnadı sahihtir. Buhârî ve Muslim tahric etmemişlerdir. İsmi belirtilmeyen şeyh, Sufyan es-Sevrî, Davud b. Ebi Hind’den rivayetinde; Said b. Ebi Hayre olarak belirtmiştir.” Bunu bize Ebu Bekr eş-Şafiî tahdis etti, dedi ki: bize İshak b. el-Hasen b. Meymun tahdis etti, o Said b. Suleyman’dan, o Abbad b. el-Avvam’dan bildirdi, o Davud b. Ebi Hind’den, o Said b. Ebi Hayre’den, o Ebu Hureyre radiyallahu anh’den rivayet etti.” (Zehebi de Telhis’te sahih demiştir.)
Ebu Muaz dedi ki: “Şeyh Huseyn b. Ahmed el-Useyran bize umumî icazetle rivayet etti, dedi ki: Bize Şeyh Yusuf en-Nebhanî haber verdi, o; Şeyh Muhammed Ebu’l-Hayr Abidin’den, o; Allame Muhammed b. Ömer İbn Abidin’den, o; Şeyh Şakir el-Akkad’dan, o; Şeyh Muhammed et-Tafilâti’den, o; Şeyh Muhammed el-Hanefî’den, o; Şeyh Muhammed el-Bedirî’den, o; Şeyh İbrahim el-Guranî’den, o; Şeyh Ahmed el-Kuşaşî’den, o; Şeyh Muhammed er-Ramlî’den, o; Şeyh Zekeriyya el-Ensarî’den, o; Şeyh İzzuddin Abdurrahim b. Muhammed b. Abdirrahim b. Ali İbnu’l-Furat’tan, o; Ebu’l-Sena Mahmud b. Halife el-Menbecî’den, o; Hafız Şerafuddin ed-Dimyatî’den, o; Ebu’l-Hasen Ali b. el-Huseyn İbnu’l-Mukayyer’den, o; Ebu’l-Kerem el-Mubarek b. el-Hasen eş-Şehrezûri’den, o; Ebu’l-Hasen Muhammed b. Ali İbnu’l-Muhtedi Billah’tan, o; Hafız Ebu’l-Hasen Ali b. Ömer ed-Darekutnî rahimehullah’tan rivayet etti. Ed-Darekutni dedi ki:
“Davud’dan rivayet edenler ihtilaf ettiler. Ali b. Asım, Davud (b. Ebi Hind)’den o Ebu Osman en-Nehdî’den, o da Ebu Hureyre radiyallahu anh’den merfuan rivayet etti.
Başkaları; Davud – ismi belirtilmeyen biri – Ebu Hureyre yoluyla rivayet ettiler. İbn Fudayl; Rebia b. Kilab oğullarından birinden, o da Ebu Hureyre’den diyerek rivayet etti.
Yine es-Sevrî’den rivayet edenler de ihtilaf ettiler. Es-Sevrî – Davud – Ebu Salih – Ebu Hureyre isnadıyla rivayet edildi. Bu bir yanılgıdır.
Mahfuz olan; es-Sevrî – Davud – bir şeyh – Ebu Hureyre radiyallahu anh şeklindeki rivayettir.”[2]
El-A’lâî dedi ki: “Ali b. Asım; Davud b. Ebi Hind’den; “Hudeyletu Kays’ta konakladım ve Ebu Ömer denilen a’mâ bir şeyh’ten işittim. Dedi ki: “Ebu Hureyre radiyallahu anh’ın şöyle dediğini işittim…” böylece hadisi zikretti. Sufyan’ın rivayetindeki mubhem şahsın Ebu Ömer el-Hudelî (veya el-Cudelî) olduğu ortaya çıkmıştır ve o maruf bir ravidir.”[3]
(Ebu Muaz) Derim ki, Ebu Amr İsmail b. Nuceyd b. Ahmed b. Yusuf es-Sulemî’nin Hadis cüzünde (no:967) şu isnadla gelmiştir:
Bize Ahmed b. Davud es-Simnânî tahdis etti, dedi ki; bize Muhammed b. Humeyd er-Razî tahdis etti, dedi ki; bize Eş’as b. Attaf tahdis etti, dedi ki; bize Sufyan tahdis etti, o Davud b. Ebi Hind’den, o Said b. el-Museyyeb’den, o Ebu Hureyre radiyallahu anh’den, o da Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den…”
Bu isnadda Muhammed b. Humeyd er-Razi ihtilaflı bir ravidir.
Hadisin Şahitleri
1- Ebu Muaz dedi ki: Molla Yasin el-Fâdânî (1410) Ehlu asrına umumî icazetle o; Ebu Zerr en-Nizamî el-Himsî’den, o; Fadlurrahman b. Ehlillah el-Muradâbâdî’den (1313), o;  Şah Veliyullah ed-Dihlevî’den, o, Ebu Tahir Muhammed b. İbrahim el-Kurdî’den, o; Babasından, o; Suleyman b. Abdiddaim el-Babilî’den, o; El-Cemal Yusuf İbn Zekeriyya’dan, o; Babası ez-Zeyn Zekeriyya’dan, o; İbnu’l-Furat, Hafız İbn Hacer ve Muhammed b. Mukîl’den, onlar; Ömer b. el-Hasen ve es-Salah Muhammed b. Ebi Ömer es-Salihî’den (780), ikisi; El-Fahr Ali b. Ahmed b. Abdilvahid el-Buhârî’den (690), o; El-Muvaffak Ebu Hafs Ömer b. Muammer b. Ahmed İbn Taberzez el-Bağdadî’den (607), o; Ebu’l-Kasım İsmail b. Ahmed b. Ömer es-Semerkandî’den (536), o; Abdulaziz b. Ahmed b. Muhammed el-Kettânî’den (466), o; Ebu Bekr Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-Burkânî’den (425), o; Ebu Hafs Ömer b. Muhammed b. Ali İbn Zeyyat’tan (375), o; Hamze b. Muhammed b. İsa el-Katib el-Curcanî el-Bağdadî’den (302), o; Nuaym b. Hammad’dan, dedi ki: bize Huşeym tahdis etti, o Mucalid’den, dedi ki: bize eş-Şa’bî haber verdi, o Sila b. Zufer’den, o Huzeyfe b. el-Yeman radiyallahu anh’ın şöyle dediğini işitti:
لَيُخَيَّرَنَّ الرَّجُلُ مِنْكُمْ بَيْنَ الْعَجْزِ وَالْفُجُورِ، فَمَنْ أَدْرَكَ مِنْكُمْ ذَلِكَ فَلْيَخْتَرِ الْعَجْزَ عَلَى الْفُجُورِ
Elbette sizden biri acizlik ve facirlik arasında muhayyer kalacaktır. Hanginiz buna yetişirse acizliği facirliğe tercih etsin.”[4]
Hadis mevkuf olsa da merfu hükmündedir. Mucalid b. Said hakkında eleştiriler vardır. Lakin onun rivayetleri şahit ve mutabaata elverişlidir.
2- Ebu Muaz dedi ki: “Yusuf el-Merâşlî bize umumi icazetle; Ahmed b. Muhyiddin el-Acuz el-Beyrutî’den (1416), o; Bedruddin Muhammed b. Yusuf el-Hasenî’den (1354), o Babası Yusuf b. Bedriddin’den (1279), o; Abdullah b. Hicazî eş-Şarkavî’den (1227), o; Ömer b. Ali et-Tahlavî’den (1181), o; Ali b. Ahmed el-Hureyşî el-Fâsî’den (1143), o; Abdulkadir b. Ali el-Fâsî’den (1091), o; Amcası Abdurrahman b. Muhammed el-Fâsî’den (1036), o; Muhammed b. Kasım el-Kassar el-Fâsî’den (1012), o; Ahmed b. el-Hasen et-Tesûlî’den (969), o; Muhammed b. Ahmed İbn Gâzî el-Miknâsî’den (919), o; Muhammed b. Ebi’l-Kasım Muhammed b. Yahya b. Ahmed es-Serrac’dan, o; Babası Ebu’l-Kasım Muhammed b. Yahya’dan, o; Dedesi Ebu Zekeriyya Yahya b. Ahmed es-Serrac’dan (805), o; Ahmed el-Kabbab el-Fasî’den, o; Yahya b. Muhammed b. Ömer b. Ruşeyd’den, o; Babası Ebu Abdillah Muhammed b. Ömer b. Muhammed İbn Ruşeyd el-Fihrî es-Sebtî’den (721), o; Ebu’l-Hasen Ali b. Ebi’l-Kasım b. Rezin et-Tucibî et-Tunisî’den, o; Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah b. Ebi Bekr İbnu’l-Ebbâr el-Belenisî’den (658), o; Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. Abdilmelik b. Ebi Cemre el-Mursî’den (599), o; Babasından (533) o; Ebu Amr ed-Dânî’den (444) dedi ki; bize Abdurrahman b. Osman tahdis etti, dedi ki; bize Ahmed b. Sabit tahdis etti, dedi ki; bize Said b. Osman tahdis etti, dedi ki; bize Nasr (b. Merzuk) tahdis etti, dedi ki; bize Ali b. Ma’bed tahdis etti, dedi ki; bize Mervan b. Muaviye el-Fezarî tahdis etti, o es-Salt b. Behram’dan, o Haraşe b. el-Hurr’den, dedi ki: “Huzeyfe radiyallahu anh şöyle dedi:
كَيْفَ بِكُمْ إِذَا انْفَرَجْتُمْ عَنْ دِينِكُمْ كَانْفِرَاجِ الْمَرْأَةِ عَنْ قُبُلِهَا، لَا تَمْنَعُ مِنْهُ مَنْ أَتَاهَا؟ قَالَ الْقَوْمُ: مَا نَدْرِي قَالَ: لَكِنِّي أَدْرِي أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ بَيْنَ عَاجِزٍ وَفَاجِرٍ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ: قُبِّحَ الْعَاجِزُ يَوْمَئِذٍ , فَضَرَبَ حُذَيْفَةُ مَنْكِبَهُ وَقَالَ: قُبِّحْتَ أَنْتَ قُبِّحْتَ أَنْتَ
Kadın mahrem yerini açıp tecavüzcülere karşı korumasız kaldığı gibi, sizler de dininizden uzaklaştığınız zamanda haliniz nasıl olur?” Topluluktakiler: “Bilmiyoruz” dediler. Huzeyfe radiyallahu anh dedi ki:
Lakin ben biliyorum. Sizler o gün ya aciz ya da facir (günahkâr) biri olursunuz.” İçlerinden biri:
“Bu durumda aciz olana yazıklar olsun!” dedi. Huzeyfe radiyallahu anh onun omuzuna vurdu ve:
“Asıl sana yazıklar olsun, asıl sana yazıklar olsun” dedi.”[5]
Ebu Muaz dedi ki: “Şeyh Subhi es-Samarrâî bize umumî icazetle; o; Ebu’s-Sâika’dan, o; Huseyn b. Muhsin el-Ensarî’den, o; Muhammed b. Nasır el-Hazimî’den, o; Asrının musnidi Şeyh Abdurrahman el-Kuzebrî’den (v.1262), o; Eş-Şihab Ahmed b. Ubeyd el-Attar’dan (v.1218), o da Şeyh İmaduddin İsmail el-Aclûnî’den, o; Şeyh Abdulgani en-Nablusî’den, o; En-Necm Muhammed el-Gazzî’den, o; Babası el-Bedr Muhammed el-Gazzi’den, o; Şeyhulislam Kadı Zekeriyya el-Ensarî’den, o; El-İzz Abdurrahim b. el-Furat’tan, o; Et-Tâc es-Subkî’den, o; El-Hafız Şemsuddin Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz ez-Zehebî’den, o; Eş-Şems el-Karmî’den, o; Abdulhâfız b. Tarhan’dan, o; Ebu Abdilkadir’den, o; Said b. Ahmed’den, o; İmam Ebu Bekr İbn Ebi Şeybe’den, dedi ki: bize Abdullah b. Numeyr tahdis etti, dedi ki: bize es-Salt b. Behram tahdis etti, o Munzir b. Hevze’den, o Haraşe’den, o Huzeyfe radiyallahu anh’den rivayet etti… aynısını zikretti.”
Burada görüldüğü gibi es-Salt ile Haraşe arasında Munzir b. Hevze vardır. Buhârî, Tarih’inde onun hakkında cerh ve ta’dile bulunmadan zikretmiştir. Bu rivayet de yine hükmen merfudur.
3- Ebu Muaz dedi ki: “Bize Şeyh Abdullah b. Ahmed en-Nahibî (1428) umumî icazetle; Ömer b. Hamdan el-Mihrasî’den (1368), o; Ebu’n-Nasr Muhammed b. Abdilkadir b. Salih ed-Dimeşkî el-Hatîb’den (1324), o; El-Vecih Abdurrahman b. Muhammed el-Kuzebrî’den (1262), o; Mustafa b. Muhammed eş-Şâmî er-Rahmetî’den (1205), o; Abdulganî b. İsmail en-Nablusî’den (1143), o; En-Necm Muhammed b. Muhammed el-Gazzî’den (1061), o; Babası el-Bedr el-Gazzî’den (984), o; Celaluddin es-Suyutî’den, o; El-Celal İbn Mulakkin’den, o; El-Burhan et-Tenûhî’den, o; Suleyman b. Hamze’den, o; Ziya el-Makdisî’den, o; Ebu Musa el-Medinî’den, o; Ebu Şuca ed-Deylemî’den rivayet etti, Deylemî el-Firdevs kitabında İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan merfuan şu lafızla rivayet etti:
يَأْتِي على النَّاس زمَان يُخَيّر الرجل بَين الْعَجز والفجور فَمن أدْرك ذَلِك الزَّمَان فليتخير الْعَجز
İnsanlar üzerine bir zaman gelir, kişi acizlik ile günahkârlık arasında muhayyer kalır. Kim bu zamana yetişirse acizliği tercih etsin.”[6]
Deylemî’nin İbn Abbas radiyallahu anhuma’ya ulaşan isnadını bulamadım.
Netice olarak Ebu Hureyre radiyallahu anh hadisi şahit ve mutabileriyle sahihtir. Allah en iyi bilendir.


[1] Hakim (4/484, 485) Ahmed (2/278, 447) İshak b. Rahuye (150) Hennad Zuhd (1296) Ebû Ya'lâ (11/287) Nuaym b. Hammad el-Fiten (500, 514) İbn Bişran Emali (57) Beyhakî Delail (6/535) Beyhakî Şuab (6/320)
[2] Darekutni el-İlel (11/215)
[3] El-A’lâî, Camiu’t-Tahsil (s.95) Bkz.: Beyhakî Zühd (236)
[4] Nuaym b. Hammad el-Fiten (515)
[5] Ebu Amr ed-Dânî Sunenu’l-Varide Fi’l-Fiten (241) İbn Ebî Şeybe (8/596)
[6] Deylemi (8673)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)